Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ''Çevresindeki her ülkenin hakkı olan Akdeniz'in zenginliklerinin üzerine adeta çökme çabası tam bir modern sömürgecilik örneğidir. Artık bu gölge oyunundan bıktık.'' dedi.
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adli Yıl Açılış Töreni'nde gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle;
- Kendilerini büyük, güçlü, müreffeh, yenilmez gören devletlerin zalimliklerini örtmeye, artık siyasi ve diplomatik laf cambazlıkları yetmiyor. Demokrasiye, güvenliğe ve refaha belli toplumların sahip bulunduğu, diğerlerinin onlara hizmet dışında önem taşımadığı çarpık anlayış artık ifşa olmuştur.
''Gölge oyunundan bıktık''
- Artık bu gölge oyunundan bıktık. Kendine bile hayrı olmayan bir devleti, Türkiye gibi bölgesel ve küresel bir gücün önüne atıp yem etmeye çalışmak, artık komik kaçmaya başladı. Türkiye'yi 780 bin kilometrekarelik devasa büyüklüğüne bakmadan, 10 kilometrekarelik bir ada üzerinden kıyılarına hapsetme girişimi, haksızlığın ve adaletsizliğin en açık ifadesidir.
''Modern sömürgecilik örneğidir''
- Çevresindeki her ülkenin hakkı olan Akdeniz'in zenginliklerinin üzerine adeta çökme çabası, tam bir modern sömürgecilik örneğidir. Husumet cepheleri ne kadar birleşirse birleşsin, Türkiye'nin yükselişini durduramayacaklardır. Doğu Akdeniz'deki, Ege'deki faaliyetlerimizin özünde hak ve adalet arayışı vardır.
''Amacımız, güven veren ve erişilebilir bir adalet sistemi''
- Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yasama, yürütme ve yargı arasındaki güçler ayrımını güçlendirdi. Güçler ayrımını modern demokrasilerdeki netliğe kavuştu. Yargı, yaptığımız reformların en yoğun şekilde yaşandığı alanların başında geliyor. Amacımız, güven veren ve erişilebilir bir adalet sistemini, tüm kurum ve kurullarıyla tesis etmektir. Cinsel şiddet mağduru çocuk ve kadınlar için özel görüşme odaları kullanılmasını zorunlu hale getirdik.
İnsan Hakları Eylem Planı
- Halen çalışmaları süren İnsan Hakları Eylem Planı'nı bu yıl içinde neticelendirmek istiyoruz. Bu planın hayata geçmesiyle, ülke içinde ve uluslararası alanda maruz kaldığımız pek çok sıkıntıyı çözeceğimize inanıyorum. Adaletin tüm kurum ve kurallarıyla işlemesini temin için yaptığımız reformları önümüzdeki dönemde de sürdüreceğiz.
''Devlet üzerine düşeni yapmıştır''
- İstanbul Barosu'na asılan pankartın, şehidimizin (Savcı Mehmet Selim Kiraz) kemiklerini sızlatmanın ötesinde anlamları olduğunu düşünüyoruz. Diğer kurumlarda terör örgütleriyle böylesine içli-dışlı olan kişiler nasıl mesleklerinden men edilebiliyorsa, avukatlar için de böyle bir yöntemin gerekip gerekmediği tartışılmalıdır. Şehit savcımız Mehmet Selim Kiraz'ı katleden terör örgütü mensuplarına destek için açlık grevine giden avukatları bu kararlarından vazgeçirmek için, devlet üzerine düşeni yapmıştır.
''Kanlı yolun önünü kesmek için gerekeni yapacağız''
- Hakimin, savcının, polisin, askerin yapamadığını, kamusal bir vazife icra eden avukat da yapmamalıdır. Yargının hiçbir unsuru, herhangi bir ideolojinin emrine giremez. Yargının tek ideolojisi adalet olmak zorundadır. Bir adalet kurumu olması gereken kimi baroların, terör örgütlerinin arka bahçesi, propaganda aracı, yasa dışı faaliyetlerinin kılıfı haline dönüşmesi çok acıdır. Önümüzdeki dönemde avukatlıktan teröristliğe uzanan bu kanlı yolun önünü kesmek için gerekeni yapacağız.
''Teröristin avukatlığını yapanın da teröristliğe soyunması mümkün değildir''
- Uyuşturucu baronunu savunan avukat uyuşturucu tüccarlığına, katili savunan avukat cana kast etmeye, hırsızı savunan avukat hırsızlığa kalkışmıyorsa, teröristin avukatlığını yapanın da teröristliğe soyunması mümkün değildir."