BIST 9.660
DOLAR 34,61
EURO 36,34
ALTIN 2.920,89
HABER /  POLİTİKA

Erdoğan Kılıçdaroğlu'nu rakıyla vurdu

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP'nin Suriye politikasına yüklendi.

Abone ol

Başbakan Erdoğan'ın hedefinde hükümetin Suriye politikasını eleştiren Kılıçdaroğlu vardı:

"Bunların ne içtiklerini gerçekten merak ediyorum. CHP Genel Başkanı bir röportajında ne içtiklerini söylemiş. Meğer rakıyı sulu içiyorlarmış. Ben Rizeli'yim. Siz böyle içmeye devam ederseniz, elbette Rize'nin tulumuna da çıkar gayda dersiniz."

CHP'den istifa eden Adıyaman Bağımsız Milletvekili Salih Fırat, AK Parti'ye katıldı.  Fırat'a, parti rozetini Başbakan Erdoğan taktı. Fırat daha sonra kürsüden şu konuşmayı yaptı:uuu.20130319134153.jpg

BALDIRAN ZEHİRİNİ PAYLAŞMAYA GELDİM

"AK Parti, militarist ülke yönetimini demokratik bir ülke yönetimi haline getirmiştir. Ülkemiz dış politikada kendi halinde bir ülkeyken dünyanın en önemli ülkelerinden biri olmuştur. Gerekirse baldıran zehri içerim diyen bir başbakanımız büyük cesaret örneği göstererek bu olayın çözümü için ellerini hatta gövdelerini taşın altına koymuşlardır. Bu sürece katkı içen gövdemi ve yüreğimi taşın altına koymaya ve baldıran zehrini paylaşmaya geldim. AK Parti döneminde etnik ayrımcılığa son verilmiştir. AK Parti dönemi Türkiye’nin değişim, dönüşüm dönemi olmuştur."

Ardından kürsüye gelen Erdoğan, gündeme ilişkin konuları değerlendirdi. Çanakkale zaferi üzerine açıklamalarda bulunan Erdoğan şunları söyledi:

MENDERES'İN REKORUNU AŞTIK

"10 yıllık iktidarımız döneminde, Türkiye’de hemen her alanda tarihi rekorların sahibi olduk. Bugün de demokrasimiz adına, hükümetimiz adına AK Parti adına önemli bir rekoru egale ediyoruz. Çok partili dönemde merhum Adnan Menderes başbakanlığında Demokrat Parti 10 yıl 5 gün kesintisiz iktidarda kalmıştı. 22 Mayıs 1950’de başlayan Demokrat Parti hükümeti 27 Mayıs 1960’da bir müdahale neticesinde maalesef sona ermişti. Bugün biz bu rekoru aşıyor, 10 yıl 5 günlük o hükümet sürecini aşmak sureti ile çok partili dönemde en uzun süre, ardı arkası kesilmeden, iktidarda kalma rekorunu aşmış oluyoruz. Merhum Menderes ve arkadaşlarını bu vesile ile rahmetle yad ediyorum. Vatanımıza, ülkemize milletimize hizmette nice yıllara hep birlikte ulaşmayı rabbimden temenni ediyorum.

ÇANAKKALE ZAFERİ

Çanakkale milletimizin tarihinde tartışmasız bir dönüm noktası teşkil etmiştir. Yok sayıldığı bir dönemde azmiyle dünyanın en donanınmla ordularını Çanakkale önlerinde kesin yenilgiye uğratmıştır. Düşman saldırıyor gülle gülle, mehmetçik saldırıyor allah allah diye. Mehmetçiğin bir şeyi vardı ki aşılmazdı. O da imanıydı. Kurtuluş savaşının adeta girizgahı olmuştur.

MİLLET ÇANAKKALE RUHUDUR

Çanakkale Zaferi okumasını bilenler için görmesini bilenler için idrak kabiliyeti olanlar için bizim millet vasfımızı perçinlediğimiz bizim adeta şehitlerin kanıyla millet tarifini yaptığımız yer olmuştur. Millet nedir? Bu soruyu soranlara şunu söyledik; millet Çanakkale ruhudur diye cevap verdik. Bundan sonra da milleti biz böyle tanımlayacağız

Çanakkale destanı tek bir ırkın yazdığı destan değildir. Eğer o şehitlik ziyaret edilirse kimler gelmiş bunu görürüz. Orada Şam'ı Makedonya'yı görürsünüz. Bizim yol haritamızı belirleyen bir zaferdir. AK Parti olarak Çanakkale ruhuna sahip çıkmaya o destanı 81 vilayete anlatmaya devam edeceğiz.

