BIST 9.725
DOLAR 35,19
EURO 36,85
ALTIN 2.972,39
HABER /  POLİTİKA  /  CHP

Erdoğan'a 'boyun mu uzadı' diye çıkıştı!

Kılıçdaroğlu, partisinin meclis grubunda 'Cumhur' tartışmalarını değerlendirdi. Resepsiyona gitmediği için kendisini eleştiren Başbakan'a, 'Sen gittin de boyun mu uzadı' diye sordu.

Abone ol

İNTERNETHABER.COM-29 Ekim'deki resepsiyon krizi hala gündemdeki yerini koruyor. Köşk'teki resepsiyona katılmayan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bugünkü grup toplantısında resepsiyona neden katılmadığını anlattı. Kendisini eleştiren Başbakan Erdoğan'a, 'Sen gittin de boyun mu uzadı' diye çıkıştı!

Kılıçdaroğlu resepsiyon günü, aynı gün açlık grevi yapan bir kadın işçinin isyanına ortak olmaya gittiğini belirtti. Başbakan Erdoğan'ın, taşeron işçileri görmezlikten geldiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, 'Sen kim, bana Cumhur'dan bahsetmek kim? Sen daha alın teri ile para kazanarak evine ekmek götüren Cumhur'a nasıl hitap edeceğini bilmiyorsun' dedi.

Hükümeti 'despot olmakla' itham eden Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin devleti ele geçirmek istediğini belirtti.

CHP Lideri ayrıca, "Bir liderin doğuşu: Recep Tayyip Erdoğan" kitabını da dikkat çekerek, o kitaptan Başbakan Erdoğan'ın hapishane hayatını alıntı yaptı ve ilginç bir ayrıntıya dikkat çekti:

ERDOĞAN'IN YATTIĞI HAPİSHANEYE BAKIN!

"Hani bizim bir Başbakan'ımız var ya.. Adı Recep Tayyip Erdoğan... Onun hayatını anlatan bir kitap çıkmış... Kitapta da hapiste yaşadığı günler anlatılmış... Durun size Sayın Erdoğan'ın hapishanesini anlatayım... Bakın o hapse girmeden nasıl hazırlıklar yapılıyor: Televizyon koyuluyor... Yerlerde boydan boya halı ile kaplanıyor, şofben takılıyor... Sıcak suyla duş alacak ya... Deri oturma gurupları koyuluyor, derin dondurucu yerleştiriliyor, çalışma masası da varmış... Allah aşkına sayın Başbakan bir de ağlıyor... Ben hapishanede yattım diye. Yemezler Sayın Başbakan yemezler..."

TERÖR SORUNU

Parti grubundaki konuşmasına Taksim'de yaşanan terör saldırısı ile başlayan Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hepimizi üzen bir olay meydana geldi. istanbul'daki terör saldırı yüreğimizde burukluk yarattı. Bereket versin ciddi sonuçlar doğurmadı. Bugüne kadar terörden çok çektik. Barıştan ve kardeşlikten yana olanlar birleştiler. Teröre karşı bir yürek oldular. Ayırmak istediler ayrılmadık, bölmek istediler bölünmedik. Bölünmeyeceğiz, ayrılmayacağız, teröre karşı birleşeceğiz. Terörün olmadığı bir ülke istiyoruz. Herkesin evine alın teri ile kazandığı aşı ve ekmeği götürmesi gereken bir ülke istiyoruz. Terör bir insanlık suçudur. Teröre karşı mücadele özgürlüğü ve barışı isteyen herkesin görevidir. Mutlu Türkiye istiyoruz... Herkesin karnının doyduğu bir ülke istiyoruz... İşi olmayanın aşı, aşık olmayanın da huzuru olmaz.

Aşı ve işi sağlayan devlettir. Ama hangi devlet? Despot devlet değil... O devletin adı sosyal devlettir. Siyasal iktidarların görevi de devleti sosyal kılmaktır. Yurttaş o devletin kanatları altında, gelecek kaygısı olmadığını öğrenebilmelidir. Bunun için iktidarlar bütçe ve ekonomi politikası oluştururlar. Bütün amaç mutlu bir Türkiye yaratmaktır"

AK PARTİ DEVLETİ ELE GEÇİRECEK!

AK Parti'nin gizli gündem peşinde olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, 'Devleti ele geçirecekler' uyarısı yaptı:

"Bunu ancak asıl amaçlarına ulaşmak için gizli gündemleri olan siyasi anlayışlar yapar. AKP devleti ele geçirmeyi çalışıyor. İstediğiniz kadar gidin, tek bir CHP'li kalıncaya kadar sizinle kararlılıkla mücadele etmek bizim boynumuzun borcudur"

BİZ TAŞERON İŞÇİLERİN YANINDAYDIK

Cumhuriyet Bayramın'da Köşk'te düzenlenen resepsiyona katılmadığı için tepki çeken CHP Lideri, o resepsiyona neden katılmadığını şöyle anlattı:

"Öyle çıkacaksınız, 'Yok cumhura gitmediler, yok şunu söylediler' Cumhur başımızın üstündedir. Ama biz insanları ayırmıyoruz... Kadıköy'deki de Bitlis'teki de vatandaş da benim başımın üstündedir. Cumhuriyet Bayramı'nda ben ve bir grup arkadaşım İstanbul kadıköy'de yurttaşlarla yürüyüş yaptık. Türkiye'nin 80 iline huzur kardeşlik mesajları verdik. Bu mesajları on binler tekrarladı ve Cumhuriyet selamı gönderdi. Biz huzur mesajı veriyoruz, barış mesajı veriyoruz, Ankara'dan birileri rahatsız oluyor. Efendim ben yurttaşlarla buluşmuşum da Cumhurla buluşmamışım. Kadıköy'deki insanlar Cumhur değil mi? Bu ülkenin halkı değil mi? Ben diyorum bunlar bölücü... Biz bölünmeyelim diyoruz, onlar bölünemlim diyorlar.

