Başbakan Recep Tayyip Erdoğan AİHM konulu toplantıda konuştu.
Abone olGemi kaçırıp yolcuları rehin alan bombalı teröriste sahip çıkan BDP'li vekiller, Başbakan Erdoğan'ın hedefindeydi.
"AİHM'in Türkiye kararları, sorunlar ve çözüm önerileri" konulu konferansta konuşan Erdoğan, BDP ve PKK'yı eleştirdi. Güvenlik ve özgürlük dengesinin korunacağı sözünü bir kez daha tekrarlayan Erdoğan, Avrupa'yı PKK'ya göz yummakla suçladı. İşte o konuşmadan öne çıkan satır başları:
DAHA İLERİYİ KOVALAMAK DURUMUNDAYIZ
-Biz yeni adımlar atarken çeteler bürokratik oligarşi ve en çok da statüko ile mücade ettik. Demokratikleşme de hak ve özgürlükleri geliştirme de nihayete erecek süreçler değildir. Dün ileri dediğimiz standartlar bugün yetersiz kalabiliyor. Her zaman daha iyiyi ve daha ileriyi kovalamak durumundayız.
DEVLET DEĞİL İNSAN ÖNCELİKLİ ANLAYIŞ
-AK Parti iktidarı olarak bizim temel felsefemiz 'insanı yaşat ki, devlet yaşasın' anlayışına dayanmaktadır. Bu çerçevede insanı merkeze yerleştirerek, insana hizmeti devletin de siyasetin de temel gayesi olarak görüyoruz. Artık devlet öncelikli değil, insan öncelikli bir anlayış ülkemizde hakimdir.
ÇOCUKLARA SALDIRIYORLAR
-Ben, Türkiye'nin kendine has şartları var demiyorum. Anayasa ve yasalar konusunda enkaz devraldık da demiyorum. Mazeret üretmek niyetinde asla değilim. Ama dikkat ediniz, Türkiye'nin karşısında, güvenlik güçlerine acımasızca saldıran, sivilleri hedef alan, çocuklara dahi kasteden, hatta en son, hamile bir kadını öldürerek, doğmamış bebeğini katleden bir terör örgütü var. Daha birkaç hafta önce, kanlı terör örgütü, bir canlı bombayla sokak ortasında patlatarak, bir anneyi 3 çocuğunun gözleri önünde katletti.
KAHRAMAN İLAN EDİLİYOR
-Siyasi partilerimiz, maalesef terörle mücadeleye destek olmak yerine, teröre destek vermek ya da iki taraflı aşırı milliyetçi politikaları körüklemek gibi tercihlerin içine girdi. Bir terörist bomba tehdidiyle feribot kaçırıyor, onlarca insanın yaşamını tehdit ediyor. Bu terörist operasyonla etkisiz hale getirildikten sonra bir siyasi parti, çıkıyor teröristi kahraman ilan ediyor.
SİLAHI MEŞRU YÖNTEM GİBİ TAKDİM ETME
-Silahı, şiddeti, terörü meşru bir yöntem gibi takdim etme anlayışının, demokrasiyle, hukukla ve en temel insani değerlerle bağdaşmayacağı gerçeğini, demokratik siyaset yapan herkesin temel bir değer olarak kabul etmesi gerekiyor. Bugün terör, demokratik gelişimin önünde en büyük engellerden biridir. Böyle bir teröristin cenaze merasimine böyle bir siyasi partinin mensupları katılırsa, herhalde bunun üzerinde farklı farklı defalarca düşünmemiz gerekir. Terör örgütünün eylemleri gelişim süreçlerini sabote eden bir etki yapmaktadır.
-Silahı meşru bir yöntem göstermenin demokrasiyle bağdaşmayacağı gerçeğini herkesin temel değer kabul etmesi gerekiyor. Teröre göz yuman anlayış ise evrensel değerlerin altını oymaktadır.
AVRUPA MÜSAMAHA GÖSTERİYOR
-Avrupalı dostlarımıza, Avrupalı liderlere defalarca belgeleriyle ispat etmemize rağmen, ne yazık ki halen teröre göz yumuluyor, terör örgütünün yayın organlarına, terör örgütünün finansal kaynaklarına müsamaha gösteriliyor. Belgeleri önlerine koyduğumuzda, Avrupalı liderler, 'ülkelerinde demokrasi olduğunu, özgürlük olduğunu, dolayısıyla bu faaliyetleri engellemelerinin mümkün olmadığını' söylüyorlar.
HANGİ DEMOKRASİ?
-Allah aşkına soruyorum: Hangi demokrasi 4 yaşındaki bir çocuğun anne babasının gözleri önünde katledilmesine göz yumar? Hangi demokraside, bir araba içinde 4 masum kadının yüzlerce mermiyle öldürülmesi vardır? Anne karnındaki bebeği öldürmek, hangi özgürlük anlayışıyla bağdaşır? Sokak ortasında üzerindeki bombayı patlatan, 3 çocuğunun gözleri önünde bir anneyi, bir sivili öldüren terör örgütüne karşı, demokrasi ve özgürlük kavramları mazeret üretebilir mi?
TERÖRÜN PANZEHİRİ DEMOKRASİ VE HUKUK
-Tekrar ediyorum: Terörü, bürokratik oligarşiyi, statükoyu, siyasi yapıyı, uluslararası çifte standardı biz asla ve asla bir mazeret olarak görmüyoruz. Tam tersine, demokrasi ve hukukun, terörün panzehiri olduğuna inanıyor; terör örgütüne inat, terörden beslenen siyasi oluşumlara inat, demokrasiyi ve hukuku en güçlü şekilde savunuyor, standartlarını yükseltiyoruz. Nitekim, son dönemde, güvenlik-özgürlük dengesi, terörün çok ciddi biçimde taban kaybetmesini sağladı.
PKK'YA İSYAN VAR
-Şu anda, terörün faaliyet gösterdiği bölgelerde, şimdiye kadar hiç olmadığı ölçüde, teröre ve terör örgütüne karşı tepki gösteriliyor. Nitekim, 9 yıl önce terör örgütü, Türkiye'de özgürlüklerin olmadığını, hakların verilmediğini, yatırımlarda, hizmetlerde ayrımcılık yapıldığını iddia ediyordu.
FARKLI SESLERİ SUSTURMAK
-Geçmişte bunları istismar eden terör örgütü, şu anda demokratikleşmenin önünü kesmek, yatırımları engellemek, huzur ve istikrarı bozmak için yoğun çaba sarf ediyor. Bugün artık, terör örgütü, farklı sesleri susturmak, farklı düşünenleri ortadan kaldırmak, farklılığı yok etmek için tahrik edici eylemler içine giriyor.
KCK
-Yani silahla, bombayla kendine göre yasalar tanzim ediyor ve devlete paralel devlet oluştururken bakıyorsunuz, yasama organını, yargı organını da yine kendisi oluşturuyor. İşte KCK yapılanması denilen olay da budur.
REFORMLAR SÜRECEK
-İnsan haklarındaki hassasiyetimiz Avrupa ülkelerinden geri değil. Biz geri adım atmadan reformlarımızı sürdüreceğiz. Hak ihlalleri ve özgürlükler noktasında hiçbir mazereti kabul etmiyoruz.
İŞTE ERDOĞAN'IN O SÖZLERİ