Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bütün terör örgütlerine karşı milli seferberlik ilan etti. Erdoğan güvenlik güçlerine seslenerek ''yetkilerinizi sonuna kadar kullanmaktan asla çekinmeyin'' dedi.
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde muhtarlara hitap etti.
İstanbul Beşiktaş'ta düzenlenen ve çok sayıda vatandaşımızı yitirdiğimiz kanlı saldırı sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan terör örgütlerine karşı seferberlik ilan etti. İşte o konuşmadan satır başları...
MİLLİ SEFERBERLİK İLAN EDİYORUM
Buradan tüm vatandaşlarıma sesleniyorum, Anayasamızın 104. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin başı olarak, PKK'sıyla, DEAŞ'ıyla, FETÖ'süyle, DHKP-C'siyle ve tüm diğerleriyle, adı, söylemi, yöntemi ne olursa olsun, tüm terör örgütlerine karşı milli bir seferberlik ilan ediyorum.
DEVLETİMİZ ARKANIZDA
Tüm güvenlik güçlerimize sesleniyorum; terör örgütlerinin faaliyetlerine karşı devletiniz de milletimiz de sizin yanınızdadır, arkanızdadır. Yetkilerinizi sonuna kadar kullanmaktan asla çekinmeyin.
ÖRGÜT 9 BİN 500 KAYIP VERDİ
Kayıplara uğrarken terör örgütlerine de çok büyük zaiyatlar verdirdik. Örgütün kaybı 9500'ü buldu. Bunların arasında örgütün eli kanlı mensupları da bulunuyor. PKK'ya yönelik yurt içi ve yurt dışı operasyonlarda ölü, yaralı, yakalama olarak örgütün kaybı 9 bin 500'ü buldu. Bunların arasında örgütün eli kanlı birçok elebaşı da yer alıyor. Aynı şekilde bölücü örgütün yapılanmasına yönelik operasyonlarda 40 bini aşkın gözaltı, 10 bin 500'ün üzerinde de tutuklama var.
YAŞADIĞIMIZ DÖNEM İSTİKLAL HARBİ KADAR KRİTİK
Yaşadığımız dönem, en az İstiklal Harbi kadar önemlidir, kritiktir. Hayati sonuçlar doğuracak ehemmiyettedir. Birinci Dünya Savaşının ardından dönemin güçleri, Türkiye'yi İç Anadolu'da sıkıştırarak, Sevr'de tasarladıkları bir avuç toprağa mahkum etmek istiyorlardı. Aynen bugün Halep'te olduğu gibi..
SEVR TEHDİDİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ
Sevr'i bir paçavraya dönüştürdük. Yaşadığımız bu dönem en az İstiklal harbi kadar zordur. Bugün adı konuşmamış bir Sevr tehditidi ile karşı karşıyayız. Geçtiğimizi 14 yılda kat ettiğimiz mesafe olmasaydı bu saldırılara böyle cevap vermezdik. Şu tarihi gerçeği hiç unutmuyoruz. Bayrakları bayrak yapan üstündeki klandır. Biz bin yıl önce bu toprakları kendimize vatan yapmaya karar verdiğimizden beri bu iradenin bedelini ödüyoruz.
ÜLKEMİZ ÜZERİNDE ALÇAK BİR OYUN OYNANIYOR
Bugün hem bölgemiz hem de ülkemiz üzerinde çok sinsi, çok alçak, çok kanlı oyunlar oynanıyor. Üst akıl dediğim şey, her gün yeni şeytanlıklarla karşımıza çıkıyor, bölgemize yeni nifak tohumları ekmeye çalışıyor. Kanlı gözyaşıyla, iç savaşla, mezhep savaşlarıyla bölgemizin geleceğini karartmaya çalışıyor. Şu gerçeğin farkındayız, bu bir güç savaşıdır, bu bir güç yarışıdır.
O GÜNLERİ GÖSTERMEYECEĞİZ
Ülkemizi viraneye çevirmek isteyenlere izin vermeyeceğiz. Suriye'de, Irak'ta, Libya'da, daha pek çok yerde bunu yaptılar ama bize yapamayacaklar. Yıkıntıların arasında, kucağımızda çocuklarımızın, sevdiklerimizin cansız bedenleriyle, çaresizce ağlamamızı bekleyenlere, o günleri göstermeyeceğiz.
Gün, çekişme günü, çatışma günü, husumet günü, eski defterleri karıştırma günü değildir. Eğer birliğimizi, beraberliğimizi güçlendirmez, bu saldırıların karşısında çelik gibi bir iradeyle tam bir kararlılıkla durmazsak hiçbirimiz yarınlarımıza güvenle bakamayız.
TOPRAĞIMIZA GÖZ DİKENİN GÖZÜNÜ ÇIKARIRIZI
Milletimizin birliğine, beraberliğine, kardeşliğine kastedenin başını ezmezsek bekamızı sağlayamayız. Bayrağımızı indirmeye kalkanın kolunu kanadını kırmazsak şehitlerimize mahcup oluruz. Vatanımızın tek bir karış toprağına dahi göz dikenin gözünü çıkarmak bizim namus borcumuzdur, bunu da böyle bilelim.