Başbakan Erdoğan, BDP'lilerin PKK ile işbirliği yaptığını iddia etti
Abone olBaşbakan Erdoğan, dün günün son durağı olan Mardin'de konuştu. Eşi Emiine Erdoğan ve beraberindeki heyetle birlikte Mardin'e giden Erdoğan, partisince düzenlenen mitinge katıldı. Yenişehir'de BDP'yi hedef alan Erdoğan, bağımsızların PKK ile işbirliği yaptığını iddia ederek, bölge halkından tehditle oy topladığını söyledi. Muhalefetin de BDP ile kol kola girip siyaset yaptığını ifade eden Erdoğan, ayrımcılık yapmadan hizmet ettiklerini söyledi.
Başbakan Erdoğan, partisinde Mardin'de düzenlenen mitinge katıldı, hem muhalefeti hem de BDP'yi yerden yere vurdu. Erdoğan, Yenişehir semtinde düzenlenen mitingdeki konuşmasına, Mardin'in bütün ilçelerine sevgi ve saygılarını yollayarak başladı. Mardin'e 6 ay önce geldiğini, 78 farklı eserin resmi açılışını yaptığını, eğitimden sağlığa, ulaştırmaya, belediye hizmetleri, KÖYDES gibi bütün projeleri Mardinlilerle bütünleştirdiğini kaydeden Erdoğan, ''Mardinli kardeşimin ufkunu açacak 78 eseri, hizmeti sizlerle buluşturduk'' diye konuştu.
''BAĞIMSIZLAR, BDP SIRTINI NEREYE DAYIYOR''
Yıllarca ihmal edilen Mardin'i yeniden canlandırmak için var güçleriyle çalıştıklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
''Mardinli kardeşim ben Türkü de Kürdü de seviyorum. Bizde ayrım yok. Fakat Kürdün temsilcisiyim diyenin benim Kürt kardeşlerime kazandırdığı ne var söyler misiniz? Söyler misiniz ne kazandırıyor? Kürtler adına ortaya çıkan bağımsız adaylar var. Allah aşkına şu Mardin'e ne kazandırdılar? Söyler misin? Okullarınızı, Hastanelerinizi, yollarını mı yaptılar? Size iş ve aş mı buldular? Ne yaptılar? Şimdi hangi yüzle gelip oy istiyorlar. Ne yapacağız diyorlar. Kardeşlerim bu ülkede artık ret, inkar ve asimilasyon politikaları yoktur. Biz tüm kardeşlerimizi vatandaşlarımızı yaradan da ötürü sevdik, seviyoruz.
Kardeşlerim şunu bilesiniz; bugün bu bağımsızlar bu BDP sırtını nereye dayıyor? Nereye? PKK terör örgütüne dayıyor. Öyle mi? Oyu nasıl alıyorlar? Tehditle, korkutarak. Öyle mi? Esnafın kepenklerini kapattırıyorlar. Yoksa esnaf kepenk kapatır mı? Ama tehditle kapattırıyor. Sevgili kardeşlerim işte 12 Haziran bütün bu tuzakları ve tezgahları bozma günüdür. Mardin buna hazır mı? Mesele bitmiştir. Bizim kardeşliğimiz ve dayanışmamız hiçbir şeyle izah edilemez. Çok önemli adımlar attık her alanda."
''BDP'NİN SEÇİM BÜROLARINDAN, ÇADIRLARINDAN MOLOTOFLAR ÇIKIYOR''
Erdoğan, yoksulluktan beslenen, yoksulluğu istismar eden parti olmadıklarını, yoksulluğu azaltan bir parti olduklarını ve iktidara geldiklerinde 19 milyon olan yoksul sayısının 12 milyon 715 bine indiğini belirterek, ''Bay Kemal bunu istismar ediyor. Bay Kemal 12 milyon 715 bini söylerken buraya 19 milyondan geldik. Bir de bunu söyle. Bunu söylemiyor. Değmez, değmez, hiç yormayın kendinizi ne gerek var. Sandıkta, sandıkta'' dedi.
