Başbakan Erdoğan il başkanlarına seslendi. CHP'nin sürdürdüğü gerilim politikasına karşı çıkan Erdoğan görüşlerini açıkladı.
Abone olAK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Siyasi menfaatlerimizi asla Türkiye'nin önceliklerinin önüne geçirmeyeceğiz'' dedi. Başbakan Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde, partisinin il başkanları toplantısının açılışında konuştu. Erdoğan, sorunların tekerteker çözülmeye başlandığı bir Türkiye'nin artık bütün dünya tarafından izlendiğini ifade etti. Kısa bir süre öncesine bakıldığında ağır kriz şartlarının pençesinde kıvranan bir Türkiye olduğunu ifade eden Erdoğan, Türk insanının, gençlerin yarınlara umutsuzca baktığı bir Türkiye'den bugün nefes alan bir Türkiye'ye ulaşıldığını söyledi. Gençlerin geleceğe güvenle ve gönülden bakmaya başladığını kaydeden Erdoğan, ''En büyük kazancımız budur. Türkiye Allah'ın izniyle o karanlık ve sıkıntılı günlere inşallah bir daha dönmeyecektir'' dedi. Türkiye'yi çağdaş bir hale getirecek çok önemli bir yasama döneminin geride bırakıldığını anlatan Erdoğan, kararlı ve dikkatli bir yönetim anlayışıyla istikrar ve güven ortamının yakalandığını söyledi. Kimse için inandırıcılığı olmayan hedeflerin birer birer yakalandığını kaydeden Erdoğan, mutlu ve müreffeh yarınların inşaa edilmesi için heyecan ve azimle çalıştıklarını ifade etti. Başbakan Erdoğan, büyük bir azimle gelecek hedeflerini gerçekleştirmek için konsantre olduklarını belirterek, şöyle konuştu: ''Türkiye bugün kendisi açısından yeni bir çağ başlatmanın eşiğine gelmiştir ve insanımızın gündemini Türkiye'nin gelecek hedeflerine odaklamayı başarabilirsek ve o takdirde, Türkiye o eşikten alnının akıyla atlayacak ve dünyanın en önemli ülkelerinden biri haline gelecektir. Bu hedefe hepimizin canı gönülden inanması, gündemi değiştirmeye insanımızın dikkatini dağıtmaya yönelik girişimlere de meydan bırakılmaması lazımdır. AK Parti bu ülkeyi adaletli ve kalkınmış bir dünya yıldızı haline getirmek amacıyla yola çıktı. Türkiye'nin ihtiyacı olan değişimi her alanda hayata geçirme misyonunuüstlenerek yola çıktı.'' Bu anlamda üstlendikleri sorumluluğu ''tarihi'' olarak niteleyen Erdoğan, şartlar ne olursa olsun Türkiye'nin her şeyden önce doğru, hayırlı ve gerekli olanı yapmak zorunda olduğunu ifade etti. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Bugün siyaset sahnesinde bulunan, üzülerek söylüyorum Türkiye'nin önceliklerini korumak noktasında yeterli hassasiyeti göstermeyenlere rağmen biz bu değişim rotasından sapmamalı, bu gelecek pusulasını kaybetmemek durumundayız. Biz Türkiye'yi siyasi ve ekonomik pişmanlığa sürükleyen anlayışlardan farklı bir sorumlulukla hareket edeceğimize dair millete 3 Kasım öncesi söz vermiş bir siyasi kadroyuz. Bu sözümüzü asla unutmadık, asla unutmayacağız ve siyasi menfaatlerimizi asla -siyasi öncelikler açısından söylüyorum- Türkiye'nin önceliklerinin önüne geçirmeyeceğiz. Siyasetin millet nezdinde son dönemde kazandığı itibarı kesinlikle basit polemiklerle kaybettirmeyeceğiz. Bir defa fosilleşmiş bir yapı var. Bunlara alışığız. Bu siyasi söylemlere miadı dolmuş seviyesizce beyanlara asla biz katılmayacağız ve bu polemikler içerisinde asla bizim partimizin bir temsilcisi yer almayacak. Aksine duruşumuzu, seviyemizi en önemlisi Türkiye'nin hedefleriyle ilgili hassasiyetlerimizi koruyarak siyasetin bu demode aktörlerini milletimize teşhir etmiş olacağız. Yani biz konuşmuyoruz, bazı konularda eğer susuyoruz diye bir yanlış anlaşılma varsa bu onları haklı gördüğümüzden değil, tam aksine onları halkımıza ifşa etme anlayışımızdan kaynaklanmaktadır... Türkiye'nin konuşulması gereken çok meselesi var. Bunları konuşması gereken de siyasettir, siyasetçilerdir.''