BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  DÜNYA

Erdoğan onbinlere seslendi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "andımız" tartışmalarına Adana’dan cevap verdi.<br/>Başbakan Erdoğan, 2 gün sürecek olan Adana temaslarının...

Abone ol

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "andımız" tartışmalarına Adana’dan cevap verdi.
Başbakan Erdoğan, 2 gün sürecek olan Adana temaslarının ilk gününde valiliği ziyaretinin ardından İstasyon Meydanı’na geldi. Burada Adanalıların sevgi gösterileri ile karşılanan Erdoğan, miting alanında onbinlere seslendi. Başbakan Erdoğan, Adanalılara yöresel tabirle “Gadasını aldıklarım” diye seslenerek başladığı konuşmasında, yakın zamanda birçok ilde yaptıkları toplu açılışlara ve toplam maliyetlerine dikkat çekerek, “Türkiye’de adeta hizmet hasadı yapıyoruz” dedi. Erdoğan şunları söyledi:
“Gadasını aldıklarım. Sizleri en kalbi duygularla selamlıyorum. Adana’mıza, tüm ilçelerimize hayırlı olmasını niyaz ediyorum. 14 Eylül’de Adıyaman’daydık, 810 milyonluk açılış gerçekleştirdik. Önceki hafta sonu Malatya’daydık, tam 776 trilyon liralık 93 ayrı eserin açılışını yaptık. Geçen hafta Denizli’de 876 trilyonluk 84 eserin açılışını yaptık. Bugün Adana’dayız. Sizinleyiz Adana ve ilçelerinde 2 gün boyunca büyük bir açılış coşkusunu sizlerle birlikte yaşıyoruz. Burada bir tek açılış töreniyle Adana ve ilçelerinde 837 trilyonluk 80 farklı eseri resmen Adana’mıza kazandırıyoruz. Yarın Kozan’a gideceğiz. Orada da yine 13 ayrı eseri açacağız. Oradan Ceyhan’a geçeceğiz ve Ceyhan’da da 9 ayrı eserin açılışını yapacağız. Kozan ve Ceyhan’ı da ilave ettiğimizde 2 gün boyunca 102 kalem hizmetin toplam tutarı 860 trilyon lira. Son bir ay içerisinde sadece 4 şehrimizin Adıyaman, Malatya, Denizli ve Adana’ya kazandırdığımız toplam yatırımların tutarı 3 katrilyon 326 trilyon lira. Adeta bir hizmet hasadı gerçekleştiriyoruz. Toprağa attığımız tohumlar filiz oldu, fidan oldu, ağaç oldu, meyve vermeye başladı. Şimdi hamdolsun o meyveleri topluyoruz. Hep beraber topluyoruz. Adana’da topluyoruz, Denizli’de topluyoruz, Malatya’da ve Adıyaman’da topladık. Ülkemizin 81 vilayetinde topluyoruz. Şurada var, burada yok. Asla bizim kitabımızda bu yok. İşte Adana bugün yaptığımız açılışla Yüreğir, Karaisalı, Seyhan, Sarıçam, İmamoğlu, Yumurtalık, Çukurova, Saimbeyli, Aladağ, Pozantı ilçelerimizde 38 farklı eğitim tesisini bugün hizmete alıyoruz. Bu 38 kalem eğitim hizmetinin içinde anaokulları var, ilkokul ve ortaokullar var. İmam hatip liseleri var, Anadolu imam hatip liseleri var, meslek liseleri, pansiyonlar var. Özellikle hayırseverlerimize bu derslikleri, bu eğitim hizmetlerini Adana’mıza kazandırdıkları için teşekkür ediyorum. Ulaştırma, Denizcilik Bakanlığımız eliyle Havalimanı Kavşağı’nı tamamladık. Buraya 18 trilyon yatırım yaptık. Bugün açılışını yapıyoruz. Kültür ve Turizm, Enerji ve Tabii, Orman ve Su İşleri, Gıda ve Tarım, İçişleri bakanlıklarının Adana’da tamamladıkları yatırımları da bugün burada hizmete alıyoruz. TOKİ’nin Sarıçam ve Yüreğir’de başlattığı projeler tamamlandı. İki ilçemizde toplam 2 bin 304 konutu bugün hak sahiplerine teslim ediyoruz. Özel sektörümüz Adana ve ilçelerinde 596 trilyon liralık yatırım gerçekleştirdi. Burada özellikle Mehmet Başpınar kardeşimizi yürekten tebrik ediyorum. Bu kardeşimiz 525 trilyonluk bir yatırımla Adana’ya 350 işyeri kapasiteli bir sanayi sitesi kazandırdı. Mehmet Başpınar orta ölçekli sanayi sitemizin de Adana’mıza hayırlı olmasını diliyorum. Yine özel sektörümüz tarafından yapımı tamamlanan iş adamlarımızı, girişimcilerimizi tebrik ediyorum. Adana merkez ve ilçelerimize bu yatırımları kazandıran bakan ve bakan arkadaşlarımıza, herkese teşekkür ediyorum. Özel sektör ve girişimcilerimize şükranlarımı sunuyorum.”

