BIST 9.486
DOLAR 34,56
EURO 36,12
ALTIN 2.999,13
HABER /  POLİTİKA

Erdoğan'dan BM'de çok sert sözler!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM'de konuştu Gazze ve Mısır için çok sert konuştu.

Abone ol

Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu'ndaki beklenen konuşmasını yaptı. Genel Kurul'da Türkiye'yi Cumhurbaşkanı olarak ilk kez temsil eden Erdoğan, İsrail ve Mısır'a yüklendi, Birleşmiş Milletler'in çocuklara yönelik katliama sessiz kaldığını söyledi.

Eşitsizliğin ve güvensizliğin BM'nin uygulamalarından kaynaklandığını ve bunun da terörü beslediğini söyleyen Erdoğan, laf etmenin zamanı geçtiğini ve gerekli adımların atılmasını beklediklerini kaydetti.

Erdoğan, BM Genel Kurulu'nda konuştu. Mısır'da ve Suriye'de yaşanan insanlık dramına karşı çıkan ülkelerin, bazı kesimler tarafında terör safında gösterilmeye çalışıldığını söyleyen Erdoğan, Türkiye olarak bu konudaki itirazlarını sürdüreceklerini açıkladı. Erdoğan Genel Kurul'da şöyle konuştu:

"Ortada bütün insanlığı, elbette Birleşmiş Milletler'i ilgilendiren bir konu vardır. Çocukların öldüğü bir dünyada barış yoktur. Sadece geçtiğimiz yıl 5 yaşın altında 6 milyon çocuk hayatını kaybetti. Suriye'de yine binlerce çocuk öldü.

"GAZZE'DE ÇOCUKLAR KATLEDİLDİ"

Bu yıl içerisinde Gazze'de ölüm saçan silahların hedefi olarak 490 çocuk katledildi, 3 bin çocuk yaralandı. Yani dünyanın gözü önünde, sahilde oynayan, parklarda koşuşturan, en güvenli yer bildikleri annelerin kucağına saklanan çocuklar acımasızca katledildi. Gazze'deki katledilenlere ses çıkaranları sustarmak için bir takım yaftaların kullanıldığını görüyoruz.

byu3lcrigae-kje.jpg

"MISIR'DA DARBEYE SESSİZ KALMAK"

Mısır'da demokrasinin katledilmesine ses çıkaranlar anında teröre destek vermekle suçlanıyorlar. Basın özgürlüğünü savunanlar, Gazze'de öldürülen gazetecilerin dramı gözlerden kaçmıyor.

Masum insanların alçakça katledilmesini, halkın oylarıyla gelenleri darbe yoluyla indirilmesine sessiz kalanlar bu insanlık suçuna alenen ortak olmasıdır. Bu çifte standart ciddi bir güvensizlik oluşturmaktadır. Şu anda çatısı altında bulunduğumuz Birleşmiş Milletler'e duyulan güvensizlik duygusu milyonlarca insanı umutsuzluğa sokmaktadır. Terörün de nedeni işte bu güvensizlik duygusudur."

"LAF ZAMANI GEÇTİ"

Irak’ta yaşanan kriz ülkem Türkiye başta olmak üzere bütün bölge ülkelerini etkilemektedir. Barış, huzur ve kardeşlik için Türkiye, Irak halkının yanında olmaya devam edecektir. Suriye meselesi de sınırları aşmaya başlamıştır. Bağımsız bir Filistin devletinin kurulması da insani bir sorumluluktur. Artık icraata ihtiyacımız var. Laf zamanı olmaktan bu iş geçmiştir. Bir günde yüzlerce, binlerce insanın öldürüldüğü bir dünyada bizim konuyu konuşuyor olmamız da soru işaretlerini arka arkaya getirmektedir. Daha fazla insan ölmeden Birleşmiş Milletler ağırlığını sorunlara koymalıdır. Dünya, 5’ten büyüktür. Güvenlik Konseyi’nin Birleşmiş Milletler’i etkisiz hale getirmesi küresel vicdanın kabul edebileceği bir şey değildir. Tüm alınan kararlar bir ülkenin iki dudağı arasındadır.”

DARBEYİ YAPAN MEŞRULAŞTIRILIYOR
 
İki bin kişi ölüyor, kimyasal silahlarla. Konvansiyonel silahlarla 200 bin kişi ölüyor. İki bin kişinin ölmesini suç telakki eden bir zihniyet, 200 bin kişinin ölmesini suç telakki etmiyor. Bu nasıl bir anlayıştır? Canlıların ölümüne neden olan her türlü silahın kullanılması suçtur. Mısır’da halkın oylarıyla seçilmiş iktidar darbeyle indirilirken Birleşmiş Milletler’de ülkeler bulunu izliyor ve darbeyi yapan meşrulaştırılıyor. Birleşmiş Milletler doğruyu savunma konusunda çok daha cesur olmalıdır. Din adına terör kavramını hiçbir şekilde onaylamıyor, böyle bir kavramın dinlere saygısızlık olduğuna inanıyorum. İslam ile terörün yan yana kullanılması inciticidir. Türkiye olarak bölgemizde barış ve refahın tesis edilmesi için yoğun bir gayret içindeyiz. Hiçbir ülkenin içişlerine karışmıyor, toprak bütünlüğüne saygı duyuyoruz.

1.5 MİLYON MÜLTECİ TOPRAKLARIMIZDA
 
Suriye’yi terk etmek zorunda kalan 1,5 milyon kişiyi topraklarımızda ve çok büyük oranda kendi imkanlarımızla barındırıyoruz. Peki dünyadan size ciddi bir destek geliyor mu? Maalesef hayır. Suriyeli mülteciler için kullandığımız kaynak bugün 3,5 milyar doları aşmış durumdadır. 2,5 milyon mülteci de diğer bölge ülkelerinde var. Buna mukabil şimdi soruyorum, zengin ve güçlü Avrupa ülkeleri sadece 130 bin Suriyeliyi kabul etmiş durumda. Suriye krizi giderek bölgesel ve küresel bir sorun haline gelmiştir. Buna ilgisiz kalınması artık mümkün değildir. 500 yıl önce Avrupa’dan kovulan Musevilere sahip çıktığımız gibi bugün de dinlerine, mezheplerine, ırklarına bakmadan herkese yardım eli uzatıyoruz. Türkiye, milli gelirinin binde 21’ini insani yardımlara ayırarak dünyanın en cömert ülkesi oldu. Türkiye teröre destek veren, göz yuman bir ülke değil, bilakis terörle mücadele eden bir ülkedir. Zira 30 yıldır terörden çok çekmiş bir ülkeyiz. Şahsım antisemitizmin bir insanlık suçu olduğunu ilan eden dünyada istisna siyasilerdendir ama aynı şekilde islam ile terörün bir arada anılmasının da insanlık suçu sayılması gerekmektedir. Bu idealler çerçevesinde her ülkeyle yolumuz ortaktır ve işbirliği yaparız. Esasen insanlığın bugün arzuladığı da budur. Bu arada Türkiye’nin Güvenlik Konseyi Geçici Üyeliği için desteklerinizi beklediğimi söylüyor, Türkiye’nin en kalbi selamlarını ve barış mesajlarını iletiyorum.”