Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan TÜBİTAK'TA TÜRKSAT Proje İmza Töreni'nde 14 Aralık operasyonuyla ilgili Cemaat'e ilişkin çok sert konuştu.
Abone olCumhurbaşkanı Erdoğan, Kocaeli'de TÜPRAŞ açılışının ardından katıldığı TÜBİTAK'TA TÜRKSAT 6A Yerli Haberleşme Uydusu Proje İmza Töreni'nde 14 Aralık Operasyonu ile ilgili sert açıklamalarda bulundu.
Erdoğan, TÜBİTAK'a bilim yapmak üzere gelmiş çalışanların Cumhurbaşkanını, kendisini, Genelkurmaybaşkanını, Anayasa Mahkemesi'ni, bakanları dinlemek için sinsice çalıştığını söyleyerek bu çalışanlara 'TÜBİTAK içine sızmış bu hainler' dedi ve 'Tem temizlendi demiyorum, tam temizleneceğinin umudu içindeyim." diyerek TÜBİTAK içinde görevden almalar gerçekleşeceğinin sinyalini verdi. İşte Erdoğan'ın o sözleri:
"TÜBİTAK'A SIZMIŞ HAİNLERİ YARGIDAKİ HAŞHAŞİLER KORUYORDU"
Bilimsel çalışma yapsın diye alınan elemanlar, cumhurbaşkanını, şahsımı, genelkurmaybaşkanımızı, anayasa mahkemesini, bakanlarımızı dinlemek için sinsice çalışmalar yürüttü. Bilgileri nerede kullandıkları, kimlere servis ettikleri, sattıkları, peşkeş çektikleri şu anda soruşturuluyor. Evet bunlar soruşturulmuyordu, soruşturulamıyordu. TÜBİTAK içine sızmış bu hainler, yargıya sızmış haşhaşiler tarafından korunuyordu.
"TAM TEMİZLENDİ DEMİYORUM"
Hamdolsun şimdi TÜBİTAK arındırılıyor, tam temizlendi demiyorum ha, sayın bakanım, tam temizlendi demiyorum. Tam temizleneceğinin umudu içindeyim. Aynı şey yargı içnde geçerli. Bu haşhaşi ur’un baskısından, şantajından inşallah onu da temizleyeceğiz. Oradaki yuvalanmaları da çok ileri derecede.
"GÜNLERDİR HÜNGÜR HÜNGÜR AĞLIYORLAR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca, gündeme bomba gibi düşen 14 Aralık operasyonuyla ilgili olarak Cemaat'e yakın gazete yazarlarını ve medya mensuplarını kastederek 'Günlerdir bazılarının tv ekranlarından hüngür hüngür ağladıklarını görüyorsunuz. Hayret, bir gün iki gün değil ya bir haftadır bakıyorsunuz, şu kadar kişi alındı alınıyor filan falan haberler. Hani siz örgüt değildiniz? Haberler nasıl yaylıyor görüyorsunuz değil mi? Siz örgüt olmasanız bunları nereden bileceksiniz? Bazıları, gazetelerinin içerisinde beklemeye başladılar. Buradan bizi alamazlar diye beklemeye başladılar. Zannediyorum bir ikisi kaçıverdi bu arada. Eğer dürüstseniz o zaman durun. Çağırıldığınızda da gelin teslim olun. İhanet suçlarını çok iyi biliyorlar. Şov araçlarını da iyi kullanıyorlar. Başlarına gelecek olanı biliyorlar.' dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasından diğer satır başları ise şöyle:
Bugün buraya gelmeden hemen önce TÜPRAŞ’ın büyük bir yatırımını hizmete açtık. Çok büyük bir gururu teneffüs ettik. Ardından buraya geldik. Burada da yine farklı bir gururu hep birlikte yaşıyoruz. Büyüyen güçlenen gelişen yeni Türkiye’nin yansımalarını, gurur tablolarını hep birlikte müşahede ediyorum. bu yılın ocak ayında Japonya’da yapımı tamamlanan TÜRKSAT 4A uydumuzu teslim almış, 15 Şubat’ta Kazakistan’daki uzay üssünden fırlatılmıştı. Yazılımının tamamını kendimizin ürettiği Göktürk 2’yi de 2012’de Çin’den uzaya göndermiştik.
Biraz önce imzalanan protokolle startını verdiğimiz TÜRKSAT 6A uydusu bunlardan çok daha ileri bir proje. İktidarımız döneminde 4 tane önemli projeyi gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. Hem ticari hem askeri görevler üstlenecek olan uydumuzdaki sistemeler yer istasyonu ve yazılımlar milli imkanlarla gerçekleştirilecek.
"BUNLAR BİR SIÇRAYIŞIN ALAMETLERİDİR"
Proje vereceği hizmetle değil aynı zamanda stratejik mahiyette de bizimi için önemli. Bunlar bir sıçrayışın alametleridir. Türkiye’nin ilerde kendi yaptığı uyduları uzaya gönderebileceği gibi bu tür imkanlara da sahip olacağına ben inanıyorum. Yakın zamanda hayali dahi kurulamayanları da gerçekleştirmeyi mutlaka başaracaktır.
Bugün TÜBİTAK bünyesinde faaliyet gösteren araştırma merkezleri takdire şayan başarılar ortaya koyarak hepimizi umutlandırıyor. Özel sektörümüzde çok önemli bir seviyeye ulaştı. Geçtiğimiz 12 yılda verdiğimiz destek 4,5 milyar lirayı buldu. Burada bir hususun üzerinde durmak isterim. Başbakanlık vazifemizi ifa ederken türkiye’de bilim teknoloji araştırma geliştirme çalışmalarının artması için çok büyük gayret içinde olduk. TÜBİTAK’ı yeniden yapılandırdık. Teşvik ettik. Güçlü şekilde destekledik. Ancak bizim bütün iyi niyetimize rağmen, gayretlerimize rağmen, TÜBİTAK’ın içine yerleşen bir ur’un bu kurumu içten içe çürütmeye başladığını gördük.
"BİRİLERİ KURUMUN İÇİNE KANSER HÜCRESİ GİBİ SIZIYOR"
Düşünün siz bilim diyorsunuz, araştırma diyorsunuz, ama birileri kurumun içine bir kanser hücresi gibi sızıyor, sizin hayretlerinizi çürütmenin mücadelesini veriyor. Öyle bir ihanet şebekesi yerleşiyor ki mesaisini vatanı için milleti için değil ihanet için kullanıyor. Bilim teknoloji değil, üst düzey devlet görevliliklerinin kriptolu telefonunu dinlemek için alçakça çalışmalar yapıyorlar. Eğer benim telefonumu, kriptolu telefonu verenler dinliyorsa, bunlara farklı bir yaklaşım asla gösteremem. Bizim nasıl sırtımızdan hançerlendiğimizin en büyük delili işte bu tiplerdir. İnsanı karşıdan vurdukları zaman erkekçe vurdu dersin, ama arkadan vurdukları zaman bu kalleşçe alçakça bir vuruştur.