BIST 9.658
DOLAR 35,22
EURO 36,76
ALTIN 2.963,78
HABER /  SEÇİM

Erdoğan neden o sesle miting yaptı? Asıl neden BDP mi?

Başbakan'ın sosyal medyada olay olan Van ve Diyarbakır'daki kısık sesli mitinglerini yorumlayan Ahmet Hakan "O sesle neden miting yaptı?" sorusuna çarpıcı bir yanıt verdi...

Abone ol

İNTERENETHABER.COM
Başbakan Erdoğan'ın 30 Mart yerel seçimler öncesi partisinin düzenlediği Van ve Diyarbakır mitinginde kısık sesle sahneye çıkmasının yankıları sürüyor. Sosyal medyada fenomen haline gelen "kısık sesli Erdoğan" tartışmasına dahil olan Hürriyet si yazarı Ahmet Hakan çarpıcı bir iddiada bulundu.

ASIL NEDEN AK PARTİ-BDP İTTİFAKI İDDİASI

Başbakan için "O sesle neden miting yaptı?" diye soran Ahmet Hakan, CHP saflarından yükselen AK Parti-BDP ittifakı iddiasını hatırlattı. "Çünkü Van’a ve Diyarbakır’a gitmesi gerekiyordu. Eğer bu iki şehre gitmeseydi, “Bu iki şehri BDP’ye bıraktı, bunlar aralarında anlaştılar” denilecekti. Kimse “ses kısıklığı” gerekçesine inanmayacaktı." diyen Ahmet Hakan Başbakan'ın bu dedikodulara hayat şansı tanımamak için zor bir tercih yaparak kürsüye çıktığını iddia etti.

KONYA MİTİNGİNDE DAVUTOĞLU KONUŞTU!

Son olarak Ahmet Hakan'ın iddiasını destekleyecek bir de not düşelim. Erdoğan, Van ve Diyarbakır'dan sonra miting yaptığı Konya'da kısık sesle kürsüye çıkmaktansa Dışiişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nu konuşturdu.

İşte Hakan'ın yazısındaki ilgili bölüm:

O sesle neden miting yaptı?
KISIK sesle mitinge çıkılır.
Böylelikle...
“İşte inanmışlık ve adanmışlık budur, sesini kaybetsen bile yılmadan mitingden mitinge koşturursun” dedirtmiş olursun.

*

Ama Başbakan’ınki “kısık ses” denilerek geçiştirilebilecek bir durum değil.
Ses incelmiş de incelmiş, çok tuhaf bir hal almış.

*

Hangi uzmana sorulursa sorulsun alınacak cevap bellidir:
Bu sesle mitinge çıkılmaz.
Özellikle hitabeti ve ses tonuyla kitleleri etkileyen bir liderin seçimin son günlerinde bu sesle meydanlara çıkması imaj açısından asla tercih edilecek bir durum değil.

*

Peki neden çıktı?
Çünkü Van’a ve Diyarbakır’a gitmesi gerekiyordu. Eğer bu iki şehre gitmeseydi, “Bu iki şehri BDP’ye bıraktı, bunlar aralarında anlaştılar” denilecekti. Kimse “ses kısıklığı” gerekçesine inanmayacaktı.
O da tercihini yaptı:
“Böyle bir dedikoduya prim yaptıracağıma imajımdan olurum” dedi ve iki şehre de gitti.