BIST 8.619
DOLAR 34,34
EURO 37,49
ALTIN 3.021,91
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Erdoğan ve Gül'ün arası bozuk mu?

Gezi Parkı gösterileri Cumhurbaşkanı Gül ile Başbakan Erdoğan'ın arasını mı açtı? İddialara Atalay cevap verdi.

Abone ol

Gül ve Erdoğan'ın çetin sınavlardan geçtiğini belirten Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, "Büyük bir hareketin, kutlu bir hareketin derininden beri birlikte gelen insanlar. Yani böyle yüzeysel değerlendirmelerle açıklanabilecek konumlar değildir" dedi.

Atalay, Kanal 7 televizyonunda canlı yayımlanan "İskele Sancak" programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Taksim Gezi Parkı'nda yaşanan olayların hatırlatılarak, "Bu düğüm nasıl çözülecek?" denilmesi üzerine Atalay, yaşanan gelişmeleri daha iyi değerlendirme, analiz etme çabası içinde olduklarını söyledi.

Parti ve hükümet olarak en önemli özelliklerinin halkla iletişimi iyi yürütmek olduğunun altını çizen Atalay, şöyle konuştu:

"Kopukluk olmasını hiç istemedik. Her zaman ayda iki defa kamuoyu yoklaması yaparız, icraatlarımızla ilgili vatandaşlarımız ne düşünüyor, onu alırız. Taksim'deki yapılanmayla ilgili sürüp giden tartışmalar var, hem 2011 seçimlerinden önce burayla ilgili kararlar var, bizzat Başbakanın açıklamaları var. Büyükşehir Belediye Meclisinin aldığı kararlar var. Yargının aldığı karar var. Şu yeni tartışmalar var, burada Başbakanımızın da hassasiyeti var. Yani şu önümüzdeki günler bütün bunların herhalde değerlendirilip, yeniden bir çıkış yolunun bulunacağı günler olacak. Biz de bunları değerlendiriyoruz. Bir yargı kararı olunca yeniden değerlendirmeler olacak demektir. Ama Başbakanımızın önceki kararla ilgili 2011 seçimlerindeki açıklamalarla ilgili oranın tarihi bir mekan olarak düzenleneceği yönünde yeni açıklamaları var. O açıklamaları biz önemli görüyoruz. Türkiye'de en yetkili ağız o açıklamayı yaptıktan sonra bizim orada çok fazla şey söyleme imkanımız yok. Ama yargı kararı yeniden değerlendirme içinde bir faktördür. Onu bir kenara da koyamazsınız. Neticede ona itiraz edilecek, onunla ilgili değerlendirmeler olacak. Gelişmeleri biraz da bütün bunlar belirleyecek. Hükümetin de önünde bir konudur. Hükümet de tabii bu çerçevede vatandaşların tutumunu, tepkisini gözönüne alarak yeniden değerlendirme yapacaktır."

Yürütmeyi durdurmayı kararı olduğunu hatırlatan Atalay, "Bununla ilgili idarenin yeni bir tasarrufu olacaktır. Ondan sonra da yeni bir yargı kararı çıkacaktır. Onları beklemek lazım. Burada nihai bir karar verilmiş değil. Bu süreçlerin sonunda nihayi karar verilmiş olacak" dedi.

Olayların çevre hassasiyetiyle başladığını ifade eden Atalay, "Onlara normal bakmak lazım. Ama orada belki dengeyi bozan veya biraz daha gelişmesine katkı sağlayan müdahaleler, işte onlar da tabii şu anda inceleniyor, polisin kendisine verilmiş görevler var. Polisin tutumunda sertlikler söz konusu, onun için bakanlık onlarla ilgili çalışma yaptırıyor. Ama onun sosyal medya kanalıyla yayılmasıyla da başka şehirlerde de gelişmeler var" ifadesini kullandı.

BU DENLİ EYLEM ÖNGÖRÜLEMEDİ

Farklı yerlerde farklı kesimlerin gerekçeleri olduğunu ifade eden Atalay, bazı yerlerde gerekçenin çevre olmaktan çıktığını ve ideolojik kimlikler kazandığını söyledi.

"Hükümet olarak gelinen noktayı öngöremediniz mi?" sorusu üzerine Atalay, "Bazı şeyler belki öngörülebilir ama böyle sokağa dökülecek bir eylem bu denli doğrusu öngürüldü diyemem. Neticede Taksim'de başlayan ve ani gelişmiş bir şey. Ama onun üzerine daha çok organize olmuş bir durum. Her iktidarın muhalefeti vardır. Hele Türkiye gibi bir yerde, 11 yıldır iktidarsanız, belli kesimlerin kendilerine göre tepki gerekçeleri vardır ve muhalefetiniz olacaktır ama bunun bu şekilde biraz da illegal yapıların karışmasıyla sokağı etkileyecek noktaya gelmesi ani bir şeydir" diye konuştu.

"Başbakan Faiz lobisinden bahsetti, bunu biraz açabilir misiniz? Olayların başlamasının planlanlandığı yönünde kanaat var mı?" denmesi üzerine Atalay, olayların önceden planlanmış olmasa da katılım safhasında epeyce planlanmış bir eylem olduğunu belirtti.

Türk ve uluslararası medyanın bir tutumu olduğunu ifade eden Atalay, ayrıca sermaya ve iş çevrelerinin de bir tutumu bulunduğu kaydetti.

