BIST 9.900
DOLAR 34,10
EURO 38,09
ALTIN 2.875,03
HABER /  POLİTİKA

Erdoğandan Başbuğ Paşaya cevap

Başbakan Erdoğan'ın hedefinde muhalefet vardı. Yandaş medyayı eleştiren Erdoğan, Başbuğ Paşa'ya da cevap verdi.

Abone ol

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın, iktidara yönelik “sivil dikta” benzetmesine bir kez daha yanıt vererek, “Onlar sivil dikta diyor. Biz demokrasi için çalışıyoruz. Onların siyasi sicili kara lekelerle dolu. Bu ülkede tek parti diktacılığını kimin yaptığı bellidir. Bu ülkede çetelerin avukatlığını yapan çok açık ortadadır. Bakıyoruz milletvekilleri Ergenekon'un avukatlığı için Silivri'den hiç ayrılmıyor.Tek parti diktası deyince akıllara CHP gelir” dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Meclis Grup toplantısında yaptığı konuşmada, sözlerine Türkiye için önemli gelişmeden bahsederek başladı.

Erdoğan, “Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'ne başkan olarak seçilmiştir. Bu tarihi bir olaydır.1949'dan bu yana yaklaşık 60 yıl sonra ilk kez bir Türk milletvekili Parlamenterler Meclisi'ne başkan oldu. Bu ayrıca doğu Avrupa'dan bir parlamenterin başkan olması anlamına geliyor” dedi.

Başbakan Erdoğan, ağır geçen kış şartlarına dikkat çekerek, “Tüm vali ve belediye başkanlarımızın kış şartlarına karşı teyakkuz halinde olmasını istiyorum. Aç ve açta kalanlarına devlet elimizi uzatmalıyız."Ölüm rampaları" olarak bilinen Elmadağ mevkii bölünmüş yola dönüşmüştür. Biz Ferhat'ız milletimiz Şirin. Onların sevgisi için dağları deliyoruz” diye konuştu.

Erdoğan konuşmasında, son iki haftada yapılan açılışlardan bahsetti. Erdoğan, “Sadece şu iki haftaya bölünmüş yol ve yatırımların açılışını, İstanbul Kültür Başkenti açılışını, Rusya S. Arabistan ziyaretlerini sığdırdık. Onlar laf üretiyor, Biz iş üretiyoruz. Onlar yıkıcı diyor. Biz yapıyoruz, üretiyoruz. Sadece söylemlerimizle değil eylemlerimizle ne olduğumuzu ortaya koyuyoruz” dedi.

-SİVİL DİKTA-

Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın, iktidara, “sivil dikta” benzetmesine grup konuşmasında da yanıt verdi.

Erdoğan, “Onlar sivil dikta diyor. Biz demokrasi için çalışıyoruz. Onların siyasi sicili kara lekelerle dolu. Bu ülkede tek parti diktacılığını kimin yaptığı bellidir. Bu ülkede çetelerin avukatlığını yapan çok açık ortadadır. Bakıyoruz milletvekilleri Ergenekon'un avukatlığı için Silivri'den hiç ayrılmıyor” dedi.

Erdoğan İsmet İnönü üzerinden CHP’ye şu sözlerle yüklenmeye devam etti; “Tek parti diktası deyince akıllara CHP gelir. Bir zamanlar bu ülkede vali CHP'nin il başkanıydı. Bize sivil dikta yakıştırması yapan yandaş köşe yazarları ve bunu destekleyen önce aynaya baksın. Biz milletin oyuyla geldik. Biz gizli tasniflerle gelmedik. Onun için milletimizin kutsal emanetini biz sonuna kadar taşıyacağız savunacağız. Bu ülkede hizipçi, demokrasiyi vesayet altına almak isteyenler bellidir. Benim milletim maskenin ardındaki yüzleri çok iyi biliyor. Bu millet bunun için CHP'ye iktidar yüzü göstermiyor.”

