BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Erdoğan muhalefeti yerden yere vurdu

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında BDP ve CHP'yi deyim yerindeyse yerden yere vurdu

Abone ol

İNTERNETHABER/ Önce BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Uludere'deki bombalama operasyonunun emrini bizzet Erdoğan'ın verdiği iddiasını anımsatan Erdoğan, BDP'yi ahlaksızlıkla suçladı:

"Eleştiri, muhalefet siyasetin tabiatında vardır, ancak yalan ve iftira siyasetin bir parçası olamaz. Başbakan'a yönelik cahilce iddialar, BDP'nin uludere'yi için düzenlenen basın toplantısında kahkaha atması ahlaksızlığını örtmez."

Başbakan Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun şahsını ve partisi CHP'yi ise büyük bir tartışmayı başlatacak gibi görünen bu cümleyle eleştirdi:

"Ne yazık ki CHP'de BDP'nin iddiasını tekrar etmek gibi bir hata yapmıştır. Ben 12 Haziran seçimlerinden önce CHP'nin lokomotif, BDP'nin da vagonu olduğun söylüyordum. Sözümü geri alıyorum. Meğer BDP lokomotif, CHP vagonmuş. Bu tren artık nereye gider, onu milletimin takdirine bırakıyorum"

İşte Erdoğan'ın sık sık alkışlarla kesilen o konuşmasının satırbaşları....

SİYASETİN LİMANI AHLAK

Siyasetin tek limanı ahlaktır. Biz bu sözü gönlümüzden söyledik. Bu sözün arkasında durduk, durmaya da devam ediyoruz. Edepten kopuk bir siyaset hizmet üretemeyeceği gibi içten içe de kendisini çürütür. Ak Parti'yi kurduğumuzda, maalesef Türkiye'deki siyaset arenası böyle bir durumdaydı. Araştırmalarda siyaset en güvenilmez kurumdu. Siyasetçiye güven de yoktu. Biz millete hizmet etmekle kalmadık, siyasete yönelik güven katsayısını da en üst seviyeye çıkardık. Eleştiri, muhalefet siyasetin tabiatında vardır, ancak yalan ve iftira siyasetin bir parçası olamaz. Elinde belgesi olmayanların, çok mühim meselelerde ortaya bir iftira atarak zihinleri bulandırması siyaset değildir. Yalan söyleyerek gündemi değiştireceğini zannedenler yanılırlar.

DEMİRTAŞ'A ULUDERE CEVABI

Geçen hafta BDP Genel Başkanı şahsımla ilgili hiçbir dayanağı olmayan bir iddia ortaya attı. Güya Uludere'de operasyon bana sorulmuş. "50 kişilik grup var, içlerinde sivil var ne yapalım?" diye bana sormuşlar. Bende "vurun" demişim. İşte bu tür siyaset, seviyesiz siyaset, ahlaksız siyasettir. Ben hep diyorum ya bunlar 5 koyunu ellerine ver güdemezler, kaybederler. Ya da tenhada kesip kebap yapmanın derdine düşerler.

Bu iddianın içinde husumet, cahillik var. Ama daha da kötüsü bu iddianını içinde siyasi ahlaksızlık var. Böyle bir hezeyanı gündeme getirmek acziyettir. Siyaset, muhalefet üretemeyenler acziyet üretirler ve onun altında kalırlar. Bunu BDP'ye hatırlatmak isterim. Başbakan'a yönelik cahilce iddialar, BDP'nin Uludere için düzenlenen basın toplantısında kahkaha atması ahlaksızlığını örtmez. Biz güvenlik güçlerine genel çerçevede yetki veririz. O genel çerçeve içinde de güvenlik güçlerimiz yetkisini kullanır. Gerekirse bazı konularda bize danışabilirler. Ama bunların bugüne kadar böyle bir şey yapmadığı için, talimat bunlara dağdan geldiği için böyle yapmaya mukadderdir. Sürekli olarak adres olarak İmralı'yı gösteriyorlar. Sonra da muhatap alınmak istiyorlar. Biz sizi muhatap aldık, ama siz İmralı'dan haber almadan adım atamadınız. Ancak oralardan size müsaade gelirse siz adım atabilirsiniz. Ama biz sadece halkımıza sorarız, aldığımız yetkiyi de kullanırız.

BDP, CHP'NİN DE LOKOMOTİFİ OLDU

Ne yazık ki CHP' de BDP Genel Başkanı'nın iddiasını tekrar etmek gibi bir hata yapmıştır. CHP de acziyet içinde. En başından itibaren Uludere hadisesinde BDP'nin peşine takılıp gitmekten hiç yüksünmedi. Ben 12 Haziran seçimlerinden önce CHP'nin lokomotif, BDP'nin da vagonu olduğun söylüyordum, Meğer BDP lokomotif, CHP vagonmuş. Bu tren artık nereye gider, onu milletimin takdirine bırakıyorum.

