BIST 8.619
DOLAR 34,28
EURO 37,50
ALTIN 3.021,00
HABER /  GÜNCEL

Erdoğan ve AK Parti'yi kutladı

Tansu Çiller, yıllardan beri açılamayan AB kapılarının 41 yıl sonra büyük mücadelerle açıldığını, bunda da en büyük katkının Erdoğan Hükümetin'de olduğunu şöyle aktardı:

Abone ol

Eski Başbakanlardan Tansu Çiller, AB konusunda atılan adımlardan ve gelinen noktadan dolayı AK Parti Hükümeti, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı ve Meclis'i kutladı. Gelinen noktanın heyecan verici olduğunu söyleyen Çiller, Hükümetin kararlılığı, Meclisin çalışması ve tek başına iktidarın, AB kapısını zorladığını ve 41 yıl sonra bu kapıyı açtığını kaydetti. Çiller, 3 Kasım seçim yenilgisinin ardından 2 yıl sonra ilk kez bir televizyon programına katıldı. Haber Türk TV'nin canlı yayınında değerlendirmelerde bulunan Çiller, AB İlerleme Raporu'nun heyecan verici olduğunu söyledi. Yeni bir dünya düzeni ve yeni bir yapılanmanın gündeme olduğunu kaydeden Çiller, Türkiye'nin bunun en önemli merkezlerden birini oluşturduğunu belirtti. "Çünkü medeniyetlerin çatışması değil, uzlaşması gündemde" diyen Çiller, "Eğer komisyonda böyle bir rapor çıkmasaydı Çin Seddi ile bütün Avrupa'yı ayırırdınız. Avrupa bir güç olmaktan çıkar, o çatışmanın bir parçası haline gelirdi ve bir Berlin Duvarı olurdu. Bu duvarı yıkmak da o kadar kolay olmazdı. Oysa Türkiye şimdi önümüzdeki yüzyılın beş çekici gücünden biri olacak" diye konuştu. Türkiye'nin büyük bir patlama yapacağını savunan Çiller, "Hükümeti, Meclisi, Başbakanı kutlamak lazım. Elbette eksikleri olan bir olay. Elbette ki bardağın yarısı boş. Ama dünyaya, yüzyıla damgasını vuran bir gelişme" dedi. Türkiye'nin Irak'ta bir güç olarak bulunması gerektiği yönünde görüş bildiren Çiller, Türkiye'nin Büyük Ortadoğu Projesi içinde laik olması açısından bir model ülke olduğunu söyledi. Türkiye'nin yanlışlara rağmen kaybedilemeyeceğini belirten Çiller, Hükümetin kararlılığı, Meclisin çalışması, tek başına iktidarın, AB kapısını zorladığını ve 41 yıl sonra bu kapıyı açtığını anlattı. "AB KONUSUNDA ASIL DEĞİŞİM REFAHYOL DÖNEMİNDE YAŞANDI" AB konusunda asıl değişiminin Refah-Yol Hükümeti döneminde yaşandığını savunan Çiller, koalisyon ortağı olan Refah Partisi'nin birliğe karşı olduğunu söyledi. Ama koalisyon kurulduktan sonra bakanlıklarda bir değişim ve dönüşümün yaşandığını ileri süren Çiller, referans İslam'dan referans demokrasiye dönüldüğünü belirterek. "Bir dönüşüm ve sorgulama dönemi başladı. Karşı olanlar vardı. Şüpheli olanlar vardı. Abdullah Gül ve arkadaşları bir vizyon ve sorgulamaya gittiler. Belki bu bir amaç veya bir araçtı. Belki araç, amaca döndü. Türkiye'yi sadece bir sivil toplum yapmaktan çıkartarak, medeniyetlerin çatışmasından bir uzlaşıya dönen bir proje oluştu" diye konuştu. Türkiye'nin bu noktaya varmasından büyük bir memnuniyet duyduğunu söyleyen Çiller, AB konusunda bu noktaya daha önceden varılabileceğini ama bunun Refah-Yol Hükümeti döneminde yaşanan bazı olaylar ile 28 Şubat ile geciktiğini savundu. Zamanında Refah-Yol