BIST 9.752
DOLAR 35,19
EURO 36,59
ALTIN 2.948,60
HABER /  GÜNCEL

Erdoğan yabancı sermayeyi çağırdı

Türkiye'deki yatırım ortamının elverişli duruma getirildiğine dikkat çeken Erdoğan, yabancı sermayeyi çağırdı.

Abone ol

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin, geniş ölçekte yabancı sermaye yatırımlarına ihtiyaç duyduğunu belirterek, uluslararası finans çevrelerine ''Hükümetimizin uygulanmakta olan ekonomik reform programına bağlılık konusundaki güçlü siyasi iradesinin, uluslararası finans çevrelerince en geçerli teminat olarak algılanması gerektiğini düşünüyor, bu doğrultuda gerekli değerlendirmeyi, temsil ettiğiniz çevrelerin çıkarlarına da uygun olarak en isabetli şekilde yapmanızı bekliyorum'' çağrısında bulundu. Başbakan Erdoğan, ABD'deki temasları çerçevesinde uluslararası finans çevreleriyle kahvaltıda biraraya geldi. Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, öncelikle Türkiye-ABD işbirliğinin geliştirilmesi bağlamında New York'ta bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Türkiye'nin geçtiğimiz günlerde ihraç ettiği 30 yıl vadeli tahvile gösterilen ilgi ve destekten dolayı teşekkürlerini ifade eden Erdoğan, tahvil ihracının uzun vadesi ve düşük maliyetinin, hükümetin işbaşına geldiği 3 Kasım seçimlerinden sonra tesis edilen güven ortamının bir sonucu olduğunu kaydetti. Erdoğan, demokratik ve özgür dünyanın iki üyesi olan Türkiye ve ABD'nin köklü ve önemli bir ortaklığı paylaştıklarını ifade ederek, dünyanın hızlı değişimlere tanık olduğu bir dönemde demokrasiye, özgürlüğe, insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne verilen önemin, iki ülkeyi birbirine bağlayan temel değerler olmaya devam ettiğini vurguladı. ORTAK DEĞERLER Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Paylaştığımız bu ortak değerler, ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin çok yönlü ve çok boyutlu bir içeriğe sahip olmasına ve geniş bir yelpazede somutlaştırılmasına imkan vermiştir. Stratejik ortaklık şeklinde nitelendirdiğimiz Türkiye-ABD ilişkilerinin ekonomik ayağını da siyasi ve askeri işbirliğimiz düzeyinde geliştirmeye muhtaç olduğu aşikardır. Türk-ABD ekonomik ilişkilerinde kaydedilecek olumlu adımların ve işbirliğinin Irak ve Afganistan'da olduğu gibi Balkanlar, Kafkaslar ve Orta Asya bölgelerinde de gerçekleştirilmesi arzusundayız. Türkiye ekonomisini, ticaret rejimini ve sermaye piyasasını liberalleştirme yönünde kayda değer adımlar atmıştır. Ülkemiz, 2003 yılında olumlu sonuçlarını görmeye başladığı ekonomik reform ve istikrar programını sürdürmeye kararlıdır. Ekonomik reform süreci, özel sektör ve serbest piyasa aktörlerine öncelik tanımakta, özelleştirmeye ve dünya ekonomisiyle entegrasyona dayalı politikalar ile yönlendirilmektedir. ABD'nin bu konudaki desteğini de takdirle karşılıyoruz.'' Başbakan Erdoğan, Kasım 2000 ve Şubat 2001'de Türkiye'de yaşanan ekonomik krizlerin ardından güçlü ekonomiye geçmek üzere IMF destekli bir ekonomik programın uygulamaya konulduğunu belirtti. AK Parti hükümetlerinin söz konusu ekonomik reform programına gereken bağlılığı gösterdiğini ifade eden Erdoğan, 2003 yılı ile birlikte uygulanan programın meyvelerinin alınmaya başlandığını söyledi. EKONOMİK PROGRAMIN BAŞARISI Elde edilen başarıların kendilerini rehavete sevk etmesine izin vermemelerinin ve aynı kararlılıkla ekonomiyi daha da ileriye taşıma mücadelesinin sürdürülmesi gerektiğinin farkında olduklarını dile getiren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Yaptığımız yasal düzenlemeler ile reel