Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Suriye'de sistemli, kanlı, zalimane bir katliam yaşanırken, biz buna asla kayıtsız kalmadık, kalamazdık, kalamayız'' dedi.
Abone olBaşbakan Erdoğan, Türk Kızılayı'nın 144. kuruluş yıl dönümü ile bağışçılarına altın madalya takdim töreni iftar yemeğinde yaptığı konuşmada, geçtiğimiz çarşamba günü eşi, kızı, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Kızılay'ın, TİKA'nın ve sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin Myanmar'a gittiklerini anımsatarak, ilk kez diplomatik temas kurulduğunu söyledi.
Burada ne ırki bir ayrımcılık, ne dinsel bir ayrımcılık olmadığını, fakat Arakan'a da geçmek için de gerekli girişimlerin yapıldığını anlatan Erdoğan, ''Sonunda Arakan'ın kapısını da araladılar. Türkiye'den toplanan yardımlar, orada bizzat Müslüman kardeşlerimize ulaştırıldı, aynı şekilde Budistlere de ulaştırıldı, sorunlar yerinde tespit edildi, yetkililerle çözümler üzerinde istişareler yapıldı'' dedi.
Nasıl ki şu anda Suriye'den Türkiye'ye, Lübnan'a ve Ürdün'e insanlar kaçıyorlarsa, Arakan'daki Müslümanların da Bangladeş'e kaçıp sığınmaya başladıklarını ifade eden Erdoğan, 500 bin Arakanlı'nın bu ülkeye gittiğini ve bu insanların orada yaşam hakkı almaya başladığını anlattı.
MEDYAYA YÜKLENDİ
Myanmar'a giden heyetin bu gece yarısı döneceğini ve tablonun Somali'den daha kötü olduğunun kendisine söylendiğini ifade eden Erdoğan, bazı medya mensuplarının ''Hadi Başbakan'ın hanımını anladık da Dışişleri Bakanı'nın orada ne işi var'' dediğini belirtti.
Erdoğan, şöyle devam etti:
''İnanır mısınız, bu bir kısım medyanın Türkiye'yi ellerinden gelse 780 bin kilometrekarelik vatan toprakları içinde bile yaşamamasını isteyecekler. Bu zihniyetli bir yapı var. 'Ne işin var senin Güneydoğu'da?' diyenleri de var. Bakıyorsunuz bir tanesi çıkıyor, 'Hakkari elden gitti' diyor. Bu nasıl bir zihniyettir. Üstelik ordunun içinden gelen bir kişi olarak söyleyeceksin. Utanmadan, sıkılmadan da Başbakanı televizyona davet ediyor. Kimsin sen de televizyona çıkaracaksın sen. Çapın ne? General olsan ne yazar, mesele çapın olacak. Bir yere yar olacaksın, böyle bir durumun da yok. Bizim işimiz var bu ülkede.''
Türkiye'nin 230 milyar dolardan, 2011 yılı sonu itibarıyla 772 milyar dolar milli gelire ulaştığını anlatan Erdoğan, ''Eğer bugün biz Suriye'den kaçan kardeşlerimizi, ki 55 bine ulaşıyor, şu anda 12 kampta ağırlayabiliyorsak, bu güce ulaşmışsak, işte onun sebebi budur'' dedi.
Türkiye'nin nerede feryat varsa orada olmaya mecbur olduğunu da ifade eden Erdoğan, ''Nerede yardım çağrısı varsa, nerede ihtiyaç sahibi varsa, artık birçok koldan biz Türkiye olarak oraya ulaşıyor, orada varlık gösteriyor, yanlarında olduğumuzu hissettiriyoruz. Türkiye bugün artık alan el olmaktan çıktı, veren el konumuna yükseldi'' dedi.
ARTIK İMF'YE BORÇ VERİYORUZ
Erdoğan, IMF'den zamanında 30 milyar dolar alan bir Türkiye'nin var olduğunu, göreve geldiklerinde 23 milyar dolar borç olduğunu, şimdi ise 1,7 milyar dolar borcun bulunduğunu dile getirerek, ''Ama IMF ile şu anda anlaşmasını yapıyoruz, 5 milyar dolar biz para veriyoruz. Ecdadımızın yaptığı gibi, onlardan devraldığımız mirasla biz bugün insanlığın hizmetindeyiz, adaletin, kalkınmanın, refah ve barışın hizmetindeyiz'' diye konuştu.
Kızılay'ın, geçen yılın nisan ayından itibaren, Suriye'de meydana gelen hadiseler neticesinde Türkiye'ye sığınan göçmenlere de çok önemli hizmetler sunduğunu belirten Erdoğan, şu anda, başta Hatay olmak üzere, Gaziantep Islahiye ve Şanlıurfa Ceylanpınar'da Kızılay'ın Suriyelileri misafir ettiğini anlattı.
SURİYE'DEKİ OLAYLAR
Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:
''Şu anda Türkiye'de, 55 bine yakın Suriyeli göçmen bulunuyor. Ancak, sınırın sıfır noktasında da Kızılay, diğer kurum ve kuruluşlarımızla birlikte Suriyeli kardeşlerimize gıda yardımında bulunuyor.
Bakın burada önemli bir hususa değinmek durumundayım. Biz, Hükümet olarak, bir vizyonla hareket ediyoruz. Hem tarihimizin bize yüklediği bir vizyonu taşıyor, hem de milletimizin bizden beklediği bir vizyonun gereğini yapıyoruz. Suriye, bizim en uzun sınırımızı paylaştığımız komşumuz. Ayrıca Suriye ve Türkiye, sınırın iki tarafında kardeşlerin, akrabaların, dostların bulunduğu iki ülke.
Suriye'de sistemli, kanlı, zalimane bir katliam yaşanırken, biz buna asla kayıtsız kalmadık, kalamazdık, kalamayız. Irak'ta geçmişte benzeri hadiseler yaşandığında biz millet olarak Irak'a gönlümüzü açtık, yüreğimizi açtık, soframızdaki ekmeğimizi onlarla paylaştık.
Halepçe katliamının ardından Türkiye'ye sığınan yüz binlerce Kürt kardeşimize milletçe en güçlü desteği biz verdik. Şu anda da, aynı şekilde, Suriye'den kaçan kardeşlerimize kapılarımızı açtık ve gereken her insani desteği onlara sağlıyoruz.
Türkiye'nin, mazlumlara, mağdurlara kapısını kapatma, sırtını dönme, gözünü, kulağını, gönlünü kapatma gibi bir kültürü yoktur, tarih boyunca böyle bir kültürü, böyle bir anlayışı olmamıştır.''
FOÇA SALDIRISINI KINADI
İzmir Foça'daki saldırıya da değinen Erdoğan, ''İzmir Foça'da askerlerimizi taşıyan bir araca yönelik kalleşçe saldırının İzmir halkı tarafından değerlendirilmesi bizleri özellikle, gerçekten mutlu etmiştir. Türk Kızılayı'na süratle elini uzatmaları, orada bir kan toplama seferberliğine girişmeleri bizleri mutlu etti. Bu duyarlılıklarından dolayı kendilerine teşekkür ediyorum'' dedi.
Erdoğan, bugün altın madalya ile taltif edilecek Kızılay'ın bağışçılarına da teşekkür etti.
Başbakan Erdoğan, yaklaşmakta olan Kadir Gecesi ve Ramazan Bayramı'nı da tebrik etti.