BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,73
ALTIN 2.969,52
HABER /  GÜNCEL

Erdoğan'dan AB'ye ikinci sert çıkış

Başbakan Erdoğan İtalya'dan AB'ye karşı sert bir çıkış daha yaptı. Erdoğan Türkiye'nin AB'ye alınmaması halinde hükümet olarak ne yapacaklarını açıkladı.

Abone ol

Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) tam üyeliğinin AB'nin stratejik gücünü artıracağını belirterek, "Bizim istikametimiz bellidir. Türkiye, AB'ye alınmazsa, Kopenhag Kriterleri'ni Ankara kriterleri yaparız. Yolumuza devam ederiz" dedi. Erdoğan'ın, “Bazen dostluklar evlilikten iyidir” şeklindeki yoruma, “Sizin örneğiniz, nikah masasında 'dost kalalım' demeye benzer” yanıtını verdiği kaydedildi. Başbakan Erdoğan, “Ambrosetti Forumu”nun ikinci gününde AB konulu oturuma katıldı. Oturumda Başbakan Erdoğan ile birlikte Çek Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Vaclav Klaus, AB Komisyonu eski başkanları Valery Giscar d'Estaing ve Romano Prodi, Avusturya Maliye Bakanı Karl-Heinz Grasser ve ABD'li senatör Joe Biden de konuşmacı olarak yer aldı. "BÜTÜN DİNLERDEKİ KÖKTENDİNCİLİĞİ YOBAZLIK SAYARIZ" Yaptığı konuşmada, AB'ye tam üye olarak girme konusunda Türkiye'nin kararlılığını bir kez daha dile getiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye, AB'ye giremezse köktendincilik olur mu” şeklinde yöneltilen soruyu, “Bizim istikametimiz bellidir. Türkiye, AB'ye alınmazsa, Kopenhag Kriterleri'ni Ankara kriterleri yaparız. Yolumuza devam ederiz. Bu tür düşüncelere karşı olduğumu daha önce de defalarca ifade ettim. Din üzerinden siyaset yapmaya da karşıyız. İslami terör tanımlaması son derece yanlıştır. Bütün dinlerde fanatizm bulunabilir. Bütün dinlerde köktendincilik vardır. Biz bütün bunları yobazlık sayarız. Bunlarla ortak mücadele edilmesi gerekir. Köktendincilik sadece İslama ya da başka bir dine mahsus değildir” diye yanıtladı. "AB, MODERNLEŞME SÜRECİNİN BİR PARÇASI" Türkiye'nin demokratik ve laik bir devlet olduğunu da vurgulayan Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin AB süreciyle ilgili soruyu da “AB, Türkiye'nin modernleşme sürecinin bir parçasıdır, bir yansımasıdır. Biz Türk halkının demokrasi özlemlerini gerçekleştirmek için bu reformları yaptık. Uygulamaları da onun için gerçekleştiriyoruz. Biz bunu sadece AB'ye tam üyelik hedefimizin bir gereği olarak, Kopenhag Siyasi Kriterleri'ni yerine getirmek için yapmadık” yanıtını verdi. "ÜYELİĞİMİZ AB'NİN STRATEJİK GÜCÜNÜ ARTIRACAK" AB'nin 2. Dünya Savaşı'ndan sonra barışı tesis etmek için kurulduğunu kaydeden Başbakan Erdoğan, “Bugünkü yeni koşullar altında AB dünya barışına büyük katkı sağlayacak imkana da sahiptir. Bu misyonu yerine getirebilmesi için de AB'nin Türkiye'nin üyeliğine ihtiyacı vardır. Türkiye'nin üyeliği bu anlamda AB'ye çok büyük katkı sağlayacaktır. Türkiye'nin üyeliği AB'nin stratejik gücünü artırır” dedi. 