Ekrem Dumanlı, Erdoğan için 'maskeli adam' dedi ve Yüce Divan yolunu hatırlattı!
Abone olZaman gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı'nın bu haftaki yazısı yine şimşekleri üzerine çekecek. Dumanlı "Maskeler düşünce" başlıklı yazısında Erdoğan'ın eski sözlerini hatırlatarak 'maskeli adam' yakıştırması yaptı.
Dumanlı yazısında köşe yazılarından yola çıkarak Erdoğan'a bir de Yüce Divan yolunu gösterdi ki çok kızdıracak! Mesut Yılmaz'ın Milliyet için yaptığından bile daha korkunç olduğunu söyleyen Dumanlı Yüce Divan'ı hatırlattı.
Paralel maralel hikâye; bu ülke resmen ‘parti devleti’ olmaya sürükleniyor. Partinin direktifleri doğrultusunda atanan ve icraat yapan bürokratlar yetmezmiş gibi, hazır ol vaziyetinde her gün manşet bekleyen medya türetiliyor.
UYDURMA DAVALAR AÇILACAK
Görünen o ki ‘örgüt’ telkini üzerinden yargıya baskı yapılacak ve belki uydurma davalar açılacak. Eski Ergenekonculardan alınan akıl ve taktikle bir yandan Camia sindirilmek istenecek öbür yandan da yolsuzluk ve rüşvet iddiaları örtbas edilecek
NE ÇOK MASKELİ ADAMLAR VARMIŞ
Ne kadar da çok maskeli adam varmış memlekette. Ve o maskenin gerisinde ne kadar perdelenmiş kin ve nefret barınıyormuş. Bilemedik. Üç günlük dünyanın şan u şöhreti, mal u mülkü uğruna bu kadar kirli bir dil kullanılabileceğini tahmin edemedik. Yaşananlar gösterdi ki bazı kişiler öteden beri maskeli bir iletişim yolunu tercih etmiş. İçlerinde biriktirdikleri kin ve öfke ile gülücükler dağıtan maskeleri arasındaki korkunç tenakuz her geçen gün biraz daha belirgin hale geliyor. Yazık ki ne yazık!
Nereden bilebilirsiniz ki daha düne kadar tekrar ber tekrar “Ben Rabb’ime söz verdim, alnı secdeli insanlar benim zamanımda zarar görmeyecek.” diyen birisi, alnı secdeli insanların ‘kökünü kurutma’ kararı almış olsun. Nereden bilebilirsiniz ki Türkiye’nin daha yaşanır bir ülke ve huzur adacığı haline gelmesi için demokratik bir şehrahta kol kola yürüdüğü bir kitleye karşı ‘insan kaynaklarını kurutma’ kararı almış olsun. Nereden bilebilirsiniz ki din, dil, ırk farkı gözetmeksizin hep birlikte huzurla yaşamak uğruna heyecanla desteklediğiniz kişiler bazı ayıplarını kapatmak için hakkınızda yalan, hakaret, iftira gibi yollara tevessül edecek...
ANANAS VE TESBİH GERÇEĞİ
Bir ‘ananas’tır tutturmuş gidiyorlardı. Telefonda ananas diyen ve Uganda’da iş yapmak isteyen işadamlarına yardımcı olmak için çırpınan kişi ortaya çıktı, “Ben Uganda fahri konsolosuyum, bu ananas sadece ananastır; bundan mana çıkaranlar hata yapıyor.” dedi; lakin bir zümre yalan yanlış yorumlara devam etti.
Şimdi de tesbihi diline doluyor birileri. O da şifreymiş. Evet, yüzlerce yıldır zikrullahın şifresidir o; villaların, katların, yatların değil...
ERDOĞAN'A YÜCE DİVANI GÖSTERDİ!
Dumanlı, Sabah ve ATV'nin satışıyla ilgili medyaya sızan ses kayıtlarından yola çıktı Mesut Yılmaz'ı örnek gösterdi ve şu anki durumun o dönemden bule korkunç olduğunu iddia ederek Erdoğan'a Yüce Divan yolunu hatırlattı:
Hafta içinde bazı köşe yazarları Sabah, Takvim ve ATV’nin satış işlemi ile ilgili ağır yazılar kaleme aldı. Sebebi, internete düşen bazı ses kayıtları. Dava dosyalarına girmiş o kayıtlara bakılırsa bu gazete ve kanalın satış işlemi bizzat Başbakan’ın emriyle ve bir bakanın talimatıyla yapılmış.
Başa dönecek olursam; yukarda özetlediğim manidar tablo karşısında birçok köşe yazarı, “Bu işlem Yüce Divan’da biter.” manasına gelen sözler söylüyor. Verdikleri misal herkesçe malum.
Eski başbakanlardan Mesut Yılmaz ile ilgili şöyle bir iddia söz konusuydu: Milliyet Gazetesi’nin satış işlemlerine müdahil oldu, hatta satış işlemini bizzat yönlendirdi, talimatlar verdi. Konu kamuoyuna mal olunca eski başbakan, Yüce Divan’a sevk edildi, orada yargılandı...
Sabah, Takvim ve ATV satışı ile ilgili mahkeme kararıyla yapılan legal dinlemeler gösteriyor ki şu anki iddialar Mesut Yılmaz dönemindekinden daha korkunç.
Aslında ahirete inananlar için bir “Yüce Divan” var. Öbür âlemde kurulacak o divana hazır olmak her inanan insan için kutsal bir vazifedir. Buradaki divan bir şekilde atlatılabilir; ancak “Hakk’ın Divanı”na varınca yalan yazıların, çarpıtılmış yorumların, kurulmuş komploların, hakarete varan lafların hesabı tek tek görülür. Esas olan da odur...