BIST 8.864
DOLAR 34,31
EURO 37,35
ALTIN 3.031,78

Erdoğan kimi üzdü, Arınç kimleri sevindirdi?

Tahmin edeceğiniz gibi meseleyi Erdoğan'ın eleştirilerine ve Bülent Arınç'ın bu eleştirilere yönelik cevabına getireceğim.

Abdullah Gül Cumhurbaşkanlığı döneminde zaman zaman iktidarla ters düşmüş ve bunu da çekinmeden dillendirmişti.

Örnek mi?

Mesela, twitter'in kapatılması kararında fikrini açık açık söylemiş, bununla da yetinmeyip, yasağı delerek ilk twiti atmıştı.

Bir başka örnek...

Mesela, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, mahkemeyi eleştiren Erdoğan'ın tavrını "Çiğlik" olarak değerlendirirken Abdullah Gül bu kez tavrını Başkan Kılıç'tan yana kullanmış, "Anayasa Mahkemesi'ndekilerin çoğunu ben atadım ve hepsine güveniyorum" demişti.

Bir örnek daha...

Erdoğan Sisi'ye "Diktatör, katil" derken, Abdullah Gül seçimle Cumhurbaşkanı olan Sisi'yi kutlamış ve Erdoğan'ı ters köşeye yatırmıştı.

Tüm bu olan bitenlere rağmen Erdoğan Cumhurbaşkanlığı makamına olan saygısından dolayı Gül'ü uluorta eleştirmekten kaçınmıştı.

Gül'ün 7 yıllık Cumhurbaşkanlığı döneminde Erdoğan sadece bir kez konuştu ama o da eleştiri sayılmayacak nitelikteydi.

O dönemde Gül'ün Ankara Valisi'ni arayarak Gezicilerin önüne konan barikatı kaldırması talimatı verdiği dedikodusu Erdoğan'a sorulunca şu cevabı vermişti:

"Ben Cumhurbaşkanımızın böyle bir talimat vereceğine de inanmıyorum. Çünkü bu ülkeyi çift başlı bir yönetimle bugüne kadar getirmedik. Bundan sonra da çift başlı bir yönetimle bu ülke bir yere varmaz."

Tüm bunları neden yazıyorum...

Tahmin edeceğiniz gibi meseleyi Erdoğan'ın eleştirilerine ve Bülent Arınç'ın bu eleştirilere yönelik cevabına getireceğim.

Erdoğan Çözüm Süreci'yle ilgili kendisine bilgi verilmediğinden yakınarak, "Ben de medyadan okuyorum. Ancak olaya olumlu bakmıyorum" diyor.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç iki gün arayla iki açıklama yapıyor. İlk açıklamada, "Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konuşmaları eleştirilere yol açabilir. Kendi düşüncelerinin ekran önünde bir eleştiri olarak getirilmesini onun yıpranabileceği düşüncesiyle bunu uygun görmediğimi belirtmek isterim" diyor.

İkinci açıklaması daha sert. Özetle şöyle diyor: "Seçime girerken güçlü bir görüntü, güçlü bir hükümet, güçlü bir karar mekanizmasının olmasını halkımız arzu eder ve bilir. Esasen buna gölge düşürmeye de kimsenin hakkı yoktur. Muhalefetin ekmeğine yağ sürecek hiçbir davranışta hiçbirimiz bulunmamalıyız. Ben bunları söyledim genelde herkes tarafından da çok olumlu karşılandı. Sayın Cumhurbaşkanımızın ikazlarına, irşadlarına, önerilerine, tekliflerine, yeri geldiği zaman da eleştirilerine şüphesiz ihtiyacımız var. Ancak eleştirileri mekanizmasının gazetecilere karşı, ekran önünde, itham edercesine veya hükümeti güçsüz göstermek şeklinde bir kısım insanlar tarafından anlaşılabilecek şekilde yanlış anlaşılmalara yol açmaması lazım."

Peki Arınç haklı mı?

Üzülerek söylemeliyim ki yaşanan tartışmada ben Erdoğan'ı haklı bulan taraftayım. Nedenini şöyle anlatayım.

Erdoğan gazetecilere Arınç açıklama yapmadan önce şunları söylüyor: "Bakın. Hükümetle Cumhurbaşkanı her an her konuyu görüşüyor diye bir şey yok. Yani olaya böyle abartılı yaklaşım doğru değil. Orada kendi tasarruflarını kullanmışlar. ‘Hayırlı olsun’ demek düşer bana. Ama ben de, bu durumdan rahatsız olduğumu söyleme hakkına sahibim. Bunu söyledim."

