Hükümet arayışlarını sonuçsuz kalan Başbakan Davutoğlu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan’a görevi iade etmesi bekleniyor. Peki Erdoğan'ın yeni bir görevlendirme yapması gerekiyor mu? İlhan Taşçı hukukçulara sordu.
Abone ol9 Temmuz’dan beri yürüttüğü hükümet kurma arayışlarını sonuçsuz kalan Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun bu akşam görüşeceği Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a görevi iade etmesi bekleniyor.
Eski YÖK Başkanı, Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Erdoğan Teziç, Cumhurbaşkanının teamül gereği AKP’den sonra en çok sandalye ve oya sahip olan CHP Genel Başkanının görevlendirilmesi gerektiğini düşünüyor.
Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ise 5 haftada sonuç çıkmadı 5 günde bir şey olmayacak anlayışıyla Cumhurbaşkanının görevlendirme yapmamasının anayasayı zorlamak anlamına geleceği görüşünde.
Eski Yargıtay Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk ise Cumhurbaşkanının işinin hükümeti kurmak değil, bu konuda görevlendirmek olduğunu söyledi.
Erdoğan’ın Anayasa hazırlık ekibindeki isimlerden Prof. Dr. Serap Yazıcı ise yeni görevlendirme yapmazsa Cumhurbaşkanının makamının tartışmalı hale geleceği uyarısında bulundu.
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun hükümeti kurma görevini iade etmesine kesin gözüyle bakılırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni bir görevlendirme yapmayacağı da Ankara’daki yaygın görüş.
Anayasa hukukçuları, hükümeti kurma görevinin Cumhurbaşkanına iade edilmesinden sonraki olasılıkları BBC Türkçe’ye değerlendirdi.
"Görev verip, gidişata bakmalı"
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Kürsüsü Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, Anayasanın 45 günlük süre sonunda Cumhurbaşkanının seçimlerin yenilenmesine gidişata göre karar verebileceğini öngördüğünü, ancak seçimlere kesin karar verir anlamını taşımadığı bilgisini paylaştı.
İbrahim Kaboğlu, cumhurbaşkanının, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu görevlendirip randevularına ve ilişkilerine bakarak hükümet kurma umudu varsa 45 günlük süreyi biraz daha uzatabileceğini düşünüyor.
"Süre arayışla doldurulmalı"
Kalan 5 günlük süre içerisinde Cumhurbaşkanının yeni bir görevlendirme yapmazsa ne olacağı konusunda ise Kaboğlu, bir şey olmayacağını, ama Cumhurbaşkanının anayasaya göre 45 günlük sürenin hükümet arayışı içerisinde doldurulması gerektiği yönündeki hükümleri nedeniyle bir açıklama yapması zorunluluğunun doğacağını söyledi.
Cumhurbaşkanının hükümeti kurma görevini vermemesi için bir nedenin olması gerektiğine işaret eden İbrahim Kaboğlu, şu anda böyle bir neden bulunmadığı gerekçesiyle makul olanın hükümeti kurma görevini vermesi olduğunu anlattı.
Görevi vermezse ne olur?
Cumhurbaşkanının kalan 5 günlük süre içerisinde yeni bir görevlendirme yapmamasının yaptırımının ne olacağı sorusuna Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu şu yanıtı verdi:
“Tabii her kuralın yaptırımı anayasada öngörülmez. Böyle bir açık yaptırım üzerine düşünmek zor. En azından anayasal kuralın gereğinin yerine getirilmemesi durumundan söz edilir. Açık olan anayasal hükmün gereğini yerine getirilmemesi diye bir şey söz konusu olmadığı için Cumhurbaşkanı görevi vermezse yaptırımı da şu olmalıdır denemez. Sürece bir bakalım oluş seyrine göre anayasa karşısındaki durumu nedir sonradan değerlendirilmesi gereken bir husus.”
İbrahim Kaboğlu, anayasal demokrasilerde, hukuk devletinde nasıl yaptırım uygulanır sorusuna yanıt arayışından çok nasıl olması gerektiğinin öne çıktığının altını çizdi.
"Anayasayı zorlamak olur"
İbrahim Kaboğlu, bazen 5 haftada olmayanın 5 günde olabileceği gibi hiçbir şey de olmayabileceğini söylerken, “Ancak 5 günde bir şey olmayacak diye görevlendirme yapmamak da anayasayı zorlamak anlamına gelir” yorumunu yaptı.