Türkiye'de sermaye çevrelerinin bu eylemde önemli bir payı olduğunu gördüklerini bildiren Atalay, "Başbakanın kastettiği tabii bu genelleme içinde yani medyaya ilk günden reklamları kesen, belli medya kesimine karşı 'bu tepkileri vermezseniz reklam vermiyoruz' diyen sesler var. İş çevrelerinden değişik mesajlar var, kimin ne söylediği bunlar elimizde. Bütün bunlara baktığınızda Türkiye'deki medya yapılanması içinde, sermaye ve medya yapılanması içinde bunu görüyorsunuz. Uluslararası alana baktığınızda yine öyle, uluslararası alan bu gelişmeleri çok çabuk satın aldı" diye konuştu.

Uluslararası medyanın olayı tam anlamadan Ortadoğu refleksi içinde hareket ettiğini vurgulayan Atalay, "Kimi Türkiye'ye karşı kızgınlık, kimi kıskançlık, Türkiye'nin hızlı gelişen bir ülke oluşu, dünyada yıldızı parlayan 3-5 ülkeden birisi vesaire dolayısıyla hepsinin getirdiği bir kıskançlık da var" ifadesini kullandı.

ERDOĞAN'A BİR ŞEY SÖYLEMEKTEN ÇEKİNİLİYOR MU?

Atalay, bu güçlerin Türkiye'nin sıradan bir ülke olmadığını iyi bildiğini de kaydetti.

Atalay, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kimseyi dinlemediği yönündeki eleştirilerle ilgili, "Uyarı yapma, gidişat, tehlikeler, tehditler konusunda Başbakan'a bir şey söylemekten çekinir misiniz?" sorusuna, şöyle cevap verdi:

"Hayır ben hiç çekinmedim. Ben parti kurulduğundan beri Başbakanımızla yakın çalışıyorum ve ilk günden beri bu hükümetin içindeyim kabine üyesiyim ve biz söyleyeceğimiz her şeyi rahatça söyleriz. Orada en küçük bir tereddütümüz olmaz ve burada bulunmamızın en önemli amacının da bu olduğunu biliriz. Bizler hepimiz her konuda ayın düşünen insanlar değiliz. Zaten öyle olmamız iyi de olmaz mümkün de değil. Farklı düşünceler olur biz bunları konuşuruz. Başbakanımız istişarede hayır vardır der ve edildiğinde istişarenin sonucuna genelde uyar. Bizim ortamlarımız konuşulan ortamlardır. Kimi olaylarda fırsatlar, ortamlar olmayabilir ama genelde AK Parti bir stratejiyle yürür. İlk günden beri bizim mutfağımız iyi çalışır, strateji çalışırız ve bu stratejiler istişareyle olgunlaştırılarak iyi değerlerdirmelerle gelişir. Onun için biz bugüne kadar pek çok reformlar yaptık. Onun için 11 yılda sürekli oyumuzu arttırarak gittik ve Türkiye değişti bunu herkes biliyor."

İKİSİNİN AYRI YERDE DURMASI NORMAL

Taksim Gezi Parkı'ndaki olayların ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün ve Başbakan Erdoğan'ın farklı açıklamalar yapmasının eleştirildiğinin hatırlatılması üzerine Atalay, şöyle devam etti:

"İkisinin ayrı yerde durması normal. Birisi Başbakan, siyasi iradenin başı, birisi devletin başı, Cumhurbaşkanı. İkisinin farklı yerde durması ve olaylarda da zaman zaman farklı tutum sergilemesi gayet normal bir şey. Başbakan icranın başında, kararlı bir tutum sergiliyor, verilen kararlar var, o kararların takipçisi oluyor. Cumhurbaşkanı devletin başı ve belki zaman zaman toparlayıcı bir tutum sergileyebilir bu normal bir şey. Ben ikisine de yakın olmaktan, ikisiyle de çalışmaktan çok gurur duyarım, Rabbim'e hamd ederim. Bunlar iki güzel insan, ben hep öyle gördüm. Türkiye'nin şu andaki büyük şansı bunlar. Türkiye bugüne kadar böyle bir kadroya da sahip olmamıştır. Bu iki tarz birbirini tamamlar. Cumhurbaşkanımız da bu hareketin içinden gelen bir insan. Tayyip Erdoğan Abdullah Gül ilişkisi çok çetin sınavlardan geçmiştir bugüne kadar. Büyük bir hareketin, kutlu bir hareketin derininden beri birlikte gelen insanlar. Yani böyle yüzeysel değerlendirmelerle açıklanabilecek konumlar değildir bunlar. "

"Taksim Gezi Parkı'ndaki gençleri anlayabiliyor musunuz, zihin dünyalarını, itirazlarını anlayabilecek noktada mısınız" sorusuna Atalay, toplumu anlamaya çok değer verdiklerini, bunu da en iyi Başbakan Erdoğan'ın bildiği cevabını verdi.

Taksim Gezi Parkı'nda tek tip, sadece çevre için gelmiş bir gençlik bulunmadığına işaret eden Atalay, "Orada sanatçılar var, sporcular var, orada başkaları var, yabancılar var, yabancı gazeteciler var. Sadece çevre kaygısıyla gelmiş tek tip gençlik yok. Sanatçılar üzerinde ne kadar baskı oluşturuldu siz biliyor musunuz? Orada görünmeyen kalmadı. Gelip orada görünüyorlar bir şekilde. Çok kesim üzerinde mahalle baskısı var" ifadesini kullandı.

"Hareketin içinde CHP milletvekilleri çok aktif rol aldı" diyen Atalay, "CHP burada organizatör gibi bir rol almadı çünkü o iyi olmayacaktı stratejik olarak ama CHP teşkilatlarıyla, milletvekilleriyle böyle bir ortam gelişince buna çok katkı verdi. CHP burada bir muhalefet partisinin sokağa taşması. CHP bunu zaten çok sever" diye konuştu.

Gençlerin çok değerli olduğunu belirten Atalay, kimsenin yaşam tarzına müdahale etmek gibi bir tutum içinde bulunmadıklarını söyledi.