Buna hakkı var mı, var!

Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, başkomutanı kim olursa olsun, hükümetin icraatları konusunda söz söyleme veya eleştiride bulunma hakkına sahiptir. Bu hakkını kullanan ve eleştiri yapan pek çok cumhurbaşkanı oldu.

Geçmişte Abdullah Gül de bunu yaptı, Ahmet Necdet Sezer de... Sezer'den önce görev yapan Demirel eleştirmekle yetinmedi, bizzat kışladaki askerlerle kolkola girip Erbakan'ı postmodern darbeyle indirdi. Erdoğan'ın onlardan daha fazla konuştuğunu iddia edebilirsiniz.

Ama şu gerçeği unutmamamız lazım.

Türkiye'de daha önceki iktidarlar, "Kürt Sorunu" demeye korkarken Erdoğan, her türlü darbe tehdidini göz önüne alarak bunu söyleyen ilk isim oldu.

Başbakanlığı döneminde "Vatan haini" damgası yemek pahasına, "Ülkeyi PKK'ya satıyor" bahanesiyle küfür ve hakaretler yeme pahasına, bu süreci desteklemekten bir adım geri atmadı. 

Unutmamak gerekir ki bu ülkede çözüm sürecine destek var ise, bu desteğin en önemli nedeni bizzat Erdoğan'dır. Yarın bir yol kazası yaşandığında eğer herkesin, "Bu sorunu sen başımıza sardın" diyerek suçlayacağı tek isim Erdoğan olacaksa, apılan yanlışları en önce onun dillendirmesinden daha doğal ne olabilir.

Bugün bile MHP'sinden CHP'sine, HDP'sinden medyasına varıncaya kadar herkesin Çözüm Süreci'nde birinci muhatap kabul edip hakaret edercesine saldırdığı Erdoğan'ın konuşmasının nesi yanlış?

Sayın Arınç, "Bu tartışmalar medya önünde olmasın. Cumhurbaşkanı yıpranıyor ve AK Parti'ye zarar veriyor" diyor ama bunları medya önünde yapıyor. Yani eleştirdiği şeyi yaparak doğru yaptığına inanıyor.

Bu açıklamanın olumlu ve olumsuz taraflarını görebilmemiz için şu soruyu sormamız gerekiyor: "Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasıyla kimleri üzdü? Bülent Arınç konuşarak kimleri sevindirdi?"

Bülent Arınç aynı zamanda AK Parti'de "hükümet sözcüsü" görevini yürüten biri. İpleri koparan sözlerinden sonra AK Parti içinden olumlu ya da olumsuz bir açıklama yapılmadı. Bugüne kadar, "Bizimle Cumhurbaşkanı'nın arasını bozamazlar" diyen Başbakan Ahmet Davutoğlu henüz tek söz söylemedi. O'nun susması AK Parti tabanını üzerken, "Hükümet Erdoğan'a rest çekti. AK Parti parçalanıyor" yorumları yapan kaos yamyamları bayram ediyor.

Paralelcisinden ulusalcısına, medya cambazından darbe sevicilere varıncaya kadar neredeyse şer güçlerin hepsi bir anda AK Partili oldu! Tamamı koro halinde "Büyüksün Bülent Arınç" diyor, başka bir şey demiyor.

Sayın Arınç "Sözlerim herkesçe olumlu karşılandı" diyor ama, görünen o ki bu sözlerden memnun olan sadece paralel yapı ve karşı medya. AK Parti tabanında yapılan yorumlar Bülent Arınç adına üzüntü verici.

"Gezicilerin ayaklanmasına, 'Mesajı aldık gençler' diyerek hak veren Bülent Arınç, bu davanın lideri Erdoğan'a medya önünde ayar vermeye çalışıyor" diyen de var. "Siyasi hayatı bitmek üzereyken şov yapıyor. Bülent Arınç benden sonrası tufan diyen biridir" yorumu yapan da... Hemen hepsi, "Erdoğan yoksa, AK Parti de yok! AK Parti bize Erdoğan'ın emanetidir" diyor. Onlara göre son sözü bu hareketin kurucusu Erdoğan söyler.

Umarım Başbakan Ahmet Davutoğlu kimlerin sevindiğini, kimlerin üzüldüğünü görür ve ona göre bir açıklama yapar.