BIST 8.885
DOLAR 34,31
EURO 37,19
ALTIN 3.018,55
HABER /  GÜNCEL

Erdoğan ve Bilal Erdoğan'ın ses kaydı

Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen konuşmanın ses kaydı internete yüklendi.

Abone ol

BİLAL Erdoğan ile Başbakan Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen konuşmanın ses kaydı tartışılmaya devam ediyor. İddialara göre sırada Bilal Erdoğan'ın görüntüleri var. Savcılık ise ses kayıtlarıyla ilgili düğmeye bastı. 

Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan'a ait olduğu iddia edilen ses kayıtları siyaseti karıştırdı. Kayıtların internete yüklenmesinin hemen ardından CHP ve MHP Genel Merkezleri'nde olağanüstü dakikalar yaşanırken, CHP Sözcüsü Haluk Koç, Erdoğan'ın istifa etmesi gerektiğini söyledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, oğlu ile arasında geçtiği iddia edilen ses kayıtlarına ilişkin olarak, “Kendi kurguladıkları, dublajını da kendilerinin yaptığı bir piyesi servis ettiler. Alçakça, hayasızca, edepsizce montaj yapıp bunu servis ediyorlar” dedi. Yüksek teknoloji ile 1 hafta 10 gün içinde montaj kaset hazırlayıp dinleteceklerini açıklayan Erdoğan, TÜBİTAK’ı da kriptolu telefonlarını dinlemekle suçladı.

Erdoğan, AK Parti grup toplantısında şu mesajları verdi:

YÖNETME İRADESİNİ ÖRGÜTLE PAYLAŞMAYIZ: Türkiye’yi yönetme iradesini biz hiç kimseyle, sermayeyle, çete ve mafyayla asla paylaşmayız. Bunların utanmaz, hayasız, yüzsüz olduklarını söylemiştim. Devletin içinde ur gibi çoğalmaya gayret eden, komploları, çirkin senaryoları ortaya dökülen vaiz lobisi rahatsız.  Dün akşam (önceki) saatlerinde kendi kurguladıkları, dublajını da kendilerinin yaptığı bir piyesi servis ettiler. Ben haftalardır bir çağrıda bulunuyorum: ‘Eteğinizde ne varsa dökün’ diyorum ama bunlar gidiyor, alçakça, hayasızca, edepsizce montaj yapıp bunu servis ediyorlar. Yahu uydurun da uydurmanın da bir ahlakı, edebi var. Bu kadarı da olmaz.

MONTAJLI KASET YAPIP İZLETTİRECEK: Şimdi şurada bir hafta, on gün içerisinde onların karşıtlarını, aynı şekilde biz de bu teknolojiden hareketle sizlere izleteceğiz. Kılıçdaroğlu Meclis’te izletiyor ya aynısı. Teknolojinin nereye geldiğini görmeniz bakımından çok önemli. Senaryo yazmak zor bir şey değil. Bunlar yapılır. Yapılan Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’na alçakça bir saldırıdır. Kimsenin yanına bırakmayız ve bırakmayacağız.  
 
OKYANUS ÖTESİNDEN YEM ATILDI AMA BİZİ MİLLET GÖTÜRÜR: Türkiye Cumhuriyeti, bu alçakça saldırıya asla teslim olmaz, olmayacak. CHP ve MHP yönetimleri olağanüstü toplantı yapmışlar. Montaj var ya, oradan bir rant elde edebilir miyiz? Sandıktan çıkamıyoruz, darbe de olmuyor, bari bu okyanus ötesinden atılan yemle durumu idare edebilir miyiz? Aç tavuk kendisini darı ambarında görürmüş ya. Avuçlarını yalarlar avuçlarını. Bizi buraya millet getirdi, millet götürür. Montaj kasetlerle milletin emanetini yere düşüreceğimiz zannedenler de ancak ham hayalle yetinir.

30 MART’A KADAR UMURSAMAYACAĞIZ: Yaşadığımız süreç, oynanan oyunu, kurulan tuzağı, yapılmak istenen itibarsızlaştırma operasyonunu zaten deşifre ediyor. Cevabını veremeyeceğimiz hiçbir iddia yok ama ne ben ne de Ak Parti teşkilatı, bu gündem değiştirme tuzağına düşmeyecek, bunların gündemine teslim olmayacağız. 30 Mart’a kadar bunları hiç umursamayacağız. Hesabı olan varsa 30 Mart’ta gelsin sandıkta görüşelim.
 
Yargıtay devreye girsin
 
CANIMIZI ORTAYA KOYARIZ: Bu bir istiklal mücadelesidir. İstiklalimiz adına canımızı ortaya koymaktan da bir an bile tereddüt etmeyeceğiz. Son sözü millet söyleyecek.
 