-YANDAŞ MEDYA-

Erdoğan’ın eleştirilerinden AKP iktidarını eleştiren köşe yazarları da nasibini aldı. Erdoğan, “ Şimdi yandaş kalemleri bize kalkıp ne diyorlar, tek parti diktası ayıptır. Önce aynaya bir bakın. Aynada kimi göreceğiniz belli olur. Biz talimatla gelmedik, biz milletimizin yeter söz milletin karar milletindir gerçeğiyle sandıklardan geldik. V e biz gizli tasniflerle de gelmedik. Bunu benim vatandaşım çok iyi bilir. Biz her şeyimizle açık şeffaf olarak buraya geldik. Öyleyse milletimizin bu kutsal emanetini sonuna kadar hakkıyla sürdüreceğiz, taşıyacağız. Bu ülkede hizipçilik deyince tahammülsüzlük gerilim kriz deyince hemen kimin akla geldiği çok bellidir” diye konuştu.

Erdoğan, Türkiye’nin çok önemli bir dönemden geçtiğine vurgu yaparak, iktidarın yapmak istediklerini şöyle sıraladı;

“Mesele şudur; ‘Türkiye değişecek mi böyle gelmiş böyle gider’ deyip kendi haline mi bırakılacak. Türkiye statükoculuk yaparak içine mi kapanacak, yoksa çağdaş dünya rotasında değişime devam edecek? Kronik sorunlar ülkemizi inletmeye Türkiye’nin birlik ve bütünlüğün hedef almaya devam edecek mi, yoksa tüm çözüm alanlarını, millete refah mı aldıracağız. Aksak demokrasi bu millet için yeterli mi, yoksa demokrasinin nitelikleri daha ileri seviyelere taşınacak mı? Türkiye ileri demokrasiye çağdaş bir hukuk sistemine mi sahip olacak , yoksa yarım yamalak geri kalmış bir yapıda yoluna devam etmek zorunda mı bırakılacak? Bizim tavrımız çok açık net. Biz değişimden yanayız. Biz statokunun değişmesinden yanayız, demokrasiden ve demokratikleşmeden yanayız. Türkiye’nin daha fazla atılım yapmasından yanayız. İleri bir demokrasiden hukuk sisteminden daha fazla özgürlükten yanayız. 7 yıldır asıl demokratik reformları hayata geçirdiysek bundan sonra da devam edeceğiz. Türkiye’ye biçilen elbisenin dar olduğun biliyoruz, Türkiye’nin vizyonunu da genişletmekten yanayız.”

AKP’nin, değişimden dönüşümden demokrasiden hukuktan yana olduğunu ifade eden Erdoğan, “Bugün eğer çeteler gün yüzüne çıkıyorsa yargının önüne çıkıyorsa kirli oyunlar deşifre ediliyorsa bu sergilenen sağlam duruş sayesindedir. Kirli planlar açığa çıkıyor özgürce eleştirilebiliyor tartışılabiliyor bu ortaya konan kararlı iradenin neticesidir. bugün Türkiye tek yürek halinde kirli emellere karşı cesur duruş sergiliyorsa hükümetin cesur duruşu sizlerin cesur duruşu sayesindedir” dedi.

-KÖŞE YAZARLARI GAZ VERMEYE ÇALIŞIYOR-

[PAGE]


Bazı köşe yazarlarının iktidara gaz vermeye çalıştığını öne süren Erdoğan, “Kusura bakmayın” diyerek, “ Kimse gaz vermesin, biz ne yaptığımızı gayet iyi biliriz, ne zaman ne yapacağımızı da gayet iyi biliyoruz. Biz bu yola çıkarken bütün bunların planlamasını yaptık. Köşenizde bu tür yazıları rahatlıkla yazabiliyorsanız acaba insafa gelin de 7 yıl önce niye yazamıyordunuz diye kendinize bir sorun. Yazanlar da vardı. Onları da her zaman taktir ettik ediyoruz. O gün yazamadığı halde bugün yazanlar kendilerini muhasebeye çeksinler, bize de gaz vermeye çalışmasınlar” diye konuştu.