Onlar bir şeyi görmediler. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramın'da gördüklerini görmemezlikten geldiler. Biz o akşam oradan Paşabahçe'ye emeklilerin, çalışanların yanına gittik. Paşabahçe'de bedenini açlık grevine yatıran arkadaşımızın yanına gittik. Ve ona kendini yalnız hissetme, biz burada yanındayız dedik"


SAYIN BAŞBAKAN O KADINI CUMHUR'DAN SAYMADI!

AK Parti'nin taşeron işçileri görmemezlikten geldiğini belirten Kılıçdaroğlu, 'Sen bana hangi Cumhur'dan bahsediyorsun?' diye çıkıştı:

"O gittiğimiz kişi kimdi? AKP'nin görmemizlikten geldiği... Onu da Cumhur'dan saymıyor... O bir anne... Evine ekmek götürüyor, hırsızlık yapmıyor, yolsuzluk yapmıyor. O alın teri ile parasını kazanıyor... Onun yanına gidip, 'Niçin bedenini ölüme yatırdın' dedik. 'Var olan tek bedenim, param pulum yok o nedenle bedenimi yatırıyorum ölüme' dedi. Mücadeleyi sürdürmesini istedik. Bu mudur sizin Cumhur anlayışınız? Bu işçi kardeşimiz 5 yıl çalışmış, bir gün de hakkımı arayayım demiş... Bir sendikaya üye olmuş... Vay sen misin sendikaya üye olan! Ertesi gün kapıya konulmuş. Başbakan bu durumdan utanmıyor mu? Acaba Başbakan'ı o çadırda yatan insanları görmemzilikten gelince utanmıyor mu, sıkılmıyor mu? Sormak istiyorum, sendikalı olmak yasak mı bu ülkede?

Şimdi AKP ne demek istiyor o kadıncağıza... 'Bir dakika dur, çalışacaksın ama hukuk değil köle düzeninde... Sendikalı mı oldun? Kapının önüne konacaksınz. Sana verilmiş bir asgari ücret, buna mahkumsun. Benim düzenim budur' diyor. Bu kölelik düzenini de CHP yıkacaktır.
Efendim Çankaya Köşk'üne niye gitmemişiz. E sen gittin ne oldu? Boyun mu uzadı. Ama ben gittim, hak arayan işçi kadına gittim. Sen mi iyi iş yaptın ben mi iyi iş yaptım. Sen mi Cumhur'a gittin ben mi Cumhur'a gittim?

Bunlar kalkıyorlar Cumhur'dan bahsediyorlar... Cumhur kim siz kim? Sizin işiniz gücünüz cebinizi doldurmak. CHP iktidarında hiç bir taşeron işçisi taşerona teslim edilmeyecektir. Kadrosunu vereceğiz adam gibi çalışacak. Çünkü biz insandan, emekten yana bir partiyiz. İki milyon işçi kulaklarını bize diksinler."


BU İNSANLAR MUTLULUKTAN MI İNTİHAR EDİYOR?

TÜİK verilerinden ülkedeki intihar vakalarını derleyen Kılıçdaroğlu, 2003 yılından bu yana intihar vakalarının şiddetli arttığına vurgu yaparak, 'Bu insanlar mutluluktan mı intihar ediyor' diye isyan etti:

"Size hayatın bir başka penceresini açmak istiyorum. TÜİK verilerene göre intihar vakaları yüzde 25 artmış. Huzurlu bir toplumda insan neden intihar etsin?

Size bir örnek daha vereceğim... 2003'te 14 milyon antidepresan ilaç kullanıyor... 2007'de bu oran yüzde yüz artıyor... Bunun sorumlusu da Başbakan'dır... Adı da Recep Tayyip Erdoğan'dır... Boşanma davalarında artış var... Boşanma davalarındaki en az rakam nerede biliyor musunuz? Gelir düzeyi yüksek olan yerlerde boşanma davaları daha az... Yazık günah değil mi bu topluma? Boşanma davalarının sayısını vereyim size 175 bin 173 aile boşanmak için başvurmuş. Diyarbakır'da, gelir düzeyinin en düşük olduğu Diyarbakır'da boşanma oranı yüzde 102 artmış... Neden pencerenin bu tarafını görmüyor Başbakan? Diyor ki, 'Ülke güllük gülistanlık' Bu insanlar neden intihar ediyor? Mutluluktan mı?

Şimdi bunlar ne yapıyorlar? Sizin bu dertlerinizle hiç ilgilenmiyorlar. Meclis'e bir kanun vermişler. Efendim af getiriyorlar... Kime? Görevi kötüye kullananlara... Yani rüşvet aldın, rüşvet verdin, hapse gireceksin... Bunlara af çıkaracaklar... Hani sen Müslüman geçiniyordun? Rüşvet alanı vereni nasıl affediyorsun. Yoksa Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı'nın görevi elden gidecek... Ona mı telaş ediyorsun?"