BDP'li 9 milletvekili ve DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk hakkında hazırlanan fezlekeler gündemi uzun süre meşgul edecek.
Abone olOktay Sağlam
İNTERNETHABER.COM- Açılım ile birlikte hortlayan "Türk sorunu" AK Parti'yi zorluyor. Tahammül sınırlarını zorlayan "teröristlerle kucaklaşma"nın yol açtığı infial dalgasını yakından hisseden Başbakan Erdoğan, karar almaya mecbur kalıyor.
Dokunulmazlık kalkarsa BDP ve ona destek çıkanlar ayaklanacak, kalkmadığı takdirde ise karşı taraf isyan edecek. Her iki karar da fırtınalı denizlere yelken açabilir.
OTORİTE VE GÜVENİRLİLİK KAYBI RİSKİ
Dokunulmazlık tartışmasının nasıl sonuçlanacağı Kürt sorununda kritik bir konuma dönüşmek üzere. Peki dokunulmazlıklar kaldırılmazsa neler olur? En kestirmeden söylenirse "Türk sorunu" daha da büyüyebilir.
Silahlı eylemlere "göz yuman hükümet" konumuna düşme riskiyle karşı karşıya kalacak iktidar, terör sorununda atacağı adımlara gölge düşmesi tehlikesiyle karşı karşıya kalacak. Dahası "güvenirlilik" kaybı bu hükümet için felaket anlamına geliyor. "Kararsız" ve "tutarsız" yakıştırmaları da kaçınılmaz olacaktır.
TABANDAKİ RAHATSIZLIK
"Silahlanın" diyen bir vekille nasıl bir müzakere yürütüleceğini halka anlatmak kolay olmayacak. Avrupa Birliği'nin şiddete karşı gösterdiği "sıfır tolerans" göz önüne alınırsa iktidar partisi şimdiye dek bu açıdan "fazlasıyla demokrat" denilebilir.
Bitmek bilmeyen şehit cenazeleri, Kürt sorununda "cesur" sayılabilecek adımlara rağmen bitirelemeyen PKK, sokaktaki insana gına getirmiş durumda. Kamuoyunda "ne yapılırsa yapılsın BDP ve PKK ikna olmayacak" düşüncesinin yol açtığı yılgınlık öfkeye dönüşmüş durumda.
"UYKUNUZ KAÇACAKTIR EMİN OLUN"
MHP Iğdır Milletvekili Sinan Oğan, geçtiğimiz günlerde bir televizyon programında şunları söylüyordu:
"Hepimizin gözü Güneydoğu'da. Bir başımızı çevirip Batı'ya kulak verelim. O kadar tehlikeli söylemler gelişiyor ki Batı'da. O kadar kardeşliği kökünden dinamitleyecek söylemler gelişiyor ki buna kulak verdiğinizde gece uykunuz kaçacaktır emin olun."
ERDOĞAN TABANDAKİ BASKIYI HİSSEDİYOR
Bu tepkiler sadece MHP'nin tepe isimlerine uzanmıyor. Rahatsızlık AK Parti'ye sirayet etmiş durumda. bu Erdoğan'ın bu çıkışı "kucaklaşma" fotoğrafının yarattığı toplumsal baskının iktidara uzandığının işareti. Erdoğan, BDP'lilerin "kredisini" tükettiğini ve "engin hoşgörünün" fazlasıyla istismar edildiğini düşünüyor ve seçmenin de bu yöndeki mesajlarını kamuoyuna yansıtıyor.
MİLLET BİZİ AFFETMEZ
Erdoğan'ın "Milletvekilliği, bunun için bir zırh olamaz. Biz eğer buna sessiz kalacak olursak bilesiniz ki bu halk bizi affetmez. Allah da bizi affetmez" sözleri bunun ne net işareti olarak karşımıza çıkıyor.
Gül'ün "kendimizi çıkmaz sokaklara itmememiz lazım" çağrısına Erdoğan'ın en yakınındaki isim olan başdanışman Yalçın Akdoğan'ın "ne önerdiklerini de söylemelidirler" cevabı, hükümetin önünde başka seçenek kalmadığınını gösteriyor.
BDP KALDIĞI YERDEN DEVAM
Buna karşın BDP'den henüz "üzgünüz", "yanlış anlaşıldık" anlamına gelecek ya da ya da bu kelimelere yaklaşacak türden mesajlar işitilmedi. "Bekle gör" politikasını izliyorlar. Doğal olarak hükümetin atacağı adımlara göre pozisyon alacaklar. BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak ise pek oralı değil, hatta umursamaz bir tavır içinde.
Kışanak'ın dünkü grup toplantısındaki "Biz de diyoruz, 1994'e benzemez. Bu açık ve net. Bu kez bir daha Kürtleri bu parlamentodan kovarsanız, Kürtler bir daha bu parlamentoya gelip gelmemeyi düşünürler. " şeklindeki sözleri kimilerine göre "tehdit" ve "şantaj" içeriyor. Yani BDP kaldığı yerden devam ediyor da denilebilir.
SÜREÇ ZAMANA YAYILACAK
Hükümet "AK Parti BDP'yi gözüne kestirdi" algını kırmak için yeni bir dokunulmazlık taslağı hazırlama kararı aldı. Terör, yüz kızartıcı suçlar ve yolsuzluk dosyaları da bu paketin içinde olacak. Süreci 2-3 aya yayarak tansiyonu düşürecek ve BDP'den gelecek hamleleri görmek isteyecek. Ancak son tahlilde Güneydoğu'da halkın gözünde kararın "siyasi" olduğu gerçeğini değiştirmeyecek. Görünen o ki gerilimle yaşamayı seven Türkiye için önümüzdeki aylar hararetli bir gündeme sahne olacak.