BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  POLİTİKA

Erdoğandan Baykala salvolar!

Erdoğan, İstanbul'da konuştu bu kez hedefinde Baykal vardı. Erdoğan, CHP'yi ahlaki davranmamakla suçladı.

Abone ol

Başbakan Erdoğan, İstanbul'da üniversitelerin 2008-2009 eğitim-öğretim yılı açılış törenlerinde konuştu. Baykal'ı eleştiren Erdoğan, ahlakı bazı yanlışlıkların yapıldığını söyleyerek, "biz milli konularda birlikte hareket etmessek bu sorunlar nasıl çözülür" dedi.

Erdoğan, AK Parti döneminde eğitime yapılan yatırımları anlatırken, üniversitelerin özerk yapılarının da korunması gerektiğini vurguladı.

İşte Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:

Baykal'a eleştiri: Diyorlar ki Kıbrıs’ı peşkeş çektiniz. Ne yaptık ta peşkeş çektik? Şimdi biz onları kovalıyoruz. Önceden onlar kovalıyordu. Şimdi Türkiye garantör olarak masada ve kaçan onlar. 

Cumhurbaşkanı’mız Ermenistan’a gitti milli maç vesilesiyle. Baykal diyor ki 'Cumhurbaşkanı soykırım anıtına çelenk koysun.' Kendi cumhurbaşkanı için nasıl böyle bir şey söyleyebilir?

Kusura bakmayın böyle bir ahlaki noktada yanlış bir yaklaşım olamaz. Milli meselelerimizde bir bir ve beraber olamazsak ülkenin yani tekil meselelerinde nasıl olacakta fayda üreteceğiz?

Onun için bu konularda bu bilim müesseslerimizi üniversitelerimizi çok önemsiyoruz. Buralar ideolojilerden arındığı sürece buradan çok ciddi yavrular yetişecektir.

Hükümetin dış politikası: Komşularımızla büyük ticari ortaklığımız var. 10 yıl önce Rusya Fedarasyonu’yla böyle olacağımızı söylese kim inanırdı. Bu gelişmeler olmasa bunu yakalamamız mümkün değildi.

Türkiye bugün 130 milyar dolarlık ihracat yapıyor. Kişi başına milli gelir 2300 – 3300 dolardı şimdi 9330 dolar. Bu 2007’nin rakamıdır. Bu yıl inşallah 10 bin’i aşmış olacağız.

Bizler Kafkas’lardaki gelişmelerde elimizden gelen çabayı gösterdik. Bu süreç devam ediyor. Bir çözüm de olmak üzere. Kafkasya istikrar ve işbirliği platformu önerdik.

Bugün İspanya Başbakan’ı Sayın Zapatero’yu İstanbul’da ağırlıyoruz. Önce Bahçeşehir Üniversitesi’nde bir konuşma yapacak. Daha sonra Medeniyetler İttifakı’nda bir iftar yemeğine katılacağız. Kendileriyle tabiî ki görüşmelerimiz olacak. Bütün bunlarla birlikte Türkiye artık gündemi belirlenen bir ülke değil gündemi belirleyen bir ülke konumunda.

Eğitim'de büyük hamle yaptık: 2002 yılında iktidara geldiğimizde eğitim alanında iç açıcı olmayan bir manzarayla karşılaştık.Okul imkanı olmayan yüz binlerce çocuğumuz vardı. İmkan olsa bile okula gönderilmeyen çocuğumuz 780 bin kız çocuğumuz var.

Hemen kız çocuklarımızın okula gönderilmesi için kampanya başlattık ve 300 bin kız çocuğumuzu okula kazandırdık. 

 
Erdoğan, hükümetin ekonomik politikasını
anlatırken özelleştirmelere değindi. Erdoğan,
özelleştirmeler sürdürülürken kendilerine
yapılan eleştirileri hatırlattı. Erdoğan, "CHP'ye
gönderme yaptı ve dünyada demirperdeler
kalktı ancak hala Türkiye'de kırıntıları var"
dedi.
6 yıl içinde 123 bin yeni dersliği Türkiye’ye kazandırdık. 8 veya daha fazla dersliği olan bütün okullarımıza bilişim sınıfları kurduk.

Biz geldiğimizde okullaşma oranı yüzde 27’ydi. Şimdi ise yüzde 36. Bizden öncekileri eleştirmek için istemiyorum. Bizden sonra bu koltuklara oturdukları bizi hayırla ansınlar, bizim yatırımlarımızı, bizim reformlarımızı daha ileri noktalara taşısınlar, hükümet olarak da bu sorumluluğun bilincinde eğitimi öğretimi birinci sırada yarınlara taşıma gayretiyle bu süreci işleteceğiz.

Ülkemizde her şeyi devletten bekleme anlayışı en büyük yanlışımız olmuştur. Aslında devlet düzenleyen denetleyen koordine eden bir anlayışla bu işi ele alsaydı çok daha ileri mesaflerde olacaktır. Bunu biz eğitimde sağlıkta bunu devreye soktuk.

Mazeret kabul etmiyoruz: Eğitim de de bir koordinasyonun olması lazım. Devlet vakıf özel sektör. MEB olarak bir yasa çıkarmaya gayret ettik hizmet alımıyla öğrenci okutalım dedik. Yasaklandı. Olmaz. E neden olmasın? Bu kadar yatırımlar var özel okullar var. Doluluk oranlarını yüzde yüze çıkarabiliriz. O yatırımı yapmaktan kurtulmuş oluruz.

'İstemezük' dediler ve engellediler. Benim anlamadığım bir yaklaşım tarzı. Bizim bunu aşmamız lazım. Burada kalitenin artması söz konusu. Ulaşılamayan bir çok ile hele hele büyük şehirlerde bunu çözmüş olacağız. Bu sıkıntıları da halledeceğiz.

Eğitimde sağlıkta hiçbir mazereti kabul etmiyoruz. Hiçbir vatandaşım okul yoktu da okuyamadım böyle bir mazeret istemiyoruz.

Göreve geldiğimiz andan itibaren tüm öğrencilere kitaplarını verdik. Hiç ayrım yok hepsine veriyoruz. Hatırlayın biz öğrencilik yıllarımızda teksir notlarımızı bile üst sınıflardan satın alamazdık. Bu acıları tattık. Yeni kuşak bunları yaşasın istemiyoruz.

Üniversiteler özgür olmalı: Üniversitelerimiz özgür olmalı. Her türlü düşünce fikir üniversitelerimizce özgürce serbest konuşulmalı. Ancak hakarete varmamalı. Bunu başardığımız sürece karşılıklı olarak güç kazanacağız.

Cumhuriyetimizin kurucu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi Fikri hür vicdanı hür irfanı hür bir nesil yetiştirmek durumundayız.

Üniversitelerimizde aklın özgürlüğünü ifadenin özgürlüğünü sağladığımızda bu topluma da yansıyacaktır. Ekonomiyi de etkisi altına alacaktır

İnsanların yaşam tarzlarıyla geçirecek bir tek saniyemiz bile yok.

Türkiye’yi içine kapatmak sınırların içine hapsolmak dünyaya ekonomik gelişmelere bilimsel gelişmelere kapalı kalmak mümkün. Türkiye bunu gördü. Türkiye bunu yaşadı. Ben öğrenciysek Kıbrıs sorunu vardı. 2002’ye geldik hala var.