BIST 9.601
DOLAR 35,26
EURO 36,78
ALTIN 2.961,74
HABER /  GÜNCEL

Erdoğan'a darbe ve türban soruldu

Türkiye hakkındaki raporun kabul edildiği dakikalarda Başbakan Erdoğan, yoğun soru bombardımanı altındaydı. Soruların kimi türban, kimi darbelerle ilgiliydi..

Abone ol

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AB Komisyonu tarafından açıklanan İlerleme Raporu'nu genel anlamda 'dengeli' ve 'olumlu' bulduğunu belirterek, "Müzakerelere başlama konusunda ilk yeşil ışığı aldık. Bayrak yarışının ilk etabını başarıyla geçtik" dedi. Başbakan Erdoğan, AB İlerleme Raporu'nun açıklanmasının ardından kurmaylarıyla bir durum değerlendirmesi yaparak, Devlet Bakanı Mehmet Aydın, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Murat Mercan, Adana Milletvekili Ömer Çelik, Türkiye'nin Avrupa Konseyi nezdindeki Daimi Büyükelçisi Daryal Batıbay ile birlikte kameraların karşısına geçti. Komisyon raporunu 'dengeli' bulduklarını belirten Başbakan Erdoğan, rapor nedeniyle AB Komisyonu Başkanı Romano Prodi ve komisyon üyelerine teşekkür etti. Türkiye'nin 1999 yılından bu yana değiştiğini ve geliştiğini ifade eden Erdoğan, AK Parti Hükümeti'nin sağladığı gelişmelerle net ve tereddütsüz öneri için AB Komisyonu'na gerekli veriler için kararlılığını yitirmediğini kaydetti. "Sessiz devrim gerçekleştirdik" diyen Erdoğan, bu doğrultuda AB Komisyonu'ndan müzakerelere başlama konusunda ilk yeşil ışığın geldiğine dikkat çekti. Erdoğan, "Bayrak yarışının ilk etabını geçtik. 17 Aralık'ta siyasi irade gerçekleşecek ve müzakereler başlayacak" diye konuştu. 17 Aralık'ta müzakere tarihinin alınması konusunda hükümet olarak girişimlerini sürdüreceklerini belirten Erdoğan, "Tavsiyeler olumlu olduğuna göre müzakerelerin gecikmeksizin başlaması gerekir. 2005 yılının ilk birkaç ayında müzakerelerin fiilen başlatılması temennimizdir. Biz de hükümet olarak uygulamada kaldığımız yerden devam edeceğiz" şeklinde konuştu. Erdoğan, Türkiye'nin ayrımcılık istemediğini dile getirerek, "Türkiye bir ayrımcılık istiyor mu? 25 artı 2 ülkeye ne uygulandıysa Türkiye'ye de hakkaniyetin, adaletin gereği uygulanmalıdır. Bunun dışında herhangi bir şey istemiyoruz. Bu şekilde çıkarsa medeniyetler buluşmasında AB, 'İşte adres burasıdır' diyecektir. Bu da 25 artı 2 ülke için çok önemli bir sınav olacaktır. Komisyon'un görevi bitti şimdi sıra Konsey'dedir" dedi. "FANTEZİ ARAYIŞI İÇİNDE DEĞİLİZ" Erdoğan, adaylık sürecine yeni başlamış bir ülke için belki yeni fanteziler olabileceğine işaret ederek, "Ama Türkiye böyle fantezi arayışı içinde olmamıştır, olmayacaktır da. Önüne ne konulduysa fazlasıyla yerine getirmiştir. Hatta tam üye olan bazı ülkeleri bile aşmıştır" mesajını verdi. Türkiye'nin üzerine düşeni heyecanla yaptığının altını çizen Erdoğan, rakip takım değil, aynı takım içerisinde olmanın heyecanı içinde tüm bu reformları gerçekleştirdiklerini vurguladı. Erdoğan, "Bugüne kadar yere sağlam basarak bugünlere geldik. Bundan sonra da yere sağlam basarak yola devam edeceğiz" diye konuştu. AB'ye tam üyelik hedefinin sadece hükümetin değil cumhuriyet ilkeleri doğrultusunda sahiplenilen bir proje olduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan, hükümet olarak önümüzdeki dönemde de önceliklerinin 'AB' olacağını kaydetti. Erdoğan, Avrupalı liderlere seslenerek, "Lehte, aleyhte, doğru yanlış fikirler ortaya konulabilir. Ancak objektif eleştirilere açığız. 