BIST 9.964
DOLAR 34,11
EURO 38,10
ALTIN 2.860,45
HABER /  POLİTİKA

Erdoğan vites düşürdü

Erdoğan sert üslubunu yumuşattı. Kriz tacirlerine dikkat çekti.

Abone ol

Başbakan Erdoğan, ''Bu ülkede kimse ama kimse demokrasiyi, hukuku sadece kendine hak olarak görmesin, kimse demokrasiyi başkalarından esirgeme yoluna gitmesin, kimse kendisini milli iradenin üzerinde görmesin'' dedi.

Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, "Toplumu huzursuz eden her ne sorun varsa demokrasi içinde özgürce, hukuka uygun olarak, gerilimlere yol açmadan tartışılmak, müzakere edilmek zorundadır.
Siyasetin temel görevi toplumun talep ve beklentilerine cevap vermektir.

HİÇBİR MESELE ÇÖZÜMSÜZ DEĞİLDİR

Halkın sorunlarına bigane kalarak, milletin sıkıntılarını göz ardı ederek ne toplumsal barışı koruyabiliriz, ne de demokratik bir sisteme sahip olduğumuzla övünebiliriz. Biz bu yola, 'Türkiye'nin hiçbir meselesi çözümsüz değildir' diye girdik. 22 Temmuzda milletimiz hem geçen dönemdeki politikalarımıza güvenoyu vermiştir, hem de önümüzdeki dönemdeki talep ve beklentilerine cevap vermemizi istemiştir.'' dedi.

''BAZI SORUNLAR TEDAVÜLDEN KALKARSA...''

Bütün sorunların üstesinden gelebilecek yürek zenginliğinin de her türlü sorunu çözebilecek kapasiteye sahip bir devlet yapısının da var olduğuna dikkati çeken Erdoğan, ''Üzülerek söylüyorum: Bazı sorunlar sorun olmaktan çıkarsa, tedavülden kalkarsa bazı çevreler adeta işsiz kalacaklarını, tedavülden çıkacaklarını düşünüyorlar'' diye konuştu. Erdoğan, bu yüzden sık sık ''hiç kimse şu sorunu çözemez'' diyen açıklamaların kamuoyunun gündemine geldiğini belirterek, şöyle devam etti:

HAKKANİYET DUYGUSU

''Bazıları 70 milyon vatandaşımızı aynı anda düşünmemizi algılamakta güçlük çekiyorlar. Bazıları, milli iradeye dayanarak, milletin sorunlarını siyasetin konusu yapmamızdan rahatsız oluyorlar. Oysa Türkiye olgunlaştıkça, demokrasi çıtasını yükselttikçe, ekmeğini, aşını, itibarını büyüttükçe, hak ve hakkaniyet duygusunu egemen kıldıkça sorunlar kendiliğinden tedavülden kalkıyor.

Biz tartışmaktan yorgun düşmüş bir Türkiye değil, üretime odaklanan, üretim araçlarını en verimli şekilde kullanan, ülkenin imkanlarını, kaynaklarını ilerleme, gelişme, kalkınma yolunda harcayan bir Türkiye arzusundayız. Eğitimde, sağlıkta, güvenlikte, ekonomide, dış politikadaki bütün çabalarımız bunun içindir.''

KİMSE HUKUKU SADECE KENDİNE HAK GÖRMESİN

Erdoğan, adaletin samimiyet istediğini, merhametin bütün önyargıları yenmeyi
gerektirdiğini iyi bildiklerini ifade ederek, ''Diyoruz ki bu ülkede kimse ama
kimse demokrasiyi, hukuku sadece kendine hak olarak görmesin, kimse demokrasiyi başkalarından esirgeme yoluna gitmesin, kimse kendisini milli iradenin üzerinde görmesin. Bu büyük ülke hepimize yeter'' dedi.

BİR ARPA BOYU YOL

Türkiye'nin nüfusunun 70 milyon 586 bin olarak belirlendiğini, yurt dışındakilerle 74 milyon vatandaş bulunduğunu kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:  ''İçeriye dönük çoğu tartışma konularımız, 12 Eylülden kalma... Oysa bugünkü nüfusumuzun yarısı 12 Eylülü görmedi. Öyleyse hangi tartışma konusunda bir arpa boyu yol aldığımıza dikkatle bakalım.

