Erdoğan'a başörtüsü dersi vermek!
Recep Tayyip Erdoğan'a başörtülü kadınlara saygı göstermesi için tepki gösteren muhalefet önce şöyle bir sicil dosyalarını çıkarsın...
Diyorlar ki
"Başörtülü sadece AK Parti'demi olur".
Tabi ki hayır!
Böyle bir küstahlık yapmak kimsenin de haddi değildir!..
Başörtüsü takmanın da takmamanın da
siyasi partisi de olmaz ırkı da!..
Ama samimi olacaksınız!..
Gelelim gündemin konusuna…
Kemal Bey…
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın CHP’ye yönelik yaptığı açıklamada “Vitrin mankeni gibi bazı başıörtülüleri yanlarında taşıyorlar” sözüne karşılık “Tayyip Erdoğan hemen başörtülü kadınlardan özür dilesin. ” demiş…
Özgür Özel’i…
Canan Kaftancıoğlu’su…
Küçük ortağı Meral Hanımı…
Hepsi birden…
Hurra sen nasıl böyle bir şey dersin diye saldırıyor..
Tayyip Erdoğan’ın ne demek istediği, her partinin her liderin her siyasetçinin bu konudaki sicil dosyasında apaçık durmuyor mu?
Dedim ya sorun başörtüsü takıp takmamak değil buna karşı herkesin samimi olabilmesidir…
Bugün yeryüzünde insanların başörtüsü mücadelesine Recep Tayyip Erdoğan kadar destek veren bir başka lider var mı?
Dedim ya her partinin, her liderin , her vekilin , her siyasetçinin bir sicil dosyası vardır..
Samimiyet testi orada yazar…
Başörtüsüne bakışta orada yazar…
*
2 Mayıs 1999'da TBMM'de 'Biri bu kadına haddini bildirsin’ sözleriyle başörtülü milletvekilini yuhalatanlar kimlerdi!
Hatırladınız mı döneminin CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal’ın yıllar önce törenle kara çarşaflı kadınlara CHP rozeti takmasının ardından günlerce konuşulan “CHP’nin çarşaf açılımı” tartışmasını…
Ve itirafları…
Hatırlatalım mı?
ODA TV o günün perde arkasını 04.08.2018’de tanıkları ile yazmıştı…
CHP geçmiş dönem Parti Meclisi üyelerinden Hüsniye Kaya “BulutlarıAralayan O Kadın” isimli kitabında “CHP’nin çarşaf açılımı” tartışmasının perde arkasını anlattı.
Hüsniye Kaya, Librum Kitap’tan çıkan kitabında şunları yazdı:
“O katılımdan sonraki ilk parti meclisi toplantısında parti meclis üyesi Oya Araslı önce Deniz Bey’i eleştirdi ve şu cümleyi kullandı:
“Açılacak kapıdan girenler devrim ve laiklik karşıtı insanlardır. Bu açılım ile çarşafın siyasi simge olduğu konusundaki mesaj yok edilmiştir.”
Deniz Bey bu eleştiriler karşısında çok gerildi,
“Eğer benim kendi partililerim benim yaptıklarım hakkında şüphe duyuyorsa, biz kendimizi dışarıya nasıl açıklayacağız” deyip sinirle Mehmet Sevigen’e şöyle seslendi;
“Mehmet olayın nasıl geliştiğini anlat! Bu toplantıyı sen ve Gürsel (İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin) düzenlemediniz mi? Bana ne dediniz, açıklayın burada!”
Mehmet Bey epey mahcup olmuş bir şekilde ‘Efendim biz size örtülübayanlar katılacak dedik’ deyince, Deniz Bey yine araya girerek şunları söyledi.
“Örtülü deyince ne anlarsınız? Başörtülü, türbanlı anlarsınız, ben de öyle anladım, karşıma gelmiş çarşaflı bayanlara ben nasıl rozet takmam, eğer o rozeti takmasaydım CHP çok daha fazla eleştirilip yıpratılacaktı.
Hoş o kadınlar daha sonra rozetlerini iade edip üye de olmadılar, sanırım bu bir pazarlık katılımıydı, istedikleri olmayınca üyelikten vazgeçtiler.”
İşte bu!
Final cümlesi sicil dosyası için yeter…
“Hoş o kadınlar daha sonra rozetlerini iade edip üye de olmadılar, sanırım bu bir pazarlık katılımıydı, istedikleri olmayınca üyelikten vazgeçtiler.”