PANORAMA 1915

İstanbul'daki panaroma gibi panorama 1915'i burada inşallah yapacağız. Gelibolu ve Eceabat'ta oteller tesis etmek süretiyle gidenlerin orada kalmalarına fırsat verecek yatırımları yapmak istiyoruz. Şehitler Abidesi'ni, Namazgah Tabyası'nı, Yahya Çavuş Şehitliği'ni, Ertuğrul Tabyası'nı, Rumeli Mecidiye Tabyası'nı hep bu süreçte restore ettik.

35 AYRI ŞEHİTLİK TESPİT ETTİK

Gelibolu'da 35 ayrı şehitlik tespit ettik. Hepsiyle ilgili düzenlemelere başladık. Bunlardan 14 tanesinde isim belirleme çalışmaları tamamlandı, diğerlerinde de çalışmalar devam ediyor.

Geçen yıl 18 Mart törenlerine katılamamıştık. Haziran ayında Çanakkale'ye gittik hem toplu açılışlar yaptık hem de Gelibolu'da 80 milyon TL'lik bir yatırımla tamamladığımız Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi'nin açılışını yaptık. Çanakkale'yi göreve geldiğimizde yılda 200-250 bin kişi ziyaret ediyordu. Şu anda 2,5 milyonun altına düşmüyor.

ŞEHİTLİKLER BAŞTA SONA DÜZENLENDİ

Nereden nereye geldik. Bundan 10 yıl önce şehitliklere gidenler düşman askerlerinin mezarlığının bakımlı, bizim şehitliklerimizin ise harabe içinde olduğunu görüyor, bir zafer duygusunu değil büyük bir burukluk yaşıyordu. Şu anda Çanakkale o muhteşem zafere, destana, aziz şehitlerin hatırasına yaraşır şekilde baştan sona düzenlendi ve ziyaretçileri gururlandıran bir çehreye kavuştu.

ALPARSLAN'IN MEZARI YAPILIYOR

Türkmenistan Devlet Başkanı Muhammedov'un kendi isteği üzerine, Türkmenistan'ın Merv şehrinde bulunan Büyük Selçuklu Hükümdarı Alparslan'ın mezarını tespit edip burada bir türbe yapılması konusunda çalışmaları başlattık. Önümüzdeki günlerde inşallah bununla ilgili protokol imzalanacak, TİKA eliyle bu mezarı da tespit edecek ve Sultan Alparslan'a yaraşır bir türbeyi orada inşa edeceğiz.

KATLİAMCI REJİMİN YANINDALAR

Suriye halkıyla dayanışmayı güçlendirmeye çalışırken CHP bizi dış politikada eksen kaydırdığımızı iddia ediyordu. Bugün CHP gayri meşru rejimini kapısından ayrılmaz oldu. Neredeyse her ay eli kanlı diktatör ile aynı karede fotoğraf veriyorlar. Kanı durdurmak için çırpınırken CHP duvar gibi dikiliyor. Diktatörün sırtını sıvazlamaktan çekinmiyor.

Bugün aynı CHP katlimacı bir rejimin yanından ayrılmıyor. Kim bu diktatör, 70 bin kişiyi katletmiş. Bizim uçağımızı düşürmüş. CHP bir taraftan da her ay fotoğraf çektirmeye diyorusun. Akçakale şehitlerini ziyaret ediyorsun sonra eli kanlı diktatörün yan yana fotoğraflarını görüyoruz. Geçmişte de CHP diktatörlerle fotoğraf çektirmeyi çok seviyordu.

DÜŞMANLARA SARILIRLAR

Cilvegözü saldırısının altından Suriye istihbaratı ve Suriye devleti çıktı. Biz er yada geç bu saldırının hesabını sorarız ve soracağız dedik ve soracağız. Ama CHP, şimdi bunun hesabını nasıl verecek? Şam'a giden o CHP heyeti bu milletin yüzüne nasıl bakacak? CHP bunu Türkiye'ye nasıl izah edecek?

Atatürk'ün kurduğu partiyi Türkiye düşmanı devletlerle  işbirliği noktasına getirmek, CHP'nin içine siniyor mu?. CHP şu anda 'düşmanımın düşmanı dostumdur' şeklinde ucuz bir politikaya başvuruyor. Ama onlara hatırlatıyorum, Suriye'nin şu andaki zalim rejimi, AK Parti'nin, Recep Tayyip Erdoğan'ın değil, hem kendi halkının hem Türkiye'nin düşmanıdır, bunu bil. Şunu da hiç tereddüt etmeden söyleyeceğim; CHP içinde öyleleri var ki yarın Allah korusun bir düşman gözünü topraklarımıza dikse 'Sizi AK Parti'den kurtaracağız' dese, giderler onun boynuna sarılırlar. Yaptıkları politika böylesine ucuz bir politikadır. Ne dedikleri, ne yaptıkları, kiminle hangi karede yer aldıklarını bilmeyecek kadar kendilerinden geçmiş durumdalar.

