BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Erdoğan'dan Ankara kriterleri

Başbakan Erdoğan, Amsterdam'da Türk-Hollanda İş Konseyi'nde AB'ye seslendi. Erdoğan tarih verilmemesi halinde kriterlerin adını Ankara ile değiştirecek.

Abone ol

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yüzünü Batı'ya dönmüş Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) çatışı altında bütün kurumlarıyla yaşamaya hazır olduğunu belirterek, "Ancak Avrupa Birliği'nden Aralık ayında tarih alamazsak, biz Kopenhag kriterlerinin adını Ankara kriterleri olarak değiştirir yolumuza devam ederiz" dedi. Başbakan Erdoğan, Amsterdam'da Türk-Hollanda İş Konseyi'nde Hollanda temaslarını anlattı ve AB ile ilgili mesajlar verdi. Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) ile müzakere sürecine ilişkin kararın Aralık 2004'te Hollanda'nın dönem başkanlığı sırasında alacağını kaydeden Erdoğan, Hollanda'da Kraliçe Beatrix ve Başbakan Jan Peter Balkenende olmak üzere olumlu temaslarda bulunduğunu söyledi. "HOLLANDA İLE İLİŞKİLERİMİZ İYİ" Türkiye'nin Hollanda ile mevcut ticari ve Hollanda'da yaşayan Türkler konularında ikili ilişkilerin son derece iyi olduğunu ve bunu daha da geliştirmek istediklerini kaydeden Erdoğan, "Aralık 2004'te AB'den tarih alacak Türkiye'nin bu tarihte Hollanda'nın AB dönem başkanlığı görevini üstlenmesi ayrıca bir anlam taşıyor" diye konuştu. Erdoğan, Türkiye ile Hollanda'nın gelecekte de ciddi bir ortak olarak yoluna devam edeceğini söyledi. Türk ekonomisinin 18 aydan bu yana ciddi bir iyileşme sürecine girdiğini, enflasyon, büyüme, faiz oranları, ihracat ve ithalatta önemli iyileşmelerin kaydedildiğini ifade eden Recep Tayyip Erdoğan, "Problemlerimiz yok değil. Ama sıkıntılarımızı iç dinamiklerimizle bunu atlatmaya çalışıyoruz. Milli gelirimiz artıyor, turizmde ciddi bir yoğunluk gözlüyoruz. Bu yıl 20 milyon turist bekliyoruz. Türkiye dış ticaret hacminde de büyüme trendinde. 2004 yılında ihracatta 60 milyar dolara ulaşmayı hedefliyoruz. İthalatta bir artışımız söz konusu bundan ürkmüyoruz. Bu bize dış piyasalarda Pazar imkanını sağlıyor. Ürkmeye gerek yok. Burada gereken kendine güvenen bir yapı gerekiyor" dedi. "AVRUPA BİZDEN KORKMASIN" Artık dünyada siyasetin ekonomiyi değil, ekonominin siyaseti şekillendirdiğini belirten Başbakan Erdoğan, "Bu yıl Türkiye ile AB ile müzakere kararının alınacağı bir dönem. Türkiye Kopenhag kriterlerini iktidarıyla, muhalefetiyle, sivil toplum örgütleriyle gerçekleştirmiştir. Bunun bir uyum meselesi vardır. Bunu da yerine getiriyoruz. Kıbrıs bir engel olarak AB'nin önünde duruyordu. Bunu Annan Planı'nı kabul ederek çözdük. Biz bunları yaparken Rum Kesimi Annan Planı'nı reddetti, ancak AB'ye üye oldu. KKTC ise hala bir ekonomik izolasyona tabi. Bu çifte standart. Bu aşılmalıdır. Bu işi söylemlerin ötesine getirmemiz gerekiyor. Konuşmalar meseleyi halletmiyor" diye konuştu. Türk halkının yüzde 75'inin AB'ye evet dediğini, AB ülkelerinde bile bu oranının yakalanamadığına işaret eden Başbakan Erdoğan, "Türkiye'nin 70 milyonluk nüfusundan korkulmamalıdır. Bu nüfus AB'ye güç katar. Biz Batı'ya yüzünü çevirmiş, AB çatısı altında bütün kurumlarıyla ona hazır bir ülkeyiz. Biz AB'ye girip halkımızın hayat seviyesini yükseltmek istiyoruz" dedi. "YOLUMUZA DEVAM EDERİZ" Batı'nın ikinci çekincesinin de Türkiye'nin yüzde 99 nüfusunun müslüman olması olduğuna dikkat çeken Erdoğan, AB'yi bir çelik birliği, bir Hıristiyan birliği olarak görmediklerini, AB'yi medeniyetlerin uzlaştığı siyasi değerler bütünü olarak gördüklerini söyledi. Erdoğan Türkiye'nin islam kültürü ile demokrasi kültürünü birarada yaşatan tek ülke olduğunu da kaydetti. AB'den müzakere tarihi alması konusunda bu yılın Türkiye açısından büyük bir öneme sahip olduğunu belirten Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Alman siyaset adamı Fischer'in 'Türkiye 40 yıldır bu kapıda. Bu defa da almazsak bunu dünyaya anlatamayız' sözlerini hatırlatarak, "Bu karar Aralık ayında verilmezse ne olur? Şu olur... Biz Kopenhag kriterlerinin adını Ankara siyasi kriterleri olarak değiştirir yolumuza devam ederiz" diye konuştu. Başbakan Erdoğan başta terör olmak üzere dünyanın birçok uluslararası meseleyi çözmek için birlikte hareket etmek ve elele vermeye mecbur olduğunu sözlerine ekledi.