Başbakan Erdoğan basına ve Bahçeli'ye yüklendi.. Taşeron polemiğinde yeni bir sayfa açtı..
Abone olİNTERNETHABER.COM- Başbakan Erdoğan, MHP lideri Bahçeli'ye sert eleştiriler yöneltti. Terör saldırıları sonrası erken seçim ve OHAL isteyen Bahçeli'yi fırsatçılıkla suçladı.
Taşeron polemiğine değinen Erdoğan, terör örgütü PKK ve Ergenekon'un işbirliği içinde olduğunu ileri sürdü ve Ergenekon iddianamesini delil gösterdi.
Erdoğan siyasi parti liderlerini terör konusunu görüşmek üzere davet edeceğini söylerken "Bakalım kimler gelecek" dedi. Açılım sürecinin devam edeceğinin altını bir kez daha çizen Erdoğan, inkar politikalarını yok saydıklarına dikkat çekti ve "Habur'dan gelenleri hükümet mi tutukladı? KCK yargılamasını hükümet mi yaptı?" diye sordu..
Obama ile yaptığı görüşmeyi farklı şekilde yansıtan bazı gazeteler de hedefteydi. Erdoğan, bunları teröre yataklık yapmakla suçlarken, "Bunları söylemek gerilimse kusura bakmasınlar ben gerilimden yanayım. Kimse bizden sululuk beklemesin" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin konuları değerlendirdi. MHP'yi terör üzerinden siyasi rant elde etmekle eleştiren Erdoğan şunları söyledi:
EN HAFİF İFADESİYLE FIRSATÇILIKTIR
"Terörle mücadele milli meseledir. Terörle mücadelede yegane sorumluluk iktidtara ait değildir. Muhalefet ve medya da sorumludur. Türkiye 26 yıldır her hükümet bu soruna muhatap oldu. Ancak köklü ve cesur tedbirler alınamadığı için bitirilemedi. Şemdinli şehitleri toprağa verilmeden hiç yeri ve zamanı değilken erken seçim istenmesi ve OHAL çağrısının yapılması en hafif ifadesiyle fırsatçılıktır.
NASIL SİYASİ ÇIKAR SAĞLARIM MÜCADELESİ
Böyle zamanlarda dosta düşmana karşı birlik ve bütünlük ruhu daha da yüceltilmesi gerekirken, tam tersine, 'buradan nasıl bir siyasi fayda elde edebilirim, buradan kendi partime, kendi siyasi görüşüme nasıl bir çıkar sağlarım' mücadelesi başlatıldı. Bizim söylemlerimizi eleştirenler lütfen kendi üsluplarına baksınlar. Şu grup konuşmalarındaki konulara baksınlar, iğneyi kendilerine çuvaldızı başkasına batırsınlar."
ERGENEKON VE PKK İTTİFAKI
PKK'nın taşeron örgüt olduğunu iddia eden Erdoğan Türkiye içindeki destekçisinin Ergenekon olduğunu savunarak, "Bizim terör örgütünü taşeron olarak nitelendirmemizden ne hikmettir bilinmez bazıları rahatsız oldu. Demek ki taşeron olarak kabul etmiyorlar, herhalde bildikleri bir şey var. Bu taşeron polemiği adeta terör örgütünü temize çıkarmak noktasına götürüldü. Bir örgütün dışarıdan finans yardımı almadan ayakta durabilmesi, silah alabilmesi mümkün değildir. biz bu noktada gerekeni çok yoğun şekilde yapıyoruz. Ama örgütün desteğinin sadece uluslar arası sınırda kalmadığını, içerden de destek aldığını hatta içerdeki kimi örgütlerle çetelerle işbirliği içinde olduğunu bazı iddianameler ortaya konuyor. Ergenekon iddianamesinde buyurun bunları görüyoruz." dedi.