Kardeş acılarını, gençlerin kanını, anaların gözyaşlarını oya tahvil etme çabasında olan vicdansızlardan olmadıklarını, kanı, gözyaşını durdurmak için çırpınan bir iktidar olduklarını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Seçim sürecine girdiğimiz andan itibaren terör örgütü ve BDP şiddetin dozunu artırdılar. AK Parti'yi hedef alarak şiddetten medet ummaya başladılar. Cizre'de 13-14 yaşındaki imam hatipli yavruların kaldığı yurdu, ne günahı vardı o yavruları yaktılar. Molotoflarla yaktılar. Yine Cizre'de büyük Kürt alimi Melayi Ciziri'nin türbesinin tahrip ettiler. Diyarbakır'da bir kez daha imam hatipli çocuklara saldırılar. Çıktı içlerinde malum İmralı'daki Kürtlerin dini Zerdüştlüktür dedi. Son zamanlarda biz Hristiyanlığa daha yakınız dedi. Aynen bakın oturmuş omurgalı bir yapıları yok. İstikamet yok, Kürtler kılıç zoruyla Müslüman olmuş dedi. Benim Kürt kardeşlerime hakaret ettiler. İstanbul'da barış, demokrasi diyen, mağduriyet kisvesi altında oy toplamaya çalışan bağımsız adayların seçim bürosundan molotoflar çıkıyor.
''BİZ SORUNU ÇÖZDÜKÇE, BUNLAR KIŞKIRTMAYI, TAHRİKİ ARTIRIYOR''
Başbakan Erdoğan, taşın, molotofkokteylin çocukların eline verildiğini, amaçlarının çocukların üzerinden istismar siyaseti yapmak olduğunu, eser, hizmet, siyaseti konuşamadıklarını ifade ederek, şöyle konuştu:
''Bakın ellerinde belediyeler var değil mi? Yaptıkları hizmetleri biliyor musunuz? Pislikten geçilmez, altyapı yok, dökük rezillik. Paran mı gelmiyor senin? Paranı alıyorsun, paranı aldığın halde hizmet vermiyorsun. Dert başka, dert hizmet değil, istismar siyaseti. Kardeşlerim, Kürt annelerinin, Türk annelerinin, Arap annelerinin gözyaşı üzerinden siyaset üretmenin mücadelesi içerisindeler. Biz sorunu çözdükçe, bunlar kışkırtmayı, tahriki artırıyor. Biz yasakları kaldırdıkça, millete baskıyı bunlar yapmaya başlıyor. Özgürlük alanı genişledikçe, bunlar özgürlüğü istismar edip, benim Kürt kardeşime, Arap kardeşime, faşistçe baskılar uyguluyor.
CHP,MHP VE BDP KOL KOLA
Erdoğan, Türkiye'de bu yaşananların sorumlusunun CHP olduğunu, Kürt meselesinin patentinin CHP'ye ait olduğunu, BDP'nin CHP ile kolkola girdiğini kaydederek, şu değerlendirmede bulundu:
''MHP ile de kolkola siyaset yapıyorlar. Çünkü, bunların üçü de statüko partisi, bunların üçü de değişimden korkuyor, bunların üçü de seçimden korkuyor. 12 Haziran'da sandığa gidelim ve bunlara gereken dersi verelim diyorum. Elinizi vicdanınıza koyun ve sandıkta bunlara gereken cevabı verin. Hiç korkmayın, korkunun ecele faydası yoktur, bunu unutmayın. Güvenlik güçlerimiz her türlü tedbiri almış vaziyette ve alacaktır. Sandığa güvenle gidin, oyunuzu vicdanınızla kullanın. İnsan ömründe bir kez ölür ama, bunlar bin kez ölecekler unutmayın. Dağıtılan bildirilere, savrulan tehditlere, sizi sindirmek için yapılan baskılara boyun eğmeyin. CHP, MHP ve BDP'nin kurduğu oyunu, kurduğu tezgahı gelin 12 Haziran'da hep beraber altüst edelim.
Siz bütün baskılara rağmen, tehditlere rağmen, zorbalığa rağmen 12 Eylül'de sandığa gittiniz ve yüzde 93.5 'evet' dediniz. Şimdi de sandığa ve yeni bir anayasa için, hak ve özgürlükler için, ileri demokrasi için 'AK Parti' diyin, 'Büyük Türkiye' deyin. Değişim için AK parti, çözüm için, kardeşlik için, dayanışma için bir kez daha AK Parti diyin, oyunuza sahip çıkın. İradenize sahip çıkın, onurunuza sahip çıkın. Geleceğinize sahip çıkın. Bu çocuklar bizim, bu gençler bizim, yavrularımızın geleceği için sandığa gidin. Yavrularımızı dağlara kaçıranlara karşı sandığa gidin. Onun için duruşunuz önemli, onun için duruşumuz önemli.''