Erdoğan Kılıçdaroğlu'nu kıskanıyor!
Kemal Kılıçdaroğlu geçen hafta Erdoğan'a seslenmiş, "Salı gününe kadar karın ağrını açıkla, açıklamazsan ben açıklarım" diye meydan okumuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu geçen hafta Erdoğan'a seslenmiş,
"Salı gününe kadar karın ağrını açıkla, açıklamazsan ben
açıklarım" diye meydan okumuştu.
Dün birşeyler açıklayacak heyecanıyla ekran başına kuruldum,
kendisini dinlemeye başladım.
Sağolsun beni çok fazla bekletmedi, kürsüye çıkar çıkmaz bombayı
patlattı.
Hem de ne bomba!
Dedi ki "Erdoğan konuşmalarını benimle aynı saate denk
getiriyor. Beni kimse dinlemesin diye bu kez kaymakamlarla toplantı
yapmış ve bizim grup toplantımıza denk getirmiş."
Dinlerken elimde tuttuğum çayı mı içeyim, yoksa cam bardağı mı
ısırayım bilemedim.
Yakında "Bize kimse oy vermesin diye AK Parti'yi
kurdu" demezse ben de ne olayım!
Aha buraya yazıyorum.
Üç vakte kadar "Erdoğan'ın benim koltuğumda gözü
var" diye açıklama yapacak!
Yahu ben bu adamı anlamıyorum. Çin bunun çakmasını yapsa daha iyi
bir lider çıkarır vallahi...
Kürsüye çıkınca dudaklarını oynatıyor da biri bunun adına
seslendirme mi yapıyor diye şüpheleniyorum yeminle...
Erdoğan'ın arkasından esip gürlüyor. Erdoğan karşısına geçince
tanınmamak için Zekeriya Beyaz taklidi yapıyor. Görünmemek için
öyle saklanıyor ki ortada bir gövde var ama kafa yok!
Şimdi de "Erdoğan bizi kimse dinlemesin diye
konuşuyor" derken aslında cin olmadan adam çarpmaya
çalışıyor.
Neden böyle söylediğimi bir örnekle anlatmaya çalışayım..
4 büyük takımın taraftarları her sezona şampiyonluk umuduyla başlar
ve tribünleri tıklım tıklım doldurur. Takımları şampiyonluk
yarışından koptukça tribünler boşalır. Geriye sadece kombine kart
sahibi taraftarlar kalır.
Bu taraftarlar hem verdikleri para boşa gitmesin diye, hem de
hakeme ve hata yapan futbolcuya bol bol küfredebilsinler diye maça
gider.
CHP seçmeni de aynen böyle...Partileri seçimi kaybedince çoğu
umudunu yitirip siyasete küsüyor.
Geriye kombine kart sahibi taraftar gibi olan seçmenler kalıyor.
Onlar da Kılıçdaroğlu'na gülmek, ya da küfretmek için ekran
karşısına geçiyor.
Oysa şampiyonluğa oynayan takımın tribünleri tıklım tıklımdır.
Digitürk maç yayınında şampiyonluğa koşan takıma öncelik tanıyor.
Spor programları şampiyonluğa koşan takımın haberlerine öncelik
veriyor.
Haber kanallarının yaptığı da aynen böyle bir şey işte...
Reytingi yüksek olan kim ise onu canlı yayına çıkarıyorlar. Haliyle
halkın yüzde 25'inin oyunu alan birini öne çıkarmaktansa, yüzde
52'nin iradesiyle devletin en zirvesinde bulunan adamı ekrana
çıkarmak onların da işine geliyor.
Yani Kemal Kılıçdaroğlu'nun dinlenmemesinin, izlenmemesinin
nedeni
Erdoğan değil.
Bakın şu zamana kadar şahit olduğum kadarıyla, Kemal
Kılıçdaroğlu'nun nasıl ve neden dinlendiğini bir başka örnekle
anlatayım.
Hani bir kurumu ararsınız ve santralden karşınıza bir telesekreter
bandı çıkar.
Mesela Turkcell'i aradığınızda, "Kampanyalarımız için 1'i,
fatura işlemleri için 2'yi" diye başlayan bir otomotik
bant kaydıyla karşılaşırsınız.
Bütün o konuşmayı istemeye istemeye dinlemek zorunda kalırsınız.
İşte insanlar Kılıçdaroğlu'nu böyle dinliyor. İstemeye istemeye ve
baygınlık geçire geçire...
"DHKP-C'ye öpücük gönderen Genel Başkan için 1'e, PKK
destekçisi milletvekillerine ulaşmak için 2'ye, Beşar Esad'ı
yalayan milletvekilleri için 3'e, Rusya'ya yaltaklanan vekiller
için 4'e, memur maaşıyla rezidans alabilen vekillerimiz için 5'e
basınız."
Sonuç?
Karşınıza bir operatör çıkıyor ve davranışlarıyla sizi AK Parti'ye
ya da Recep Tayyip Erdoğan'a bağlıyor!
Vallahi ben gülmek ve Tİ'ye almak için izlemek zorunda kalmasam,
Kılıçdaroğlu'nun konuştuğu anlarda karga ötse önceliği kargaya
veririm, yalan yok!
Siz olsanız kimi dinlersiniz?
İnsanlar Erdoğan ile Kılıçdaroğlu'nun konuşmaları aynı saate denk
geldiğinde Erdoğan konuşsun diye dua ediyor. Çünkü ayık kafayla
çekilecek gibi değil be kardeşim.
Şayet Kemal Kılıçdaroğlu herkes tarafından dinlenmek istiyorsa,
kendisine naçizane bir kaç tavsiyem olacak.
1- O sağ elinizin baş ve işaret parmağıyla sürekli
O veyahut sıfır işareti yapmayınız. İzleyenler bunu yanlış
anlıyor!
2- Şunu kabul ediniz ki Erdoğan sizin rakibiniz
değil. Bir yanda dünya lideri bir adam, diğer yanda hiç iktidara
gelmeyen ve asla gelemeyecek bir adam. Aradaki farkı iyi
hesaplamanız ve ona göre konuşmanız lazım.
3- Sizin muhatabınız Erdoğan değil, aksine Guinnes
Rekorlar Kitabı'nın yöneticileridir. 5 buçuk yılda 6 seçim kaybetme
başarısızlığı için müracaat ederseniz anında adınıza tescil
alabilirsiniz.
4- Eğer ısrarla bu tavırınızı ve tarzınızı devam
ettirmeyi düşünüyorsanız bence siyaseti bırakıp bir Stand-Up
pragramı yapınız. Hem çok izlenirsiniz, hem de iyi para
kazanırsınız.
5 - "Erdoğan bizi kimse dinlemesin diye
konuşuyor" diyorsunuz ama farkında değilsiniz ki
"Benim Stilim", "Kısmetse Olur", "Evleneceksen gel", "Bugün
ne yemek yapsam" gibi programlar bile size reyting olarak
on kat fark atıyor.
5 - Bence ekrandaki konuşma saatlerinizi
"Beyaz Show" veya "Güldür Güldür
Show"a denk getirin. Onlara reytinglerde fark
atar, analarının sütünden emdiği sütü memelerinden fırt
yaparsınız!
Programlarınıza Ayşe öğretmencikleri çıkarıp "Devlet
katliam yapıyor" dedirtmek için bundan daha iyi imkan
bulamazsınız.
"Allah'tan korkmayan sizler" bunu da çok rahat
yaparsınız!