İşte Tayyip Erdoğan’ın dediği “VİTRİN MANKENİ” benzetmesi CHP'ye yönelik bir tepki ki sicillerinde bu mevcut!.
*
Sicil şaşmıyor!
Bugün de farklı yerlerde vitrin mankenleri kullanılıyor…
Son olayda olduğu gibi!
Şimdi iki fotoğrafa bakın…
Açıklama öncesi kafasında baret var.
Açıklama yapılacağı zaman "Sen baret takma, başörtün görünsün, reklam çalışması yapacağız" diyorlar.
O da kameralar karşısına baretsiz çıkıyor.
CHP’nin başını çektiği muhalefetin hakkını teslim edelim!
Mükemmel oynuyorlar…
Kemal Bey küresel güçlerin elinde gerçekten 10 numara bir VİTRİN MANKENİ konumunda!..
*
Özür dilemeye gelince!
Evet özür bekleyenler var!
CHP'de tacize tecavüze uğrayan kadınlar var!
Hala sesiniz çıkarmadığınız Diyarbakır anneleri var…
Meral Hanım da büyük ortağının hemen peşine takılıp Erdoğan’a demişki “Utanmadan kadınlara hakaret edeceğine, git önce görevini yap, kadınların güvenliğini sağla…”
Şu hakarete bakın!..
Hemde 28 Şubatı yaşamış zihniyete bakın!..
Meral Hanım madem öyle soralım;
Ülkenin tek kadın Genel Başkanı hem de bir anne olarak 500 güne yakın evlatları için Diyarbakır'da HDP kapısında nöbet tutan o eli öpülecek anneleri bir gün ziyaret ettiniz mi?
Ziyareti bıraktık!
Tek kelime ettiniz mi?
CHP teşkilâtlarındaki taciz ve tecavüz mağduru kadınlar için bir sözünüz var mı?
O kadınlara, o analara sahip çıkamayanların, bugün samimiyetsiz şekilde kadınların hakkını korumaya çalışması kendisinin vitrin mankeni olmasından başka ne olabilir!..
Madem öyle aynaya bakın!..
Seçim öncesi başörtüsü takıp meydanlarda gösteri yapıp seçim sonrası numunesi bulunmamak nedir?
*
Kemal Bey..
Ne yazık ki şu soruları sordurmaya mecbur bırakıyorsunuz!..
Var mı başörtülü bir vekiliniz?
Yok…
Var mı başörtülü bir il içe başkanınız!..
Yok!..
Var mı parti yönetiminizde, MYK ‘da, PM’ de başörtülü bir isim!
Yok!..
Merak ediyorum Genel Merkezinizde var mı?
Yapmayın Allah aşkına!..
Oynamayın!..
Evet konu mankeni aramayın!..
Samimi olun bu milletin canını alın!..
Ama huylu huyundan vazgeçmiyor ki!
Kemal Beyin yeni bir skandala imza atarak Halk TV’ deki programda Cumhur İttifakını “Ahlaksızlar” olarak nitelendirmesine ne demeli!..
Ya sosyal medyada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ayasofya’da kıldığı Cuma namazı için “Ayasofya’ya giriyor ve tüm ahali namazı bozup, hazır ola geçiyor” şeklinde algı operasyonu yapılmasına ne denmeli!..
Fazla görmemek gerek!..
Ezanda kulağı olmayanın namazda gözü olmazmış.
Ömründe alnı secdeye gitmemiş olanlar Ayasofya'da Müslümanların namazı bozduğunu sanıyor.
Be cahiller!..
Kimse namazını bozmuyor, cemaat namaz vaktini bekliyor!
Allah sizi islah etsin!..
İçişleri Bakan Danışmanı Mazhar Yıldırımhan sosyal medya hesabından güzel bir paylaşım yaparken adeta tokat atmış...
Noktayı o paylaşımla koyalım.
“Başörtü üzerinden bir tartışma açılacaksa, bu konuda geçmiş yüzleri ve sicilleri kapkara olanlar ancak utanmazlıklarını dışa vururlar. Komik bile olamazlar. Bu mücadelenin kim tarafından verildiği ve bitirildiği düşmanlarının bile saldırı ikrarlarındadır.
Tayyip Erdoğan’ın elini öpün.”