“EKONOMİ NEYDİ, NE OLDU ?”
Adana Ticaret Odası’nın Kısacıkzade Konağı’nı restore ettirerek Adana’ya çok önemli bir kültür merkezi kazandırdığını da belirten Başbakan Erdoğan, “Öncelikle Adana Ticaret Odamıza, sayın başkan ve yönetim kuruluna bu güzel hizmetlerinden dolayı teşekkür ediyorum. Bu konağın hem Adana hem de Türkiye tarihi açısından bir anlamı var. Bu konak Kurtuluş Savaşımıza kadar Düyun-u Umumiye binası olarak kullanılıyordu. Düyun-u Umumiye, Osmanlı’nın dış borçlarıydı. 1854’te Osmanlı devleti hem dışarıdan hem de içerde başta Galata bankerleri olmak üzere benim de söylediğim bir şey var ya faiz lobisi, o gün de vardı, sermaye sahiplerinden borç aldı. Devlet bu borçları ödeyemez hale geldi. Borç verenler tahsil için bu kurumu oluşturdular. Osmanlı’nın içişlerine, bütçesine, tüm gelirlerine müdahale ederek tahsil etmeye başladılar. Adana ve İstanbul gibi büyük şehirlerde böyle merkezler oluşturuldu. Çoğu yabancı olan temsilciler halkımıza çok zulüm ettiler. Vergi topladılar, vergi vermeyenin malına el koydular, tarlalarını yaktılar. Adeta milletin alın terini yağmaladılar. 1923’te cumhuriyet kurulduğunda bu borçlar cumhuriyete devredildi. 1954’e kadar bu borçları ödemek zorunda kaldık. 54 yılında merhum Menderes döneminde son taksitler ödendi ve bu defter kapandı. Ama bu sefer de cumhuriyet tarihinde dış borçlanma başladı. Türkiye başı sıkıştıkça Uluslararası Para Fonu’ndan borçlanmaya başladı. Bugünün Düyun-u Umumiye’si IMF. İşte biz göreve geldiğimizde oraya olan borç neydi, 23,5 milyar dolardı. Kim borçlanmıştı, bizden öncekiler. Yani MHP, yani DSP, yani ANAP üçlüsü borçlanmışlardı. Öyle borçlandılar ki ödeyemez hale geldiler. Bizi delikli paralara muhtaç ettiler. Şimdi bakın dış borçlarla ilgili yanıltıcı bilgiler veriliyor. Buraya da Adana’ya da geliyor, yalan yanlış rakamlarla Türkiye’nin dış borçlarını çarpıtmaya çalışıyorlar. Burada manzarayı net bir şekilde anlatmak istiyorum. Halep ordaysa arşın Adana’da. Biz 2002’nin sonunda görevi devraldığımızda kamu net borç stokunun milli gelire oranı yüzde 61,5’tu. Yani bu ne demek. Türkiye’nin her yüz lirasının 61,5 lirası borçtu. Şimdi ne oldu. Biz bu oranı yüzde 17’ye kadar düşürdük. Yani yüz liranın 17 lirası borç. 61,5 liradan 17 liraya. 2002 sonu itibariyle milli gelire oran yüzde 74’tü. Yani yüz liranın 74 lirası borçtu. Bunu nereye çektik, 36 lirası borç. 2002 yılında dünya piyasalarından iç piyasadan borçlanırken yüzde 63 ile borçlanıyordu. Yani bizden önceki iktidar döneminde. Yani MHP, DSP, ANAP iktidarı döneminde 63 lirası faizdi. Bu şimdi nereye düştü. Yüzde 7’ye düştü. Yani aradaki fark 56 puan. Şimdi bu 56 kimin cebinde kalıyor. Benim Adanalı çiftçimin, memurumun, işçimin, vatandaşımın cebinde kalıyor. İşte farkımız bu. Yalan yanlış konuşanların yüzüne bunu çarpmak lazım” diye konuştu.

