Başbakan Erdoğan, askeri açıdan PKK'nın belini kırdıktan sonra, bazı adımları atması muhtemel görünüyor.
Abone olOktay Sağlam
İNTERNETHABER.COM- Gençleri dağa çıkaran şebekenin oluşturduğu sistemin kırılmasıyla paralel, verilecek hakların anlam kazanacağı fikri, Ankara'da ağır basıyor.
Başbakan Erdoğan önümüzdeki 10 yılın yol haritasının kilometre taşlarını 30 Eylül'de AK Parti 4. Olağan Kongresi'nde anlatacak. Türkiye'nin siyasi ve toplumsal geleceğine ilişkin önemli mesajlar verilecek olması bu kongreyi önemli kılıyor.
Bu yönüyle sadece AK Parti'yi değil tüm kesimleri ilgilendiriyor. "Ses getirecek" bir kongre olacağı iktidara yakın çevrelerin adeta söylemi olmuş.. AK Parti kurmayları, kongrenin "yeni büyük Türkiye" için atılacak ilk adımlara sahne olacağını düşünüyor.
TAZE KAN İLE "DURMAK YOK" YOLA DEVAM
"Üç dönem" kuralı nedeniyle önemli isimler yarış dışında kalıyor. Erdoğan'ın "taze kan" olarak Numan Kurtulmuş ve Süleyman Soylu'yu çağırması AK Parti'yi uzun yıllar iktidarda tutabilmenin birer işareti aynı zamanda. "Aşırı uçlardan" olmadığı sürece Erdoğan'ın sağ ve soldan gelecek isimlere sıcak baktığı biliniyor. Dolayısıyla AK Parti belli çizgileri olsa da, değişime açık bir parti görünümünde. En azından verilen görüntü bu yönde.
TERÖR BELASI EN BÜYÜK ENGEL
Peki terör ya da Kürt sorunu bu denklemin neresinde olacak? Kongrede bölge vatandaşlarına nasıl "mesajlar" verecek? BDP "muhatap" alınacak mı? PKK saldırıları hükümeti ciddi anlamda rahatsız ediyor. İktidara en sert muhalefet CHP-MHP'den değil, PKK/BDP'den gelmesi tuhaf bir durum. Nitekim bu yönde medyada çıkan yorumlar hiç de az değil.
DANIŞMANDAN İPUÇLARI
Erdoğan'ın terör ya da Kürt sorunu için yapacağı konuşmanın ana hatları, siyasi başdanışmanı Yalçın Akdoğan'ın Star gazetesindeki yazısının satır aralarında gizli. Akdoğan'ın düşünceleriyle Erdoğan'ın sözleri arasındaki paralellik dikkat çekici. Bu nedenle Akdoğan önemli bir isim.
BDP'YE EL UZATILACAK
Akdoğan'ın yazısına göre Eroğan, tüm siyasi partilere "beyaz sayfa" açıyor. Özellikle de BDP'ye. Akdoğan, "Kürt meselesinde de Başbakan Erdoğan'ın 'siyasetle müzakere' söylemi her türlü provokatif eylemin ve sabotajın zorlaştırmasına rağmen geçerlidir" diyor. Yine Akdoğan, BDP lideri Demirtaş'ın ılımlı konuşmasından alıntılar yaparak, bardağın dolu tarafına bakıyor.
BAZI ADIMLAR ATILABİLİR
PKK'lılarla kucaklaştığı için "ya kandil ya TBMM" diyen Erdoğan, en ağır eleştirileri yapsa da, tüm kesimleri kucaklama adına bu partiye barış çubuğu uzatması kaçınılmaz görünüyor. Yüzde 10 barajının düşürülmesi ve yerel yönetimlerin güçlendirilmesi yeni dönemde masaya gelebilecek konu başlıkları arasında yer alıyor. Nitekim son günlerde bu yönde haberler sıkça duyulmada başlandı.
PKK İLE GÖRÜŞME YOK
Görünen o ki, PKK nezdinde hiçbir geçerliliği olmayan BDP'ye "muhataplığı üstlen" çağrısı yeni dönemde de devam edecek. Oslo görüşmelerinden ağzı yanan hükümetin yakın ve orta vadede PKK'yı defterden sildiği ortada. Erdoğan, silah bıraktırma adına PKK ile görüştüklerini söylese de muhalefete inandırıcı gelmedi.
TAM SAHA PRES
"Terörle mücadele siyasetle müzakere" söylemi yeni dönemin argümanı olacak. Dün Hürriyet'in manyetine taşınan Genelkurmay'ın "mutlak hakimiyet tam pres" harekatı bu anlayışın tezahürü. Askeri birlikler karakollarda değil arazilerde dolaşacak, "alan hakimiyeti" peşinde olacak. Her bölge ayrı ayrı çembere alınacak ve izole edildikten sonra temizlenecek.
HAFTALAR ÖNCE HAZIRLIĞI YAPILDI
Aslında yeni askeri düzenlemeler Başbakan Erdoğan'ın kongrede yapacağı konuşmanın hazırlığını oluşturuyor. Sabah gazetesinde 4 gün önce benzer bir haber çıkmıştı. Muhalefetin "bitmek bilmeyen görüşmeler" dediği o Erdoğan-Özel zirvesinden sonra yeni askeri konsept şekillendi.
PKK'NIN CAYDIRICILIK GÜCÜ KIRILMALI
İktidar partisi, PKK'nın silahlı gücünü kırmadan atılacak "demokratik adımların" işe yaramayacağını hesaplıyor. Bölge halkını mağdur etmeden devletin otoritesini yeniden sağlanmak istenyor. Çünkü sansasyonel PKK saldırıları, gerilen ortamı daha da geriyor, "akıl tutulması" ve "soğukkanlılık" kaybediliyor böyle dönemlerde. Kaos, çaresizlik ve korku zaten tam da terörün istediği atmosfer.