CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, “Bugün İslam coğrafyasında akan kanın arkasında Başbakan ve uygulamaları vardır. Hazreti Yusuf’u kuyu...
Abone olCHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, “Bugün İslam coğrafyasında akan kanın arkasında Başbakan ve uygulamaları vardır. Hazreti Yusuf’u kuyuya itenlerin içerisinde bizzat Tayyip Erdoğan vardır” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, Samsun’un Bafra ilçesinde partisinin düzenlediği İlçe Danışma Meclisi toplantısına katıldı. CHP İlçe binasında bazı partililer tarafından yeterince konuşmadıkları gerekçesiyle eleştirilen CHP Genel Başkanı Haluk Koç, “Bu mücadele gece yatıp sabah istediğinizi bulacağınız bir mücadele değil. Bu mücadele bağımsız Türkiye mücadelesi. Demokrasi ve özgürlük mücadelesi, Türkiye’ye giydirilmeye çalışılan karanlık bir gömleği kabul etmeme mücadelesi. Karşımızda Türkiye’yi dört koldan üretmeyen bir ülke ve kendi ulusal güvenliğini çeşitli noktalarda zaafa uğratacak bir ülke haline getirdiler. Bazı gerçekleri ifade etmek zorundayız. Üniversitede kendi uzmanlık dalımda karşıma çıkan birkaç kişiye yardım etmekle sorunun çözülmeyeceğini gördüm. İnandığım bir Türkiye’nin, inandığım bir dünya düzeninin Türkiye’de uygulanmasının yolu ancak düşüncelerinizi siyasette savunur ve onu iktidara getirirseniz onu yaşama getirebileceğinize inanıyorsanız siyasete girin. Yani bunun yolu yolu siyasetten geçiyor” diye konuştu.
MEDYAYA TEPKİ
Tohum Yasası dahil, tarım arazilerinin yabancılara satışı dahil bu konularda tüm Cumhuriyet Halk Partililer tarafından komisyonlarda mücadelesinin verildiğini söyleyen Koç, “Şu anki parlamento aritmetiği içinde 326 kişiye rehine sayısını 2’den 1’e düşürdük, 133 kişi var. Eşit bir aritmetikle mücadele edilemiyor. Ve ne yazık ki Türkiye’de, Türkiye’den yönetilmiyor. Cumhuriyet Halk Partisi’nde bir mücadele veriliyor. Eleştiriye açığız, eksiklerimiz mutlaka var. Hiçbir zaman dört dörtlük olmadığımızı biliyoruz. Ama ‘Cumhuriyet Halk Partisi hiçbir şey yapmıyor, mücadele etmiyor, bunlara karşı ses çıkartmıyor’ zannetmeyin. Benim adımın Hüseyin Çelik olması lazım ki televizyonlara çıkartsınlar. Cumhuriyet Halk Partisi ve geçmişi ile bir suçlama üretip karşısında bir savunma yaptığınızda onu duyurmayarak bu hakkını sonsuz kullanıyor. Bu demokrasi değil. Medyası özgür olmayan, yargısı bağımsız olmayan, tamamen iktidarın güdümüne bırakılmış bir sistemde 132 kişinin 326 kişiye karşı verebileceği mücadele bu. Bütün bu yasalar parlamentoya geldiğinde, komisyonlarda kabul edenler etmeyenler durumuna geldiği zaman her gün meclis kürsüsünü işgal etme durumunuz yok. Disiplin cezası uygulanıyor. Kamer Genç’e yaptıkları gibi 3 oturum atıyorlar” şeklinde konuştu.
“FUTBOL SAHALARINDA TARAFTARLAR…”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, sözlerine şöyle devam etti:
“Anayasa Mahkemesi bundan öncesinde ülkenin çıkarlarına aykırı olan her şeyde olumlu karar veriyordu. Şu anda Anayasa Mahkemesi hukuki kakar veren bir yüksek yargı organı değildir. Siyasi mütalaalarla karar verir. Başbakan’ın siyasi çıkarı neyse oradan aldığı işaretle karar verir, Türkiye bu noktaya geldi. Muhalefete muhalefet yapmaktan çıkalım karşımızda koskoca bir karanlık var ve Türkiye’yi de nereye götüreceği açık seçik belli olan karanlık. Bu ülkeye, bu topraklara zerre kadar bir bağlılık bu ülkenin temel değerlerine içinizde bir minnet bir bağlılık hissediyorsanız bu duyguları paylaşan herkesin mutlaka işin bir ucundan tutması gerekiyor. Bu tek kişinin üç kişinin mücadelesi değil, toplumun mücadelesi. Karşımızda, ‘ben bütün emperyalist projelerin eş başkanıyım’ diye böbürlenen ve o talimatlarla bu coğrafyayı kan gölüne çeviren bir adam var. Bugün İslam coğrafyasında akan kanın arkasında Başbakan ve uygulamaları vardır. Bu çok açıktır. İslam dünyasının arkasına saplanan hançerde Tayyip Erdoğan’ın parmak izleri vardır. Onun deyimiyle söyleyeyim. Hazreti Yusuf’u kuyuya itenlerin içerisinde bizzat Tayyip Erdoğan vardır. Bir toplumsal süreç yaşanıyor Türkiye’de. Artık futbol sahalarında taraftarlar hükümet aleyhine tezahürat etmesin diye özel birtakım provokasyonlarla olaylar çıkartılıyor. O noktaya geldik.”
(İHA)