ANDIMIZ TARTIŞMALARI
Erdoğan konuşmasının devamında şunları söyledi:
"Milletimin 900 katrliyonunu tasarruf ettik. Millete kazandırdık, adana ya kazandırdık, 81 vilayete kazandırdık. Eğitime, Adalete, emniyete kazandırdık. Okulları böyle yaptık, hastaneleri, yolları, köprüleri, hızlı trenleri, hava limanlarını böyle yaptık. Bunlar olmasa bunlar yapılabilir miydi. Bitmedi biz görevi devraldığımızda maalesef merkez bankamızın kasasındaki rakam 27,5 milyar dolardı. Ama şimdi, onu 6’ya 7’ye katladık. Nereden nerelere geldik. Bu yıl mayıs ayında biz IMF’ye olan borcu sıfırladık. Biliyorsunuz 14 mayıs ta son borcu ödedik ve borç bsitti. Şimdi buraya gelip te milliyetçilikten bahsedenlere sesleniyorum Adana’ya gelip ulusalcılık nutukları atanlara sesleniyorum. Ülkesini milletini sevmek hakaret, öfke, nefret dolu nutuklar atmakla olmaz. Bunların ülke ve millet için yaptıkları ortada. Kıyas bile kabul etmez. Onlar ülkeyi borçlandırdı, biz borçları ödedik. Çiftçi kardeşim sen Ziraat Bankası’ndan bir avuç krediyi yüzde 59 faizle alıyordun. Şimdi 0,7 aralığında alıyorsun. Esnaf kardeşim sen halk bankasından yüzde 5, ila yedi arasında alıyorsun. O zaman ki krediye göre 5-10 kat farkla alıyorsun. Bu ülkenin bizim aziz bayrağımızın bizim pasaportumuzun itibarını yerlerde süründürdüler. Biz geldik ülkemizin bayrağımızın TL’mizin pasaportumuzun itibarını iade ettik. Kardeşlerim; bizim için milliyetçilik millet için hizmet üretmek, milletin ihtiyaçlarına cevap vermektir. Her sabah, çocukları sıraya dizip yağmurun sıcağın karın altında 33’lü yıllardan kalma soğuk savaş döneminin demir perde ülkelerini hatırlatan sloganlar attırmak milliyetçilik değildir. Milliyetçilik o çocuklara okuyacakları okul inşa etmektir. O çocuklara insanca eğitim görecekleri sınıf, en modern eğitim imkanlarını sunmaktır. En önemlisi de çocuklara slogan attırmak değil, onlara vizyon, ufuk sunmaktır. Onlara güçlü bir Türkiye bırakmaktır. Şimdi okullara, akıllı tahtalar, tablet bilgisayarlar gelmeye başladı. milliyetçilik bu. Öyle kafatası milliyetçiliğiyle ülkeler kalkınmaz. Bunlar tarihleri boyunca ne yaptılar. Türküm dediler, ama Türkiye’nin itibarını yerlerde süründürdüler. Doğruyum dediler, çalışkanım dediler yan gelip yattılar. Kardeşler bal bal demekle ağız tatlanmaz. Balı yersen ağız tatlanır. Lafla peynir gemisi yürümez. Mesele slogan atmak değil, iş yapmak. Biz iş yapıyoruz, eser üretiyoruz, ülkenin ve milletin gücüne güç katıyoruz. Biz bunlara laf yetiştirmeye uğraşıp hizmetten geri durmayacağız. Artık ana muhalefetin de yavru muhalefetin de liderlerinin ismini ağzıma almayacağım dedim o işleri tamamen genel başkan yardımcılarıma bıraktım. Yormaya gerek yok kendimizi. Karacaoğlan’ın çok anlamlı bir nasihatı var. Diyor ki Karacaoğlan, mecliste arif ol, kelamı dinle. El iki söylerse sen birin söyle. Elinden geldikçe sen iyilik eyle. Hatıra dokunup, yıkıcı olma. Biz Adanalı Karacaoğlan’a kulak verecek, iş üretecek, yıkıcı değil, yapıcı olmaya devam edeceğiz. Türkiye’nin tersanelerinde yerli imkanlarla inşa edilen ikinci savaş gemimizi deniz kuvvetlerine teslim ettik. 2004 yılında MİLGEM adı verilen projeyi başlattık. Önceki hafta da 2. gemimizi yaptık. Şu anda 2 geminin daha inşasına başladık. Türkiye dünyada kendi savaş gemisini üreten 10 ülkeden biri konumuna yükseldi. 2003 yılından önce ordumuzun ihtiyaçlarının yüzde 75’i ithalatla sağlanıyordu. Şu anda bir çok ihtiyacı içerde üretiyoruz. Yüzde 50’den fazlasını yerli imkanlarla artık kendimiz üretiyoruz. Hayalleri hedefe, hedefleri gerçeğe dönüştürüyoruz. Türkiye’yi güçlü bir ekonomi, güçlü bir demokrasi üzerine geleceğe taşıyoruz.

