MHP Kurultay öncesi Kızılcahamam'da konuşan Bahçeli'nin gündeminde Darbe Eylem Planı ve Demokratik Açılım vardı..
Abone olİNTERNETHABER
ANKARA- İrticayla Mücedele Eylem Planı belgesiyle ilgili tartışmalara Bahçeli de katıldı. TSK'nın yıpratılmamasını isteyen Bahçeli, Başbakan'a seslenerek adaletin hızla işletilmesini istedi. İşte Bahçeli'nin belgeyle ilgili sözleri:
"Eğer Başbakan, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde olduğu iddia edilen demokrasiye ve siyasete müdahale hazırlıkları konusunda düşüncelerinde samimi ise, konunun vahametine ve ciddiyetine bağlı olarak adalet hızla işletilmeli ve hükümet bir an önce gereğini yapmalıdır. Ve bütün bunlar tamamen hukuk içinde kalınarak çözülürken, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yıpratılmasından, karalanmasından ısrarla kaçınılmalı, bu temel milli kurumun kahramanca yürüttüğü vatan görevi sekteye uğratılmamalıdır.
Türkiye geçtiğimiz asırlardan beri siyasetin ve demokrasinin sırtında kambur olan bu ilkel anlayıştan mutlaka kurtulmalıdır. AKP zihniyeti de bir an önce soruşturmaları sonuçlandıracak tedbirleri almalı ve konu sıkıştığı yerde devreye sokacak bir oyalama ve göz boyama vasıtası olmaktan çıkartılmalıdır. Bu konuda partimiz ihtiyaç duyulacak bütün desteği vermeye hazır ve kararlıdır."
KIZILCAHAMAM'DAN AÇILIM NOTLARI
Kurultay öncesi Kızılcahamam'dan konuşan Bahçeli açılımla ilgili de yine hükümeti topa tuttu. Açılım sürecinde imzası olanlar için Yüce Divan'ı işaret etti. İşte Bahçeli'nin gündeme oturacak sözleri:
YÜCE DİVANI İŞARET ETTİ
"Başta Başbakan, ilgili Bakanlar ve buna alet olan her kademedeki bütün görevliler olmak üzere bu hain senaryoda sorumluluğu olan herkes, Türkiye bir hukuk devletiyse zamanı geldiğinde mutlaka hesap vereceklerdir."
"ERTELEME DEĞİL TAKTİK"
"Başbakan, terör örgütüyle yürüttüğü pazarlık ve müzakerelerde mutabık kalınan çerçevenin dışına çıkılması nedeniyle öfkelenmiştir.
Bu yıkım projesini Türk milletine hazmettire hazmettire dayatma planlarının aksadığını düşünen Başbakan, şimdi zaman kazanarak tepkilerin dinmesini beklemektedir."
"NUMUNE TERÖRİST"
"Kandil’deki terör elebaşları ilk kafileyi göndererek kendilerinin bir açılım yaptığını, şimdi bu pazarlık sürecinin ileri aşamalarına geçilmesi için AKP’nin adım atmasını beklediklerini açıklamışlardır.
Bu beyanlar, karşılıklı adımlarla hayata geçirilecek projenin uygulama takviminin müzakere edildiğini göstermektedir.
Türkiye’ye gelen ilk terörist kafilesinin “numune olduğu ve test amaçlı geldikleri” terör elebaşlarının aynı gün yaptığı açıklamalarla ortaya konulmuştur.
Başbakan’ın ilk kafilenin karşılanması sırasındaki gösteriler karşısında “güven bunalımı oluştu, böyle devam ederse başa döneriz” sözleri, terör örgütü ile yapılan pazarlıkların açık bir itirafı olmuştur.
"HUKUK TERÖRİSTE GÖRE ŞEKİL DEĞİŞTİRDİ"
Hukukun teröriste göre şekil değiştirdiği, mahallinde portatif mahkemelerin kurulduğu, teröristin kahraman gibi karşılandığı görüntülerin millette haklı infial uyandırdığını savunan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sınırdan giriş yaparken, üzerlerinde taşıdıkları örgüt paçavralarıyla, barış gönüllüsü olarak takdim edilen ve hükümet nezdinde de öyle kabul gördüğü anlaşılan eli kanlı canilere yapılan hükümet teşrifatı milletimizde kapanmayacak yaralar açmıştır. Her bedeli ödemeye hazır olduğunu söyleyen Başbakan, son tepkiler üzerine geri adım atmış, yeni yığınaklara hazırlık yapmak için açılım denen yıkım sürecine mola vermek durumunda kalmıştır. AKP zihniyetinin 'PKK açılımı' kapsamındaki teslim törenlerinin milletimizdeki infialini durdurmak için yürüttüğü kafa karıştırıcı oyunları ve yıllardır kullanmaya çalıştığı karartma ve sıyrılma senaryolarını da artık öğrenmiştir.
BAHÇELİ, 10 MADDELİK KARARLAR LİSTESİNİ AÇIKLADI. İŞTE O KARARLAR...
