Başbakan Erdoğan, iktidarı devraldıklarında Türkiye'yi fırtınada sürüklenmiş gemiye benzetti.
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, iktidarı devraldıklarında Türkiye'nin fırtınada sürüklenmiş ve girdaba yakalanmış bir gemi gibi olduğunu ifade ederek, ''Biz geldik Türkiye'yi, milletimizi o çaresiz mürettebatın elinden kurtardık'' dedi.
Deniz Ticaret Odasının (DTO) Şubat ayı meclis toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan, iktidarı devraldıklarında tüm sektörlerin temsilcileriyle bir araya gelip sorunlarına çözüm üretmek için çalıştıklarını belirterek, gerek kamunun gerek özel sektörünün kalkınan Türkiye'nin geleceğinde nasıl bir yol izlemesi gerektiğini ele aldıklarını anlattı. Erdoğan, bu alanda dünyadaki gelişmelere işaret ederek, dünyadaki tırmanışla Türkiye'nin tırmanışı arasında fark olduğunu, dünyanın bu tırmanışta yorgun, Türkiye'nin ise dinamik olarak çok daha hızlı geliştiğini kaydetti.
Erdoğan, Kalkavan ailesinin büyük tonajlı bir gemi üreteceği haberini memnuniyetle aldığını ve bunun 2008 yılında yapılacak olmasının da kendileri için ayrı bir mutluluk olduğunu dile getirerek, Türk insanının başarmaması için bir neden bulunmadığını ve karar verildiğinde ''Ya Allah Bismillah'' deyip adım atılacağını söyledi. Bu örneklerle kısa zamanda nereden nereye gelindiğinin belli olduğunu kaydeden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bu geminin yakın zamanda kızağa alınıp denize indirilmesi temennisinde bulundu. Erdoğan, sektör için KDV indirimi ve Kurumlar Vergisinde kolaylığın sağlandığına da işaret etti.
TÜRKİYE'NİN ROTASI
Başbakan Erdoğan, ''Türkiye birkaç yıl öncesine kadar... Bazen rotasını şaşıran kaptanlar olur, aynen bunların elinde kalmış. Yol haritası, pusulası bulunmayan bu kaptanlar gibi hükümetler elinde çok zaman kaybetti. Ekonomik, siyasi ve sosyal olarak çok büyük kayba uğradı'' diye konuştu. Milletvekili Cengiz Kaptanoğlu'nun denizcilik sektörünün Türkiye'ye en büyük katkıyı sağlayacak sektör olacağını ifade ettiğini ve bu konuda da haklı çıktığını anlatan Erdoğan, şunları söyledi: ''İktidarı devraldığımızda Türkiye fırtınada sürüklenmiş, girdaba yakalanmış bir gemi gibiydi. Biz geldik Türkiye'yi, milletimizi o çaresiz mürettebatın elinden kurtardık. Geminin rotasını doğru yola koyup karaya çıkardık.
Bitti mi? Daha alacağımız yol var. Çok mesafe var. Kıyıya yanaştık. İktidarımızla birlikte hamdolsun denizci diliyle (Yelkenler fora) dedik. Şimdi millet olarak 7'den 70'e yeniden huzurlu günlere doğru yelken açmanın heyecanını ve mutluluğunu yaşıyoruz. Türkiye, sağlık, ekonomi, eğitim, adalet emniyet ve ulaşımda son yılların en verimli en bereketli dönemini yaşıyor.'' Recep Tayyip Erdoğan, bu dönemde kara, deniz, hava ve demir yollarının sorunlarını çözmek ve çağdaş düzeye ulaşması için adımlar attıklarını da belirtti.
1994 yılında belediye başkanlığı döneminde Binali Yıldırım'ın İDO genel müdürü olduğunu hatırlatan Erdoğan, o dönemde İstanbul ve Bandırma arasında araç taşımaya başladıklarını ve son dönemde 7,5 milyon aracın bu yolla taşındığını kaydetti. Başbakan Erdoğan, bu araçların kara yolu ile gitmeleri durumunda var olan kaza riskine de dikkat çekerek, bu çalışmanın hem ülkeye hem de insanlara güvenlik anlamında kazandırdıklarının bulunduğu söyledi. Başbakan Erdoğan, ülke genelinde tek boyutlu değil, çok boyutlu kalkınma peşinde olduklarını, ulaştırmada da aynı anlayış içinde hareket ettiklerini belirtti.
AİLEDEN DENİZCİ
Hem İstanbullu hem Karadenizli olduğunu anımsatan Erdoğan, pek çok Karadenizli gibi kendisinin de hayatının bir bölümünü denizcilikle iç içe yaşadığını dile getirerek, denizciliğin, insanın ufkuyla doğrudan ilgisi olduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan, merhum babasının bir denizci ve kıyı kaptanı olduğunu, denizciliğin de hayatlarına, maddi boyutunun yanı sıra manevi katkısının da olduğunu dile getirdi. Erdoğan, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın da sektörden geldiğine kaydetti.