ASIRLARA UZANAN SORUN BİR GECEDE ÇÖZÜLMEZ
Bir kaç yasal düzenleme ile sorunun çözülemeyeceğini işaret eden Erdoğan, zihniyet devriminin daha önemli olduğunun altını çizerek şunları söyledi:
"''Bu sorunlar, son 10-20-30 yılda ortaya çıkmış sorunlar değildir. Bu sorunlar, kökü derinlerde olan sorunlardır. Paket açılınca bir gecede çözümü bekleyenler var. İşte onlar hayal kırıklığı yaşıyorlar. Asırlara uzanan meseleyi bir kaç yasal düzenlemeyle çözemezsiniz. Bu sorunlar kökü derinlerde olan sorunlardır. İnkar politikalarına son verdik. Bu ülkede tek başına bile açılımın yüzde 80 başarı ile ulaşması anlamına geliyor. Demokratik açılım, bir zihniyet devrimidir. Zihniyeti değiştirmeden uygulamayı düzeltemezsiniz. AK Parti iktidarı, sorunu üreten zihniyeti değiştirmektedir."
HABUR'DAN GELENLERİ HÜKÜMET Mİ TUTUKLATTI?
Bir çok gerçekliği bu süreç içerisinde gördüklerini, milletin de bunları çok yakından değerlendirdiğini kaydeden Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı:
''Ne, nasıl oluyor? Bu çok önemli. Nerede, kimler var? Bu çok önemli. Hangi kurumların içerisinde kimler var? Bunlar çok önemli. Açılıma destek veren çevrelerin eleştirilerine bakın; çoğunun yasama ve yürütmeyi ilgilendirmeyen hadiselere dayandığını görüyorsunuz. DTP'yi AK Parti mi kapattı? Biz parti kapatmaya karşı olduğumuzu devamlı söyledik. Ama DTP kendisini kapattırmak için elinden ne geliyorsa bunları yapmadı mı? Yaptı. Partilerin kapatılmasını zorlaştırmak için Anayasa değişikliğini kim gündeme getirdi? Biz getirdik. Peki buna kim karşı çıktı? Bunlar karşı çıktı. Muhalefet, CHP'si, MHP'si, BDP'si hepsi karşı çıktı. Nasıl oluyor da siz parti kapatmayla ilgili bizi suçlarsınız? Habur'dan gelenlerin tutuklanması nedeniyle Hükümete yükleniyorlar. Habur'dan gelenleri Hükümet mi tutukladı? KCK yargılanmasını Hükümet mi yaptı? Belediye başkanlarının tutuklanma şekli yanlış olmuştur. Belediyeleri örgütün arka bahçesi haline getirenlerin, belediye başkanlarını örgüt üyelerinin talimatları karşısında hazır ola geçirenlerin, halkın imkanlarını illegal oluşumlara harcayanların kabahati yok mu?
Bir çok gerçekliği bu süreç içerisinde gördüklerini, milletin de bunları çok yakından değerlendirdiğini kaydeden Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı:
SÖZÜMÜZÜ YERE DÜŞÜRMEYECEĞİZ
"Hükümet olarak risk aldık. Cesaretle, kararlılıkla, iyi niyetle elimizi, gönlümüzü, vücudumuzu bu taşın altına koyduk. Gencecik fidanlar toprağa düşmesin dedik. Kimse dışlanmasın istedik. Ama birileri istismar zeminlerinin bozulmasından korktular. Kimse yardım etmese de halkımızın desteği ile bu yolda devam edeceğiz. Hangi engeli yaparsa yapsın biz sözümüzü yere düşürmeyeceğiz. Milletin selameti için kardeşlik için demokratikleşmeye devam edeceğiz."
TÜRKİYE HEP BİRLİKTE OHAL'A KARŞI ÇIKIYOR AZ BİR ŞEY Mİ?
