BIST 8.646
DOLAR 34,34
EURO 37,45
ALTIN 3.023,42
HABER /  DÜNYA

ERDOĞAN: TERÖR ARTIK BİTME NOKTASINA GELMİŞTİR

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, millete büyük acılar yaşatan terörün artık bitme noktasına geldiğini ve çözüm sürecinin bir ‘al-ver’ süreci o...

Abone ol

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, millete büyük acılar yaşatan terörün artık bitme noktasına geldiğini ve çözüm sürecinin bir ‘al-ver’ süreci olmadığını belirterek, “Bu süreç, şiddetin bir yöntem olmadığının fark edildiği, şiddetin terk edildiği, fikrin ve siyasetin egemenlik ilan ettiği bir süreçtir” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Millete Hizmet Yolunda” konuşmasıyla çözüm sürecine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Acılar üzerine istikbal inşa edilemeyeceğini söyleyen Başbakan Erdoğan, “Acılar sürekli sıcak tutularak, acılar sürekli hatırlanarak, her daim ağlayarak, feryat ederek gelecek kurulamaz” dedi. “Elbette acılarımızı unutmayacağız” diyen Başbakan Erdoğan, “Elbette, bu topraklar üzerinde hep birlikte yaşadığımız acılardan dersler çıkaracağız. Ancak geleceği acılar üzerine değil, ortak hedefler, ortak gayeler, ortak sevinçler üzerine bina edeceğiz” diye konuştu.
Terörün artık bitme noktasına geldiğini, Türkiye’de huzur ve kardeşlik ikliminin esmeye başladığını kaydeden Erdoğan, çözüm süreciyle ilgili olarak şöyle konuştu:
“Şunu çok büyük bir memnuniyetle ifade etmeliyim ki, bize çok büyük acılar yaşatan, bizi karamsarlığa, bizi milletçe umutsuzluğa sevk eden, evlatlarımıza olduğu kadar, aşımıza, ekmeğimize musallat olan terör, artık bitme noktasına gelmiştir. 10 yıl boyunca sürdürdüğümüz kararlı duruş, kararlı politikalar, reformlar, demokratikleşme girişimleri sonuç vermiş, Türkiye’de nihayet huzur, nihayet kardeşlik iklimi esmeye başlamıştır. Dikkatinizi çekiyorum. Bugün sadece terör bitmiyor, bugün sadece annelerin gözyaşları dinmiyor, bugün sadece silahlar susmuyor. Bugün, on yıllardır devam eden, kardeşi kardeşe düşman, kardeşi kardeşe hasım eyleyen, ret, inkar ve asimilasyon politikaları da tarihe karışıyor. Hiç kuşkunuz olmasın. Bugünlerde Türkiye için yeni bir kapı açılıyor, yeni, tertemiz bir sayfa açılıyor. İnşallah, bu tertemiz sayfa, acılarla, gözyaşlarıyla, feryatlarla, kanın kırmızısıyla değil, sevinçle, huzurla, umutla dolacak. Bu tertemiz sayfa, kardeşlikle, kardeşlik hukukuyla Allah’ın izniyle her daim bembeyaz kalacak.”

“ÇOCUKLARIMIZ ARTIK YAPAY SORUNLARLA DEĞİL, KARDEŞLİKLE BÜYÜYECEK”
Başbakan Erdoğan, kendilerinin iktidara geldiğinde acılarla dolu bir Türkiye’yi devraldıklarını, kanın, gözyaşının aktığı, feryat ve figanın göklere ulaştığı bir Türkiye olduğunu belirtti. “Ama biz, Allah’ın izniyle, çocuklarımıza çok farklı bir Türkiye miras bırakacağız” diyen Başbakan Erdoğan, “Hem biz, hem çocuklarımız, hem torunlarımız, artık yapay sorunlarla, sanal korkularla, olmayan tehditlerle değil, umutla, sevdayla, kardeşlikle büyüyecekler. Türkiye artık enerjisini, kaynaklarını, hazinelerini gereksiz tartışmalara, kanlı çatışmalara, yapay tehdit ve korkulara değil; eğitime, bilime, kalkınmaya sarf edecek” şeklinde konuştu.
Erdoğan, terör sorununun sona ermesiyle bölgeler arası kalkınmışlık farkının sona ereceğine ve çatışma kültürünün de sona ereceğine vurgu yaptı. Başbakan Erdoğan şunları söyledi:
“Allah’ın izniyle artık yoksullukla daha kolay mücadele edeceğiz. İşsizliğin üzerine daha kararlı şekilde gideceğiz. Bölgeler arası kalkınmışlık farklarını en aza indireceğiz. Özel sektör yatırımlarıyla, üretimle, ticaretle, ihracatla, istihdamla, Türkiye’nin doğusu ile batısını bir ve beraber yapacağız. Aynı vatan toprağı üzerinde, aynı ay yıldızlı bayrağın altında, geleceğe hep birlikte güvenle bakacağız. Şiddeti, silahı, çatışma kültürünü yanımıza yaklaştırmadan, her meselemizi, istişareyle, fikir teatisiyle, siyasetle çözeceğiz.”

