Başbakan Erdoğan İsrail hükümetine seslendi.
Abone olFilistinli şair Mahmud Derviş'in dizelerini okuyan Başbakan Erdoğan, "Evet ben de diyorum ki, bir Filistin vardı, bir Filistin gene var ve bir Filistin gene olacak'' sözleriyle İsrail'e mesaj yolladı.
Erdoğan özür dilenmedikçe, tazminat ödenmedikçe ve Gazze'ye ambargo kaldırılmadıkça İsrail ile ilişkilerin normalleşmeyeceğini bir kez daha hatırlattı.
''Filistin Büyükelçiler Konferansı''nın açılışında konuşan Başbakan Erdoğan, bütün Filistin halkını ve Filistin davasına gönül veren herkesi burada yürekten selamladığını belirterek, ''Esselamu aleykum ve rahmetullah ve berekatüh'' diye konuştu.
MAVİ MARMARA ŞEHİTLERİNİ TEK TEK SAYDI
Filistin'in gözü yaşlı annelerini, Filistinli babaları, Filistinli çocukları selamladığını ve her birini gözlerinden öptüğünü ifade eden Erdoğan, İstanbul'dan Gazze'ye insani yardım götürürken 31 Mayıs 2010 sabahı uluslararası sularda, uluslararası hukuka da insanlık hukukuna da aykırı bir şekilde İsrailli askerler tarafından katledilen, şehit edilen 9 kişiyi tek tek isimlerini sayarak özlemle yad ettiğini ve bir kez daha Allah'tan rahmet dilediğini kaydetti.
ÜÇ ŞARTI YİNELEDİ
Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
''O fedakar kardeşlerimizin hatıralarını, mesajlarını ve maruz kaldıkları katliamı unutmadık, unutmayacağız. Sözlerimin başında şu gerçeği bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyorum, İsrail, uluslararası hukuka ve her türlü insani değerlere aykırı bu yasa dışı eylemden dolayı resmen özür dilemedikçe, hayatlarını kaybeden vatandaşlarımızın yakınlarına tazminat ödemedikçe, Gazze'ye yönelik ambargoyu kaldırmadıkça, iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesi düşünülemez"
İSRAİL'İN ŞIMARIK UYGULAMALARINA PRİM VERİLİYOR
Ortada her akıl sahibinin kabul etmesi gereken bir gerçek olduğunu vurgulayan Erdoğan, ''Çocukların, kadınların, sivil ve masum insanların hunharca katledilmesinden daha acı, daha büyük bir gerçek yoktur. Her gün bu insanlık dramıyla karşı karşıya kalan Gazze halkının sıkıntılarının bir an evvel giderilmesi için tüm uluslararası camianın harekete geçmesi gerekiyor. Gemilerle gıda götüren insanlar, hangi insani değerler için hayatları pahasına denize açılıyorlarsa, uluslararası örgütlerin de insanlığın vicdanı adına harekete geçmesi gerekiyor. Bakın son dönemde Yunanistan bile yola çıkan gemilere engel oldu. Ama yeri gelince bizi arayıp 'Filistin için biz ne yapabiliriz?' diye soruyor. Bu nasıl bir samimiyet, bu nasıl bir dürüstülük. Başta BM ve ABD olmak üzere, uluslararası çevreler İsrail'in tek taraflı, şımarık uygulamalarına prim vermeye, bu insanlık dışı uygulamalarına gözlerini kapamaya devam ederse, açık söylüyorum, bu suçun bir faili olarak anılmaktan kurtulamazlar'' ifadelerini kullandı.