RAKIYI SULU İÇİYORLARMIŞ

Bunların ne içtiklerini gerçekten merak ediyorum. CHP Genel Başkanı bir röportajında ne içtiklerini söylemiş, meğer rakıyı sulu içiyorlarmış. Biliyorsunuz ben Rizeliyim, İstanbul'da doğdum, büyüdüm. Diyorum ki siz böyle içmeye devam ederseniz elbette Rize'nin tulumuna da çıkar Gayda dersiniz. Benim Mardin'de söylediğimi Rize'de söyleyememekle itham ediyor. Ben Mardin'de söylediğimi de Rize'de de söylerim Sayın Kılıçdaroğlu. Ama sen Rize'ye gidiyorum deyip İskoçya'ya gidersen ne ben şaşırırım ne de millet şaşırır. Bunlar elif görse mertek, tulumu görse gayda, zurnayı görse trompet zanneder. Bunların durumu bu.

TERÖR MESELESİNİ ÇEKİP ALSANIZ MHP'DEN GERİYE NE KALIR

MHP'ye bütün bu sorunlarda, hiç bir şey ama hiç bir şey terör noktasında fayda getirmez. Doğu ve Güneydoğu'daki vatandaşlarımızla gönül bağı kuramayan parti için, bu sorunun çözümü hiç bir şey ifade etmez. Aynı şey CHP için geçerli, aynı şey sorundan beslenen BDP için geçerli. Allah aşkına soruyorum; şu ülkede, şu ülkenin gündeminden terör meselesini, siyasi Kürtçülük meselesini çekip alsanız, MHP'den geriye ne kalır? 'Ekonomi politikası' derseniz yok, 'dış politika' derseniz yok, 'demokratikleşme' derseniz o da yok. Ellerinde tek istismar araçları var o da terör meselesi, siyasi Kürtçülük. Onu çekip alıp MHP'den geriye hiç bir şey kalmaz. Bunu biz ne kadar iyi biliyorsak, millet ne kadar iyi biliyorsa, MHP de işte o kadar iyi biliyor ve terör meselesinin bitmemesi için elinden ne geliyorsa yapıyor.

SÜREKLİ KORKU POMPALIYORLAR

Gerçek ve ülkesini seven bir milliyetçi, bu ülkenin tarihini, ecdadını bilen bir milliyetçi, her an korkularla yaşamaz. Bunlar her an korkuyla yaşıyor ve çevrelerine de sürekli korku pompalıyor. Sürekli bölünmekten, parçalanmaktan, yok olup gitmekten bahsediyorlar. 10 yıllardır hep aynı nakaratı tekrarlıyorlar. Bugüne kadar yaptığımız her reforma 'Türkiye bölünecek' diye karşı çıktılar. Onlar böyle dedikçe Türkiye bütünleşiyor, güçleniyor. Nereye gidersek gidelim, herkes dualarla şu çıkışımızın, çözüm sürecimizin arkasında olduğunu söylüyor. Onların iddialarının tersine Türkiye büyüyor. Türkiye, CHP ve MHP'nin zihnindeki ve tasavvurundaki kadar küçük bir ülke değil, Türkiye onların zannettiği gibi pamuk ipliği ile örülmüş bir ülke değil. Türkiye aslına rücu ediyor. 'Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz, gelmişiz dünyaya milliyet nedir öğretmişiz.' Biz şimdi bu hale döndük.

O İFADELER BELGE DEĞİL

Kılıçdaroğlu, sızdırılan İmralı tutanakları için tarihin en utanç verici belgesi olduğunu iddia ediyor. Sayın Kılıçdaroğlu, o yayınlanan ifadeler belge değil. Hiç bir belge niteliği de taşımıyor. Önce bunu öğrenmesini istiyorum, bunu bilmen lazım. Çünkü belge ile bilgiyi veya iddiayı hala öğrenemedin. 

BELGE İSTİYORSAN DERSİM'E BAK

İkincisi; eğer cumhuriyet tarihinin utanç verici belgelerini görmek istiyorsan, ben sana Dersim'in belgelerini gösteririm. Ey Kılıçdaroğlu, ben sana Dersim'de katledilen çocukları gösterdim, evinden yurdundan koparılan insanları gösterdim, yıktığınız ahıra çevirdiğiniz camilerin belgelerini gösterdim. Sen bunlara bak, 27 Mayıs'a bak, asılmalarına göz yumduğun Adnan Menderes ve arkadaşlarına bak. 12 Eylül'e bak, asılan gençlere dağılan yuvalara bak. 28 Şubat'a bak. Cumhuriyet tarihinin en utanç verici belgesi, senin milletvekillerinin Türkiye düşmanı diktatörlerle çektiği o fotoğraf kareleridir.