Devletin selameti, milletin huzur ve güvenliği için insanların birlik ve kardeşliği için demokratikleşmeye devam edeceklerini vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
''Türkiye, artık eski Türkiye değil. Muhalefet eski söylemlerle gelişmelere ayak direyebilir. Medya kendi hesabına göre hareket edebilir. Birileri istismar kanalları kurumasın diye çaba gösterebilir. Milletimiz, eşsiz basiretiyle her şeyi görüyor, biliyor. Türkiye bugün hep birlikte Olağanüstü Hal uygulamasına karşı çıkıyor. Bu az şey midir? Türkiye bugün, kanın durması gözyaşının dinmesi için sesini yükseltiyor. Bu az şey midir? Türkiye, tek yürek halinde terörün karşısına dikiliyor. Benim batıdaki kardeşim doğudakini, doğudaki batıdakini anlamak için daha yoğun çaba sarf ediyor. Bu az şey mi?
Bize 'Olağanüstü Hal Kalksın, yeter' diyenlere cevap veriyorum; Olağanüstü Hal'i AK Parti iktidarı kaldırmadı mı? Söyleyin bakalım. Çekiç gücü v.s kim çıkardı bu topraklardan? Bu ülkede yıllarca bunlar giderken Çekiç gücüyle şusuyla busuyla bunlar giderken 'AK parti iktidarı bunları yaptı teşekkür ediyoruz' dediler mi? Sadece mazide kaldı. Görevinizi yaptınız diyorlar. Tamam da bizden önce gelenler niye yapmadı bu görevi? Yapınca, görevi yaptı, yaparsanız her şey bitti teşekkür ederim. Yaptık hadi bakalım.''
İSTİSMAR TEZGAHINDAN EKMEK YİYENLER VAR
Erdoğan, milletin, Türkiye'nin kazanmasıyla kaybedecek olanlar bulunduğunu söyledi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Terör piyasasından, ayrımcılık pazarından, istismar tezgahından maalesef bu ülkede ekmek yiyenler var. Bunu böyle bilin. Bunlar piyasanın değer kaybetmesine, pazarın kapanmasına, tezgahın bozulmasına direneceklerdir. Ve nitekim direniyorlar. 'Şehit askerlerimizin, dağlarda ölen gençlerin kanından beslenenler, onların cenazeleri üzerinden istismar siyaseti üretenler var' dedim nitekim onlar direniyorlar.
Eğer Milli Birlik ve Kardeşlik Projesine -şu ismin güzelliğine bak- Milli Birlik ve Kardeşlik... buna karşı çıkılır mi? Milli Birlik diyoruz yahu buna hayır denir mi? 'Ben milli birlik istemiyorum' çık bir de bunu söyle. 'Ben kardeşlik istemiyorum' çık bir de bunu söyle. Eğer buna karşı değilsen içini nasıl dolduracağız gel bunu söyle."
LİDERLERİ DAVET EDECEK
Açılımdan vazgeçersek Türkiye kaybeder biz vazgeçmeyeceğiz. Eyvallah en yakın sürede Başbakan sıfatı ile davetimi yapacağım, bakalım kimler gelecek. Gelenlerle bu konuları görüşelim. Ne gibi katkıları olur dinlemek isterim. Yeter ki kollektif akıl olsun. Sorunların üstüne hep birlikte gidelim. Asla ön yargım yok, hiçbir çekincemiz, kompleksimiz yok. Kimin elinden teklif varsa ona kulak veririz ve söylediklerini dikkate alırız. Türkiye bu meseleyi geride bırakmaktan başka çaremiz yok. Kardeşliğimiz için yüreğini ortaya koyanlar bizim başımızın üstündedir. Kardeşliğe karşı duranları da tarihe ve millete havale ediyorum.
ERDOĞAN "EVET BEN GERİLİMDEN YANAYIM" DEDİ?
[PAGE]AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kanada'da yaptığı görüşmelerin medyada farklı bir şekilde verildiğini söyledi.
Erdoğan, ''Bunların kimden yana olduklarını zaman zaman anlamakta zorlanıyorum. Kendi ülkesinin Başbakanını güya zorda bırakacak düşüncesiyle yapmadığım, konuşmadığım bu görüşmeleri yapılmış gibi göstermek insanın kanına dokunuyor'' dedi.
Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Kanada'nın Toronto kentinde yapılan G-20 zirvesindeki temasları hakkında bilgi verdi.
