Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, muhtarlarla yaptığı konuşmada, "Sen artık tek adamsın" diyen Demirtaş'a yüklendi, "Kendini bil, haddini bil, neslini bil"
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde muhtarlarla biraraya geldi. Türkiye'de Kürt sorununun artık çözüm sürecine girdiğini belirten Erdoğan, "Artık Kürt sorunu yok, Kürt kardeşlerimin sorunu var" dedi. "Sen artık tek adamsın" diyen HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'a da seslenen Erdoğan, "Kendini bil, haddini bil, neslini bil" dedi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde muhtarlara hitap eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, muhtarların nevruz ve baharını tebrik etti. Türkiye'nin yaşadığı sorunların bize ait olmayan, ama bize enjekte edilen sorunlar olduğunu belirten Erdoğan, "Ne yazık ki istikrar istemiyorlar, daha çok kan akması için ellerinden geleni yapıyorlar" dedi.
SÜNNİLERİN, ŞİİLERİN AKLI YOK MU?
"Bu coğrafyada emredildiğimiz gibi kardeşçe yaşayabilsek, kimse bizimle başedemez" diyen Erdoğan, "Sünnilerle şiiler kavga etse, dışardakiler bundan faydalanır. Sünnilerin, şiilerin aklı yok mu? Bir takım barbar örgütlerin yaptıkları onlara değil, onları kukla gibi oynatanlara faydası oluyor. Ama bu terör örgütündekilerin hiç aklı yok mu?" dedi.
Suriye lideri Esed'i de eleştiren Erdoğan, "Akledilmediği için 350 bin kişiyi öldüren insanı mazur görebiliyorlar. İnanın ne sünni kazanıyor ne şii. İnanın ne Kürt kazanıyor, ne de Türk. Kazanansa müslüman kardeşleri birbiriyle çatıştıranlar oluyor.
TÜRKLERİN YEGANE DOSTU KÜRTLER, KÜRTLERİN YEGANE DOSTU TÜRKLER
"Türklerle Kürtlerin kardeşliği öyle sıradan öyle pamuk ipliğine bağlı bir kardeşlik değildir" diyen Erdoğan şöyle konuştu:
"Biz Malazgirt savaşında Kürt kardeşlerimizle omuz omuza savaştık. Haçlı savaşlarında omuz omuza savaştık, Selahattin Eyyübi'nin ordusunda Nurettin Zengi'nin ordusunda aynı davanın neferleri olarak bir olduk, birbirimizle ebediyen kardeş olduk. 100 yıl önce Sarıkamış'ta dedelerimiz birlikte şehit olduk. Kut-ul Amare savaşında birlikte öldük. Aynı sofraya oturduk, kız aldık, kız verdik. Sadece aynı toprağı değil, bu coğrafyada aynı kaderi paylaştık. Yaklaşık 1000 yıldır bu topraklarda kürtlerin yegaene dostu Türkler, Türkelir de yegane dostu Kürtler olmuştur"
KÜRT SORUNU YOKTUR BU ÜLKEDE SADECE KÜRTLER YOK
2005 yılında "Kürt meselesi benim meselemdir" dediğini de hatırlatan Erdoğan, "O gün sorunları reddeden anlayışın üzerini çizdik. O gün inkar politikalarını elimizin tersiyle ittik. O gün asimilasyonu tarihe havale ettik. Red inkar ve asimilasyonun son bulmasıyla birlikte, yani devletin çözüm sürecine girmesinden sonra Kürt sorunu artık geçerliliğini yitirmiştir. Ben Kürt sorunu yoktur dediğimde başka yerlere çekmeye çalışıyorlar. Türkiye'de artık Kürt sorunu yoktur, Kürt kardeşlerimin sorunları vardır. Bu başka bişey, yatıp kalkıp kürt sorunu şöyle kürt sorunu böyle, kardeşim bana bırak bu işi söylemeyi, kürt kardeşimin sorunu varsa onu getir. Türk kardeşimin de sorunu var, Arnavudun da Lazın da var, Zazanın da var. Bu sorunları gidermek için çalışacağız. Ayırım yapmayacağız. Sanki Kürt sorunundan başka mesele yok. Bu ayırımcılıktır. Bu nüans son derece önemli. Reddin inkarın ve asimilasyonun olmadığı ortamda, Kürt sorunu kavramını kullanmak, açıkça bir haksızlıktır. Bu ülkede sadece kürtler yok. 36 ayrı etnik unsur var. Hepsini Türkiye vatandaşı kimliği altında topladık"
İthal kavramlarla yola çıkanlar, doku uyuşmazlığı yaşarlar. Doğu ve güneydoğu illerinde çok önemli bir tehdit var, hem terör örgütü hem de onun gölgesinde siyaset yapan parti kendi dünya görüşünü dayatarak onlara yaşatmaya çalışıyor. Onların kavramları asla bu millete ait değildir. Ortadoğunun yiğit imanlı insanları olan Kürt kardeşlerimi kendi değerlerine aykırı davranmaya sevkeden her hareket bu insanlara ihanettir.