TARTIŞMA KONULARINI TEDAVÜLDEN KALDIRALIM

Diyoruz ki artık bazı tartışma konularını tedavülden kaldıralım da bu toplum, bu millet, bu genç nüfus daha fazla yorulmadan üretime odaklansın. Türkiye Cumhuriyeti, 'muasır medeniyet' çıtasını aşmak için vatandaşlarının
arasında ayrım yapmayan, halkını bir bütün olarak kucaklayan bir Cumhuriyettir. Kimse aksini ispat gayretine girmesin. Bütün adımlarımız dünya tarafından izleniyor, hiç de hak etmediğimiz bir fotoğraf veriliyor dünyaya. Vatandaşlık haklarını birbirinden esirgeyen, demokrasisine güvenmeyen bir Türkiye, uluslararası rekabetin alabildiğine kızıştığı bu büyük yarışta mesafe alamaz.''

İSRAİL'E ELEŞTİRİ

İsrail izin vermezse Gazze'ye bir çuval domates bile sokamazsınız. Şu anda su elektrik ve gıda açısından Gazze'de yaşayanlar insanlık trajedisi ile karşı karşıyadır. İyimser hava yeniden karamsarlığa bırakmıştır. İsraillilere sorduğumuzda bize "bize roketatarlarla saldırıyorlar." diyor  Ama karşı saldırıda 18 Filistinli öldü. Birileri yanlış yapıyor diye toplumu cezalandırmak yanlış. Filistinlilerin ayrışması onlara güç katmıyor. Bundan kimin kazandığı ortada.

OBAMA'YA SÖZDE SOYKIRIM TEPKİSİ

Bir aday adayı politikacının sözde soykırımı tanıyacağını açıklaması ilişkilere gölge düşürme riskini taşıyor. Türk-Amerikan ilişkiler Lobilerin karalama kampanyalarına kurban edilemez. Demek ki siyaset acemiliği var onu gidermesini tavsiye ediyoruz.

BÜTÇE HEDEFLERİ TUTTU

Erdoğan, 2007 yılı bütçe uygulama sonuçları ve bütçe performansı hakkında da bilgi verdi.  Bütçe açığı hedefinin 16.8 milyar YTL olarak belirlenmiş olmasına rağmen, yıl sonunda sadece 13.9 milyar YTL düzeyinde kaldığına dikkati çekti. 2007 yılı başında bütçe açığının GSMH'ye oranının yüzde 2.7 olmasının öngörülmüş iken, elde edilen sonuçlar itibariyle bu oranın yüzde 2.1 düzeyinde kaldığını bildiren Erdoğan, ''Dikkatinizi çekerim, bu oran 2002 yılında yüzde 14.6 idi." dedi. 

FİNANS MERKEZİ İSTANBUL'DUR

Merkez Bankası'nın İstanbul'a taşınması alacağı kararlar açısından etkinliği açısından son derece yerinde bir karardır. Erdoğan dünyadaki benzer ülkelerden örnekler verdi. Bunun kararını halkım verecek. Ülkemiz ne kazanacak onun derdindeyiz. Ankara'nın içi boşaltılıyormuş. Hayırdır ne boşaltılıyor? Siyasi merkez Ankara'dır, finans merkezi İstanbul'dur bizim dünyaya gösterdiğimiz vizyon budur.  

İSTANBUL MİSAK-I MİLLİ SINIRLARI İÇİNDE DEĞİL Mİ?

Rejim elden gidiyormuş. Böyle saçma sapan şeyler olur mu? İstanbul sanki misaki milli sınırları içinde değil. Akla hayale gelmez açıklamalar yapıyorlar. Merkez Bankası'nın faaliyet alanlarını soran yok görevi nedir bilmezler.
Finansal açısından getirisinden götürüsünden bahseden yok. Başka bir şey yok.

İŞ BANKASI ÖRNEĞİ

27 Ağustos 2000 yılında CHP'nin yüzde 28.1 hissesi bulunan İş Bankası İstanbul'a taşındı. Kararın altında üç isim var. Enis Tütüncü, Mustafa Özyürek, Mustafa Timizi. Atatürk'ün kurduğu banka sessiz sedasız bir şekilde İstanbul'a taşınıyor. Hatta Altan Öymen kurdela ile açılışını yapıyor. Bunlar samimi değil. Hani Ankara'nın içi boşalıyordu?