“İÇİNDEN GEÇTİĞİMİZ SÜREÇ BİR ‘AL-VER’ SÜRECİ DEĞİLDİR”
Başbakan Erdoğan, çözüm süreci için “İçinden geçtiğimiz süreç, bir ‘al-ver’ süreci değildir” diyerek, “İçinden geçtiğimiz süreç, bir ‘galibiyet’, ‘mağlubiyet’ süreci değildir. İçinden geçtiğimiz süreç, taviz verdiğimiz bir süreç asla değildir. Şunu bilmenizi isterim ki, bu süreç şiddetin bir yöntem olmadığının fark edildiği, şiddetin terk edildiği, fikrin ve siyasetin egemenlik ilan ettiği bir süreçtir” diye konuştu.
Sürecin başarıyla sonuçlanması durumunda Cumhuriyet’in daha da güçleneceğini kaydeden Erdoğan, “Bu süreçte birlikte Cumhuriyet çınarımızın kökleri çok daha derinlere, dalları ve yaprakları ise çok daha yükseklere erişecektir. Bu süreçle birlikte refah, istikrar, güvenlik, huzur daha da artacaktır” dedi. Sürecin sonunda çatışmacı politikacıların kaybedeceğini söyleyen Erdoğan, “Ama bu sürecin sonunda, Türkiye kazanacak, demokrasi kazanacak, evlatlarımız, torunlarımız, annelerimiz, babalarımız kazançlı çıkacaktır. Temkini elden bırakmadan, sabotajlara, tahriklere fırsat tanımadan, korkaklara kulak asmadan yolumuzda yürümeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

“DÖVİZ REZERVİ 132 MİLYAR DOLARA ULAŞARAK YENİ BİR REKOR KIRDI”
Erdoğan, konuşmasının son bölümünde ise ekonomideki son duruma değindi. Merkez Bankası’nın döviz rezervinin yeni bir rekor kırarak 132 milyar dolara ulaştığını kaydeden Erdoğan, “10 yıl önce 27,5 milyar dolardan devraldığımız rezerv, şu anda 132 milyar dolarda. Sadece 2 hafta sonra 14 Mayıs’ta, Uluslararası Para Fonu’na son dilim borcumuz olan 400 milyon doları ödüyor ve bu defteri artık kapatıyoruz” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan konuşmasını şu sözlerle bitirdi:
“Hatırlayın 10 yıl önce 23,5 milyar dolar olarak devraldığımız IMF borcu, nihayet 2 hafta sonra artık tarihe karışıyor. Bundan böyle IMF’ e borcu olan bir Türkiye yok, belki de IMF’e borç veren bir Türkiye olacak. Biz, bütün bu başarıları, bütün bu sevinçleri, tüm bu rekorları, silahların konuştuğu bir ortama rağmen elde ettik. Şimdi, silahların sustuğu, gençlerin umutla hayata sarıldığı bir ortamda Türkiye’nin nerelere ulaşacağını, hangi seviyeleri yakalayacağını, sizin muhayyilenize bırakıyorum. Bu yola, ‘Niyet Hayır’ diyerek çıkmıştık. İnşallah, bu akıbeti de yakalayacağız. Allah’tan bizi mutlu sona bir an önce eriştirmesini niyaz ediyorum. Hazreti Peygamber’in (SAV) hadisi şerifindeki gibi bir bedenin uzuvları misali, bir, beraber, kardeşçe yaşamayı rabbim bizim için daim kılsın. 23 Nisan 1920 ruhuyla, Ankara’daki o heyecan ve coşkuyla, daha nice zaferlere, nice başarılara ulaşmayı Allah bizlere nasip etsin diyorum. Bu düşüncelerle sözlerime son veriyor, ailenizle, sevdiklerinizle, sıhhat ve afiyet içinde yaşamanızı temenni ediyor, yeniden kavuşmak, yeniden buluşmak üzere hepinize hayırlı akşamlar diliyorum. Sağ olun, var olun, Allah’a emanet olun.”
(İHA)