YARADILANI SEVERİM YARADANDAN ÖTÜRÜ
Benim kürt kardeşim, bu tuzağa düşemez, düşmemelidir. Şahsen tüm hayatım boyunca, farklı etnik unsurlara bakışım çok net olmuştur, 'Yaradılanı severim, yaradandan ötürü' Benim ilkem budur. Benim dünyaya, ülkeme, milletime bakışımdaki zaviye budur.
Bundan 40yıl önce de insana bu zaviyeden bakıyordum, elhamdulillah bugün de bu zaviyeden bakıyorum. Bu bakış açısı bu toprakların özüdür, ruhudur, mayasıdır. Kim ki etnik unsurları bir farklılık bir ayrışma, bir husumet vasıtası olarak kullanıyorsa, en başta bu topraklar üzerinde bin yıllardır muhafaza edilen kardeşliğe ihanet içindedir.
Hiçbir zaman tehditlere telkinlere saldırı ve sabotajlara aldırış etmedik. Terör bizi tehdit etti, boyun eğmedik. Nice darbe girişimi, hepsi özellikle Kürt kardeşlerimin sorunlarının çözümünü engellemek için sahnelenmiştir, ama biz hiçbirine eyvallah etmedik.
BİZİM POLİTİKAMIZI TERÖR BELİRLEYEMEZ
Bizim politikalarımızı terör belirleyemez. Bizim istikametimizi, darbe tehditleri belirleyemez. Bizim politikamızı sadece milletimiz belirledi, bundan sonra sadece milletimiz belirler. Kürt kardeşlerimize bakışımızla 40 yıl önce neredeysek bugün de oradayız. Bizde hiç kırıklık göremezsiniz, 40 yıl önce ne dediysek bugün de aynısını söylüyoruz. Söylediğimz çok nettir, türk kürt arap çerkez, boşnak, arnavut, laz bütün etnik unsurlar, Türkiye cumhuriyetinin vatandaşları olarak birdir, birbirine eşittir, birlikte Türkiye'dir. Ne terör ne de çeteler, uluslararası çeteler, ulusal paralel çeteler bize istikamez veremet. Bu meseleye başımızı koyduk, kefenimizle yola çıktık. Bu yolda baldıran zehiri içmek gerekiyorsa onu da içeriz dedik"
TERÖR ÖRGÜTÜ SİLAHI BIRAKACAK
"Terör örgütü silahları bırakacak, söyleyecek sözü varsa bunu siyaset arenasında söyleyecek" diyen Erdoğan, "Sıkılı yumruklarla hiçbir sorun çözülemez. O silahları bırakmadığınız sürece çözüme zerre kadar katkınız olmaz" dedi.
