BIST 9.662
DOLAR 35,22
EURO 36,75
ALTIN 2.964,93
HABER /  GÜNCEL

Erdoğan muhalefete yüklendi

Başbakan Erdoğan, 2 Mart Spor Salonu'nda Rize İl Teşkilatı tarafından düzenlenen bayramlaşma törenine katıldı. Erdoğan'ın hedefinde ise muhalefet vardı.

Abone ol

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kuş gribinin ardından oluşturulan koordinasyonun başında bulunmadığı yönündeki eleştirilerine karşılık, ''Kriz, masayı oraya koymakla mı yönetilir? Telefon niye icat oldu?'' dedi. Uzun süre atılan sloganlar nedeniyle konuşmasına başlayamayan Başbakan Erdoğan, partililerin ''vur vur inlesin, muhalefet dinlesin'' sloganlarına karşılık ''Biz vurmaya, kırmaya ayrımcılığa değil, barışa, sevgiye kardeşliğe geldik. Bizi diğer siyasi partilerden ayıran özellik de budur'' dedi. Milletin AK Parti'yi 3 Kasım'da bu anlayış nedeniyle iktidara getirdiğini dile getiren Erdoğan, halkın yüzde 34.4 oy oranıyla partisini parlamentoya taşıdığını kaydetti. Bunun hesabını dahi yanlışyapanların bulunduğunu belirten Erdoğan, ''Şimdi buradan bu hesabı düzelteceğiz. Çünkü 2 kere 2, 3 diyen, 5 diyenler var. 2 kere 2, 4. Yazın da, kışın da, gece de, gündüz de 4... Bu hakikati, görmeyenler, görmek istemeyenler var'' dedi. AK Parti'nin şu anda temsil oranının yüzde 25 olduğunu iddia edenlerin bulunduğunu kaydeden Erdoğan, bunu hesap bilmeyenlerin söylediğini ifade etti. Dünyanın hiçbir yerinde seçime katılmayanlarla ilgili hesap yapılmadığını, hesabın seçime katılanlar üzerinden yapıldığını anlatan Erdoğan, şöyle konuştu: ''Katılımcılık hakkını kullanmamışsın, kullanmadığına göre hesap dışı kalırsın. Gönül şunu arzu eder: Keşke, ülkenin yüzde 100'ü katılsın. Bunun faturasını kimse AK Parti'ye kesemez. Bunun hesabını kimse bize soramaz. Bunun hesabını soranlara soruyorum: 1987'de neredeydiniz? Seçim Sistemi Kanunu'nda değişiklik yapıldığında, o zaman neredeydiniz, niye sesinizi çıkarmadınız? Ak Parti, şu anda kendisine fatura kesmek isteyen partilere göre çok acemiydi. Ama ne oldu? O partilere millet 3 Kasım'da faturayı kesti. AK Parti, bu milletin partisidir. Türkiye, 3 Kasım'dan önce güvenini kaybetmemiş miydi, istikrarı kaybetmemiş miydi? 3 Kasım'dan sonra Türkiye'ye güven ve istikrar geldi.'' Başbakan Erdoğan, Karadeniz Sahil Yolu Projesi'nin 2005 yılında bitirileceği sözünü verdiklerini, ancak bazı aksaklıklar nedeniyle bitirilemediğini belirterek, bu yıl içinde tamamlanacağını kaydetti. Bazı yerlerde kamulaştırma ve yargı sorunları yaşandığını anlatan Erdoğan, bu sorunlar nedeniyle hükümetin hızını kesmek zorunda kaldığını ancak Karadeniz'in 20 yıllık rüyasını gerçekleştireceklerini söyledi. Erdoğan, ekonomide yaşanan gelişmelere de değinerek, devraldıkları yüzde 30'luk enflasyon oranını son verilere göre yüzde 7.7'ye düşürdüklerini ifade etti. Enflasyonu, ''vatandaşın cebindeki parayı kar topu gibi eriten güneşe'' benzeten Erdoğan, hizmete devam ettiklerini söyledi. Başbakan Erdoğan, muhalefetin ekonomideki gelişmelere rağmen eleştirilerinin sürdüğünü kaydederek, ''Anamuhalefet ve yavru muhalefet diyor ki, Türkiye'nin borcu çok, borç aşırı derecede artıyor'' dedi. Devletin borç hesabının milli gelire oranla yapılacağına işaret eden Erdoğan, iktidara geldiklerinde borcun GSMH'ye oranının yüzde 91.7 olduğunu şimdi ise bu oranın, yüzde 57.8'e gerilediğini söyledi. Bayramın ilk günü Japonya Başbakanı Juniçiro Koizumi, ağırladığını anımsatan Erdoğan, aralarında borçlanmaya ilişkin yaşanan sohbeti şu sözlerle aktardı: ''Kendisine ne kadar borcunuz var diye sordum. Japonya Başbakanı borçlarının 7 trilyon dolar olduğunu ifade etti. Peki bunun GSMH'ye oranı ne, onu da sordum. Ne dese beğenirsiniz, yüzde 140... Koizumi bir de benzetme yaptı. 