Gassan El İmam, Londra'da Arapça yayımlanan Şark ül Evsat gazetesinde oldukça iddialı bir yazı kaleme aldı.
Abone olEl İmam'a göre Başbakan Erdoğan suikaste uğrayabilir. Gassan El İmam'ın Londra'da Arapça yayımlanan Şark ül Evsat gazetesindeki ilginç şöyle başlıyor:
"Türkiye'yi bir Arap'ın gözlerinden, büyük endişe ve umutla izliyorum. Bu yazıyı Suriyeli değil, Arap kimliğimle kaleme alıyorum. Türkiye hakkında her yazdığımda niçin endişe, korku ve umut arasında çelişkili duygular hissettiğimi anlamıyorum. Belki de ülkem Suriye komşuluk ve coğrafya sebebiyle dört asır süren karanlık işgale başka Arap ülkelerinden daha fazla katlandığı için."
TÜRK ORYANTALİZMİ ARAPLAR İÇİN HAYIRLI MI DEĞİL Mİ?
El İmam, Türkiye'nin yönünü Arap ülkelerine ve dolayısıyla Ortadoğu'ya dönmesine de şu yorumu yapıyor:
"Türkiye'nin Avrupa'dan Arap arka bahçesine dönmesi geçici ve kolay bir olay değil. Hıristiyan Avrupa kulübüne girmek konusundaki ümitsizlik, geçmişe özlem duyan kibirli Türkiye rejimini Doğu'ya dönmeye ve laik Kemalist ahmakların 75 yıldır farkına varmadığı doğal rolü oynamaya sevk etmiş olabilir. Türkiye'nin, Arapların ortak irade gösteremediği bir zamanda dönmesi her Arap'ın bakış açısında korkuyla büyük bir umut arasında muallakta kalan şu duyguyu körüklemeli: Acaba Türk oryantalizmi Araplar için hayırlı mı değil mi? "
KÜRT EMELLERİNİN SARSILMASINDA TÜRKİYE VE İRAN'IN ORTAK ÇIKARLARI VAR
Ankara'nın İsrail ve Ermenistan'la ilişkilerine değinen El İmam bu konuda da ise şu çarpıcı yorumu yapıyor:
"Ankara İsrail'le ilişkilerini İsrail'le Suriye arasında arabuluculuk yapmak için kullanıyordu. Bu arabuluculuk Suriye'nin İran kadar Türkiye'yle de ilgilenmesine yol açtı. Beşar Esad'ın Suriye'si Türk oryantalizminin yolundaki mayınları temizlemek için diplomatik bir zeka ortaya koyuyor. Esad Ermenistan ve Azerbaycan'ı ziyaret ederek Türk-Ermeni uzlaşmasına zemin hazırladı. "
İSTİKRARLI BİR TÜRK DIŞ POLİTİKASI YOK
"Peki Türkiye'de demokratik rejim ve Erdoğan tehlikede mi?" diye soran El İmam, Türkiye'nin dış politikasına da eleştiriler yöneltiyor yazısında ve şöyle diyor:
"İktidar sağ ile sol, İslamcılarla laikler arasında değişime müsait. Yani aslında istikrarlı bir Türk dış politikası yok. Erdoğan halk desteğinden ve rahatlatıcı bir çoğunluktan besleniyor. Fakat Avrupa, ABD ve İsrail'de bunu göz yumulan kırmızı çizginin aşılması olarak değerlendirenler var. Erdoğan Irak'taki Amerikan güçlerine lojistik destek verdi. Türkiye AB'ye alınmasa bile ordusu hâlâ Avrupa'nın ‘bekçisi'. Türkiye Lübnan-İsrail sınırını koruyan BM güçlerine katıldı, fakat Afganistan savaşına girmeyi reddetti. Fransa ve Almanya Türkiye'nin AB üyeliğine şiddetle karşı çıkarken ABD ve Avrupa bu ülkenin daha fazla İslamileşmesinden endişe duyuyor. Türkiye'nin İran'a yönelik Batı ablukasını hafifletmesi onları rahatsız ediyor. Erdoğan Türkiye'nin İsrail'le stratejik ilişkiyi de bozdu. "
ERDOĞAN SUİKASTE UĞRAYABİLİR
El İmam yazısının sonunda ise çok çarpıcı bir gerçeğe parmak basıyor, Başbakan Erdoğan'ın her an bir suikaste kurban gidebileceği uyarısında bulunuyor. El İmam, suikasti düzenleyecek isimlerin bile adresini açık açık veriyor:
"Erdoğan ordunun İsrail'le askeri işbirliğine verdiği onayı iptal ederken, İsrail de Türk hava sahasını ‘kaybetmiş' oldu. İsrail uçakları Suriye'ye Türk hava sahası üzerinden saldırmıştı, ancak bugün İran'a saldırısı düzenlemek için bu sahayı kullanmaları yasak. Acaba düşünülmeyecek şeyi mi düşünüyorum?
Batılı strateji dünyasında Doğulu bir liderin süpergüçlerin çıkarlarını aşmasına izin verilmediğinde, bu liderden ‘siyasi suikast' veya ‘halk suikastı'yla kurtulmak için kollar sıvanır. Bunda aciz kalındığında öldürülüyor. Örnekler çok: İran başbakanı Muhammed Musaddık, Şah Pehlevi, Mısır lideri Cemal Abdül Nasır, Filistinli Yaser Arafat, İsrailli İzak Rabin, Iraklı Saddam Hüseyin ve İsveçli Olof Palme. "