ekonominin ihtiyaç duyduğu rekabet ve etkinliğe olanak tanıyacak alt yapının kurulması hedeflenmiştir. Dalgalı kur, sıkı maliye politikası ve iddialı bir yapısal reform olmak üzere 3 temel ayağı olan ekonomik program çerçevesinde rekabetçi bir piyasa ekonomisi oluşturmak adına bankacılık, sosyal güvenlik, tarım gibi alanlarda reform niteliğinde değişikliklere gidilmiştir. Merkez Bankası'nın bağımsızlığı sağlanarak mali piyasalarda saydamlık hakim kılınmış, yabancı yatırımlar için uygun bir ortamın yaratılabilmesi için bir eylem planı benimsenmiş ve gerekli yasal düzenlemeler yapılmıştır. Uyguladığımız ekonomik programın başarısı rakamlarla ortadadır. 2002 yılında yüzde 7.8'lik büyüme ile ülkemiz Çin'den sonra dünyanın ikinci en hızlı büyüyen ekonomisi olmuştur. 2003 yılı sonunda yüzde 5'lik büyüme hedefi gerçekleştirilmiş olup, 2004 yılı için öngörülen yine yüzde 5'lik hedefin de tutturulacağına olan güvenim tamdır. 2003 yılında yüzde 6.5'lik faiz dışı fazla hedefi gerçekleştirilmiş ve 2004 yılı bütçesi de yüzde 6.5'lik faiz dışı fazla hedefi ile uyumlu olarak hazırlanmıştır. Yıllarca sıkıntısını çektiğimiz enflasyonla mücadelemiz 2003 yılı sonunda önemli bir aşama kaydetmiş, yıl sonu hedefi olan yüzde 20'nin de altında gerçekleşmiştir. İhracatımız bir önceki yıla göre yüzde 30'un üzerinde artarak 48 milyar dolara ulaşmıştır. Ayrıca kamu borçlarının gayrısafi milli hasılaya oranının 2004 sonunda yüzde 66 olarak gerçekleşmesini bekliyoruz.'' Başbakan Erdoğan, tüketici güveni ve diğer reel sektör beklenti anketlerinin istikrarlı politikalarının bekleyişleri hızlı olumluya çevirdiğine işaret ettiğini belirtti. Erdoğan, bunun önemli bir diğer göstergesi olan iç borçlanma faizlerinin geçtiğimiz yılbaşlarındaki yüzde 75'lik seviyelerinden yüzde 20'lere kadar düştüğünü bildirdi. Bir diğer çok önemli gelişmenin ise Ocak ayı başlarında yurt dışı piyasalara ihraç edilen tahvilin başarısı olduğunu belirten Erdoğan, 1.5 milyar dolar tutarındaki 30 yıl vadeli tahvilin faizinin uluslararası sermaye piyasalarında bugüne kadar ihraç edilen ABD doları cinsinden tahviller içinde en düşük olanı olduğunu anlattı. Erdoğan, 6 milyar ABD dolarının üzerinde talep gelen söz konusu tahvilin maliyetinin benzer ülkelerin tahvillerinin maliyetlerinin çok daha altındaki bir seviyede gerçekleştiğini ifade ederek, ''Biz bu başarımızın Türkiye ekonomisinde yaşanan iyileşmenin ve buna bağlı olarak yatırımcıların ileriye yönelik olumlu beklentilerinin bir sonucu olduğunu düşünüyoruz'' dedi. YABANCI SERMAYE Bu olumlu gelişmeleri daha da ileriye taşıma gayretlerinin Türk insanının refahını artırma ve adayı olunun AB ile uyumlu rekabetçi bir ekonomi ortaya çıkarma amacını yansıtacak şekilde öncelikleri olmaya devam edeceğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti: ''Türkiye, geniş ölçekte yabancı sermaye yatırımlarına ihtiyaç duymaktadır. Son 23 yılda ülkemize yapılan Amerikan yatırımlarının toplamı sadece 4 milyar dolar civarındadır. Yabancı yatırımları teşvik etmek için çıkarılan yeni mevzuatlarla Türkiye'deki yatırım ortamı daha elverişli duruma getirilmektedir. Bu bağlamda hazırlanan ve 17 Haziran 2003 tarihinde yürürlüğe giren 'Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu' ile Türkiye'deki ABD yatırımlarının artmasını bekliyoruz. Bir firmanın kurulması için daha önce 19 ayrı işlem gerekirken, yürürlüğe giren söz konusu kanunla bu artık sadece 3 işlemle ve tek bir günde gerçekleştirilebilmektedir.'' Erdoğan, ABD ile mevcut ekonomik ve ticari işbirliğinin sektörler itibariyle