Yaptığı görüşmelerin Türk dış politikası ve ekonomisi için son derece yararlı olduğunu kaydeden Erdoğan, liderlerle yaptığı ikili görüşmeleri anımsattı.
Erdoğan, görüşmelerinin, son dönemde yaşanan gelişmeleri tüm boyutlarıyla ele almak bakımdan yararlı olduğunu ifade ederek, bazı çevrelerin Türkiye aleyhine yürüttüğü karalama kampanyalarını boşa çıkarmak bakımından görüşmelerin önemli bir fırsat teşkil ettiğini kaydetti.
Gazze'ye yardım götüren gemilere yönelik İsrail saldırısı, İran'ın nükleer programı ile ilgili yürüttükleri diplomatik girişimleri muhataplarına anlattığını belirten Erdoğan, görüşmelerin ağırlıklı başlığını terörle mücadelenin oluşturduğunu söyledi. Erdoğan, ''Türkiye'nin terörle mücadelesinde uluslararası düzeyde yeterince destek almadığını, özellikle teröre destek verildiğini bilgi ve belgelerle anlatma fırsatı bulduk'' diye konuştu.
Finansal desteğin nasıl sağlandığını liderlere ayrı ayrı aktardığını bildiren Erdoğan, ''Terör konusunda başta Avrupa ülkeleri olmak üzere tüm müttefiklerimizden de artık kınamanın, taziyenin ötesinde somut ve tatmin edici adımlar beklediğimizi ifade ettik. Teröre karşı mücadele anlayışının artık somut olarak ortaya konması gerektiğini, artık sadece söylemlerle netice alınamayacağını, somut eylemlerle ortak hareketin kararlı şekilde ortaya konması gerektiğini vurguladık'' dedi.
Zirve öncesinde ABD Başkanı Obama ile uzunca bir görüşme yaptıklarını anlatan Erdoğan, İran'ın nükleer programı ve Türkiye'nin çabalarını, Gazze ambargosu ve yardım gemilerine yönelik saldırı, terörle mücadelede iş birliğinin artırılması konularını açık ve samimi bir şekilde ele aldıklarını kaydetti.
ÜZÜNTÜLERİNİ PAYLAŞMASI ÖNEMLİ
Erdoğan, ''Sayın Obama'nın yardım filosuna yapılan saldırı ile ilgili kaygılarımızı ve hassasiyetlerimizi paylaştığını görmekten memnuniyet duydum. İki dostun birbirini anlaması ve üzüntüsünü paylaşması elbette çok önemlidir. Müttefik bir ülke olarak ABD'nin Türkiye'nin hassasiyetlerini dikkate aldığını görmek ayrıca memnuniyetimizi artırmıştır'' diye konuştu.
Obama ile İran'ın nükleer programı konusundaki BM Güvenlik Konseyi'ndeki süreci de değerlendirdiklerini kaydeden Erdoğan, ''Bu konu ile ilgili rahatsızlıkları olduğunu bana ifade ettiler. Bizler de takındığımız tavrın bütün gerekçelerini açık ve net olarak ifade ettik'' dedi.
Türkiye, Irak ve ABD arasında kurulan üçlü mekanizmada yeni bir yaklaşım benimsenmesi gerektiğini, terörle mücadelede daha fazla iş birliğinin kaçınılmaz olduğunu Obama ile paylaştığını anlatan Erdoğan, üçlü mekanizmanın istihbarat paylaşımının ötesine geçmesi gerektiğini dile getirdiğini söyledi.