BİR KULAĞIMIZ DA RABİA’DA
Bizim bir kulağımızda Rabia’dadır. Orada olanları da unutmayız. Nerede zulüm varsa biz onların karşısındayız. Çünkü zuilme rıza zulümdür. Asla biz zalimlerle bir arada olmamalıyız. Demokratikleşme paketi inşallah Türkiye de hem demokrasiye, hem ekonomiye hem de kardeşliğimize güç katacak. Ne denildiğine değil sizin ne dediğinize bakarız. Milletim ne diyor, adana ne diyor biz buna bakarız. Milletimiz bize yetki verdi, görev verdi. Bir emanet yükledi. O emanetin hakkını veriyor, görevimizi yapıyoruz. Sizin istemediğinizi biz de istemeyiz. Sizin onaylamadığınızı biz onaylamayız. Hakkını hukukunu temel hak ve özgürlüklerini pazarlık konusu yapmayız. Parti programımızda, hükümet programlarımızda, seçim programlarımız da ne dediysek bu gün de sadece onu yapıyoruz. 11 yıl boyunca her reforma karşı çıkanlar, korku senaryosu üretenler bugünde aynısını yapıyor. Onlar kaybedecek. Şunu da bilin ki Türkiye kazanacak. Hiç endişeniz olmasın. Değişime direnenler, statükoyu savunanlar, Türkiye’yi haklarından mahrum edenler, kardeşliğin önünü tıkayanlar kaybedecek. Ama Türkiye kazanacak, ekonomi kazanacak, demokrasi ve kardeşlik kazanacak. Bu paketin de ülkeme ve milletime hayırlı olmasını diliyorum."

