BIST 9.916
DOLAR 35,05
EURO 36,43
ALTIN 2.934,38
HABER /  GÜNCEL

Erdoğan, Sarıgül'ü kayırıyor mu?

Şişli Belediye Başkanı Sarıgül'ün 'rüşvet' ve 'yolsuzluk' iddialarını içeren dosyayı elinde bulunduran Başbakan Erdoğan neden sustu? Candabakoğlu'ndan şok sorular?

Abone ol

Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül hakkında 'rüşvet' ve 'yolsuzluk' iddiaları 28 Mart'ta yapılan yerel seçimler öncesinde bir dosya halinde Başbakan Erdoğan'a sunuldu.

Şişli'de çok güçlü aday olan Sarıgül'ü fena halde sıkıştıracak olan bu dosya önce Başbakan Erdoğan'a, ardından bir kopyası da İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'ya ulaştırıldı. AK Parti'nin yerel seçimler öncesinde çok önemli 'koz' olarak kullanacağı bu dosya neden sümenaltı edildi?

Halka ve Olaylara Tercüman Gazetesi
başyazarı Aydın Candabakoğlu, gelişmelerin perde arkasını yazdı:

- HAFTA SONUNDA CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'la Ankara Temsilcimiz Hakan Akpınar'ın yaptığı röportajda ilginç bir soru yer alıyordu. Gazeteci olarak Akpınar'ın değil, Anamuhalefet Lideri Baykal'ın sorusu:

- Sarıgül, Erdoğan'la görüştü mü?

Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'le ilgili rüşvet ve yolsuzluk iddialarının, yerel seçimlerden önce AK Parti yöneticilerince bilindiği, bu partinin belediye başkan adayı Muhsin Divan tarafından Tercüman'a açıklanmıştı. Divan, Şişli'de Sarıgül'ün karşısındaki AK Parti adayı idi.

Şöyle diyordu Tercüman'a:

'Ben Sarıgül'le ilgili iddiaları seçimlerden önce Genel Başkan'ım Recep Tayyip Erdoğan'a arz ettim. O da İçişleri Bakanı'na vermemi isteyince, dosya halinde Abdülkadir Aksu'ya verdim.'

Nitekim, AK Parti İstanbul İl Başkanı Mehmet Müezzinoğlu da, 'Bu dosyadan sizin de haberiniz var mıydı?' soruma, 'Evet, biliyorduk' diyerek, Divan'ı doğruluyordu.
*
BU durumda şöyle bir sonuç çıkıyor:

Şişli'deki yolsuzluk iddiaları iktidardaki parti tarafından biliniyor, ama seçim atmosferi içinde dahi, hiçbir şekilde rakip aleyhine kullanılmadığı gibi, sonraki süreçte de suskunluk tercih ediliyor. AK Partili Muhsin Divan'ın kırılması, belki de küserek köşesine çekilmesi pahasına, suskunluk sürdürülüyor.

Divan'ın açıklamalarının Tercüman'da yayınlandığı gün, CHP Lideri Baykal aradı beni. Hayretler içindeydi...
'Şişli olayını Sayın Başbakan'a gerçekten ulaştırmışlar mı? Sayın Divan dosyayı onlara gerçekten vermiş mi?'
Muhsin Divan'ın açıklamaları çok açık ve netti, kasetteki sözlerinin arkasında da duruyordu.
Baykal, 'Arkadaşlarımızı Sayın Divan'a yollayacağım. Bu işin peşinde olacağız' diyordu.
CHP Lideri'nin hayreti, Hakan Akpınar'ın röportajına da yansıyor:

'Benim şimdi öğrenip hayret ettiğim bilgileri Başbakan seçimden önce biliyor. Hiçbir şey yapmıyorlar ya da işte, 'gereğini yapın' diye gönderiliyor ve gereği yapılmıyor. O arada öğrenmek istiyorum, özel bir temas oldu mu, olmadı mı?'

Baykal, o dönemde Başbakan Erdoğan ile Mustafa Sarıgül'ün bir görüşmeleri olup olmadığını öğrenmek istiyor. Bunu aynı röportajda birkaç kez tekrarlıyor. 'Bir temasları olduysa, siz ne düşünürsünüz?' diye ekliyor.
*
BAYKAL'IN bu sorularını yönelttiği röportaj, 4 Aralık Cumartesi günü Tercüman'ın manşetinde yer aldı. Hemen aynı gün, Hakan Akpınar, hem bu sorulara, hem de Baykal'ın diğer iddialarına 'cevap hakkı' tanımak amacıyla Mustafa Sarıgül'e ulaşmak istedi ve not bırakıldı. Dün Hakan Akpınar'a sordum, 'Sana bir dönüş oldu mu?' diye. 'Hayır', dönen olmamıştı.
Muhsin Divan'ın belgeli iddialarını yayınladığımızda da aynı 'mesleki refleks'le hareket edilerek, arkadaşlarımız, danışmanı aracılığıyla Sarıgül'e 'cevap hakkı' önermiş, ancak cevap alınamamıştı.
*
SORU açık:

Başbakan Erdoğan ile Mustafa Sarıgül görüştü mü?
Sarıgül'den ses yok. Başbakan da, 'Kardeşim nereden çıkarıyorsunuz bunları?' demedi bugüne kadar.
Sükut ikrardan gelir deyip geçersiniz ama biz hala beklemeyi tercih ediyoruz.

Ha, bu arada Başbakanlığa talip Mustafa Sarıgül, Brüksel'e gidiyormuş. AB'nin sosyalist ve sosyal demokrat üyeleriyle Türkiye'nin AB üyeliğini konuşacakmış.

Bakarsınız, hazır Başbakan Erdoğan Brüksel'deyken, onunla da bir durum değerlendirmesi yapar.
Neden olmasın?

NOKTA

Sükut her zaman altın değildir.

Yazı: Aydın Candabakoğlu
Kaynak: Halka ve Olaylara Tercüman