'NİKAH MASASINDA 'DOST KALALIM' ÖNERİSİ Başbakan Erdoğan'ın oturumda, “Bazen dostluklar evlilikten iyidir” yorumunu yapan Avusturya Maliye Bakanı Grasser'e, “Sizin örneğiniz, nikah masasına oturulduğunda 'dost kalalım' demeye benzer” yanıtını verdiği de kaydedildi. ŞİMON PERES'DEN TEŞEKKÜR Öte yandan Başbakan Erdoğan, oturumun ardından İsrail Başbakan Yardımcısı Şimon Peres ile biraraya geldi. Şimon Peres'in görüşmede, Pakistan ve İsrail arasındaki arabuluculuk rolünden dolayı Başbakan Erdoğan'a teşekkür ettiği bildirildi. Başbakan Erdoğan, daha sonra Como Gölü çevresinde gezintiye çıktı. "KIBRIS SORUNUNUN ÇÖZÜM ZEMİNİ BM" Bu arada CNBC ve İtalyan SKY televizyonlarına konuşan Başbakan Erdoğan, ”Biz Kıbrıs sorununun Birleşmiş Milletler zemininde çözümlenmesinden yanayız. Konu BM'ye getirilir ve bu zeminde bir çözüm aranırsa biz elimizden gelen desteği veririz” dedi. Erdoğan, şöyle konuştu: “Bildiğiniz gibi 24 Nisan 2004'te, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin hazırladığı Annan planı adada halk oylamasına sunulmuştur. Referandum öncesinde AB de, çıkacak 'evet' oyunun adanın tümüyle ilgili bir mesele olduğunu, bunun Kıbrıs'ın tümünün AB'ye alınmasını sağlayacağını belirtmiştir. Ancak KKTC Kıbrıs'ın bütünlüğüne 'evet' derken, Güney Kıbrıs ise Annan planına 'hayır' demiştir. Ardından da 1 Mayıs'ta Güney Kıbrıs AB üyesi yapılmıştır. Halbuki Kopenhag kriterlerine göre, belirli bir coğrafyada sınır sorunlarını halledememiş bir ülke AB'ye üye olarak alınamaz. Ama o dönemde bu ilkeye ters düşen bir uygulama yapılmıştır. Tabii ki bu da sıkıntı verici bir durumdur.” Erdoğan, Türkiye'nin dün olduğu gibi bugün de Kıbrıs sorununun BM nezdinde çözümlenmesinden yana olduğunu söyledi. TÜRKİYE'NİN AB ÜYELİĞİ Başbakan Erdoğan, 3 Ekim'de Türkiye'nin AB ile tam üyelik müzakerelerine başlayacağını hatırlatarak, “Türkiye olarak AB ile üyelik sürecinde, gerek uyum yasaları gerekse uygulamalar konusunda çok ciddi adımlar atmış olduğumuz ortadadır” dedi. Erdoğan, AB ülkeleri arasında özellikle Fransa tarafından Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkıldığı biçimindeki değerlendirmeleri de gerçekçi bulmadığını belirtti. Erdoğan, Fransa'daki referandumun Türkiye'nin üyeliğiyle ilintilendirilmesinin yanlış olduğunu anımsatarak, “Fransa'daki referandumda, Fransız halkı AB Anayasası ile ilgili iradesini ortaya koymuştur. Ama bunun asla Türkiye ilgili bir yanı yok. Orada Türkiye'nin AB'ye girip girmeyeceği değil, sadece AB Anayasası oylanmıştır. Kaldı ki Fransız halkında oylama sonucu ortaya çıkan kanaatin pekişmesinin, direkt olarak anayasa ile ilgili olduğu kanaatinde de değilim. Bunun birazda oradaki yerel politikalar, oradaki iktidarlarla alakalı olduğunu düşünüyorum. Bu tür olgular, çoğu zaman halkın değerlendirmesinde de ciddi bir tesir oluşturabilmektedir” diye konuştu. IRAK Erdoğan, “ABD sizce Irak'ta daha ne kadar kalabilir?” sorusunu ise şöyle yanıtladı: “Şu an itibariyle bu konuda herhangi bir tarih belirtmek yanlış olur. Zira Irak'ın halihazırda ne düzenli bir ordusu var ne de düzenli bir güvenlik gücü. Her şeyden önce Irak'ta güvenliğin temini için mevcut sürecin işletilmesi, Irak hükümetinin artık tamamen oturmuş hale gelmesi lazım. ABD'nin ortaya koyduğu tavırla tüm bu konularda gerekli sinyaller verilerek, Irak'ta işler hal yoluna girene dek mevcut süreç devam etmelidir diye düşünüyorum.”