TERÖR OLDUKÇA, TERÖRLE MÜCADELE DE OLACAKTIR

BDP'yi krimanilize ediyormuşuz. Kimsenin ayrıcağılı yoktur. Hukuk karşısında herkes eşittir. Uludere istismarı üzerinden devam eden terörle mücadeleyi akamete uğratacağını düşünenler büyük bir yanılgı içindeler. Polisimizle, jandarmamızla başlattığımız mücadele kesintisiz sürecektir. Terör olduğu sürece terörle mücadele de sürecektir.

KILIÇDAROĞLU'YLA BÖYLE DALGA GEÇTİ

Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste derler Anadolu'da. Manşetle gelen manşetle gider, ayak oyunlarıyla gelen, ayak oyunlarıyla gider. Ama Allah var, biz Ak Parti olarak Kılıçdaroğlu'ndan çok memnunuz.

AK PARTİ BU FARKIN PARTİSİDİR

Şu anda Diyarbakır'da, Tunceli'de kışla içine varıncaya kadar arama yapılıyor. İktidarımıza kadar bunlar yapılamıyordu. İşte bu dönemin farkıdır bu. Ak Parti bu farkın partisidir. CHP'nin nasıl bir yargı istediğini, özgürlüklerden bugüne kadar ne anladığını belgeleriyle ortaya koyacağız. Kılıçdaroğlu, yargı mensuplarına çok ağır ithamlarda bulunmaya devam ediyor. Kılıçdaroğlu'na bu ülkeye yaşattığı hukuk facialarını milletimize izah edeceğiz.

GİZLİ AJANDAMIZ YOK

Hafta içinde yaptığmız görüşmelerede Irak ve Suriye olmak üzere bölgeye ilişikn düşüncelerimizi muhataplarımıza iletme fırsatı bulduk. Şu hususun altını çizmekte fayda görüyorum. Biz son derece ilkeli bir tutum sergiliyor, bölgede yaşana gelişmelerde halkların taleplerinin arkasında duruyoruz. Gizli ajanda ile hareket etmiyoruz.

Filistin bizim bu tezimizin bir asırlık örneğidir. Irak Afganistan gibi ülkelerdeki hiçbir sorun lokal kalmıyor, tüm bölgenin istikrarını yakından ilgilendiriyor.

FİLİSTİN MESELESİ ÇÖZÜLMEDEN ORTADOĞU DURULMAZ

Filistin meselesi çözülmeden bu bölgenin kalıcı barışa kavuşma imkanı yoktur. Irak huzur bulmadan, Lübnan, Suriye'nin sorunları bitmeden, bölgenin huzura kavuşma imkanı yoktur. Bu bölgede hiçbir ülkenin sırtını diğer ülkelere dönem lüksü de yoktur. Kuzey Irak'taki otorite boşluğu nedeniyle biz 30 yıl boyunca buradan yönelen terör nedeniyel ağır bedeller ödedik.

Bu bedeli sadece biz ödemiyoruz. Diğer bölge ülkeleri de bu meselelerin ceremesini çekiyor. Bizim gayretimiz tüm bölgeyi ilgilendiren sorunları, tüm ülkelerin gayretiyle çözüme kavuşturulmasıdır. Biz bu ülkelerdeki siyasi çekişmelerin tarafı değiliz, olamayız. Bölgesel huzurun tarafıyız ve insaniyet namına sorumluluklarını da üzerimizden atamayız. Etnik kökenine, dinine bakmaksızın, biz bölgede akan kanın durmasını, akan kanın son bulmasını istiyoruz. Türkiye hiçbir mezhebin karşısında da, arkasında da değildir. Türkiye mezhep çatışması üzerinden güç devşirmesi içinde hiç değildir. Tam tersine Türkiye on yıllardır devam eden meselelerin, aklı selimle sağduyu ile ele alınmasını, bir istişare ortamı oluşturulmasını savunan bir ülkedir. Bizim işimiz bize yeter, kimsenin içişlerine müdahelede gözümüz yok. 

ÖZELEŞTİRİLERİNİ YAPSINLAR

Bizden Irak'a girmemezin istendiği dönemde, Iraklı kardeşlerimiz istemediği için biz girişimizi durdurduk. İstenmediğimiz yerde biz olmayız. Bazı meselelerin içişleri olarak kalmadığını da bu ülkelerin yönetcileri, sorumluluk sahibi olan önderleri görmek zorundadırlar. Bizim iyi niyetli tavsiyelerimizi müdahale olarak algılayanlar önce özeleştirilerini yapsınlar.

