BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Erdoğan yine öyle bir laf etti ki..

Başbakan Erdoğan'ın hedefinde Kılıçdaroğlu'nun Diyarbakır ziyareti ve CHP-BDP ittifakı söylentileri vardı.

Abone ol

İNTERNETHABER.COM- Başbakan Erdoğan, kamuoyunda ittifak yapacakları söylenen iki partiyi "BDP ve CHP'nin platonik aşk yaşadıkları ortaya çıktı" sözleriyle eleştirdi. Kılıçdaroğlu için de "Aşk ölmez eğer gerçekse' diyerek bir nevi BDP'ye ilan-ı aşk eyledi" ifadelerini kullandı.

Partisinin grup toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan'ın gündeminde hükümeti eğitim politikaları, Kılıçdaroğlu'nun Güneydoğu açılımı ve NATO zirvesi sonrası hükümete yöneltilen eleştiriler vardı.

"FATİH PROJESİ"

"Hayatta sadece anne, baba ve öğretmenlerin elini öperiz" diyerek başladığı konuşmasında Erdoğan, iktidarları döneminde eğitimde alınan mesafeyi anlattı:

"2002’de 85 öğrenciye bir bilgisayar düşerken, bugün 15 öğrenciye bir bilgisayar düşüyor. Buraya kadar bu adımı çıkarttık. Dün başlattığımız fırsatları artırma ve teknoloji projesi, FATİH Projesiyle şimdi artık okullara değil, sınıflara bilgisayar ulaştırma aşamasına geldik. 620 bin dersliğe, bir dizüstü bilgisayar, bir projeksiyon cihazı ve geniş bant internet bağlantısı kazandırıyoruz. Yani artık kara tahtaya veda ediyoruz. Bu adımı atıyoruz."

Ataması yapılmayan öğretmenleri istismar eden muhalefeti eleştiren Erdoğan, şu cevabı verdi: "Sekiz yıl içinde 167 bin 621’i kadrolu, 70 bini sözleşmeli olmak üzere, tam 237 bin 621 öğretmenin atamasını gerçekleştirdik."



300 BİN YENİ DERSLİK TALİMATI

Kendilerinin 70 kişilik sınıflarda okuduğunu hatırlatan Erdoğan, hedeflenen derslik sayısını da verdi:

"Şimdi 30 kişilik sınıfları hedefledik. Daha bitmedi. Atamamız gereken adımlar var. Dün ulaştırma bakanımızla talimatımızı verdik. Şimdi yeni bir hedefe kilitleneceksiniz dedik. Milli Eğitim Bakanlığı’yla 300 bin dersliği bitirin dedik."

HAYALLERİNİ ANLATSINLAR

Hükümetin eğitim politikalarını eleştiren muhalefete Erdoğan'ın verdiği cevap sert oldu. İkna odası mağdurlarına da 'yargıya gidin' çağrısında bulundu.

"CHP'de MHP'de çeşitli zamanlarda iktidar ortağı oldu. Hodri meydan. Eğitim için neler yaptılar ortaya koysunlar. Yaptıklarından da vazgeçtik. Bize projelerini anlatsınlar yeter. Varsa hayallerini anlatsınlar yahu. Bunu anlatsınlar. CHP’nin eğitimle ilgili tek faaliyeti şekil olmuştur, kılık kıyafet olmuştur, yasaklar olmuştur.

"İKNA ODALARINI YAŞAYANLAR YARGIYA GİTSİN"

İkna odalarını bu ülkenin odaları yaşamıştır görmüştür. Sıkılmadan yok yapmadık diyorlar. Yavrularımız çıktı şimdi yargıya gidiyorlar. Bunu yaşayanlara da tavsiye ediyorum. Sizlerde gidin hakkınızı arayın diyorum."

CHP VE BDP'YE YÜKLENDİ

CHP ile BDP'nin ittifak yapacağı söylentileri de Erdoğan'ın gündemindeydi. İki partinin farklı konumda olduklarını savunan Erdoğan, iki partiyi böyle eleştirdi:

"Biri statükonun en büyük savunucu, diğeri statükodan en çok dert yanan partilerden biri. Bu iki ucun aslında platonik bir aşk yaşadıkları bayram ziyaretlerinde ortaya çıkmıştır.

Seçim öncesinde birden bire külleniveren bu aşkın, CHP’yi de BDP’yi de hangi hülyalara sevk edeceğini göreceğiz. Merak ediyorum. BDP’mi statükocudan medet umuyor, CHP’mi etnik milliyetçilikten medet umuyor?
Biz şunu da merak ediyoruz. Acaba CHP, BDP’nin Paris’te, terör örgütünü meşrulaştırma girişimlerine nasıl bakıyor?