Hükümeti'ni kurduğu için kendisine tepki gösterilmesini eleştiren Çiller, "AK Parti iyi de Çiller'in başkanlığındaki bir hükümet kötü mü?" diye sordu. Eski siyasetçileri de içine alan bir Türkiye Takımı'nın AB yolunda çalışması gerektiğini söyleyen Çiller, AB kamuoyunun Türkiye'nin üyeliği konusunda büyük endişeler duyduğunu ama bunların yersiz olduğunun anlatılması gerektiğini belirterek, "Biz Gümrük Birliği'nde bunu yaptık ve başarılı olduk. Parlamenter ve tüm sivil toplum kuruluşlarını bu amaç doğrultusunda çalıştırdık" dedi. 17 Aralık'a kadar da bunun yapılması gerektiğini söyleyen Çiller, Gümrük Birliği konusunda bir soruya, "Bunun siyasi bedelini ödedim. Sanayi ve medya arkamdan gitti" yanıtı verdi. Ekonomiye ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Çiller, şöyle konuştu: "AB olmasaydı ekonomiden endişe ederdim. Cari işlem açığı rekor düzeyde ve endişe veriyor. IMF'nin programları hep bu noktaya götürür. Ama şimdi bu endişeyi taşımıyorum. 17 Aralık'ta verdikleri sözü tutarlarsa, müzakereler başlarsa durum değişir. Bütçe açığı yüzde 14'lere varmışken yüzde 11'e düştü. Büyüme yüzde 13 civarında. Cari işlemler açığı yabancı sermaye ve turizm ile giderilebilir. Büyüme her zaman yüzde 13 devam etmez ama yüzde 5 olur. Hep söylüyorum Türkiye Çin, Hindistan, Rusya ve Brezilya'dan sonra beşinci güç olabilir" AZINLIK MESELESİ Zinanın AB konusunda büyüyü bozduğunu söyleyen Çiller, birlik üyesi ülkelerin buna tepkisinin çok sert olduğunu belirtti. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin de incitilmemesi gerektiğini dile getiren Çiller, İlerleme Raporu'nda yer alan azınlıklar meselesine ilişkin olarak da şunları söyledi: "Azınlık meseli ile Türkiye'nin temeline büyük bir bomba konur. Atatürk'ün ulus tanımı aşılmamalı. Kürtler ve Aleviler Türkiye'nin asli unsurlarıdır. Burada buna hükümet karşı koymalı. AB bir asimilasyon değil entegrasyondur. Türkiye'nin dirençle karşı koyması lazım. Bir milli seferberlik ile bunu anlatmak lazım. Ulus tanımı değiştirilmez" Ruhban okulu, ekümenik sıfatı, Ermenistan sınırının açılması ve sözde Ermeni soykırımı gibi konuların aşılacağını belirten Çiller, azınlıklar konusuna özellikle vurgu yaptı. AB İlerleme Raporu'na Kıbrıs'ta Türk tarafının Annan Planı'nı kabul etmesinin de büyük bir etkisi olduğunu anlatan Çiller, "Annan Planı olmasaydı bu noktaya gelinmezdi. 17 Aralık'ta bu müzakereler başlatılmazsa herşey döner herşey sorgulanır" dedi. "HEYECANIM SİYASET İÇİN DEĞİL" Çiller, çok heyecanlı olduğunun söylenmesi üzerine, "Benim heyecanım siyaset için değil, Türkiye için" ifadesini kullandı. Yeniden siyasete dönüp dönmeyeceği yönündeki sorulara net bir cevap vermekten kaçınan Çiller, tecrübelerini aktarmanın bir görev olduğunu, bunun için de aktif siyaset yapmak gerekmediğini dile getirdi. Kitap okuyarak vakit geçirdiğini anlatan Çiller, konferanslara başlayacağını ve daha sonra da Türkiye ve dünya vizyonunu anlatan bir kitap yazacağını bildirdi. Çiller, zaman zaman Demirel ile görüştüğünü de sözlerine ekledi.