Bir yıl önce nevruzda yine silahların bırakılmasının konuşulduğunu anlatan Erdoğan, "Ben uygulamaya bakarız demiştim. Şimdi de uygulamayı görelim diyorum. 30 Mart seçimlerinde tehditlerle bu iş yürüdü, cumhurbaşkanlığı seçimleri tehditlerle yürüdü. Artık halkımızı kurtarmak zorundayız. Halkımız milli iradesini serbestçe kullanmak zorundadır. Burada da muhatabım asla terör örgütü değildir, terör örgütünün vesayetinde kendisini kurtaramayan o siyasi partiye yapıyorum. Eğer çözüme katkı sağlamak istiyorlarsa, önce silahların tasallutundan kurtulacaklar"
UTANMADAN SIKILMADAN...
"Milleti sokağa davet eden kimdi?" diye soran Erdoğan, "Şimdi çıkmışlar, utanmadan sıkılmadan cumhurbaşkanı çözümün karşısında diye tezvirat yapıyorlar. Cumhurbaşkanı çözümün yanında mı karşısında mı geriye dönüp 12 yıllık döneme bakıp söylersin. Kardeşlerim, Kürt demek yasaktı bu ülkede. Kürtçe şarkı türkü yasaktı. sokakta kürtçe konuşmak yasaktı. Anne evladıyla cezaevinde Kürtçe konuşamıyordu. Bölgede seyahat etmek, yaylaya mezraya gitmek yasaktı. Öğretmen okul, hastane doktor yoktu. Bunların hepsini biz çözdük. 2002 yılında bölgedeki kanaat önderleri 'Olaganüstü hali kaldırın yeter' dediler. O zaman başbakan sayın Abdullah Gül'dü, iki ayda kaldırıldı.
UCUZ KAHRAMANLIK SEVDALILARI
"Kim çözümde yanımızda olursa onunla yürürüz" diye konuşan Erdoğan, güvenilmezlikleri defalarca ispatlanmış olanlarla asla yol yürümeyeceklerini söyledi.
Çözüm süreciyle ilgili itirazlarını da anlatan Erdoğan şöyle konuştu:
"Eğer itiraz ediyorsam, eğer bazı yanlışlara itiraz ediyorsam, bunu bugüne kadar yakından bilen biri olarak söylüyorum. Paralel yapılanmaya dikkat çekerek söylüyorum. Bir şeye daha dikkati çekiyorum, paralel devlet yapılanmasının özellikle bizlere yönelttiği çağrılara bakarsanız, işte bunlar nerelerle nasıl paslaştığını gayet iyi bir şekilde ortaya koyuyor. Eğer eleştiriyorsam bunu ülkem adına, milletim adına, çözüm adına kardeşlik adına yapıyorum. Dert adamı söyletir. Bu ülkenin ve bu milletin derdini sızısını içimizde hissettiğimiz için söylüyor, yol göstermeye çalışıyoruz. Meselesi ikbal olanlar, koltuk olanlar bizi anlayamaz. Ucuz kahramanlık sevdalıları bizi anlayamaz. Şahsi meseleleri işin içine katmadan, hükümetimizle bu işi çözemceğiz. Muhalefet bu işe katkı sağlayacaksa buyursun sağlasın. Ama kimse şahsi hırslarını ideoljik saplantılarını, çatışma senaryolarını çözüm sürecinin önüne katmasın.
SELAHATTİN DEMİRTAŞ'A "NESLİNİ BİL"
Çözüm sürecinin kendi sorumluluğunda başladığını ve bu süreçle ilgili değerlendirme yapma hakkı olduğunu belirten Erdoğan, İstanbul'da yapılan Nevruz kutlamasında "Türkiye'de tek adam benim' diyenlere aldanmayın. Evet sen teksin ve yalnızsın, tek kalmaya devam edeceksin" diyen Selahattin Demirtaş'a cevap verdi
"Birileri çıkmış, Artık tek adamsın, yanında kimse yok diyor. Ya bunlar çok zavallı yaa. Ya ben cumhurun başkanıyım, ben bu miletin başkanıyım. Büyüklerimizin güzel bir lafı var. Kendini bil, haddini bil, neslini bil. Ama bunlarda hiçbirisi yok"