-FAİLİ MEÇHUL CİNAYETLERE VURGU-

Erdoğan, konuşmasının bir bölümünde Uğur Mumcu’ya atıfta bulunarak şöyle dedi:

“Bundan 17 yıl önce 24 ocakta Uğur mumcu evinin önünde katledildi. O saldırının hemen ardından belli kesimler töhmet altında bırakıldı, adres saptırıldı. Maalesef dosya birçok soru işaretine mahal verecek şekilde kapatıldı. Azmettirenler ortaya çıkarılamadı. Aynı şey Bahriye Üçok için aynı şey Çetin Emeç, Necip Hablemitoğludu, Abdi İpekçi için geçerli nice saldırı nice suikast azmettirenler ortaya çıkarılmadan işleniş gayeleri net olarak belirlenemeden bunlar belli kesimlere fatura edildi. Tarih gerçekleri ortaya koyuyor. Bak şimdi yavaş yavaş her şey açığa çıkmaya başladı. Bugün bizim yaptığımız Dink’in Mumcu, İpek’çinin diğer tüm kirli saldırıların üzerindeki sis perdesini kaldırmak, tüm bu olayları aydınlığa kavuşturmak, gelecekte benzer melanetlerin yaşanmasını önlemeye yöneliktir, biz bunu yapıyoruz. Biz yasamadaki gücümüzle yürütmedeki gücümüzle bunu yapıyoruz. Bunun dışı yargınındır. Biz ancak bunu yapabiliriz, yaptık yapıyoruz.”

ERDOĞAN'DAN BAŞBUĞ'A YANIT


Başbakan Erdoğan, darbe ve en son “Balyoz” iddialarıyla gerilen siyaset ve TSK’dan gelen eleştirilere ve yumruklarını masaya vurarak “Ordunun da bir sabrı var” diyen Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’a üstü kapalı yanıt verdi.

Erdoğan, “Yasaları önce iyi okusunlar tahlil etsinler hukuk devleti içinde bunların nasıl yapılacağını iyi bilsinler görsünler. Biz öyle öfkeyle kalkıp zararla oturanlardan olmayacağız. Dik duracağız ama dikleşmeyeceğiz. Türkiye’nin buna ihtiyacı var. Yasaları önce iyi okusunlar tahlil etsinler hukuk devleti içinde bunların nasıl yapılacağını iyi bilsinler görsünler. Türkiye’nin buna ihtiyacı var” dedi.

Türkiye’nin, selameti için demokrasi hukuk sisteminin selameti için risk aldıklarını, mücadele verdiklerini, dik durarak sorumlu davrandıklarının altını çizen Başbakan Erdoğan, “Türkiye’ye demokrasiye hukuka milli iradeye, herkes her kurumda aynı sorumluluk duygusuyla hareket etmeli. Türkiye’nin hukukunu koruyamayanlar kendi hukuklarını da koruyamazlar. Haddini ve hukukunu bilmeyenler bu ülke için sorumlu davranamazlar, dirayetli de olamazlar aydınlık geleceği de ulaşamazlar” diye konuştu.

-AK PARTİ  İLE BAŞEDEMEYENLER-

AKP ile baş edemeyen siyasi partilerin başka yerlerden medet ummasını, demokrasi dışı yöntemlerden medet ummasını, demokrasi ve hukuka yönelik girişimlere duyarsız kalmasını, Türk siyaseti açısından büyük bir talihsizlik olarak değerlendiren Erdoğan, faali meçhul cinayetlerinden örnekler verdi.

Erdoğan, “Nice saldırı nice suikast azmettirenler ortaya çıkarılmadan işleniş gayeleri net olarak belirlenemeden bunlar belli kesimlere fatura edildi” dedi.

