Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör finansmanıyla ilgili yasanın bu tür yapıları kesinlikle müsaade etmeyeceğini söyledi.
Abone olCumhurbaşkanı Erdoğan, İpek Koza Grubu'na yönelik operasyonun söylendiği gibi medya operasyonu olmadığını söyledi. Medya ayağının yazılı ve görsel medyasının hala çalıştığını belirten Erdoğan, holding hakkında ciddi iddiaların bulunduğunu, grubun kirli ilişkilerle kendisine destek bulmaya çalıştığını söyledi.
Erdoğan, ATV ve A Haber ortak canlı yayınında İpek Koza Grubu'na yönelik operasyonu değerlendirdi. Müdahalenin söylendiği gibi grubun medya organlarına yönelik yapılmadığını, hala o kuruluşların çalışmalarına devam ettiğini söyleyen Erdoğan, Holding Yönetim Kurulu Başkanı Akın İpek'in yurtdışına çıkışını da eleştirdi. İşte Erdoğan'ın o sözleri;
Erdoğan, ATV ve A Haber ortak canlı yayınında İpek Koza Grubu'na yönelik operasyonu değerlendirdi. Müdahalenin söylendiği gibi grubun medya organlarına yönelik yapılmadığını, hala o kuruluşların çalışmalarına devam ettiğini söyleyen Erdoğan, Holding Yönetim Kurulu Başkanı Akın İpek'in yurtdışına çıkışını da eleştirdi. İşte Erdoğan'ın o sözleri;
"Çalıştığına göre demek ki müdahale edilmedi. Müdahale edilen neresidir, holdingtir. Holdingin içinde şu ana kadar gelen şeyler tabii yargı safhasında da olduğu için fazla işin üzerinde duracak değilim. Ama gelen, şu ana kadar ihbarlar çok ciddi. Şimdi bu ihbarlar üzerinden, şu anda zaten gerek yargı, gerekse polis çalışmalarını sürdürüyor. Yani burada eğer bir sıkıntı yoksa kendisi niye kaçıp gitti? Kaçıp gittiğine göre demek ki burada bir sıkıntı var. Tatili kendi otelinde de yapar canım. Gayet lüks oteli var. Orada da tatil yapabilir. Şu anda ailesi vesaire, yakınları 'İşte benim oğlum şöyle temizdir, böyle temizdir'. Ya temizse o zaman, gerek yok ya niye kaçıyorsun? Kaçma. Tamam burada, bu işler devam etsin. Değil mi? Şu anda gazetesi, aynı şekilde televizyonu bütün bunların hepsi yayınına devam ediyor. Ama bütün bu asparagas haberlerle onun diğer yandaşı olan medya grubu da ne yapıyor? İşte medyaya bir saldırı şeklinde bunu vermeye çalışıyorlar. Çünkü dünyanın da tabii malum, bu tür şeylerdeki hassasiyetini bildikleri için oralarla da çok kirli ilişkileri var bunların. O kirli ilişkilerle de oralardan kendilerine destek arıyorlar. Yaptıkları bu. Öbür tarafta DAİŞ, bakıyorsunuz. Şu anda özellikle bizim kendi mensuplarımıza vesaireye çeşitli ölüm tehditleri yapıyor. Nasıl oluyor da bu?
"O YASA BUNLARI KESİN GÖTÜRÜR"
Terör örgütü olarak tanımlanan yapıların birtakım ticari işletmeleri var, yapılanmaları var. Bunların üzerine ne zaman gidilecek? Yargısal süreç mi bekleniyor?" sorusunu, "Şimdi zaten bu yapılan son araştırmalarda, yargı bunları yakaladığı anda biliyorsunuz terörün finansmanıyla ilgili çıkardığımız kanun, bunları zaten kesin götürür. Şu anda yargı bunun tespitini yapıyor. Yaptığı anda kararı zaten büyük ölçüde belki de oradan verecek ve bunun neticeleri de çok ağır. Uluslararası boyutu var. Uluslararası boyutu da olduğu için yani bu konuyla ilgili yargı kararını verdiği andan itibaren artık dünyanın neresinde olursa olsun, kesinlikle iade mecburiyeti vardır.
"7 HAZİRAN GİBİ TABLO OLMASIN"
"7 HAZİRAN GİBİ TABLO OLMASIN"
Ben burada olsa olsa bir çerçeve çizebilirim. Çizeceğim çerçeve de şudur, temenni ediyorum ki şu 7 Haziran seçimlerinden sonraki bir tablo olmasın. Çünkü bu tablo Türkiye'ye kan kaybettiriyor. Yani bizim gerek ekonomik alanda kan kaybımız var. Yani mali disiplinde sıkıntılar olabilir. Yani güçlü bir zeminimiz olduğu için burada belki öyle bir şey yaşamadık ama yani şu anda dünyadaki ekonomide menfi gelişmelere baktığımız zaman bu tabi bize olumsuz tesir edebilir. Onun için Türkiye'nin iç siyasetinde bir defa böyle bir sıkıntıyı yaşamaması lazım. Onun için de şimdi tabii bu koalisyon Türkiye'de kültür olarak olmadığı için bunu başaramadık. Başaramadığımız için ne oldu, tekrar seçime gidiyoruz. Şimdi bu tekrar seçim de millete bir müracaat. Diyoruz ki 'Bak parlamento bu işi kendi içinde çözemedi. Şimdi milli irade olarak bu işi siz çözün.' Buna da anayasa, Cumhurbaşkanına böyle bir yetki vermiş. 'Bu yetkiyi sen kullanabilirsin' demiş. Ben de bu yetkiyi kullanarak, zaten hemen millete gidelim, millet de bu kararı versin ve milli irade tecelli etsin. Bu tecelli, istiyorum ki bu tür sıkıntılara fırsat vermeyecek şekilde gerçekleşsin. Çünkü bizim gerek eğitimde gerek sağlıkta gerek adalette gerek emniyette gerek altyapı, üstyapı bütün bu çalışmalarda attığımız adımlar varken bir de bu arada tabii bir terör belasıyla karşı karşıyayız. Yani bu terör belasının olduğu bir dönemde düşünün ki siz parlamentoda rahatlıkla ortak bir karar çıkaramıyorsunuz. Bu ortak karara çıkamadığınız zaman siz bu terörle mücadeleyi nasıl sağlıklı bir şekilde yürüteceksiniz? Bunun sağlıklı bir şekilde yürüyebilmesi için burada ortak kararı vereceğiz. Bakın ne diyorlar? 'Seçim yapılmayabilir.' Şu yaklaşıma bak. Yani sen demokrasiye inanacaksın ve 'Seçim yapılmayabilir' diye böyle bir yaklaşım ortaya koyacaksın. Böyle bir saçmalık olabilir mi? Bu işin tek çıkış yolu sandıktır. Seçim tabi ki yapılacak. Şartlar ne olursa olsun yapılacak."