ROBOT LOBİSİ VURACAKTI: 17 Aralık, ardından 25 Aralık saldırısıyla hükümeti saf dışı bırakacak, bir kez daha yönetime el koyacaklardı. Hesaplar tutmadı. Kendilerince kusursuz bir senaryo hazırlamışlardı. Vaiz lobisi, yargı ve emniyetle vuracaktı. Medya lobisi, manşetlerle, televizyonla vuracaktı. Sosyal medyada kurdukları robot lobisi tweetlerle vuracaktı. Rüyalarında görülen biliyorsunuz, Peygamberimiz öyle buyuruyor, onlar da aynen bu şekilde ‘artırın tweet’leri’ diyerek bu süreci devam ettireceklerdi. Ak Parti içinde bazı tuzluklara emir verilecek, onlar da sırttan hançerleyecekti. Bu darbe girişiminde kim yer aldıysa zaten rezil olmuştur, çok daha rezil olacaktır.
 
TEK DOSYADA 2 BİN 287 KİŞİ DİNLENMİŞ: Dün (önceki gün) en büyük dinleme skandalı deşifre edildi. Bir tek dosya içinde kendileri hariç 2 bin 287 kişi dinlendi. Buna benzer daha onlarca dosyanın, daha binlerce dinleme klasörünün olduğu tahmin ediliyor. Eğer HSYK son değişimi İstanbul’da yapmamış olsaydı, bunlar ortaya çıkmayacaktı. Zaten ben dinleniyordum. Sayın Cumhurbaşkanımız ile ilgili de söyledim. Hükümetsiniz çözün deniliyor. Bu çözün dediğiniz kişiler, şu anda bu devletin içerisinde memur olarak görev yapmış kişilerdir. Biz niye internet yasasını getirdik, niye MİT ile ilgili düzenlemeyi getirdik, işte bunun için getirdik. Bunlar olmazsa, düzenleme olmaz.
 
TÜBİTAK’A KRİPTOLU TELEFONLARI DİNLEME SUÇLAMASI: İşte en son TÜBİTAK olayı. Bakın TÜBİTAK’ta yeni yapılanmaya bakanımız gidiyor ve çok enteresan devletin kriptolu telefonlarını bile oradan dinliyorlar. Bu kadar bunlar alçak, bu kadar. Yani bir Cumhurbaşkanı Başbakanı ile konuşamaz, Başbakan bakanlarıyla konuşamaz. Nerede, orada, merkez orada. Bakın değişiklik yapıldığı anda oturdular, hemen kendi gazeteleriyle bunu farklı yere çekmeye başladılar. Niye, çünkü ucu oraya dayanıyor. Yasal süreci işleteceğiz. Bunlar bu şekilde kaldığı sürece ‘ailelerin mahremi’, devletin mahremi diye bir şey kalmaz. Yine yapabilirler. Daha henüz durmuş değiller.
 
HEPSİNİ İÇERİ ATACAKLARDI: Eğer 17 Aralık darbesi gerçekleşseydi gazetelerde çıkan isimlerin kahir ekseriyeti tutuklu olacaktı. Çünkü mekanizmayı buna göre çalıştırıyorlar.
 
GÜLEN’E “BİZ YAPMADIK” ELEŞTİRİSİ: Bu dinlemelerin arkasındaki paralel yapının elebaşı çıkmış, ‘biz yapmadık’ diyor. ‘Kapalı kapıların ardındaki veya ardındakini duyduk’ diyen siz değil miydiniz? Birilerini takip eden, alüfteye gideceğini öğrenen, orada bir komplo sezen, sonra o kişiyi uyaran siz değil miydiniz? Elinizde buna benzer başka vakaların olduğunu itiraf eden siz değil miydiniz?
 
MİT YASASINI SAVUNDU: Kim ne derse desin MİT yasası, Amerika, Avrupa’daki istihbarat örgütlerinin yasaları incelenerek, onların gerisinde olan bir düzenlemedir. Bazıları yazıyor. Bunlar nasıl siyasetçi, nasıl köşe yazarı? Dünyada MİT dediğiniz örgütler ya devlet başkanına ya başbakana bağlıdır. Bunlar bu kadar cahil, bunlar bu kadar zavallı. Büyük Türkiye’nin ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kalıyoruz, onun için MİT’i güçlendirmemiz gerek.
 
DERSHANE ORTADAN KALKACAK: (Dershaneler ile ilgili düzenlemeyi işaret ederek): Milletin, gençlerimizin üzerine adeta karabasan gibi çöken sorunu inşallah ortadan kaldırıyoruz seçim öncesinde. Çünkü bunun içinde de paralel yapının farklı hesapları vardı. Demokratikleşme Paketi ile atılacak adımlar ülkemize nefes aldıracak.
 
