Başbakan Tayyip Erdoğan, dünya devletlerini Suriye konusunda zengin enerji kaynakları olmadığı için sessiz kalmakla eleştirdi.
Abone olİNTERNETHABER - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD'li düşünce kuruluşu Atlantic Council'in İstanbul'da düzenlediği Karadeniz Enerji ve Ekonomik Forumu'nun açılışında konuştu. Başbakan Erdoğan ağırlıklı olarak enerji alanına değindiği konuşmasında, Suriye konusunda da Avrupa ülkelerine ağır eleştirilerde bulundu:
"Suriye, enerji kaynakları konusunda yeterince zengin olmadığı için dünyada yeterince izlenmiyor, Libya kadar yankı uyandırmıyor olabilir. Libya'da ölenler ne kadar insansa, ne kadar cansa, Suriye'de öldürülenler de o kadar insan, o kadar candır. Libya için iştahlarını kabartanlar Suriye'deki katliamlar için sessiz kalmaları vicdanlarda tarifsiz yaralar açmaktadır"
Suriye'de ve bölgedeki sorunların lokal değil, küresel olduğuna dikkat çeken Erdoğan, "Bölgede yaşanan trajediyi görmek, çığlıkları işitmek ve akan kanın durması için acilen tedbirler almalıyız" diye konuştu. Erdoğan, Türkiye'nin Suriye ile yalnızca komşu olmadığını aynı zamanda içli dışlı olduğunu vurgulayarak, Şam yönetimine de gerekli adımlar atmamak konusundaki eleştirilerini yineledi.
ENERJİ HATTI GÜVENLİĞİ
Yeterli miktarda, kaliteli ve temiz enerjinin, uygun fiyatlarla ve kesintisiz olarak temin edilmesinin, yani enerji arz güvenliğinin bugün artık her ülke için hayati önem arz etmeye başladığını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Diğer birçok etkenin yanında, enerji arz güvenliği, ülkeler ve bölgeler arasındaki işbirliğini de farklı bir boyuta taşıdı, hatta bunu daha da yoğunlaştırdı. Enerji arz güvenliğiyle ulusal güvenlik, ekonomik bağımsızlık, sürdürülebilir kalkınma ve toplumsal huzurun karşılıklı bir etkileşim içerisinde bulunduğunu teslim etmek durumundayız.
TÜRKİYE'NİN YENİ GÜCÜ NÜKLEER ENERJİ |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye için nükleer enerjinin alternatif bir kaynak olduğunu söyledi ve hükümetin bu konudaki görüşlerini açıkladı: ''Nükleer enerjinin iklim üzerinde artık yeni teknolojilerle herhangi bir olumsuz etkisinin bulunmaması, bu kaynağa yönelmemizin önemli nedenlerinden biridir. Ayrıca nükleer enerjiden faydalanılmaya başlanması, ithal edilen hidrokarbon kaynaklara olan bağımlılığımızın azaltılması yönünde de olumlu bir etki oluşturacaktır. STRES TESTLERİ YAPILACAK Nükleer enerji projelerini yürütürken, uluslararası düzeyde kabul edilen en ileri nükleer güvenlik standartlarını uygularken ve şu ana kadar olduğu gibi bundan sonra da bu alanda ilgili kurumlarla en yakın şekilde işbirliğini sürdürmeye devam edeceğiz. Avrupa Birliği üyesi 27 ülkede yer alan toplam 147 nükleer santrale uygulanmasına karar verilen 'stres testleri'ni ülkemiz de ileride inşa edilecek nükleer santrallerde uygulamayı gönüllü olarak kabul etmiştir. Bu şekilde, diğer uluslararası güvenlik standartlarının yanı sıra Avrupa Birliği'nce tespit edilen güvenlik önlemlerinden de faydalanmayı amaçlıyoruz'' |
Esasen, içinden geçmekte olduğumuz küresel ekonomik kriz, ülkelerin birbiriyle etkileşimini çok net şekilde ortaya koymuştur. Atlantik ötesinde meydana gelen bir ekonomik krizin Avrupa'yı, Avrupa'da oluşan bir krizin Asya'yı etkisi altına aldığını, Avrupa içinde bir ülkedeki sıkıntının tüm Avrupa'da yoğun şekilde hissedildiğini hep birlikte gördük ve görmeye, yaşamaya devam ediyoruz. Asya'nın en uzağındaki bir ülkede yaşanan sorunlar artık zincirleme olarak Avrupa'nın en batısındaki ülkeleri etkileyebiliyor. Ortadoğu sorunu, Kuzey Afrika'daki gelişmeler, dünyanın her köşesinde hissediliyor. Bunu çok açık net yaşadık ve görüyoruz.''