''İNSANIN KANINA DOKUNUYOR''
Son derece yapıcı ve samimi bir atmosferde geçen görüşmenin önümüzdeki dönemde Türkiye-ABD arasındaki ilişkileri daha farklı noktalara taşıyacağına inandığını kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bir şeyi özellikle ve üzülerek ifade etmek istiyorum: Türkiye'de medyanın bu görüşmelerimizi farklı bir şekilde vermesi gerçekten terörle mücadelede ülkemizdeki bir kısım medyanın yaklaşım tarzını ortaya koyması bakımından çok önemli. Yani bunların kimden yana olduklarını anlamakta zaman zaman zorlanıyorum. Attıkları başlıkların bizim yaptığımız görüşme ile uzaktan yakından alakası yok. Bunu çok açık söylüyorum. Gazete adı vermeyeceğim, ama belli gruba ait bu gazetelerin bu tür haberleri yayınlaması sadece teröre yataklık yapar. Zira kendi ülkesinin Başbakanını güya zorda bırakacak ve iç politikada ona zarar verecek düşüncesiyle yapmadığım, konuşmadığım bu görüşmeleri yapılmış gibi göstermek kusura bakmayın insanın kanına dokunuyor. Bu ülkenin medyası olacaksınız ve sadece AK Parti'yi acaba nasıl yıpratırız diye konuşulmamış şeyleri konuşulmuş gibi vermek ve bir taraftan sağdan, bir taraftan soldan vurmak havasıyla böyle bir görüntü sergilemek ne basın ahlak ve ilkelerine sığar ne de insani ilkelere sığar.
EVET BEN GERİLİMDEN YANAYIM
Başbakan hala gerilimden yana... Yani bunları söylemek eğer gerilimse kusura bakmasınlar evet ben gerilimden yanayım. Çünkü ben doğruyu söylüyorum. Ve kimse bizden sululuk beklemesin. Biz ciddi ve kararlı bir şekilde Türkiye Cumhuriyeti devletini yönetiyoruz. Devleti yönetirken de bizden gayriciddilik kimse beklemesin. Ciddiyetimizin gereği neyse bunu her zaman ortaya koyacağız. Türkiye eğer bugün 7.5 yıl öncesindeki Türkiye değilse, dünyada farklı bir konuma oturmuşsa bu ciddi ve kararlı bir yönetimin eseridir.''
''ÜSLUP FARKLILIKLARI OLABİLİR''
Başbakan Erdoğan, dünyada ABD'nin ilgili olduğu birçok konu ile Türkiye'nin de ilgili olduğunu belirterek, ortak çıkarların bulunduğunu, ortak bir vizyonun paylaşıldığını kaydetti.
Erdoğan, şunları söyledi:
''Her şeyden önemlisi somut bir iş birliği içerisindeyiz. Sayın Obama'nın da belirttiği gibi bir 'model ortaklık' dönemine girmiş bulunuyoruz. Bunun gereği neyse onu da yapıyoruz. Ama öyle şeyler olur ki paylaşırız, öyle şeyler de olur ki paylaşamayabiliriz. Türkiye-ABD ilişkilerine gölge düşürmeye çalışan bazı çevreler bu ilişkinin çok boyutlu yapısını ve derinliğini göz ardı ediyorlar. Açık ve net söylüyorum: Müttefikler arasında zaman zaman yöntem ve üslup farklılıkları olabilir, farklı görüşler ortaya çıkabilir. Kimse bunu bir çekişme, çatışma, karşıtlık ve kopuş olarak lanse etmemelidir. Bizim ilişkilerimiz dostluk, müttefiklik ve karşılıklı menfaatler zemininde devam ediyor, devam edecek. İki ülke arasındaki tarihi ilişkiler lobilerin rüzgarlarıyla oluşmamıştır. Lobilerin kara propagandalarıyla da yönünü belirlemez. AK Parti iktidarı, Obama yönetimi gibi bu ilişkilere büyük önem vermektedir, çok yönlü iş birliğini aynı kararlılıkla sürdürmektedir.''
Erdoğan, G-20 zirvesinin eksen kayması gibi içi boş tartışmaların yapıldığı bir döneme denk gelmesinin bu tartışmaları körükleyenlere en güzel cevabı verdiğini belirterek, Türkiye'nin oluşumda saygın bir üye olarak öne çıktığını kaydetti.
''BİR REKORUN SAHİBİ OLACAĞIZ''
G-20 zirvesinin Türkiye ekonomisi açısından da önemli olduğunu ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin küresel kriz ve çıkışa yönelik görüşlerini dile getirdiğini söyledi.
