Köşk hedefi neredeyse kesinleşmesine karşın Erdoğan neden açıklamıyor adaylığını? Beşir Atalay'ın Gül'ü hedef alan sözlerini düzeltmesinin anlamı ne? Murat Yetkin'den çarpıcı Köşk seçimi analizi...
Abone olİNTERNETHABER.COM
Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi AK Parti'nin adayının kim olacağını sorgulayan Radikal si yazarı Murat Yetkin, hükümetin önde gelen isimlerinden Beşir Atalay'ın açıklamasına dikkat çekti. Yetkin, Atalay'ın açıklamasındaki detayların AK Parti'nin ve Erdoğan'ın aklındaki planı deşifre ettiğini savundu.
ATALAY'IN SÜRÇ-Ü LİSANI NE ANLAMA GELİYOR?
Atalay'ın "bizde Cumhurbaşkanlığı yaptıktan sonra gelip Başbakan olmak gibi bir durum olamaz" diyerek Abdullah Gül'ü hedef alan açıklamasını daha sonra düzelttiğini hatırlatan Murat Yetkin ilginç bir yorumda bulundu: Atalay sürç-i lisan etmişti. İngilizcede buna ‘Freudian slip’, yani 'bilinçaltındakini tutamayıp söylemek' derler. Bizdeki karşılığı daha güzeldir; “Allah söyletti” denir.
ERDOĞAN VE GÜL ARASINDA YENİ BİR ANLAŞMA ZEMİNİ ARANIYOR
"Bunun bir tercümesi var. Gül’ün oyun dışına çıkmasının özellikle de genel seçim öncesinde AK Parti’nin geleceği açısından maliyeti çok yüksek olabilirdi." diyen Radikal yazarı "Uzun lafın kısası, Erdoğan ve Gül, aralarında yeni bir anlaşma zemini arayışında olabilirler." iddiasında bulundu.
İşte Yetkin'in yazısındaki ilgili bölüm:
ERDOĞAN'IN ADAYLIĞI NEDEN RESMİ OLARAK İLAN EDİLMİYOR?
O zaman Erdoğan neden açıklamıyor adaylığını?
İşte bu soruya cevap, pazar günü diğer bir Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın Kanal-7’deki mülakatı sonrasında gelmeye başladı.
Atalay, “Cumhurbaşkanlığından sonra başbakanlık mı olur?” diye kestirip atınca, insanlar da doğal olarak bunu Erdoğan’ın çoktan Gül’ü siyasi gelecek planlarından çıkardığı şeklinde yorumladı.
Evet, Gül çoktan "siyasi gelecek planlarım yok" diye başbakanlık kapısını kapatmıştı ama “Bugünkü koşullar altında” diye özellikle vurgulamıştı.
ATALAY'IN AÇIKLAMASININ KODLARI
Bu vurgu, Erdoğan’ın seçildiği takdirde 'Bütün anayasal yetkileri kullanacağı' vaadine atıftı. O anayasayı askeri darbe koşullarında yazdıran Kenan Evren dahi, mesela bakanlar kurulu toplantılarına başkanlık etmeye kalkışmamıştı. Yıldırım Akbulut gibi siyasi iddiası olmayan bir başbakan tercih eden Turgut Özal da kalkışmamıştı; bu, iç kavgaya davetiye demekti.
Oysa Erdoğan, hem hükümeti hem partiyi Çankaya’dan idare etmek niyetini gizlemiyordu.
Gül de “Ben emanetçi başbakan, emanetçi parti lideri olmam, birbirimize güvenmemiz lazım” demek istemişti.
Oysa Atalay, adeta Gül artık yokmuş gibi konuşuyordu.
Akşam saatlerinde beklenmeyen bir şey oldu. Atalay, gündüz saatlerindeki demecini, kendi ifadesiyle 'düzelten' bir açıklama daha yaptı. “Yanlış anlaşıldım”, filan demeden, 'Öyle demek istemediğini', eğer Gül gelmek isterse partinin de hükümetin de kapılarının ona açık olacağını söyledi.
Atalay sürç-i lisan etmişti. İngilizcede buna ‘Freudian slip’, yani 'bilinçaltındakini tutamayıp söylemek' derler. Bizdeki karşılığı daha güzeldir; “Allah söyletti” denir.
UZUN LAFIN KISASI...
Bunun bir tercümesi var. Gül’ün oyun dışına çıkmasının özellikle de genel seçim öncesinde AK Parti’nin geleceği açısından maliyeti çok yüksek olabilirdi. Ayrıca Gül’ün üç dönem yasağı da yok, yani yeniden seçilebilir ve Erdoğan’dan sonra doğal konumda partiye sahip çıkabilirdi.
Uzun lafın kısası, Erdoğan ve Gül, aralarında yeni bir anlaşma zemini arayışında olabilirler.
Adaylık açıklamasındaki gecikme bundan kaynaklanıyor gibi; Atalay’ın sürç-i lisanından çıkan sonuç budur.
İKİ ESKİ YOL ARKADAŞI BİRLİKTE KARAR VERECEK
Önümüzde zorlayıcı bir takvim bulunuyor. Erdoğan 9-11 Mayıs’ta Afyon’da partililerine bir daha danışacak. Sonra 14-15 Mayıs’ta bir Arnavutluk-Kosova ziyareti planlanıyor. Gül ise 15-21 Mayıs’ta Çin’e döneminin son dış gezisini yapacak. Erdoğan’ın 23-26 olabilir, bir Avrupa turu var.
İşte bu yoğun trafik içinde bir araya gelip ortak gelecekleri olup olmadığına karar verecek iki eski yol arkadaşı. Fazla vakit kalmadı, haziranda seçim süreci başlıyor.
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ NE ZAMAN? BİRİNCİ TURDA NE KADAR OY GEREKİYOR?