[PAGE]
Bahçeli, toplantılar sonucunda; Merkez Yönetim Kurulu üyeleri, milletvekilleri ve il başkanlarının görüş birliğine vardıkları ve üzerinde mutabakat sağladıkları kararları ise şöyle sıraladı:
"1. Cumhuriyetimizin 86. yılını kutlamaya hazırlandığımız bugünlerde, kurucu ilkelerimiz ve temel değerlerimiz işbaşındaki hükümet tarafından tehlikelere maruz bırakılmıştır.
2. İç ve dış gelişmeler milletimizin huzuru, refahı ve birliği yönünde ciddi tehlikelerin yaklaşmakta olduğunu işaret etmektedir. Karşımızdaki en büyük tehlike bin yıldır milli kültürün etrafında oluşturduğumuz kardeşlik hukukunun ve milli kimliğin çözülmesidir. Bu tehlike milli devletin ve üniter yapının ortadan kalkmasına neden olacak yıkılma dinamiklerini içinde taşımaktadır.
3. Hükümetin "PKK açılımı" tam bir teslimiyete dönüşmüş ve Başbakan Erdoğan'ın gerçek yüzü kamuoyu tarafından görülmüştür. Sürecin sonunda yaşanan gerçekler, partimizin milli kimlik ve kardeşlik için verdiği mücadelenin haklılığını ve doğruluğunu ortaya çıkarmıştır.
4. Hükümetin çatışmacı, dışlayıcı ve kutuplaştırıcı siyaset anlayışı toplumda öfkeye ve umutsuzluğa neden olmaktadır. Türkiye'mizin yaşadığı ağır buhranın sorumlusu AKP hükümetleridir.
5. Türkiye'nin hiçbir meselesi bu ağır tabloya rağmen çözülemez değildir. Her sorunun çaresi ve çıkış yolu vardır. Ancak, ülkemizin önünün açılması, AKP zihniyetinin teslimiyetçi anlayışından ve kadrolarından milletimizin bir an önce kurtulmasına bağlıdır.
6. Önümüzdeki süreç milletimizin bütün göz boyama ve kafa karıştırma çabalarına rağmen gerçekleri görmeye başladığını işaret etmektedir. Bu umut verici uyanış, milletimizi içine düştüğü kısır döngüden kurtarmaya talip, huzura ve refaha kavuşturmayı sağlayacak olan Milliyetçi Harekete ve kadrolarına olan teveccühü artırmaktadır.
7. Partimiz yeni dönemde milletimizin geleceği açısından tarihin kendisine yüklediği sorumluluğun farkında ve şuurundadır. Türkiye'nin ve insanlığın bütün meselelerine ilişkin görüşü, yorumu ve değerlendirmesi vardır ve çözüm için hazırdır.
8. Milliyetçi Hareket, ülkemizin dağılma ve çözülme sürecine sürüklenmesine asla izin vermeyecektir.
Türkiye'nin bir avuç işbirlikçinin elinde ufalanıp yok olmasına göz yummayacaktır. Dayatmalara, istismara ve işbirlikçiliğine boyun eğmeyecek, yolsuzluğu ve yoksulluğu bir kader olarak kabul etmeyecektir. Ağır tahriklerle çözülme belirtileri gösteren kardeşliği onaracak, Türkiye'nin milli kimlik etrafında toplanılmasını sağlayacaktır.
Milli değerler etrafında kenetlenmeye davet edecek, ayrışmayacağımızı ve ayrılmayacağımızı, dosta ve düşmana gösterecektir. Daha müreffeh, daha huzurlu, daha onurlu ve daha kudretli bir Türkiye'nin kapılarını açacaktır.
Ve Türkiye Cumhuriyeti, ebedi vatanında milli varlığını ve birliğini sonsuza kadar koruyacaktır.
9. Milliyetçi Hareket, bu kutlu değerleri ve kutsal emanetleri muhafaza etmeye yeminlidir. Her yönetim kademesindeki mensupları arasında bu ilke ve hedeflere ulaşılması konusunda tam bir uzlaşma ve kararlılık vardır.
Partimiz, üzerine düşen görevleri, milletimizin esenliği için kendisinden beklenen duruşu ve tepkileri bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yapacak inanca ve ülkülere sahiptir. İnancımız odur ki, Cenab-ı Allah, Türkiye'yi ve Büyük Türk Milletini karşılıksız seven ve bu uğurda her çileye ve güçlüğe katlanmaya hazır olan Milliyetçi Hareketi iktidar yolunda mutlaka muzaffer kılacaktır.
10. Önümüzdeki 9. Olağan Kongre süreci, bu gerçeklere vakıf, yeni dönemin ağır gündemini taşıyacak, çözüm bekleyen sorunların farkında, önce ülkem ve milletim, sonra partim ve sonra ben diyen Türkiye sevdalıları arasından yapılacak seçimin milletimize müjdesidir."