Böcek 30 kişinin işi

Başbakan Erdoğan’ın evinde ve çalışma ofisinde bulunan böceklerle ilgili önemli bilgiler elde edildi. Böceklerin monte edildiği prizlerdeki silikonlardan dinlemenin süresi çıkarıldı; iddialara göre ‘böcek’ operasyonu 20-30 kişilik çok ciddi bir ekip işi

Ankara toz duman.  Son olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan’ın arasında geçtiği öne sürülen; Başbakanlık’ın, “ahlaksız bir montaj” olarak nitelendirdiği ses kaydı, haftalardır devam eden gerilimin daha da tırmanacağını gösteriyor.
Bütün bu olup bitenler arasında Başbakan’ın böcek diye tabir edilen cihazlarla dinlenilmesi olayında önemli tespitler var.

Hatırlanacağı gibi, Başbakan’ın biri Subayevleri’ndeki özel konutunda, diğeri ise Başbakanlık Resmi Konutu’ndaki çalışma odasında olmak üzere iki böcek bulunmuştu. Aralık 2011’de bulunan böceklerle ilgili soruşturmanın hızlandırılması ve bazı faillere ulaşılması ise, 17 Aralık sonrası zirve yapan hükümet-cemaat kavgasının en sıcak olduğu döneme denk geldi.
 
Kriptolu telefonun altında

Güvenlik bürokrasisinden Ankara kulislerine yansıyan son bilgilere göre, cihazlarla ve faillerle ilgili çalışmalar önemli sonuçları açığa çıkardı.

Buna göre, biri Başbakan’ın Subayevleri’ndeki evi, diğeri Başbakanlık Resmi Konutu olmak üzere iki ayrı yere aynı model iki cihaz yerleştirildi.

İleri teknik özelliklere sahip bu cihazlar, elektrik hattına bağlı bulundu ve böylece kesintisiz yayın yaptığı anlaşıldı. Yani söz konusu iki cihaz da hatta bağlı olduğu sürece devamlı olarak yayın yapabiliyordu. Cihazların sürekli hatta bağlı kalması ise, elektrik prizlerinin çıkartılıp, yerlerine cihazların bağlı olduğu prizlerin monte edilmesiyle sağlandı.

Aldığı sesleri, 200-300 metreye aktarma özelliğine sahip cihazlardan ilki 28 Aralık’ta Subayevleri’nde bulundu. İlk cihazın bulunduğu gün, Ankara’da MGK toplantısı yapılıyordu. Uzman ekipler, cihazı, teknik cihazlarla bulabildi.

İlk cihazın teknik cihazlarla uzun süre aranarak bulunmasının ardından ikinci cihazı bulmak zor olmadı. Ekipler, ilk cihazın bulunduğu yere bakarak, ikinci cihazı benzer bir yerde buldu.
İkincisinin Resmi Konut’ta bulunma tarihi ise 30 Aralık.

Saptamalardaki önemli bir ayrıntı, cihazların monte edildiği prizlerin yeri.
Prizler, her iki konutta da Başbakan Erdoğan’ın kullandığı kriptolu telefonların hemen altında bulundu.

Bu durum, karşı tarafın dinlenemediğini, ancak Erdoğan’ın en kritik görüşmeleri yaptığı bu telefonlardaki konuşmaların en yakın ve en net şekilde kaydedilebildiğini ortaya koydu. Aynı zamanda Erdoğan’ın, o odalarda yaptığı bütün konuşmaların da kayda alınabildiğini gösterdi ki buna ortam dinlemesi deniliyor.
 
Silikondan ne tespit edildi?

Cihazları bulan ve teknik incelemesi yapan MİT ekipleri, saptamalarını raporlaştırarak Başbakanlık’a sundu. Bundan sonraki aşamada devreye Başbakanlık Teftiş Kurulu girdi.
Kurulun başlattığı soruşturma çerçevesinde TÜBİTAK’tan kritik bir rapor istendi. Güvenlik kaynakları, bu raporun istenmesinin nedenini cihazların ne kadar süredir bulundukları yerde kayıt ve yayın yaptığının saptanması olarak açıklıyor.

Başka bir deyişle, Başbakan’ın özel konuşmalarından devlet sırrı niteliğindeki konuşmalarına kadar birçok görüşmesini gerçekleştirdiği iki konutta neler kaydedildi?
Kaynaklar bunu, “hasar tespiti” olarak nitelendiriyor.

TÜBİTAK, cihazların ne kadar süreyle orada durduğunu belirlemek için akla zor gelen bir yöntemi uyguladı.

Cihazların monte edilmesinde kullanılan silikondan, böceklerin hangi tarihte konulduklarının tespiti araştırıldı.

Bu araştırmanın sonucu cihazların yerleştirilme tarihi açısından aşağı yukarı bir fikir verdi.
Bürokrasi, bu tarihlere baktığında nispeten, “rahat bir nefes” aldı, çünkü cihazların yerleştirildiği tarih aralık başını gösteriyordu ve aktif olduğu dönemler yoğun olarak, kasım ayı sonunda ameliyat olan, çalışmalarına birkaç hafta ara veren ve bu süre içerisinde İstanbul’da ikamet eden Başbakan’ın nekahet dönemine denk geliyordu.