DOĞU KUDÜS BAŞKENT OLARAK TANINMALI
Erdoğan, AK Parti Hükümeti olarak, 9 yıldır her platformda bölgesel iş birliği için verdikleri mücadelenin büyüklüğünü ve öncülüğünü en iyi Filistinlilerin bildiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Doğu Kudüs'teki Yahudi yerleşim faaliyetlerinin genişleyerek sürmesi, Arapların dini ve kültürel mirasına yönelik müdahaleler, Filistinlilerin evlerinden çıkarılmaları ve özellikle yerleşimciler tarafından şiddete maruz kalmaları, ikamet haklarına ve dolaşım özgürlüklerine getirilen kısıtlamalar, Kudüs'teki Filistin kurumlarının işleyişine izin verilmemesi gibi uygulamalar asla kabul edilebilir değildir. İsrail, Doğu Kudüs'ün, Filistin'in başkenti olduğunu kabul etmesi ve iki halkın barış içinde bir arada yaşamalarını mümkün kılacak şartların ortaya çıkmasına izin vermelidir. Bütün taraflar, uluslararası hukuka ve birbirlerinin haklarına saygı göstermeli, birbirlerinin endişelerini anlamaya çalışmalı ve bu ortak soruna ortak bir çözüm geliştirmelidir."
FİLİSTİNLİLERE BİRLİK OLUN ÇAĞRISI
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Filistinliler kendi aralarında barışı sağlayamadıkça, kendi içlerinde bölündükçe ne Filistin'in ne de Filistin davasına destek veren Türkiye ve Türkiye gibi ülkelerin çağrıları yeterince rağbet görür'' dedi. Tarihi düğümün çözümünün mutlaka birlik olmaktan geçtiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Tarihe geçmenin yolu da birliği beraberliği tesis etmektir. Filistinliler, kendi aralarında barışı sağlayamadıkça, kendi içlerinde bölündükçe ne Filistin'in ne de Filistin davasına destek veren Türkiye ve Türkiye gibi ülkelerin çağrıları yeterince rağbet görür. Her fırsatta ifade ediyorum; kardeşler arasında hesaplaşma olmaz, kardeşler arasında helalleşme olur. Evet, Filistinliler arasındaki bölünmüşlüğün aşılmış olması bizi ziyadesiyle memnun etmiştir. Böylece Filistinli kardeşlerimiz, davalarına karşı uluslararası çevrelerin elindeki son kozu da almış, Filistinlilerin barış görüşmelerindeki konumu çok daha kuvvetlenmiştir.''
FİLİSTİNLİ ŞAİR MAHMUT DERVİŞ'İN ŞİİRİNİ OKUDU
Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin, dost ve kardeş Filistin ile ilişkilerini diğer ülkelere örnek teşkil edecek düzeye getirmekte kararlı olduğunu belirterek, şöyle dedi:
''Filistin gibi Türkiye-Filistin işbirliğinin de parlak bir geleceğe sahip olduğunu düşünüyorum. Şundan emin olunuz ki mücadelenizde asla yalnız değildiniz, değilsiniz ve asla da yalnız kalmayacaksınız. Türkiye ve Türk insanı, her zaman Filistin'in ve Filistinli kardeşlerinin yanında olacaktır. Ben bu düşüncelerle sizlere bir kez daha hoş geldiniz diyor, sözlerimi Filistinli şair Mahmut Derviş'in şu dizleriyle sonlandırmak istiyorum; Nasıl, nasıl, yemyeşil bir portakal ağacı/ Kapanır bir hücreye ya da bir limana/ Nasıl saklanır gurbet elde ve yemyeşil kalır.../ Yazıyorum not defterime: Limanda durakaldım.../ En dondurucu kış kadar soğuk gözler gibiydi dünya/ Doluydu portakal kabuklarıyla ellerimiz/ Ve hep çöl,/ Ve hep çöl,/ Ve hep çöldü ardım.../ Ve ant içerim ki/ Bir mendil işleyeceğim yarına kadar/ Gözlerine sunduğum şiirlerle süslü/ Ve bir cümleyle/ baldan ve öpücüklerden tatlı/ Bir Filistin vardı, Bir Filistin gene var...
Evet ben de diyorum ki, bir Filistin vardı, bir Filistin gene var ve bir Filistin gene olacak.''