çeşitlendirilmesi ve özellikle KOBİ'ler arasında işbirliğini teşvik edici programların bir an önce uygulamaya konulası gerektiğine dikkati çekti. Türk KOBİ'lerince kullanılmak üzere sağlanan 1.6 milyar dolarlık kredi kolaylığı bağlamında özellikle Irak'ın uygun bir zemin teşkil ettiğini belirten Erdoğan, Türkiye'nin nitelikli ancak göreceli olarak ucuz el emeği, coğrafi konumu ve AB ile Gümrük Birliği'nin ABD firmalarının sermaye ve teknoloji olanakları ile birleştirildiğinde 2 ülke arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerde atılım yapılması için geniş ufukların mevcut olduğunun görüleceğini söyledi. IRAK'IN YENİDEN İMARI Erdoğan, Türkiye'den uzakta olan Afganistan ve Orta Asya'da Türk firmalarınca elde edilen başarıların komşu ülke Irak'ta Türkiye'nin yapabileceklerine ışık tuttuğunu ifade ederek, Türk firmalarının genel avantajları olarak Irak'a yakınlık, bölgeyi tanımaları ve her türlü şartta başarılı işler yapabilmelerinin inşaat sektöründe hali hazırda Irak'ta makina parklarının bulunması hususlarını sıralamanın mümkün olduğunu anlattı. Başbakan Erdoğan, Türk firmalarının Irak'ın yeniden imarı için kongre tarafından tahsis edilen 18.6 milyar dolarlık fon çerçevesinde açılacak ihalelere ana müteahhit olarak katılabilmelerinin memnuniyet verici olduğunu söyledi. Hazar Bölgesi enerji kaynaklarının Türkiye ve batıya ulaştırılmasını sağlayacak Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Boru Hattı Projesi'nin bugün ulaştığı ileri aşamada ABD'nin sağladığı siyasi desteğin öneminin bilincinde olduklarını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: ''BTC Petrol Hattı'nın yıl sonunda tamamlanacağı, Türkiye ile Yunanistan arasında imzalanan doğalgaz anlaşması ve Irak petrolünün ülkemiz üzerinden dünyaya ulaşması gözönünde bulundurulacak olursa Türkiye'nin dünyanın önde gelen enerji sağlayıcısı ve dağıtıcısı pozisyonuna erişeceği gerçeğine dikkatinizi çekmek isterim. Türkiye ile ABD arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesinde turizm sektörünün de önemli bir yere sahip olduğunu, turizm alanındaki temasların artırılması ile yatırım sürecinin de hızlanacağını düşünmekteyiz. ABD'ye ziyaretimiz vesilesiyle resmi ve özel kuruluşlarımız ile iki ülke işadamları arasında gerçekleştirilecek temasların bu konularda daha ileri somut adımlar atılmasına imkan verecek şekilde değerlendirilmesini arzu etmekteyiz.'' Başbakan Erdoğan, değindiği tüm hususlarda finans gereksiniminin karşılanmasının öncelikli bir boyutu teşkil ettiğini belirterek, Türkiye'nin uluslararası finans piyasasında her geçen gün daha güvenilir bir aktör olma yolunda gerekli adımları atmaya devam edeceğini vurguladı. Erdoğan konuşmasını şu sözlerle tamamladı: ''Hükümetimizin uygulanmakta olan ekonomik reform programına bağlılık konusundaki güçlü siyasi iradesinin, uluslararası finans çevrelerince en geçerli teminat olarak algılanması gerektiğini düşünüyor ve bu doğrultuda gerekli değerlendirmeyi, temsil ettiğiniz çevrelerin çıkarlarına da uygun olarak en isabetli şekilde yapmanızı bekliyorum.'' KİMLER KATILDI? Başbakan Erdoğan ile Waldorf Astoria Oteli'nde kahvaltıda, yatırım bankalarından ABN Amro Inc., Cıtıgroup, CSFB, Deutsche Bank, Goldman Sachs Co. JPMorgan, Lehman Brothers İnternational, Merril Lynch& Co Inc. Morgan Stanley, UBS; yatırım fonlarından Cıtıgroup Investments, Fıdelity İnvestments, Goldman Sachs Asset Management, Prudential İnvestment Management ile kredi derecelendirme kuruluşu Moody's Investors Service'nin yönetici ve temsilcileri bulundular.