AVRASYA ÇIKIŞI
Erdoğan, Karadeniz bölgesini de içeren Avrasya Bölgesi'nin, petrol, doğal gaz ve maden kaynakları bakımından dünya enerji piyasalarında son derece önemli bir konuma sahip olduğuna işaret ederek, gerek üretici gerek tüketici gerekse transit ülkelerin bir arada olduğu Avrasya Bölgesi'nin, küresel enerji arz güvenliğinin önemli bir unsuru olduğunu vurguladı:
''Enerji kaynakları bakımından zengin bölgeler ile bu kaynakları tüketen bölgeler arasında tabii bir köprü konumunda olan Türkiye, söz konusu kaynakların transitinde de önemli bir rol üstlenmiş durumda. Nitekim ülkemiz, gerek Doğu-Batı, gerek Kuzey-Güney ekseninde birçok stratejik projeye de şu anda ev sahipliği yapıyor''
ORTADOĞU'DA DEMOKRASİ RÜZGARI
Mısır, Tunus ve Libya'nın, acılı, sancılı bir dönemin ardından, yeni ve farklı bir geleceğe doğru yol almaya başladığını anlatan Erdoğan, Yasemin devriminin, hemen ardından Tunus seçimlerinin yapıldığını ve Tunus'ta yeni bir demokratik dönemin başladığını kaydetti.
Bu ay sonu itibariyle Mısır'da seçimler yapılacağını, bu seçimler sonucunda da Mısır'da da halk idaresinin iktidarda yerini bulacağını kaydeden Erdoğan, Libya'nın da, önümüzdeki hafta yeni hükümetini açıklayacağını, Libya'da da yeni hükümetin açıklanmasıyla yeni demokratik sürece geçişin adımlarının atılacağını anlattı.
SURİYE İLE AKRABALIK VURGUSU
Türkiye'nin Suriye ile 910 kilometre sınırı olduğunu, akrabalık ilişkileri bulunduğunu ifade eden Erdoğan, ''Bu kadar içli dışlıyız. İleri derecede dostluk ve arkadaşlıklar geliştirmiş bir başbakanım. Ama insan söz konusu olduğu anda biz her şeyi bir kenara koyarız ve koyduk. Çünkü yaklaşımlarımız karşılığını bulmadı. Suriye'nin refah ve huzurunu, kendimizin, Türkiye'nin refah ve huzuruyla eşdeğer olarak görüyor, bu amaçla acilen huzur ve istikrarın tesis edilmesi için gayret gösteriyoruz'' dedi.
ERDOĞAN, ESAD'A 9 YIL BOYUNCA BUNU SÖYLEMİŞ!
HABERİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN DİĞER SAYFAYA GEÇİNİZ...[PAGE]9 YIL BOYUNCA REFORM ÖNERDİK
Esad yönetimine, son 9 yıllık süreçte, bir an önce reformları gerçekleştirmesi için yoğun öneri ve tavsiyelerde bulunduklarını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
''Çünkü hep bize şunu sordular? 'Siz Türkiye'de ne yaptınız da bu noktaya geldiniz?' Biz de onlara Türkiye'deki demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti yapısını saatlerce anlattık. Hatta 'Gönderin partinizin mensuplarını onlara bizler nasıl bir parti çalışması yapıyoruz anlatalım' dedik. Hatta kısmen de bunu yaptılar ama devamlılık arz etmedi. Reformların sağlıklı ve hızlı yapılması için geçmişte Suriye yönetimiyle samimi işbirliğimiz maalesef karşılık bulmadı. Ne var ki, reformlar geciktirildiği gibi, verilen sözler tutulmadı ve toplumdan yükselen tepkiler dikkate alınmadı. Şu anda da, sadece Türkiye'nin değil, birçok ülkenin ve Arap Ligi başta olmak üzere birçok kuruluşun uyarılarına rağmen, Suriye'de maalesef kan akmaya devam ediyor.
Biz, Türkiye olarak, barışçı ve çözüm üretici uyarılarımıza devam ediyoruz. Suriye'nin istikrarını, bölgenin istikrarıyla eşdeğer olarak görüyor, bölge ülkelerine de konuya hassasiyet göstermeleri noktasında çağrılarımızı yapıyoruz. Suriye halkıyla bizim ayrı düşmemiz söz konusu değil.''
TÜRKİYE TERÖR KONUSUNDA YETERLİ DESTEĞİ ALAMADI
Başbakan Erdoğan, Suriye ile birlikte bölgesel istikrar ve enerji arz güvenliği noktasında önemli olan bir başka konunun da Irak'tan Türkiye'ye yönelen terörist saldırılar olduğunu belirtti.
Türkiye'de ekonomik büyüme istikrarlı şekilde seyrederken, demokratikleşme noktasında ciddi ve tarihi nitelikte adımlar atılırken, eş zamanlı olarak terörist saldırıların da yoğunlaştığını kaydeden Erdoğan, ''Ne yazık ki, terörle mücadele konusunda da Türkiye dünyadan yeterli desteği alamadı. Terörün gerçek yüzü noktasında diplomatik çabalarımızdan sonuç alsak da, bazı Avrupa ve bölge ülkelerinin bu hassasiyetleri paylaşmadıklarını görüyoruz. Bu toplantı vesilesiyle, Türkiye'ye yönelik terörist saldırıların, insani boyutla birlikte bölgesel ekonomi ve enerji arz güvenliğine ciddi bir tehdit teşkil ettiğini hatırlatmak isterim'' diye konuştu.