"Teamül olmadan hukuk olmaz"
Prof. Dr. Erdoğan Teziç, Davutoğlu görevi iade ettiği takdirde devlet başkanının teamüller gereği AKP’den sonra en çok sandalye ve oya sahip olan CHP’ye hükümeti kurma görevini vermesi gerektiğini, uygulamanın da böyle olduğu görüşünü dile getirdi. Teziç, “Teamül olmadan hukuk olmaz” ilkesinin Roma hukukundan gelen bir ilke olduğunun altını çizdi.
Bundan sonra ne olabilir?
Prof. Dr. Teziç, Cumhurbaşkanının hükümeti kurma görevini vermez ve 45 günlük sürenin dolması durumunda yeni bir başbakan atayacağını vurguladı.
Cumhurbaşkanının yine Ahmet Davutoğlu’nu atayabilmesinin önünde bir engel bulunmadığı bilgisini veren Teziç, ondan sonra olacakları şöyle sıraladı:
“ O zaman o Başbakan İçişleri, Adalet ve Ulaştırma Bakanlarını bağımsızlardan atar. Geçici Bakanlar Kurulu oluşur. Eğer partiler buna yanaşmazsa, Meclis dışından bağımsızlardan olmak üzere siyasi partilerin oranlarına göre üye alınır. Katılan katılır, katılmayan katılmaz. Kimlerin katılacağı hususunu da Meclis Başkanı tespit edip, Başbakana bildirir. Bu geçici Bakanlar Kurulu için de anayasa güvenoyu öngörmüyor. Geçici Bakanlar Kuruluyla seçime gidilir.”
Teziç’e göre, bir diğer seçenek ise AKP Başkanlığında bir azınlık hükümeti.
MHP ve CHP’nin bunu desteklemeyeceği açıklamasından hareketle Prof. Dr. Erdoğan Teziç, AKP’nin 257 sandalye ile çoğunluk oyuyla hükümeti kurabileceğini düşünüyor.
Hatta Teziç, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kafasında tasarladığı yolun da bu olabileceğini savunurken, “Cumhurbaşkanının arzuladığı AKP’li Başbakandan vazgeçmeden seçime gitme” yorumunu yaptı.
"Cumhurbaşkanının görevi sistemi işletmek"
Eski Yargıtay Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk, 5 günlük sürenin beklenerek geçirilemeyeceği görüşünde. Prof. Selçuk, Cumhurbaşkanının görev vermeyip “bekletiyorum” diyemeyeceğini, aksi durumda anayasayı çiğnemiş olacağı uyarısında bulundu.
Prof. Dr. Sami Selçuk, “Hükümeti kurma işi Cumhurbaşkanının işi değildir. Cumhurbaşkanının işi görevlendirmek. Süresi bellidir. Bu sürelerde görevlendirme yapmak durumundadır” yorumunu yaptı.
O madde yanlış anlaşılıyor
2007 yılında Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde Anayasa taslağı hazırlamak üzere görevlendirilen ekipte yer alan Prof. Dr. Serap Yazıcı, anayasada her şeyin satır satır yazmayacağını, parlamenter hükümet sisteminin dayandığı bir takım geleneler de olduğunu belirtti.
Yazıcı, Davutoğlu sonuç alamadığı için AKP’den sonra gelen en büyük partinin liderine görev verilmesi gerektiği görüşünde.
45 günlük süre konusunun anayasadaki içeriğinin deforme edilerek tartışıldığını düşünen Prof. Dr. Yazıcı, “O hüküm 45 gün sonra Meclis seçimlerini yenilemek zorundadır gibi bir ifadeyle bitmiyor. Seçimleri yenileyebilir diye bitiyor. Yani Cumhurbaşkanına sunulmuş bir tercih var.45 gün dolar dolmaz seçime gitme kararı vermek mecburiyetinde değil” değerlendirmesini yaptı.
"Makamı tartışılır"
Prof. Dr. Serap Yazıcı, Cumhurbaşkanının parlamenter sistem gelenekleri uyarınca bir başka kişiye görevi vermesi gerektiğine dikkat çekerken, “Vermediği takdirde bulunduğu makamı tartışmalı hale getirmiş olur” yorumunu yaptı.