12 askerimizi şehit olmasının ardından başlayan Afganistan tartışması, Türkiye'nin içinde bulunduğu reel politik ortamı anlatıyor.
Abone olOktay Sağlam
İNTERNETHABER.COM- Kılıçdaroğlu'nun hayranı olduğu Ecevit'in Afganistan'a asker kararı aldığında neler söylediğini biliyor muydunuz? Peki ya o dönemde muhalefette olan Erdoğan'ın hükümeti nasıl eleştirdiğini?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Afganistan sorununda çuvalladı. Arşivler iki lideri de zor durumda bıraktı. Reel politiğin acımasız hesapları ikisini de başka türlü konuşmaya zorluyor.
12 Türk askerin helikopter kazası sonucu şehit olmasının ardından "Ne işimiz var Afganistan'da?" tartışması başladı. Fitili ateşleyen de Kılıçdaroğlu'nun "Gencecik insanlar, ülkelerinden, çoluk çocuklarından uzakta, ülkenin çıkarlarını savunmak için mi bulunuyorlar gibi bir soruyu haklı olarak bizim aklımıza getiriyor" şeklindeki sözleriydi.
İLK AŞAMADA HAVA SAHASINI AÇMIŞTI
11 Eylül'ün hemen ardından Türkiye ilk aşamada hava sahasını ve 2 askeri havaalanını ABD’nin insanı yardım ve askeri amaçlı uçuşlarına açmış, istihbarat ve lojistik destek sağlamıştı.
7 Ekim'de Afganistan'a giren ABD, 19 gün sonra Ankara'nın kapısını çaldı. 1 Kasım 2001'de Afganistan'a asker gönderme kararı alan hükümetin başındaki isim Bülent Ecevit'ten başkası değildi. Kılıçdaroğlu'nun Erdoğan ile girdiği Ecevit polemiğinde "ağzına alıyorsan ağzını önce yıkayacaksın" dediği isim, ABD'nin "özgürlük harekatına" destek veriyordu.
ECEVİT: EN KISA SÜREDE GİDECEKLER
Kararla ilgili Ecevit, “Koşullar hangi zorlamaları getirir bilemiyoruz. Sınırlı miktarda gönderdiğimiz askerin hangi şartlarla karşılaşacağı belli değil” diye konuşmuştu.
Ecevit'in bu sözleri akıllara iki gün önce CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan'ı getirdi: "Egemenlik hakkını devrettiğiniz Amerika istiyor diye biz oğullarımızı bilmediğimiz topraklarda şehit vermek zorunda değiliz."
SEZER: İLİŞKİLER DERİNLEŞTİRİLMELİ
Yine CHP'nin çok sevdiği ve "ulusalcı" kesimin favori ismi Cumhurbaşkanı Sezer, asker gönderme kararından bir gün sonra Türk-Amerikan Dernekleri Asamblesi’nin yıllık konferansına gönderdiği mesajda bugün CHP'nin düşüncelerine paralel olmaya fikirler dile getiriyordu:
"Amerika Birleşik Devletleri’ne yönelik son terör eylemleri, Türk-Amerikan ortaklığının ne denli önemli ve işlevsel olduğunu ortaya koymuştur. Türk-Amerikan ilişkilerini bu sağlam temel üzerinde her alanda daha da geliştirmek ve derinleştirmek istiyoruz."
CEM: TÜRKİYE'NİN SAVAŞIDIR
Yine kararın açıklandığı günün ertesinde Dışişleri Bakanı İsmail Cem, CNN International’a ilginç açıklamalarda bulunuyordu: "İç endişelere yönelmeden önce, biz Türkiye’de bunun sadece ABD’nin savaşı olduğunu düşünmüyoruz. Bu aynı zamanda bizim, Türkiye’nin savaşıdır."
ERDOĞAN: KABULLENEMEYİZ
Peki o dönemde Erdoğan ne diyordu? Çiçeği burnundaki AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, şimdiki CHP lideri gibi konuşuyordu:
"Süresi, sınırı belli olmayan bir yetki ile hükümet hareket etmektedir. Bunun neticesine yönelik olarak doğabilecek, ülkemiz ve milletimiz aleyhindeki hiçbir riski, AK Parti olarak kabullenemeyiz, üstlenemeyiz." Erdoğan'ın bugün iktidardayken muhalefetin eleştirilerine "bekara karı boşamak kolay" sözünü o günlerde bizzat kendisi yerine getiriyordu.
"MAŞA" MIYIZ?
"Ne işimiz var orada" diyenler için Türk askeri "maşa" konumunda. Afganistan sorunu Irak gibi tartışmalı değil. Meşruluğu sorgulanmıyor ama bunun kılıf olduğunu söyleyenler az değil. Afganistan'a asker gönderilmesi imar ve eğitim amaçlı da olsa, on tahlilde ABD'nin "fiili işgaline destek" için gönderildiği görüşü yaygın. 11 Eylül'ün ardından neo-conların hesaplarına yardımcı olacak "figüran ülkelere" Türkiye'nin eklendiği yüksek sesle dile getiriliyor.
TÜRKİYE'NİN TEK BAŞINA HAREKET ETME İMKANI VAR MI?
Ancak bir de madalyonun öteki yüzü var. Daha doğrusu dünya gerçekleri. Uluslararası ilişkilerin beraberinde getirdiği riskler var.
Türkiye bir NATO üyesi. Çok derin ilişkiler söz konusu. Kendi göbeğini kendi kesebilecek durumda değil ne yazık ki... Askeri ve siyasi açıdan ABD'ye "bağımlı" bir fotoğraf veriyor. Her uluslararası sorunda dünyanın birçok ülkesine asker gönderildi. Afganistan bunlardan sadece birisi. Sınırları kapatarak bir başına yaşama imkanı yok. Dolayısıyla bir kulübe üye olanların yerine getirmek zorunda oldukları şartlardan farkı yok.
BOYUMUZU AŞAN MESELELER!
Tıpkı Afganistan'a karşı NATO'nun aldığı karar gibi. Bütün üyeler ABD'ye yapılan saldırı 5. madde nedeniyle tüm üyelere yapılmış kabul edildi. Afganistan'a açılan savaş oybirliği ile alındı. Füze kalkanı projesi kapsamında Malatya'ya kurulan radar sisteminin özü itibariyle Afganistan kararından farkı yok.
Görüldüğü gibi sorun partileri aşıyor. Sorumluluk koltuğunda oturanların penceresinden dünya çok farklı görünüyor. Muhalefette efelenip nara atanlar iktidarda kuzuya dönebiliyor. Geriye de tarihe geçen ibretlik sözler kalıyor.