Kızılay'ın, Türkiye'nin yüreğini, aklını ve vicdanını temsil ettiğini söyleyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bu kuruma ihanet, vatana ihanetle eş anlamlıdır'' dedi
Abone olErdoğan, Kartal'daki Kızılay Marmara Afet Lojistik Merkezi'nin hizmete açılması nedeniyle düzenlenen törende yaptığı konuşmada, Kızılay gibi 137 yıllık bir kurumun Türkiye'de üstlendiği görevin ne derece hayırlı bir hizmet olduğunu dile getirmeye gerek olmadığını söyledi. Kızılay'ın, tarihi itibariyle eski, fonksiyonu itibariyle de Türkiye'nin kültüründen kaynaklanan değerlerle örtüşen bir kurum olduğunu anlatan Erdoğan, Kızılay'ın, sadece yurtiçinde değil sınır ötesinde de hizmetler gördüğünü dile getirdi. Erdoğan, şunları kaydetti: ''Geçmişi itibariyle birçok sansasyonlara yol açmış ve bunlar üzerinde bugün konuşup da geçmişin o tür tablolarını gündeme getirerek, geleceğe yürümenin hiçbir anlamı olmaz. Bir şeyin kararlılığını göstermek durumundayız. Kızılay'ın kendisine yakışanı, kuruluş amacına uygun olarak gerçekleştirmesi gerekir. Bunun için biz hükümet olarak bir adım attık. Bu adımın atılmasını özellikle Bingöl depremi emretti. Bingöl depreminde yaşadıklarım hüzün vericiydi. Olmaması gerekirdi. Çünkü Kızılay'ın, olayı anında yakalayan ve ilk el olarak bu bölgelere ulaşması gerekirdi.'' Erdoğan, masa başından, Ankara'dan iş yönetmeyi zaman zaman pek sevmediğini belirterek, gerekirse gidip yerinde incelemelerde bulunduğunu kaydetti. Bingöl depreminde de bölgeye gittiğini, Ankara'da anlatılanlarla olay mahallindeki yapılanların aynı olmadığını gördüğünü belirten Erdoğan, bu nedenle Kızılay'a ilişkin yeni adımların atıldığını dile getirdi. Kızılay'ın, milletin bir kurumu ve teşebbüsü olduğunu ifade eden Erdoğan, kendilerinin temel felsefesinin ''insanı yaşat ki, devlet yaşasın'' anlayışı olduğunu bildirdi. İnsanın yaşatılmadığı, önemsenmediği bir yerde devletin bir öneminin olmadığını söyleyen Erdoğan, tarih boyunca bu milletin bunu başardığını, bununla güçlü kalıp, bugünlere geldiğini kaydetti. ''KAN ALMAK İÇİN BAŞBAKAN MI GEREKİR?'' Türkiye'de bir yapılanmanın bulunduğunu, bu yapılanmanın iliklere kadar işlemiş durumda olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti: ''Durum tespiti açısından bir örnek vereceğim. Geçenlerde bir hastanedeydim. Bir genç gece yarım sıralarında yanıma geldi. Adeta yakama sarılacak. Dedi ki 'babam şu an can çekişiyor. Fakat bana kan vermediler'. 'Hayırdır, ne kanı?' dedim. 'Şu grup'. Niye vermediklerini sorduğumda, 'Yok dediler, olmayan verilmez dediler' dedi. Ben başhekim beye 'hemen irtibat kur, gerekirse arabaya atla git. Ben de hastanede bekliyorum' dedim. Yarım saat, bir saat geçti. Kan geldi. Kan varmış ama maalesef kan o gence verilmemiş. Bizim Kızılayımızın olan bir kanı bir hasta sahibine vermesi için illa Başbakan'ı mı bulması gerekir. Bu bir kirliliği gösteriyor. Bu geçmişten bugüne gelen bir anlayış kirliliğidir. İşte bu zihniyet değişimi ve dönüşümünü Türkiye genelinde gerçekleştirmemiz gerekiyor.'' Kızılay'a gönül veren doktor, hemşire ve yönetim de dahil herkesten bir ricası olduğunu ifade eden Erdoğan, ''Gelin, insanımız ve ülkemiz için bu hassasiyeti lütfen gösterin. Burada insan ayrımına lütfen girmeyin. Kim olursa olsun, var olanı ondan esirgemeyin. Çünkü bu hayat meselesidir'' diye konuştu. Vatandaşlardan da Kızılay'a sahip çıkmalarını ve her yıl en az iki kez kan vermelerini isteyen Erdoğan, ''Sizden para istemiyoruz, kan istiyoruz. Gün olur ki bu kanlar Haiti'den Bangladeş'e, Telafer'den Filistin'e kadar gider. Ben Başbakan olarak görevimi yaptım. Senede en az iki kere kan veriyorum'' dedi. ''ÇOK FARKLI BİR EMANET'' Bu şekilde Kızılay'ın kan ihtiyacının karşılanacağını da vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Kızılay, Türkiye'nin yüreğini, aklını ve vicdanını temsil ediyor. Bu bakımdan çok önemli. Bu kuruma ihanet, vatana ihanetle eş anlamlıdır. Onun için bu görev çok kutsal bir görevdir. Bu kurumla ilgili hiçbir mazeret kabul edilemez. 'Filancanın yakını' denilerek, Kızılay'a adam alınamaz. Çünkü burada tüyü bitmemiş yetimin hakkı var. Bu emanet çok farklı bir emanettir.'' Erdoğan, bugüne kadar Kızılay'da merkezi bir anlayışın hakim olduğunu, ancak yerinden yönetime doğru yeni bir yapılanmanın başladığını belirterek, bunun kurumun performansını artıracağını söyledi. Afetlerin kaçınılmaz olduğuna, ancak bu olduğu zaman afeti değerlendirmek isteyenlerin bulunduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan, ''Dünyada afetin olmadığı başta ABD olmak üzere bir ülke gösterilemez. Hepsinde var. Bütün mesele, bunlara karşı tedbirimiz nedir, bunu en az zafiyetle nasıl atlatırız? Bu önemli'' dedi. Erdoğan, kurumsallaşmanın buna göre yapılması durumunda afete ödenecek bedelin de o derece hafif olacağını sözlerine ekledi. Başbakan Erdoğan, daha sonra Kızılay Lojistik Merkezi'nin yapılmasında emeği geçen ve aralarında Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım ile Cavit Yücel ve Nejat Tavukçoğlu'nun da bulunduğu hayırseverlere plaket verdi. Ardından lojistik merkezinin açılışını gerçekleştiren Erdoğan, Anadolu'da 70 bin aileye yardım götürecek TIR'ları da yolcu etti. Kaynak: Milliyet