ADANA’YA BÜYÜK YATIRIMLAR
Başbakan Erdoğan, konuşmasının son bölümünde Adana’ya yapacakları yeni yatırımlar hakkında bilgiler verdi. Kente yapılacak 28 kilometrelik güney çevre yolunu 2015’te tamamlamayı istediklerini ifade eden Erdoğan, kente yapılması planlanan metroyla ilgili Adana Büyükşehir Belediyesi’nin proje hazırlayıp sunmasını beklediklerini kaydetti.
Yeni dönemde en büyük yatırımlardan birinin şehir stadı olacağını kaydeden Erdoğan, “Adana’ya 33 bin kişilik bir stat yapacağımızı söylemiştim. Söylediğimizin arkasında durduk. Sözleşmeyi 19 Eylül imzaladık ve 23 Eylül’de de yer teslimini yaptık. Toplam maliyet 140 milyon lira. İnşallah 2015 Aralık ayında da bu stadyumun tamamlanmasını hedefliyoruz” diye konuştu.
Erdoğan, Adana için en büyük projelerinden birinin ise bölgesel havalimanı olduğunu kaydetti. Çukurova Bölgesel Havalimanını yap, işlet, devret modeliyle yapacaklarını dile getiren Erdoğan, “Havalimanının yer teslimini 15 Mart 2013’te yaptık. Süresi 36 ay. 2016’da tamamlamayı hedefliyoruz. Toplam yatırım bedeli 357 trilyon. Bu havalimanı Adana’ya hitap edecek, Mersin’e hitap edecek, Çukurova’ya hitap edecek. Yapım için 8 milyon metrekarenin üzerinde bir alanı kamulaştırdık. İlk aşamada yolcu kapasitesi yılda 15 milyon kapasiteye sahip. Hem iç hem de dış hat trafiğine açık ve büyüyebilir şekilde yapılacak. Kapasite istendiğinde 30 milyon yolcu kapasitesine çıkartılabilecek” ifadelerini kullandı.
Şehir hastanesinin de kapasitesinin artırıldığına dikkat çeken Erdoğan, konuşmasının sonunda vatandaşların yaklaşan Kurban Bayramı’nı kutladı. Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
“Adana’mıza bir büyük şehir hastanesi kazandırıyoruz. Bildiğiniz gibi geçen hafta İstanbul’umuza Adana’dan bakan, milletvekili, valimiz ve diğer arkadaşlarımız geldiler. İstanbul’da müteahhit firmalarla sözleşmeler imzalandı. Bu noktada da dediğimizi yapıyoruz. Hazırlıkları tamamladık ve bu gün Adana Şehir Hastanesi’nin temelini işte bugün buradan atıyoruz. Buranın kapasitesi bin 320’yi bunu bin 550’ye çıkardık. İnşaatı 30 ay olarak belirledik. İnşallah en kısa sürede tamamlayıp Adana’ya çok büyük, çok modern ve bölge illerin de hizmetini görecek bir hastane kazandıracağız. Temelini atacağımız hastanenin biran önce tamamlanmasını temenni ediyorum. Bakanlarımızı, kurumlarımızı, özel sektörümüzü, belediyelerimizi, hayırseverlerimizi tebrik ediyorum. Sizlerin de Kurban Bayramını şimdiden tebrik ediyorum. Ailenizle, sevdiklerinizle huzurlu bir bayram geçirmenizi temenni ediyorum.”
Mitingin ardından temel atma törenini gerçekleştiren Başbakan Erdoğan, vatandaşlarla hep birlikte “Beraber yürüdük biz bu yollarda” şarkısını söyledi.

ÇOCUĞU HASTA KADIN HÜNGÜR HÜNGÜR AĞLADI
Bu arada Başbakan Erdoğan’ın konuşması öncesi, çocuğu hasta olan bir kadın bağırarak sesini Başbakan’a duyurdu. Başbakan derdini öğrenince kadını Sağlık Bakanını yönlendirdi, kadın, Bakan Müezzinoğlu’nun yanında hüngür hüngür ağladı. Bakan Müezzinoğlu, kadını dinledikten sonra ilgilenmesi için bir görevli ile gönderdi.

ERDOĞAN, ANAHTAR VERDİĞİ KADINA ÇOCUK SAYISINI SORDU
TOKİ’nin alt gelir grubuna yönelik yaptığı konutların hak sahiplerini anahtar teslimi yapılırken Başbakan Erdoğan, anahtar verdiği hak sahibi bir kadına kaç çocuğu olduğunu sordu, 2 adet olduğu cevabını alınca “Biz ne dedik, 3 olacak demedik mi ?” diye sordu. Kadın da geç evlendiklerini iki çocukları olduğunu söyleyince Başbakan da “O zaman torunlarınız 3 olur inşallah” dedi.
(İHA)