KILIÇDAROĞLU BDP'YE İLAN-I AŞK EYLEDİ

CHP lideri, Diyarbakır gezisinde 'Aşk ölmez eğer gerçekse' diyerek bir nevi BDP'ye ilan-ı aşk eyledi. Seçilebilmek için, barajı geçebilmek için her yol mübah değildir. CHP ve BDP'nin üst yönetiminin zaten örtüştüğünü biliyoruz. Acaba BDP, CHP’nin Ergenekon avukatlığı hakkında ne düşünüyor? İşte Ak Parti’nin farkı budur arkadaşlar."

"CHP TAKLİT EDİYOR" İDDİASI

Kılıçdaroğlu'nun Diyarbakır ve Urfa gezilerine de değinen Erdoğan, yeni CHP yönetini AK Parti'yi taklit etmekle suçladı:

"AK Parti'yi taklit etmelerinden, örnek almalarından gurur duyuyoruz. Çarşı pazar dolaşmaları görünce memnun oluyoruz, milletin sesine kulak vermeye başladılar, bunu görüyoruz Ama asıl olan şekil değil, ruhtur özdür. Taklit her zaman asıl olanı orijinal olanı yaşatır. Mesele millete yüzünü çevirmek, millete kulağını çevirmek değil. Asıl olan millete gönlünü açmaktır.

Halkçı olmakla, popülist olmak ayrı şeydir. Siyaset milletin duygusunu düşüncesini derdini arzusunu yansıtmak için sorunlara çözümler üretmek için yapılır. Bunu yapmazsanız, halkçı olamazsınız. Milletin dertleriyle dertlenmezseniz milliyetçi olamazsınız. Bu teşkilatın bu grubun nasıl oluştuğu, hangi ilkeler üzerine inşa edildiği, son derece önemli. Biz kadınlı erkekli, genç yaşlı sokak sokak gezerken insanları oy vermeye değil, gönül birliğine davet ettik. Pazara kadar dostluğun, seçim gününe kadar kardeşliğin değil, edebi bir uhuvvetin temellerini attık."

FÜZE KALKANI ELEŞTİRİLERİ İÇİN NE DEDİ?

[PAGE]



ÜLKE DIŞINDA UFUKSUZLUKLARINI GİZLEMİYOR

Kılıçdaroğlu'nun İsrail televizyonunda kendisini eleştirmesini de unutmayan Erdoğan, CHP liderine sert eleştiriler yöneltti:

"CHP'nin yeni genel başkanı çıkıyor İsrail televizyonunda Türkiye'nin Başbakanını eleştiriyor. Kısır vizyona sahip olanlar ülke dışında ufuksuzluklarını gizlemiyor. Mavi Marmara olayında katilerin karşısına dikilirken oranın medyasında ülkesinin başbakanını eleştiriyor."

DOĞUYA SIRTIMIZI DÖNMEYİZ

NATO zirvesi sonrası hükümetin İran'ı düşman olarak karşısına aldığı iddialarına tepki gösteren Erdoğan, bu tür yaklaşımların zihinleri bulandırma girişimi olduğunu savundu.

"Biz ne batıya ne de doğuya sırtımızı döneriz. Herkes emin olsun rahat olsun. Ulusal çıkarlarından da taviz vermez." diyen Erdoğan, şunları kamuoyuna şu mesajları verdi:

TÜRKİYE AĞIRLIĞINI KOYDU

"Zirvede hiçbir ülkenin tehdit kaynağı olarak hedef alınmaması kararlaştırılmıştır. Hala 'İran burada hedef olarak gösterilmiştir' gibi yaklaşımlar ortaya koyulması, zihinleri bulandırmaktan başka bir şey değildir. Fransa'nın burada ısrarla İran'ın ismini koymak gayreti doğmuştur. Ama Türkiye'nin ısrarları üzerine, bunun koyulmaması için, Amerika da dahil olmak üzere Türkiye ile beraber hareket edilmiştir. Sarkozy, 'kediye kediye deriz' lafıyla neyi anlatmak istiyor? Zaten biz de kediye kedi diyoruz. Füze savunma sistemi konusu yeni bir konu değildir. İranlı dostlarımız verilen mücadeleden dolayı bizlere teşkkür ederken, buradakilere ne oluyor da kendilerine göre bir şeyler icat ediyorlar, anlamak mümkün değil. Türkiye kesinlikle bir cephe ülkesi bir kanat ülkesi değildir. Böyle de konumlandırılmayacaktır. Bazı ülkelerin tehdit olarak telaffuz edilmesi mantığına bir karşı çıktık.

"KOMŞULARIMIZLA SIFIR SORUN İSTİYORUZ"

Tüm bu görüşmeleri, komşu ülkelerle istişare içinde yaptık. Komşularımızın Türkiye'ye yönelik hiç bir endişesi yoktur. Biz başından bu yana aynı şeyi söylüyoruz; temel yaklaşımımız sorun yaratmak değildir. Sıfır sorun istiyoruz. Bazı siyasetçiler kraldan çok kralcılık yapıyorlar. Dün 'eksen kaydı' diyenler, nasıl kara propoganda yapıyorlarsa, bugün de 'komşularına sırtını döndü' diyenler aynı propogandayı yapıyordur."