BAHÇELİ'YE CEVAP

Defalarca söyledim. Asla pazarlık içinde değiliz. Olmadık olmayız. Taviz, geri adım söz konusu değil. Bahçeli, şehitlerimizin konumunu, konusunu, onların makamını bizim anlayabileceğimiz kadar senin anlama kıratın yoktur. Sayın Bahçeli, şehitlerimizin konumunu bizim anlayabileceğimiz kadar senin kratın yoktur. Bu milet seni de bilir beni de bilir. Bu ülkeyi nasıl çökerttiğiri bu millet bilir. Bizi delikli kuruşa muhtaç ettiğinizi millet bilir.

Bir yandan çözümü istiyormuş gibi yapıp bir yandan bizim şehit askerlerimize dil uzatan canilere, kan bağımlılarına karşı mücadele veriyoruz. Çözüm yanlısı gibi görünüp, sabotaj peşinde, nifak peşinde, fitne peşinde koşan kan tacirlerine karşı biz mücadele veriyoruz. Biz bu yolda milletimiz ile birlikte yürüyoruz. Biz bu yolda milletimizin hayır duaları ile yürüyoruz. Siyasetini terörün varlığı üzerine kurmuş, CHP, MHP ve BDP'ye diğer tüm savaş baronlarına rağmen, milletimizle birlikte biz bu meseleyi çözeceğiz, ben buna inanıyorum.

SIRTIMIZDA YUMURTA KÜFESİ TAŞIYORUZ

 Biz MHP, CHP ve BDP gibi sorumsuz değiliz. Biz sırtımızda yumurta küfesi taşıyoruz. Son derece hassas bir meseleyi adeta bir cerrah dikkatiyle kırmadan, dökmeden inşallah kimseyi incitmeden çözmenin mücadelesi içindeyiz.

YERİ GELDİĞİNDE AÇIKLANIR

Onlardan gizlediğimiz hiç bir şey yok ve olamaz. Biz 10 yılı aşkın bir süredir milletimizden hiç bir şeyi gizlemedik, asla ve asla gizlemeyiz. Açıklanacak bir konu olduğunda biz onu açıklarız, milletimizin takdirine sunarız. Sürecin hassasiyeti nedeniyle az konuşuyor, az açıklama yapıyor olabiliriz. Bunu, bizim bir şeyleri gizlediğimiz anlamına getirmeye gayret edenler kusura bakmasınlar; yeri geldiğinde bunlar açıklanır. Ne yapıyorsak, hangi adımı atıyorsak, sadece millet için, büyük Türkiye için bu adımları atıyoruz.

BALDIRAN ZEHİRİ

Bir kızımızın, 3 dilde; Türkçe, Kürtçe ve Arapça söylediği türküyü dinledik. Şu güzelliği bak. o okulun öğrencilerinden de bu meseleyi çözme talebini aldık. Gazi Nuran, gazi Gülcan için, o güzel yavrularımız için, bu ülkenin tüm gazileri, tüm şehitleri, tüm yüreği yaralı anneleri için, bu ülkenin gözleri ışıl ışıl, umutla parlayan çocukları için; biz Rabbimin yardımıyla inşallah bu meseleyi çözeceğiz. Bu ülkenin annelerine sözümüz var. Bedeli ne olursa olsun çözeceğiz, dedim ya; baldıran zehiri de olsa içeceğiz ama bu meseleyi çözeceğiz. Dün ruhlarına fatiha okuduğumuz Çanakkale şehitlerine sözümüz var. Allah'ın izniyle o sözü tutacağız. Allah'ın izni, milletimizin hayır duasıyla; biz bu terör meselesini, siyasi Kürtçülük meselesini gündemden çıkarmak için var gücümüzle mücadele edeceğiz.

NEVRUZ MESAJI

Nevruzun tahriklere çatışmalara değil dayanışmaya kardeşliğe umuda karşı kapı aralayan bir gün olarak kutlanmasını diliyoruz. Biz diyoruz ki bu nevruz, umut olsun. Bu nevruz çözüm sürecine adeta bir tohumlama olsun. Bu nevruz, gülen yüzlerinin arttığı adeta arttığı, adeta zirve yaptığı bir nevruz olsun.