BIST 9.185
DOLAR 34,38
EURO 36,85
ALTIN 2.968,42
HABER /  GÜNCEL

Erdoğan'a kin ve öfke dolu mektup

ÖSS sınavına alınmayan başörtülü Hanife Tunç'un ağabeyi isyanını, Erdoğan'a yazdığı mektupta şöyle dile getirdi: "Öfke kine dönüştü. Hepimizin dilinde beddua var.."

Abone ol

Yeni Asya Gazetesi'nin haberine göre, ÖSS'ye fötr şapka ile girmek istemesine rağmen sınava alınmayan başörtüsü mağduru Hanife Tunç'un ağabeyi Başbakan Erdoğan'a bir mektup yazdı ve 'umutlar kine dönüşüyor. Anne babaların dilinde beddua var' dedi. Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS)’ye başörtüsünün üzerine fötr şapka taktığı gerekçesiyle sınava alınmayan Kübra Hanife Tunç’un ağabeyi Süleyman Tunç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a mektup yazdı. Mektubunda kız kardeşinin mağduriyetini anlatan Süleyman Tunç, başörtülü kardeşinin sınavda mağdur olmaması için fötr şapka taktığını ancak keyfi bir uygulamayla karşı karşıya kaldıklarını söyledi. Erzurum'da başörtüsü ile sınava alınmayacağını düşünerek fötr şapka takan Kübra Hanife Tunç da başörtüsü yasağının mağduru oldu. Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Edebiyat Bilimleri bölümünde sınava girecek olan Tunç, yerini görmek için gittiğinde bile başörtülü olduğu gerekçesiyle içeriye alınmadı. Kardeşinin durumuna çok üzüldüğünü söyleyen ağabey Süleyman Tunç, kardeşinin 1 yıllık çalışmasının keyfi bir uygulamayla zayi edildiğini iddia ederek, “Kardeşim 1 yıldır bu sınava hazırlanıyordu. Hiç kimsenin bu çabayı zayi etmeye hakkı yok. Benim kardeşimin içindeki ümidi yok ettiler.” diyerek tepkisini dile getirdi. Kardeşinin bu durumuna çok içerlediği için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a mektup yazdığını belirten Tunç mektubunda Başbakan Erdoğan’a şöyle seslendi: “Sayın Başbakanım, bugün 20 Haziran ve insan hakları bir kez daha ihlâl edildi. Demokrasi bir kez daha rafa kaldırıldı. Laiklik birkez daha hakim gücün istediği gibi yorumlandı. Bu mektubu size 09:45’ te yazıyorum. Kardeşim 20 dakika önce bütün emeklerini yakarak sınava gireceği okulun kapısından geri çevrildi. Sorun birtek benim kardeşimin kapıdan geri dönmesi değil bütün Türkiye’de aynı problemi yaşayanların problemi. Sayın Başbakanım hükümete geldiğinizde bu problemi çözeceğiniz noktasında umutlar belirdi. Hatta umutları son söylemlerinizle güçlendirdiniz. Ama şunu bilin ki umutları kine dönüşüyor. Anne-babaların dilinde bedduâ var. Acaba iktidarınızın gayesi sadece ekonomik rahatlık mıdır? İnsanlar peynir ekmekle de hayatlarını sürdürürler ama bazı değerler vardır ki bunlar için yaşanır. Türkiye’deki özgürlüklerin kapsamı nedir kimleri nasıl kapsar? Sayın Başbakanım ülkemizin her zamankinden daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyacı olduğu bu günlerde acaba toplumu marjinal grupların yönlendirmesine, uç fraksiyonların etkisi altına girmesine müsaade etmek ülke için ne kadar doğru olur. Sınava girmek için kapıda başını açan o bacıların ellerinin baş örtülerini çıkarmak için başlarına giderken ne kadar ağırlaştığını, nasıl bir utanç duyduklarını görmenizi isterdim. Sayın Başbakanım insanları gelecekleri ile inançları arasında tercih yapmaya zorlamak doğru mudur? Eğer siyain gücü bu ülkeyi özgürleştirmeye yetmiyorsa sandığa gitmemizin br mânâsı da olmasa gerek. Daha özgür bir Türkiye’ye başbakanlık yapmanız dileği ile.”