Muğla'daki davada eski Yarbay Davut Uçum, FETÖ'cü olmadığını hayat tarzının bu profile uymadığını iddia etti. Uçum, helikopteri Kara Havacılık nöbetçi amiri Yarbay Özcan Karacan'ın talimatıyla kaldırdığını söyledi.
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a Marmaris'te düzenlenen suikastle ilgili helikopter pilotu eski Yarbay Davut Uçum, FETÖ'cü olmadığını giydirilmeye çalışılan gömleğin de kendisine uymadığını söyleyerek, kendisine kumpas kurulduğunu iddia etti. Uçum, Muhsin Yazıcıoğlu'na yönelik suikast iddialarına adının karışmasını da yine FETÖ'cülere bağladı.
Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesince Muğla Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonu'nda devam eden yargılamada, mahkeme heyeti, darbeci askerleri almak için geri dönen ancak polisin yoğun ateşi sonucu bunu başaramayan Sikorsky helikopterin pilotu eski Yarbay Davut Uçum'un savunmasını aldı.
Kalkıştan sonra Atatürk Havalimanı'na iniş yaptığını, buradan da Çiğli'ye hareket ettiğini anlatan Uçum, yakıt ikmalinin ardından Marmaris'e uçtuğunu söyledi. Bu süre içerisinde darbeden haberi olmadığını; cep telefonunun da şarzının bittiğini söyleyen Uçum, şöyle konuştu:
"POLİS, DARBECİLERLE ÇATIŞMIŞ"
Marmaris'e girer girmez bize ateş başladı. Onun için en uzak noktaya gittik. Polis ekipleri deniz kenarında askerlerin etrafını sarmış durumdaydı. Her taraftan ateş geliyordu. Bu çok anlamlı gelmedi. Orada o kadar terörist olmayacağı belliydi. Bu nedenle burası bana 17-25'i hatırlattı. Bir kısım polisin bürokrat birilerini almak için gittiklerini, karşı koyduklarında neler olduğu gibi benzer durum oldu. Burada polis, asker karşı karşıya geliyorsa bir sıkıntı olduğunu düşündüm. Ama burada bütün sorumluluğu alıyorum. Çünkü çekip gidemezdim. Polis ve asker birbirine ateş ediyordu. Çatışmazlığı sağlamak için elimden gelen her şeyi yaptım."
"HELİKOPTERİMİZ DÜŞÜYORDU"
Biz zaten yüzde 1 ihtimalle kurtulduk. Ben dileseydim bir tane mermi yemeden oradaki herkesi etkisiz hale getirirdim. Ama hedef gözetmedim. Şükrü Seymen ve ekibini gördüm ama alamadım. Bana atış yapılan bütün mermileri gördüm. Deniz üstünde geri geri gelmeye başladım. Saniyede 4-5 mermi gelmeye başladı. Artık bütün hayati sistemlerden hedef aldık ki düşmeye başladık. Denize yaklaşırken düşmekten kurtulduk. Helikopterden ikaz sesleri gelmeye başladı.
YAZICIOĞLU'NA SUİKAST İDDİASI
Eğer gerçekten bu olay suikast ise ben 29'unda gittim. Ben gittiğimde Muhsin Yazıcıoğlu incelemesi yapılmıştı. Benim o helikopterin başında bir fotoğrafım var. Özel kuvvetlerin helikopteri de bizim gayretimizle TSK'ya kazandırıldı. Sivil Havacılık Kurumu araştırmasını yaptı. Enkazı araziye terk etti. Araziye terk edilmiş bir helikopter üzerinden cihazlar söküldü algısı yapılıyor. O dönemin özel yetkili savcısı ve mahkemesi tarafından yargılandım. Helikopterle alakamız yok. Biz kırım için gittik. Burada amaç suikast değil, bizi bu olaya bulaştırmaktı. O dönemde FETÖ'ye mensup olduğunu düşündüğüm insanlar tarafından da yıpratıldım."