17 Aralık'ta Türkiye'yi bugünkü haliyle değil tüm yapılacakları karşılayacak haliyle değerlendirin" şeklinde konuştu. Daha sonra gazetecilerin sorularını da cevaplandıran Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin önümüzdeki dönemde Kıbrıs için yeni bir inisiyatif alıp almayacağı yönündeki bir soru üzerine, KKTC üzerindeki ekonomik ambargonun kaldırılması gerektiğini söyledi. Kıbrıs'ta samimi bir gayret ortaya koyduklarını belirten Erdoğan, "Sınır problemine rağmen sorunlu olarak Güney Kıbrıs AB'ye alındı. Bu standardı ve durumu anlamakta zorlanıyorum" dedi. Erdoğan, AB Komisyonu Başkanı Romano Prodi'nin 'Rapordan koşullu evet çıktığı' yönündeki açıklama yaptığının hatırlatılması üzerine, "Böyle bir şey söz konusu değil. Nereden nasıl çıkardınız? Nasıl tercüme ettirdiniz? Herhalde yanlış bir iletişiminiz var" karşılığını verdi. "İHTİLAL OLURSA ASKIYA ALINIR" Erdoğan, 'Müzakerelerin askıya alınması bir ayrımcılık mı?' yönündeki bir soruyu, "AB'ye üye olmada kriterler bellidir. Şu ülke için böyle olacak denilmedi. Ortada Kopenhag Kriterleri var. Bunların hepsini bir tarafa alıp da 'Hayır biz askıya alacağız' demek demokratikleşme sürecini hızlandıran bir ülkenin bu sürecine saygısızlık olur. Bu geriye gidişe neden olur. AB kendi ilkeleriyle çelişir. Bir ülkede ihtilal olursa ancak askıya alınabilir. Demokrasinin ayakta olduğu bir ülke için böyle bir şey söz konusu olamaz" şeklinde cevaplandırdı. Erdoğan, Türkiye'nin üyeliğe alınması için ortaya konulan 'makul süreyi' ilkelerin yerine getirilmesi olarak açıklayarak, siyasi ve ekonomik kriterlerin yerine getirilmesi halinde son kararı AB ülkelerinin vereceğini dile getirdi. Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin Fransa'daki türban yasağını hatırlatarak, 'Öğrencilere ne mesaj vereceksiniz?' sorusunu yöneltmesi üzerine, "Gündem bu değil. Farklı gündem için toplandık. Hayatımda mücadelem demokratikleşme, insan haklarının yanı sıra eğitimde hak ve özgürlüklerinin savunulması oldu. Fransa da bunu değerlendirmeye alacaktır" dedi. Erdoğan bir soru üzerine de, AB'nin 'Hıristiyan Kulübü' olmadığını belirterek, "AB kendini eğer böyle değerlendiriyorsa onu bilemem. Bunu ne tarihe ne geleceğe anlatabilir" şeklinde konuştu. Erdoğan, baş müzakerecinin kim olacağını soran bir gazeteciye, "Doğmamış çocuğa don biçmenin lüzumu yok. Hafızalara oturan isimler var. Üzerinde çalışıyoruz" diye cevap verdi. Erdoğan, Fransa'nın 'referandum' girişiminin sorulması üzerine de, Chirac'ı üstü kapalı uyardı. Erdoğan, "Hiçbir siyasi lider ölene kadar aynı makamda kalmaz. Reel politik davranmak lazım. Reel politik davranan liderleri milletler hiçbir zaman unutmaz ve onları takdirle anarlar. Biz adımlarımızı reel politik atıyoruz, muhataplarımızdan da aynı şeyi bekliyoruz" diye konuştu. Erdoğan bir gazetecinin 'Raporda tarih belirtilmemesi sizde endişeye yol açtı mı?' yönündeki sorusunu ise "Endişem yok, sadece kriterlere bakıyoruz. Buna siyasi irade son noktayı koyduğunda bu iş biter" şeklinde yanıt verdi.