BIST 9.636
DOLAR 34,65
EURO 36,43
ALTIN 2.925,89
HABER /  GÜNCEL

Erdoğan ve Schröder ortaklığı

Türkiye'nin enerjide kendine yeterli bir ülke olmadığını belirten Erdoğan 'ülkemiz enerjide dışa bağımlıdır' dedi.

Abone ol

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin enerji alanında kendine yeterli bir ülke olmadığını ve temel enerji kaynakları bakımından dışa bağımlı olduğunu kaydetti. Alman şirketleri ''STEAG AG'' ve ''RWE POWER AG'' tarafından yaptırılan ''İsken-Sugözü Enerji Santrali'', Başbakan Erdoğan ve Almanya Başbakanı Gerhard Schröder'in katıldığı törenle açıldı. Erdoğan, törende yaptığı konuşmada, Schröder ile birlikte Türkiye'nin en büyük termik santrali Sugözü Enerji Santrali'nin açılışını yapmanın mutluluğunu ve kıvancını yaşadığını söyledi. Erdoğan, Türk-Alman işbirliğinin önde gelen örneklerinden birini teşkil eden ve yap-işlet proje finansmanı modeliyle gerçekleştirilen bu santralin 1980'li yıllardan itibaren Türkiye'de büyük bir hızla artmaya başlayan Alman yatırımlarında ulaşılan önemli ve sevindirici bir aşamayı teşkil ettiğini ifade etti. Başbakan Erdoğan, 1980-2002 yılları arasında Türkiye'deki Alman yatırımlarının miktarının toplam 4.33 milyar dolar olduğu dikkate alındığında bu santral sayesinde sağlanan yaklaşık 1.5 milyar dolarlık doğrudan yabancı sermaye yatırımının anlamının daha iyi anlaşılacağını vurguladı. Erdoğan, şöyle konuştu: ''Ülkemiz, enerji alanında ne yazık ki kendine yeterli bir ülke değildir ve temel enerji kaynakları bakımından dışa bağımlıdır. Enerji tüketimimiz yılda yüzde 7-8 oranında bir artış göstermektedir. Halihazırda yerli enerji üretimi toplam enerji talebinin yalnız yüzde 35'ini karşılamaktadır. Ülke içi arz kaynakları üzerinde gerekli çalışmaların yapılmaması halinde, üretim imkanlarının çok üzerinde seyredecek talep nedeniyle dışa bağımlılık oranı 2020 yılında yüzde 78'e yükselebilir. Bu itibarla, enerji politikamızda temel önceliğimiz, enerji arzı güvenliğinin sağlanması ve enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesidir. Hükümetimiz bu konudaki çalışmaları kararlı bir şekilde sürdürmektedir.'' ''TÜRKİYE, ENERJİDE AKTİF ROL ÜSTLENDİ'' Başbakan Erdoğan, Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından Hazar havzası petrol ve gaz kaynaklarının yoğun bir ilginin odağı olduğunu belirtti. Erdoğan, Türkiye'nin enerji alanındaki ihtiyaçları ve bölgesel ekonomik büyümeye verdiği önem çerçevesinde, başta Hazar bölgesi olmak üzere eski Sovyetler Birliği coğrafyasında bulunan enerji rezervlerinin geliştirilmesinde ve alternatif güzergahlara yönelik çalışmalarda aktif rol üstlendiğini bildirdi. Erdoğan, Türkiye'nin bölge ülkeleriyle tarihi ve kültürel bağları bulunan ve dünyanın hidro-karbon rezervlerinin yaklaşık dörtte üçünü elinde bulunduran ve bu nedenle jeostratejik açıdan son derece önemli bir konuma sahip olan bölgelerin kavşağında yer aldığını dile getirerek, ''Ülkemizin enerji zengini Hazar ve Ortadoğu bölgeleriyle Avrupa arasında bir köprü teşkil etmesi, ayrıca kendi ihtiyaçlarını da farklı kaynaklardan karşılaması hedeflenmiştir'' dedi. Türkiye'nin artık yalnızca enerji tüketen bir ülke konumunda olmadığını, yaşama geçirdiği olduğu projeleriyle bölge ve dünya enerjisi diplomasisinde yerini aldığını ifade eden Erdoğan, dünyanın belli başlı enerji tasarılarından biri haline gelen Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattının fiziki yapımının her bir ülkede de devam ettiğini bildirdi. Erdoğan, Hazar petrolünü taşıyacak ilk tankerin 2005 yılında Ceyhan'dan yükleneceğini ifade ederek, ''Ceyhan terminalinin Avrupa'nın önde gelen petrol merkezlerinden biri olmaya aday olduğunu şimdiden müjdeleyebilirim'' diye konuştu. HAZAR-ORTADOĞU DOĞALGAZI Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin Yunanistan'la imzaladığı doğalgaz anlaşması ile Bulgaristan-Romanya-Macaristan güzergahı üzerinden Avusturya ve diğer Avrupa pazarlarına doğalgaz naklini öngören ve hazırlık çalışmaları devam eden doğalgaz boru hattı projesinin Hazar ve Ortadoğu kaynaklı doğalgazın Avrupa'ya ulaştırılması hedefinde kilit role sahip olacağını kaydetti. Bu projelerin Türkiye'nin olduğu kadar Avrupa Birliği'nin (AB) enerji güvenliği açısından da büyük önem taşıdığını dile getiren Erdoğan, AB Komisyonu'nun Türkiye'nin bu rolüne önem atfettiğini ve projelerin fizibilite çalışmalarına finansman sağladığını söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti: ''Elektrik ağımızın Avrupa elektrik şebekesiyle bağlantısının gerçekleştirilmesine yönelik çalışmalar da AB komisyonu ile işbirliği halinde devam etmektedir. Görüldüğü gibi stratejik nitelikteki enerji işbirliğimiz Türkiye-AB ilişkileri açısından yeni ufuklar açmakta, Türkiye'nin AB yolunda attığı kararlı adımları destekleyen bir nitelik taşımaktadır. Bu bağlamda AB'nin önde gelen ülkelerinden Almanya'nın Türkiye ile ilgili enerji projelerine vermekte olduğu desteğin artarak devam edeceğini ümit ediyoruz.'' Türk ekonomisinin dünya piyasalarında rekabet edebilir bir üretim atılımına geçebilmesi ve sürdürülebilir kalkınmanın desteklenmesinin, güvenilir, verimli, temiz, sürekli ve ucuz elektrik sağlanmasına bağlı olduğunu anlatan Erdoğan, ''Bu santral, bu hedefimize ulaşmada önemli bir araç niteliğindedir. Santral 1210 MW net kurulu gücü ve 9 milyar KWH üretimi ile ülke elektrik ihtiyacının yüzde 7'sini karşılayacak kapasiteye sahiptir'' diye konuştu. Konuşmaların ardından, Başbakan Erdoğan ve Almanya Başbakanı Schröder, karşılıklı olarak birbirlerine plaket verdiler.