BIST 8.590
DOLAR 34,35
EURO 37,44
ALTIN 3.017,85
HABER /  GÜNCEL

Erdoğan'dan Avrupa Parlamentosu'na sert tepki!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara'da emniyet mensuplarına hitap ettiği konuşmasında Avrupa Birliği, PKK ve Gülen Cemaati'ne dönük mesajları ile dikkat çekti.

Abone ol

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Parlemantosu'na seslendi terör örgütüne verilen desteği anlattı. Örgütün silah bırakmasının dışında alternatifinin bulunmadığını söyleyen Erdoğan, Gülün için "Hocaefendi bize şah damarımızdan daha yakındır." diyen Önder Aytaç'a tepki gösterdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara'daki iftar programında emniyet mensuplarıyla bir araya geldi. Terörle mücadele konusunda net mesajlar veren Erdoğan, örgütün silah bırakarak koordinatlarını kendilerine vermesi gerektiğini, mücadelenin bu sürece kadar devam edeceğini söyledi. İşte Erdoğan'ın sözlerinden satır başları;

"PARALEL YAPI TERÖR ÖRGÜTÜYLE OMUZ OMUZA"

1980 öncesi polis teşkilatının nasıl bölündüğünü ve ülkeye zarar verdiğini çok iyi biliyoruz. Paralel yapı da işte böylesi zarar veriyor. 

MİT TIR'ları meselesi ihanetin sadece bilinen örneğidir. Sizler bizzat yaşadığınız için diğer örneklere çok daha vakıfsınız.

Ülkenin ve milletin menfaatlerine saldırmayı kendisine görev bilen bu ihanet çetesi, dünyanın her tarafında Türkiye'nin aleyhinde çalışıyor. Gittiğimiz yerlerde paralel devlet yapılanması örgütünün üyelerinin bölücü terör örgütü mensuplarıyla, Ermeni çetecilerle omuz omuza ülkemize karşı eylem yaptıklarını görüyoruz.

ÖNDER AYTAÇ'IN TWEET'İNE TEPKİ: BU KÜFÜRDÜR

Biz bu yola çıkarken kefenimizi giyerek çıktık. Sonuna kadar mücadele edeceğiz. Allah'tan başka kimseyi tanımıyoruz. Aklımızı da kimseye kiraya vermeyiz. Pensilvanya'daki şah damarlarından daha yakınmış. Ne demek o ya? Bu küfürdür. Bize şah damarımızdan daha yakın olan Allah'tır. 

(Söz konusu cümleyi Önder Aytaç Twitter hesabından attığı bir twitte kurmuştu. Aytaç "Hocaefendi neden Türkiye'ye gelmiyor diye soruyorlar. Hocaefendi bize şah damarımızdan daha yakındır. O yaptıklarımızı görür, duyar ve bilir" diye yazmıştı.)

"GÜVENLİK GÜÇLERİ BÖLGE HALKININ KALBİNİ KAZANMIŞTIR"

Kendisi şehit olma pahasına masum insanların hayatını korumak için çırpınan güvenlik güçlerimizin bu hasbi tutumu bölge insanının kalbini daha fazla kazanmalarını sağlamıştır. Terör örgütünün baskı, şiddet ve kan diliyle, onun güdümündeki partinin yalan ve zehir saçan siyaset diliyle değil, gönül diliyle kurulan bu ilişki inşallah bölgede yeni bir dönemin habercisidir.

"KANUN GEREKİYORSA KANUN ÇIKARTILACAK"

Kanun gerekiyorsa kanun çıkartılarak, idari işlem gerekiyorsa işlem yaparak, bölgedeki belediyelerin örgütün tasallutundan kurtarılmasına ihtiyaç vardır ve bunu devlet olarak, hükümet olarak yapacağız. Hükümetin bu konuda gerekli çalışmaları, Başbakanımızla da bakanlarımızla da görüştüm, yaptıklarını ve yapmaya gayret ettiklerini gördüm, görüyorum.

"SİLAHLARI GÖMÜP KOORDİNATLARI VERECEKLER"

Bölge halkı terörle mücadelede güvenlik güçlerinin arkasında durdu. Güvenlik güçlerimiz de vatandaşlarımıza ihtimam gösterdi. 

Terörle mücadelenin sadece askerin üzerine yüklenemeyeceğini çok iyi biliyoruz. Şimdi askerimiz kırsaldaki teröristi, polisimiz de kenttekileri ortadan kaldırmak için mücadele ediyor.

Ya silahlarını bırakacaklar, gömecekler. Koordinatlarını da verecekler. Ya da bu topraklardan çekip gidecekler.

"AVRUPA PARLAMENTOSU'NA SESLENİYORUM"

Buradan Avrupa Parlamentosuna sesleniyorum: Sizler, parlamento binasının koridorlarına asmış olduğunuz o bölücü terör örgütlerinin bayraklarıyla nereye mesaj vermek istiyorsunuz, o paçavralarla nereye mesaj vermek istiyorsunuz? Bilesiniz ki bunlar Türkiye'nin gönlünü yapmanıza yetmez. Çünkü Türk milleti bunların hesabını vakti, zamanı geldiğinde gereken kişilere de sormasını bilecektir.

"KAMU KURUMLARINDA PKK İLE BAĞLANTILI KİM VARSA..."

Kamu kurumları içinde bölücü terör örgütüyle irtibatlı kimler varsa derhal tespit edilip, hem memuriyetten men edilmeli hem de haklarında gerekli adli işlemler yapılmalıdır. Terör örgütüne eleman kazandıran öğretmen, teröriste ilaç taşıyan sağlık memuru, örgütün propagandasını yapan memur...Bunlar asla kabul edilemez çarpıklıklardır. Bu devlet, kendi parasıyla kendi aleyhine çalışan kişileri besleyemez. Bunun için de devlet memurlarıyla ilgili mevzuatın köklü bir şekilde değiştirilmesi gerekiyor.

"KİMİSİ PENSİLVANYA'YA KAÇIYOR" 

Devlet içinde devlet asla kabul edilemez. Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka devlet tanımıyoruz. Bu tür gayretler içerisine girenler bilsinler ki yanlış yoldalar ve çok ciddi bir duvara toslamayla karşı karşıya kalacaklar ve zaten artık ecelleri geliyor. Kimisi kaçıyor, kimisi Pensilvanya, kimisi şurası, kimsi burası gidiyorlar, gidecekler. Başka bu işin çaresi yok. Şahsımla ilgili, arkadaşlarımla ilgili birçok tehditleri vesaireleri geliyor. Biz bu yola çıkarken kefenimizi giyerek çıktık. Onun için geri dönüş yok. Sonuna kadar bu işin üzerine gideceğiz."