Erdoğan, bu tezlerin sonuç bildirgesine somut şekilde yansıdığını anlattı.
G-20'DE BÜTÇE AÇIĞI EN DÜŞÜK ÜLKE TÜRKİYE
Zirvede, yükselen bütçe açığının indirilmesi konusunda hedef belirlendiğini, Türkiye'nin bütçe açığını son yıllarda izlenen mali politikalarla makul seviyelere düşürdüğünü belirten Erdoğan, 2006 yılında eksi 20.6 düşürerek G-20 ülkeleri arasında bütçe açığı en düşük ülke olduğunu söyledi.
Küresel krizin en ağır seyrettiği 2009 yılında ise bütçe açığının eski yüzde 5.5 seviyesinde tutmayı başardıklarını belirten Erdoğan, birçok G-20 ülkesinin bütçe açıklarını kontrol edemediklerini ve çok yüksek seviyelere çıkardıklarını kaydetti.
Bazı ülkelerin bütçe açıklarını anlatan Erdoğan, Türkiye'nin bu konuda G-20 ülkeleri arasında dikkat çekici bir performans gösterdiğini belirtti.
KAMU BORÇ STOĞU ÇOK İYİ
Erdoğan, Türkiye'nin 2002 yılında yüzde 74 kamu borcu oranıyla G-20 ülkeleri arasında 7. ülke konumunda olduğunu, 2009 yılında küresel mali krize rağmen bu oranı yüzde 45.5 oranında tutmayı başardıklarını kaydetti. Erdoğan, aynı dönemde birçok G-20 ülkesinde bunun kontrolden çıkarak astronomik seviyelere çıktığını söyledi.
G-20 zirvesinde bankaların sermaye yeterlilik rasyolarının yükseltilmesinin de ele alındığını bildiren Erdoğan, Türkiye'nin bu alanda da ne kadar avantajlı durumda olduğunun son rakamlara bakıldığında görebileceğini ifade etti.
Erdoğan, yarın büyüme verilerinin açıklanacağını, uzmanların beklentisinin birinci çeyrekte büyümenin yüksek olacağı yönünde olduğunu kaydederek, ''büyüme konusunda da Türkiye'nin dünyanın ilgisini üzerine çekiyor ve çok farklı bir konumda buluyor. Türkiye, krizden en hızlı çıkan ekonomi konumuna gelmiştir. Bu durum görüştüğüm her lider tarafından da teyit edilmiştir. Yarın açıklanacak büyüme oranlarıyla inşallah yeni bir rekorun daha sahibi olacağız'' diye konuştu.
Çok başka, çok farklı ve ayrı bir konumda bulunan bir Türkiye'yi konuştuklarını belirten Erdoğan, G-20 zirvelerine katıldıklarını, tezlerini açıkladıklarını ifade etti. Erdoğan, ''Böyle güçlü bir Türkiye artık var'' dedi.
GIPTA İLE İZLENİYORUZ
Dünyanın örnek ülke olarak Türkiye'yi konuştuğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
''Adeta gıpta ile izleniyoruz. Artık ülkelerden bir ülke olarak Türkiye değil, güçlü dış politikası, güçlü ekonomisiyle Bir Türkiye var. Azimle, kararlılıkla çalıştık ve tüm gayretlerimizin meyvelerini topluyoruz. Eksikliklerimiz tabii ki var ama nereden nereye geldik, bunu da iyi değerlendirelim. İleri mi, geri mi gidiyoruz? Bütün resmi rakamlar ortada. Bunlara baktığımızda her alanda farklı bir Türkiye var. Samimi ve dürüst olarak bakanlar bunu görür. Uzun soluklu bir sürecin içindeyiz. Türkiye artık olumlu bir sürecin içine girmiştir. Buradan artık geriye dönüş yok. Bu uzun soluklu süreci tek tek vatandaşlarımıza yansıtmak, tek tek illerimize, ilçelerimize, köylerimize yansıtmak için gayretlerimizi hiç durmadan sürdüreceğiz'' diye konuştu.