ORTADOĞU'NUN TARİHİ KANLA YAZILMADI

Ortadoğu'nun tarihi kanla değil, mürekkeple, ilimle, sanatla yazılmıştır. Kahire, Lübnan, Beyrut, Konya, tarihi boyuna siyasi çekişmelerle değil, ortaya koyduğu muhteşem eserlerle ortaya çıkmıştır. Biz kalemin kılıcı kestiğine inanan bir medeniyetin üyeleriyiz. Bunu bir nostalji olarak söylemiyorum. Dün bu böyleydi, yarın da böyle olmalıdır. 

Herkes Türkiye'den emin olsun. Bölgenin selametini her şeyin üzerinde gören bir ülkedir. Avrupa Birliği için Türkiye'yi değerli yapan da bu samimiyeti, diyalog gücüdür. Türkiye yüzü Avrupa'ya bakan, ancak sırtını Doğu'ya dönmemiştir. 

NÜFUS SAYIMI

9 yılda nüfusumuz 9 milyon artmış. Her yıl 1 milyon artıyoruz. 2023' çok farklı yerde olacağız. Nüfusuzumun yüzde 50'si 30 yaşın altında. En büyük gücümüz burdan gelecek. Diyorlar ya en büyük gelceğimiz nitelikli nesil. Eyvallah, Ak Parti iktidarından nitelikli nesil çıkar. Onun için eğitimi birinci sıraya koyduk.

AVRUPA DARALACAK, TÜRKİYE BÜYÜYECEK

Avro bölgesinde 2012'de eksi büyüme bekleniyor. Bu sürecin Türkiye üzerinde bir miktar etkisi olacaktır. Ama bu sınırlı olarak kalacaktır. Avro bölgesi daralma beklerken, biz bu yıl da büyümeye devam edeceğiz. Avrupa'nın sorunları bütçe açıkları. Biz seçime giderken seçim ekonomisi uygulamadık. Ne gerekiyorsa onu yaptık. Biz milletimizle doğrudan iletişim kuruyoruz. Karşılıklı güven içinde yolumuza kararlılıkla devam ediyoruz.

TÜRKİYE REFAHA ERDİ

Yatırımları durmayacak, devam edecek. Bazıları  korkuyor kritik dönemde yatırım yaparsak ne olur diye. Bir şey olmaz, bereket olur. 6 ülke IMF ile anlaşma yapmak için sıra bekliyıor. Biz 4. yıla girdik, yapmadık. Bizim öyle bir sıkıntımız yok. Bize on yılların bırakıldığı borcu ödüyoruz. DSP-MHP-ANAP hükümetinden kalan borç 23.5 milyar dolardı. 2.9 milyar dolara kadar bu borcu çekmiş durumdayız. Onlar borçlandı biz ödedik. Yapılan bu. Merkez bankası rezervlerimiz, altın dahil, göreve geldiğimizde 27 milyar dolardı. Şimdi ise 85.3 milyar dolar.Sokağın çarşının nabzını vermek için 2011'e ilişkin yeri verileri paylaşmak istiyorum. Bazı siyasiler bunu farklı yerlere çekmeye çalışıyorlar. 2010 yılında 52 bin yeni şirket kurulmuş, 13 bin şirket kurulmuş. 2011 de 54 bin şirket açıldı, kapanan şirket ise 15 bin adet oldu. Yani Açılanlar yine önde.  İktidarı aldığımızda 91 bin otomotil satıldı. Otomotiv satışında büyük bir artış elde ettik. 2010 yılında 510 bin rakamına ulaşıldı. 2011'de 594 bin otomobil satışına ulaştık. Yıllık buzdolabı satışında yine tüm zamanların rekoru elde edildi. 2002 yılında 1 milyon satıldı, 2011 de 2 milyon 193 bin buzdolabı satıldı.

O LİDERLE DALGA GEÇTİ

Şimdi bir mevkidaşım önemli olan buzdolabının içine ne koydun o önemli diyor. Yav buzdolabını kimse süs için almaz, demeki içine koyacaklarını alacak gücü de var. Çamaşır makinesinde benzer artış oldu. O siyasi lidere sesleniyorum. Şimdi de umarım içine ne koydun diye sormaz.

TURİZM REKOR ÜSTÜNE REKOR KIRDIK

31 milyonu geçtik. Bu alanda yeni bir rekor. Biz göreve geldiğimizde 13 milyondu. 13 milyondan 31 milyona çıktık. Turizm gelirimiz 200'de 8.5 milyon dolardı, 2011 yıl sonu itibariyle 23 milyon dolara ulaştık.