'Bizi AB'ye almazlar çünkü Maastrich Kriterleri'ne uymayız da ondan. İkincisi de bizde idam hala var. Bu iki sebepten dolayı almazlar.' Borç oranından korkmuyor. Japonya ABD'den sonra ikinci sırada. Halka sanal korkular salan ana muhalefet ve yavru muhalefete söylüyorum: Hesap bilin, hesap...'' İktidarlarından önce bankaların fona devredildiğini, hortumlandığını anlatan Erdoğan, kamu bankalarının hortumlanmasının da ''görev zararı'' diye nitelendirildiğini anlattı. Erdoğan, kendi iktidarlarında fona devredilen bir tek bankanın bulunmadığını, hem özel, hem kamu bankalarının kar ettiğini vurgulayarak, Türkiye'de son 3 yıldaki büyüme rakamlarına işaret etti. -15 İLE 15 ÜNİVERSİTE- Konuşmasında, 15 ilde 15 yeni üniversite kurulmasına ilişkin bir kanun çıkardıklarını ancak Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in söz konusu kanunu 1 maddesi yeniden görüşülmek üzere TBMM'ye iade ettiğini anlatan Erdoğan, bu kanun üzerinde çalışmaları yaparak Köşk'e yeniden göndereceklerini söyledi. Eğitimde gelişme kaydetmek istediklerini, bu konuda kararlı olduklarını vurgulayan Erdoğan, Türkiye'de üniversiteye 10 öğrenciden birinin alındığını dile getirerek, ''Bunun zeminini geniş tutmalıyız. Yasama, yürütme olarak bunu yapmaya mecburuz. Milletin önüne çıktığımızda bunun hesabını biz vereceğiz'' diye konuştu. Başbakan Erdoğan, son 3 yılda binlerce derslik yaptıklarını, yüksek öğrenim gören gençlere verilen kredi oranlarını artırdıklarını, eğitimin kalitesini geliştirmek için çaba sarf ettiklerini dile getirdi. Erdoğan, ''Gelişerek değişenler olduğu gibi ülkemizde değişmemekte ısrar edenler var. Mevlana ne diyor? 'Dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım.' Biz yeni şeyler söylüyoruz, dünde kalanlar var, varsın kalsın. Biz yolumuza devam edeceğiz. Bu trene binenler hedefe ulaşıyor, binmeyenler kaldıkları yerde kalıyor'' şeklinde konuştu. -KUŞ GRİBİ- Son günlerde kuş gribinin ortaya çıktığını anımsatan Başbakan Erdoğan, ''Başbakan, kriz koordinasyonunun başında beklesin'' şeklinde görüşler dile getirildiğini söyledi. ''Kriz, masayı oraya koymakla mı yönetilir? Telefon niye icat oldu?'' diyen Erdoğan, bu işlerin kadro ve ortak akıl işi olduğunu vurgulayarak, ''ben'' mantığıyla bir yere varılamayacağını dile getirdi. Olay ortaya çıktıktan sonra ilgili bakan ve birimlerin işin başında bulunduğunu dile getiren Erdoğan, çalışmaların sürdüğünü kaydetti. Hükümetin, fakire, fukaraya, garibe gurebaya yönelik sosyal yardımları hakkında da bilgi veren Erdoğan, muhalefetin hükümetin kömür dağıtımına bile eleştiri getirerek, ''Bunun fakirliğin göstergesi olduğunu'' söylediğini anımsattı. ''Fakirliğin olmadığı ülke mi var?'' diye soran Başbakan Erdoğan, Anayasa'da Türkiye cumhuriyetinin demokratik, laik bir ülke olmasının yanı sıra sosyal bir hukuk devleti olduğu ilkesinin yer aldığını anımsattı. Sosyal devlet anlayışı çerçevesinde yapılanların yanı sıra işi olmayan vatandaşlara belli bir süre yaşayabileceği bir maaşı bağlamak gerektiğini ifade eden Erdoğan ancak bunların güç meselesi olduğuna işaret etti. Konuşmasında, salondaki gençlere öğütler de veren Başbakan Erdoğan, ''Ayrılıkçı akımlara prim vermeyen tek millet, tek bayrak anlayışıyla geleceğe yürüyen bir gençlik istiyorum'' dedi. ''Uyuşturucu müptelasına yönelen gençliğin önünde sizler dikileceksiniz'' diyen Erdoğan, gençliğe sporla, kitapla meşgul olmaları, zararlı alışkanlıklardan uzak durmaları öğüdünde bulundu. Başbakan Erdoğan'a daha sonra hemşehrileri tarafından çeşitli hediyeler verildi. -NOTLAR- Bu arada, Başbakan Erdoğan'dan önce bazı partililer de selamlama konuşması yaptılar. AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Baş, konuşmasında CHP'nin erken seçim istediğini anımsattı. CHP'nin, 365 milletvekiliyle bugün iktidarda olması halinde aynı talebi gündeme getirip getirmeyeceğini merak ettiğini dile getiren Baş, seçimin zamanında yapılacağını ve cumhurbaşkanını mevcut parlamentonun seçeceğini söyledi. Bu tartışmaların fuzuli ve nafile olduğunu kaydeden Baş, ülkede daha önce erken seçim yapıldığını ancak bunların ülkedeki istikrarsızlıklardan kaynaklandığını kaydetti.