Erdoğan, “Tetikçilerin maşaların kiralık katillerin figüranların nasıl bir kirli oyun tezgahın içinde olduğunu göstermektir. Artık bu oyunlar bu ülkede sahnelenmesin. Her kirli plan bu ülkenin hukuk sistemine kardeşliğine birlik bütünlüğüne vatandaşın işine aşına huzuruna kastetmektir. Demokrasiyi zafiyete uğratacak her girişim bu ülkenin bekası için bir tehdittir” dedi.

-"KARANLIK SENARYOLARIN HEPSİ LANETLİDİR"-

Karanlık senaryolardan nemalanmak isteyenlerin olduğunu öne süren Erdoğan şöyle dedi:

“Bundan nemalanlar istismar vesilesi medet umanlar bilmelidir ki, bu karanlık senaryoların hepsi lanetlidir, bu lanet hepsini karanlığın içine çekip ebediyen mahkum edecektir. Bu kanunsuzluklarla mücadele bizim tek başına gerçekleştireceğimiz bir konu değildir. Muhalefet başta olmak üzere tüm kesimlerin samimi desteği hayati derecede önemlidir. Çetelere avukatlık yaptırmasını, süreci her fırsatta provoke etmesini benim aziz milletimin takdirine bırakıyorum. Faili meçhullerin faili malum haline gelmesinden kim neden korkuyor çekiniyor, kim gizli kapaklı işlerin aydınlığa çıkmasından kim neden endişe ediyor. Her olaya kılıf bularak bu ülkede hukuk korumak mümkün mü?”

-ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ-

Ne zaman demokratikleşmeden yana adım atmaya çalıştıklarında karşılarında statükocuları bulduklarını öne süren Erdoğan, son günlerde AKP’nin anayasa değişikliği hazırlıklarına yönelik eleştirilere tepki gösterdi.

Erdoğan, “Anayasa gündeme gelir gelmez malum çevreler sahneye fırlıyor. Ortada böyle bir şey yok daha. Parlamenter demokrasinin vazgeçilmez bir unsuru değil miyiz, anayasa yasa bunları değiştirmek bu parlamentonun görevi değil mi birincil görevi. Ama daha bunun adını zikrettiğin anda ’istemezük’ başlıyor. Çünkü bunlar ‘istemezük’ familyasının mensuplarıdır” diye konuştu.

-367 GARABETİ-

“Bu iktidar anayasa değişikliği yapamaz” diyen Sabih Kanadaoğlu’na, “367 garabetiyle bu ülkenin enerjisini heba edenler” diyerek yanıt verdi.

Erdoğan, “Millet egemenliğine bizatihi kendisine meydan okurcasına rol üstleniyorlar. Muhalefet de bu akıldanelerin kuyruğuna takılıyor kervanda yerini alıyor. Demokrasi mücadelesinde iktidar muhalefet yoktur” dedi. Erdoğan şöyle dedi:

“Demokrasi konusunda iktidarda muhalefette taraftır, aynı tarafta olmalıdır. Biz ortada dolaşan iddialar senaryolar karşısında sağduyuyu soğukkanlılığı elden bırakmayacağız. İsteyen istediği tavrı takınsın. Bizi çekmek istedikleri tartışmaya biz girmeyeceğiz, tuzaklara düşmeyeceğiz. Yapıcı olmaya devam edeceğiz. Biz eserlerimizle hizmetlerimizle Türkiye için iyiyi güzeli hedefleyen niyetlerle kendimizi anlatacağız. Meclis içi ve dışı muhalefetin hırçın tavrı karşısında biz hırçınlaşamayız. Onların sorumsuz tavır sergileyemeyiz. Her sorunu hukuk çerçevesinde çözeceğiz. Demokrasiyi de hukuku da yüceltmeye devam edeceğiz. Bir kanun devleti olmanın peşinde değiliz. Hukuk devleti olmanın peşindeyiz, bizim derdimiz bu. Ama gerçekleri de tüm boyutlarıyla milletimizle paylaşacağız.”